3 dakikadan uzun süre sakız çiğnemenin zararlı etkileri!

3 dakikadan uzun süre sakız çiğnemenin zararlı etkileri!
TT

3 dakikadan uzun süre sakız çiğnemenin zararlı etkileri!

3 dakikadan uzun süre sakız çiğnemenin zararlı etkileri!

Russia Today’ın haberine göre Rus diş hekimi Dr. Yelena Martynova, düzenli olarak üç dakikadan fazla sakız çiğnemenin gastrit, mide erozyonu, yanlış hizalanmış dişler ve maloklüzyon dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına neden olabileceğini açıkladı.

Martynova yaptığı açıklamada, "Sakızın temeli, şeker kamışı, pancar şekeri, mısır şurubu ve aromatik maddeler gibi tatlandırıcıların ve tatlandırıcıların eklendiği yenmeyen kauçuk bir madde olmasından geliyor. Çiğneme sırasında boyutu pratikte değişmez ancak tüm katkı maddeleri yavaş yavaş çözülür ve sonunda sadece kauçuk malzeme kalır” dedi.

Rus doktor, "En tehlikeli sakız türleri şeker içerenlerdir, çünkü diş çürümesine neden olan bakterilerin çoğalmasına yardımcı olurlar ve ağız boşluğunda bakteriyel bir dengesizliğe neden olurlar. Bu nedenle şekersiz sakızların tercih edilmesi daha uygundur. Sakız çiğnerken tükürük salgısı büyük ölçüde artar çünkü beyin bunu yiyecek olarak kabul eder. Çiğneme üç dakikadan fazla devam ederse, mide büyük miktarda hidroklorik asit ve mide suyu salgılar. Bu alışkanlık düzenli hale gelirse ve kişi günde birkaç kez sakız çiğnerse, bu durum asitliğin artmasına, gastrite ve erozyona yol açabilir" dedi.

Aç karnına sakız çiğnenmemesini tavsiye eden diş doktoru, aşırı miktarda şekersiz sakız çiğnemenin de sindirim bozukluğuna neden olabileceğini dile getirdi. Rus doktor “Ayrıca, düzenli olarak ve uzun süre sakız çiğnemek migren ataklarına yatkın kişilerde baş ağrısına neden olabilir. Bileşiminde bulunan aromalara ve boyalara karşı genellikle alerjik bir reaksiyon gelişir” dedi.

Martynova son olarak, "Eğer bir kişi sakız çiğnemeyi seviyorsa, ksilitol (bir şeker alkolü) içeren sakızları tercih etmek daha iyidir. Ancak sadece kısa süreli kullanım için. Mentolün bize geçici bir ferah nefes hissi verdiğini de unutmamalıyız. Sakız çiğnemek tek başına diş çürümelerini ve diş eti hastalıklarını önlemeye yardımcı olmaz ve düzenli ağız temizliğinin yerini tutmaz” açıklamasında bulundu.



Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Yaşlılıkta hastalıklardan koruyan beslenme biçimleri açıklandı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, yediklerimizin hayatımızın ilerleyen dönemlerinde yakalanacağımız kronik hastalıkların miktarını belirleyebileceği konusunda uyarıyor.

Araştırma sebze-meyve, balık ve doymamış yağlar bakımından zengin Akdeniz diyeti gibi sağlıklı bir beslenme düzeninin yaşlılarda demans da dahil olmak üzere kronik hastalıkların gelişimini yavaşlatabileceğini ortaya koydu. İşlenmiş et ve şeker açısından zengin, iltihabı artıran diyetlerse bu süreci hızlandırabilir.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar, 4 diyetin yaşlılardaki kronik hastalıklar üzerindeki etkilerini inceledi.

İncelenen diyetlerden üçü sağlıklı ve sebze, meyve, tam tahıl, kuruyemiş, baklagiller ve doymamış yağların alımına; şekerli yiyecekler, kırmızı et, işlenmiş et ve tereyağı/margarin tüketimininse azaltılmasına odaklanıyor.

Diğer yandan dördüncü diyet iltihaplanmaya yol açıyor ve daha az sebze, çay ve kahve; daha çok kırmızı ve işlenmiş et, rafine tahıllar ve şekerli içecek tüketimini içeriyor.

Araştırmacılar İsveç'teki 60 yaş ve üstü 2400 yetişkinin beslenmelerini 15 yıl boyunca izleyip kronik hastalıklarını takip etti.

Alınan besinleri, gıda sıklığı anketleri ve şu 4 diyet örüntüsüne bağlılıkla ölçtü: Ampirik Diyet İnflamatuar İndeksi (EDII), AHEI, Alternatif Akdeniz Diyeti (AMED) ve MIND (Nörodejeneratif Gecikme için Akdeniz - Dash Müdahalesi).

Multimorbidite, kronik hastalıkların sayısıyla tanımlanıp organ sistemlerine göre (kas-iskelet, kardiyovasküler ve nöropsikiyatrik) gruplandırıldı.

Nature Aging adlı bilimsel dergide yayımlanan sonuçlar, sağlıklı diyetleri benimseyenlerde kronik hastalıkların daha yavaş geliştiğini ortaya koydu.

Örneğin, başta AMED, AHEI ve MIND olmak üzere sağlıklı beslenme örüntülerine uzun süreli bağlılık, yaşlılarda kronik hastalıkların daha yavaş gelişmesiyle bağlantılı çıktı.

Bu, kardiyovasküler hastalıklar ve demans için geçerli olsa da kas ve kemiklerle ilgili hastalıklarda böyle bir bağlantı görülmedi.

Ancak iltihaplanma oluşturan diyeti benimseyenlerde kronik hastalık riski arttı.

Karolinska Enstitüsü'ndeki Yaşlanma Araştırma Merkezi, Nörobiyoloji, Bakım Bilimleri ve Toplum Bölümü'nde doktora sonrası araştırmacı olan ortak birinci yazar Adrián Carballo-Casla, "Sonuçlarımız, yaşlanan popülasyonlarda multimorbiditenin gelişimini diyetin ne kadar önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor" diyor.

Diyetin koruyucu etkileri, yaşlanmaya bağlı hastalıklarda kilit önem taşıyan bir faktör olan iltihaplanmanın azalmasıyla açıklanabilir.

Araştırma makalesinin yazarları, uzun ömür üzerinde en büyük etkiye sahip olabilecek diyet önerilerini ve yaşlarına, cinsiyetlerine, psikososyal geçmişlerine ve kronik hastalıklarına göre bunlardan en fazla yararlanabilecek yaşlı gruplarını belirleyerek araştırmalarını ilerletmek istiyor.

Independent Türkçe