Kandaki belirtiler depresyonlu hastalarda intihar eğilimini gösteriyor

İntihar eğilimi olan depresyon hastalarının kanlarında, sağlık durumlarının erken tespit edilmesini mümkün kılan bazı göstergeler bulunuyor (Reuters)
İntihar eğilimi olan depresyon hastalarının kanlarında, sağlık durumlarının erken tespit edilmesini mümkün kılan bazı göstergeler bulunuyor (Reuters)
TT

Kandaki belirtiler depresyonlu hastalarda intihar eğilimini gösteriyor

İntihar eğilimi olan depresyon hastalarının kanlarında, sağlık durumlarının erken tespit edilmesini mümkün kılan bazı göstergeler bulunuyor (Reuters)
İntihar eğilimi olan depresyon hastalarının kanlarında, sağlık durumlarının erken tespit edilmesini mümkün kılan bazı göstergeler bulunuyor (Reuters)

ABD’de 16 milyondan fazla insan depresyonla ilişkili önemli sağlık bozukluklarından muzdarip ve bu da yılda 210 milyar dolardan fazla tedavi masrafına neden oluyor.

Şarku’l Avsat’ın DPA’dan aktardığına göre, depresyonun başlıca belirtileri psikolojik olsa da, bilim insanları ve doktorlar depresyonun tüm vücutta fiziksel etkileri olan karmaşık bir hastalık olduğunu anlamaya başladı.

Kaliforniya Üniversitesi San Diego Tıp Fakültesi’nden bir araştırma ekibi, hücresel metabolizma ile depresyon arasında bir bağlantı keşfetti.

Depresyon ve intihar düşüncesi olan kişilerin kanlarında, intihara meyilli olma riski daha yüksek olan bireylerin belirlenmesine yardımcı olabilecek tespit edilebilir bileşikler bulundu.

Araştırmacılar ayrıca, depresyonun hücre metabolizmasını nasıl etkilediği konusunda cinsiyete dayalı farklılıklar da buldular.

Translational Psychiatry dergisinde yayınlanan araştırmaya göre, depresyon, metabolizma sürecini veya hücresel metabolizmayı altı farklı şekilde etkiliyor.

San Diego Tıp Fakültesi’nde tıp, pediatri ve patoloji bölümünde profesör olan Dr. Robert Naviaux araştırmaya ilişkin şunları söyledi;

Depresyon gibi akıl hastalıklarının beynin çok ötesinde etkileri ve itici güçleri vardır. Yaklaşık on yıl önce, tüm vücut kimyasının davranışlarımızı ve ruh halimizi nasıl etkilediğini incelemek zordu, ancak metabolomik gibi modern teknolojiler, hücrelerin kendi ana dilleri olan biyokimyadaki konuşmalarını dinlememize yardımcı oluyor.

Depresyonlu birçok kişi psikoterapi ve ilaç tedavisiyle iyileşme yaşarken, bazı kişilerin depresyonu tedaviye dirençlidir, bu da tedavinin çok az etkisi olduğu veya hiç etkisi olmadığı anlamına gelir.

Tedaviye dirençli depresyonu olan hastaların çoğunda intihar düşünceleri yaşanır ve yüzde 30 kadarı hayatlarında en az bir kez intihara teşebbüs eder.

Araştırmacılar, tedaviye dirençli depresyon ve intihar düşüncesi olan 99 çalışma katılımcısının yanı sıra eşit sayıda sağlıklı insanın kanını analiz etti.

Bu bireylerin kanında dolaşan yüzlerce farklı biyokimyasal arasından beşinin tedaviye dirençli depresyon ve intihar düşüncesi olan hastaları sınıflandırmak için biyobelirteç olarak kullanılabileceğini buldular.

Ancak hangi beş biyokimyasalın kullanılabileceği kadın ve erkekler arasında farklılık gösteriyordu.

Dr. Robert Naviaux, Medical Xpress sitesine yaptığı açıklamada, “İnsanları intihara meyilli olma risklerine göre sınıflandırmamıza yardımcı olabilecek araçlar, hayat kurtarmamıza yardımcı olabilir” diye ekledi.

Araştırma, depresyona yönelik ilacı kişiselleştirmek için yeni bir yaklaşım önermenin yanı sıra, bilim insanlarının mitokondriyal işlev bozukluğunu hedef alabilecek ve genel olarak insan sağlığı üzerinde geniş etkileri olabilecek yeni ilaçlar keşfetmesine yardımcı olabilir.



2 bin yıl önce beraber gömülen ikiz bebeklerin gizemi aydınlandı

Sanatçının çifte defin çizimi (M. Daniel Watkins)
Sanatçının çifte defin çizimi (M. Daniel Watkins)
TT

2 bin yıl önce beraber gömülen ikiz bebeklerin gizemi aydınlandı

Sanatçının çifte defin çizimi (M. Daniel Watkins)
Sanatçının çifte defin çizimi (M. Daniel Watkins)

Yeni bir araştırmaya göre Hırvatistan'da bulunan ve 2 bin yıl önce birbirine dönük halde gömülen çift yumurta ikizi bebeklerin ölümünde kurşun zehirlenmesi rol oynamış olabilir.

Bebeklerin nasıl öldüğü tam olarak bilinmese de Mississippi Eyalet Üniversitesi'nden Anna Osterholtz'un da aralarında bulunduğu araştırmacılar, kurşun zehirlenmesinin rol oynadığından şüpheleniyor.

Nadir görülen çifte defin, MÖ 47 civarında Roma'nın İlirya eyaletinin parçası olan, Hırvatistan'ın Trogir kentindeki Dragulin mezarlığında keşfedildi.

Arkeologlar mezarlıktaki ilk kazıyı, yeni bir otopark inşaatında antik taş vazoların ortaya çıkarması üzerine 2016'da yapmıştı.

DNA analizi, bebeklerin MS 1. ya da 2. yüzyılda birlikte gömülen ve biri kız, diğeri erkek olan çift yumurta ikizleri olduğunu ortaya çıkardı.

Journal of Archaeological Science'ta yayımlanan çalışmada, "Tek seferde gömülmüş olmaları, aynı anda öldüklerine ve muhtemelen ölü doğduklarına işaret ediyor" sonucuna varıldı.

İskeletlerin analizi, ikiz bebeklerde "ciddi bir metabolik hastalık" ve "deniz ürünleri içeren tipik bir Roma beslenme düzeni"ne işaret ediyor. İkizler muhtemelen iskorbüt veya raşitizm gibi beslenme yetersizliklerinden muzdaripti ve vücutları bazı besinleri kullanamıyordu.

Araştırmacılar annelerinin yetersiz beslendiğinden veya metabolik bir hastalıktan muzdarip olduğundan, bunun da bebeklerin sağlık durumunun kötüleşmesine katkıda bulunduğundan şüpheleniyor. Çalışmada buna alternatif olarak bebeklerin kurşun zehirlenmesinin yol açtığı metabolik komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybetmiş olabileceği öne sürülüyor.

Çalışmada, "Kurşun zehirlenmesi düşük, ölü doğum ve bebek ölüm oranlarının artmasıyla bağlantılı" ifadeleri yer alıyor. 

Bunun nedeni, annenin maruz kaldığı kurşunun plasenta yoluyla fetüse ve daha sonra anne sütü yoluyla bebeğe geçmesi sonucu çocuğun patolojik değişiklikler göstermeye başlaması.

Daha önceki çalışmalar, Roma İmparatorluğu'nun çöküşünde kurşun zehirlenmesinin oynadığı kilit rolü belgelemişti.

Roma dünyası bu zehirli metali boru ve mutfak gereçlerininde geniş çapta kullanmanın yanı sıra gıdaları korumak ve şarabı tatlandırmak için de tercih ediyordu.

Araştırmacılar ikizlerin iskeletinde, kemiklerdeki gözeneklerin artması gibi kurşun zehirlenmesinin etkileriyle tutarlı rahatsızlıklar saptadı.

Hırvatistan'daki antik kazı alanlarından 150 kişi üzerinde yakın zamanda yapılan bir çalışma da "Roma döneminde kurşun seviyelerinde muazzam bir artış" yaşandığını göstermişti. 

Benzer bir eğilimin Tragurium'un yakın çevresindeki birkaç Roma dönemi yerleşiminde de görülmesi, bu hipoteze ek bir doğrulama sunabilir.

Independent Türkçe