Ünlü oyuncu, meşhur savaş filminin benzersiz set ortamını anlattı

5 Oscarlı film, IMDb kullanıcılarının oylarına göre belirlenen en iyi filmler listesinin 24. sırasında yer alıyor (Paramount Pictures)
5 Oscarlı film, IMDb kullanıcılarının oylarına göre belirlenen en iyi filmler listesinin 24. sırasında yer alıyor (Paramount Pictures)
TT

Ünlü oyuncu, meşhur savaş filminin benzersiz set ortamını anlattı

5 Oscarlı film, IMDb kullanıcılarının oylarına göre belirlenen en iyi filmler listesinin 24. sırasında yer alıyor (Paramount Pictures)
5 Oscarlı film, IMDb kullanıcılarının oylarına göre belirlenen en iyi filmler listesinin 24. sırasında yer alıyor (Paramount Pictures)

Efsanevi savaş filmi Er Ryan'ı Kurtarmak'ın (Saving Private Ryan) yıldızlarından Paul Giamatti, setteki benzersiz atmosferi anlattı.

1998'de gösterime giren ve bugüne kadar çekilmiş en iyi savaş filmlerinden biri olarak kabul edilen Steven Spielberg imzalı yapım, Tom Hanks'in canlandırdığı Yüzbaşı Miller'ın, Ryan ailesinin hayatta kalan son oğlunu kurtarmak için II. Dünya Savaşı sırasında askerleriyle birlikte Fransa'da yaptığı yolculuğu anlatıyor.

Kontrollü bir kaos

Giamatti, Er Ryan'ı Kurtarmak'ın Neuville sekansı sırasında, Miller ve adamlarıyla karşılaşan Çavuş Hill rolünde yer almıştı.

Oscar için iddialı olduğu konuşulan ve eleştirmenlerin çok beğendiği The Holdovers'la gündemde olan Giamatti, GQ'ya verdiği son röportajda Er Ryan'ı Kurtarmak'ı çekmenin nasıl bir şey olduğundan bahsetti. 

56 yaşındaki aktör, film setinde "kontrollü bir kaos" duygusunun hakim olduğunu anlattı.

Aktör, Spielberg'ün filmin izleyicilerde belgesel benzeri bir his uyandırmasını istediğini söyledi.

Spielberg'ün o filmde yaptığı yenilikti

"Başka savaş filmlerinde de oynadım ama Steven Spielberg'ün o filmde yaptığı yenilikti" diyen oyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Bir seferde kaç tane Steadicam operatörü çalışıyordu bilmiyorum. Çok da düzenlenmiş bir şey değildi. Bu adamlar neredeyse belgesel çeker gibi yakalayabildikleri her görüntüyü almak için etrafta koşturuyorlardı. Bu yüzden hepsi düşüyor ve birbirlerine çarpıyorlardı.

Yaşayan bir sahneydi

Spielberg'ün çekimlerin koordineli olmasını istemediğini anlatan aktör, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yaşayan bir sahneydi. Sürekli kesip durmuyor ve baştan almıyordunuz.

Karakterim yoktu

Çekimler sırasında düştüğünü anlatan aktör, senaryoda yazılı bir karakteri olmadığını da ekledi:

Düştüm çünkü inanılmaz derecede kaygan ve çamurluydu. Herkes sürekli düşüyordu. Sanırım bundan yola çıkarak Spielberg canlandırdığım adamın bacağının durumunun kötü olduğu fikrini geliştirmeye başladı. Gelip bize birkaç replik veriyordu. Gerçekten bir rolüm yoktu. Çok, çok kabataslaktı. Gerçekten bir karakterim yoktu.

Eleştirmenler, savaşın dehşetini Er Ryan'ı Kurtarmak kadar etkili bir şekilde yansıtmayı başaran çok az film olduğu konusunda hemfikir. 

Spielberg'ün başyapıtında kamera neredeyse her zaman hareket halinde, savaştaki karakterleri takip ediyor ve kan, kum ve çamur objektifin üzerine sıçrarken izleyicileri bu deneyime gerçekten dahil ediyor. 

70 milyon bütçeyle çekilen film, dünya çapında 482,3 milyon dolar hasılat yapmayı başarmıştı. 

Independent Türkçe, GQ, ScreenRant



Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
TT

Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)

Vincent van Gogh'un ikonik tablosu Yıldızlı Gece'nin gökyüzündeki bulut ve hava hareketlerinin ardındaki gerçek dünya fiziğini hassas bir şekilde tasvir ettiğini gösteren yeni bir araştırmaya göre, efsanevi ressam doğal dünya hakkında sezgisel bir anlayışa sahipti.

Haziran 1889'da yapılan tablo, girdap gibi dönen mavi gökyüzünü, sarı ay ve yıldızları, patlayan renk ve şekillerle betimlemesiyle 100 yılı aşkın süredir milyonları büyülüyor.

Efsanevi tablodaki her bir yıldız, su üzerindeki ışık benzeri yansımalarla parıldayan sarı dalgaların içine hapsedilmiş halde.

Sıkıntı içindeki sanatçının öncü fırça darbeleri, gökyüzünde bir hareket olduğu yanılsaması yaratıyor.

Bilim insanları, van Gogh'un tablosunu analiz ederek ressamın gökyüzü tasvirindeki "gizli türbülans" dedikleri şeyi ortaya çıkardı.

Çalışmanın ortak yazarı Yongxiang Huang şöyle açıklıyor:

Yüksek çözünürlüklü dijital bir resimle, fırça darbelerinin standart boyutunu tam olarak ölçmeyi başardık ve bunları türbülans teorilerinden beklenen ölçeklerle karşılaştırdık.

Akışkan hareketinde uzmanlaşmış araştırmacılar, resimdeki fırça darbelerini rüzgar bacalarında dönen yapraklarla karşılaştırdı.

Dönen fırça darbelerinin göreceli ölçeğini ve aralığını inceleyerek değişen boya renklerinin göreceli parlaklığını hesapladılar.

Araştırmacılar özellikle tablodaki 14 ana girdap şeklinin uzamsal ölçeğini inceledi.

Bu dikkatli gözlemlerden yola çıkarak resimde tasvir edilen atmosferin şeklini, enerjisini ve ölçeğini tahmin ettiler.

Çalışma, tablonun atmosferik hareketi öngören ve Kolmogorov yasası diye bilinen fizik kuralıyla uyumlu olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, ressamın ölçek ve parlaklığı dikkatli bir şekilde kullanmasının genel olarak atmosfer türbülansının ardındaki kuralları ve hava hareketindeki enerjinin küçükten büyük ölçeklere doğru kademeli bir şekilde akmasını "isabetli bir şekilde yakaladığını" söylüyor.

Gerçek gökyüzü fiziğinde geçerli olan bazı yasaların sanatçının tasvirinde de geçerli olduğu saptandı.

cd
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece'sindeki fırça darbelerini inceledi (Yinxiang Ma)

Araştırmacılara göre efsanevi ressam, fiziğin çeşitli boyutlarını "şaşırtıcı bir doğrulukla" yakalamış görünüyor.

Dr. Huang, "Van Gogh'un türbülansı hassas bir şekilde betimlemesi, bulutların ve atmosferin hareketini incelemekten ya da gökyüzünün dinamizmini nasıl yakalayacağına dair doğuştan gelen bir histen kaynaklanıyor olabilir" diyor.

Bu, doğa olaylarına dair derin ve sezgisel bir anlayışı ortaya koyuyor.

Independent Türkçe