Netflix'teki Jeffrey Epstein belgeseli: Kötülüğe kim arka çıkar?

Mağdur ifadeleri ihlallerin boyutuna dair şok edici bir tablo çiziyor

Netflix'teki Jeffrey Epstein belgeseli
Netflix'teki Jeffrey Epstein belgeseli
TT

Netflix'teki Jeffrey Epstein belgeseli: Kötülüğe kim arka çıkar?

Netflix'teki Jeffrey Epstein belgeseli
Netflix'teki Jeffrey Epstein belgeseli

Areej Jamal

Netflix'in Jeffrey Epstein'ı konu alan belgesel dizisi ‘Filthy Rich’ veya ‘Korkunç Zengin’, 2020 yılında yayınlandı. Öfke dolu kızarmış bir yüz ve ürkütücü buz gibi bir bakışla başlayan dizi, Amerikalı milyoner Jeffrey Epstein'ın soruşturmalarıyla açılan kapıları aralayan belgesel, 2019 yılında hapishanede ölümünden bir yıl sonra gösterime girmişti. Dizi, bugün yeniden ‘trend’ listesinin başında yer alıyor. İzleyiciler şu anda dünya medyasında sıkça adı geçen bir adamın hikayesini bilmek istiyor. Çünkü ismi sıkça medyada anılan bu adamın çevresindekilerin ve ‘Little St. James’ adasını ziyaret edenlerin isimlerini içeren bir liste sızdırıldı. Bazıları tarafından ‘Şeytan Adası’ olarak nitelendirilen bu ada, olayın arka planını daha fazla aydınlatmaya yönelik bir ilgi uyandırdı. Listede ünlülerin, aktörlerin, politikacıların isimlerini ve hatta ünlü bilim adamı Stephen Hawking'i de buluyoruz.

Bu dava, ölüme kafa tutuş gibi görünüyor. Epstein daha önce de yargılanmış, ancak temsilcileriyle anlaşma yaparak adaletten kaçmış ve geniş ilişki ağından faydalanarak normal (veya muhtemelen anormal) yaşamına devam etmişti. Dizideki bölümlerin ilk sahneleri, yasal sorumluluğa tabi tutulmasından duyduğu öfkenin yanı sıra (ki bu, psikoloji uzmanının tanımına göre narsistik kişiliği tarafından şiddetle reddedilmiştir), susma kararlılığını, soruşturmacılara karşı meydan okumasını ve yenilmez olduğuna olan güvenini gösteriyor. En utanç verici sorulara kadar örneğin, "Bay Epstein, reşit olmayan kızlarda sizi çeken ne?" ve "Çocukken cinsel istismara uğradınız mı?” gibi sorular, kötü niyetli bir gülümseme ve neredeyse sıkıcı bir tekrarla karşılanıyor. Bu sorulara "Sorunuza cevap vermek isterdim, ancak… haklarımı kullanmak istiyorum” ifadeleriyle bir cevap veriyor. Gözlüklerinin ucundan elindeki kâğıdı okuyor ve adeta hukuk öğrencilerine ders veriyormuş gibi davranıyor. En provokatif sorular karşısında bile alaycılıkla cevap verip, kibrini sergiliyor ve "Şaka mı bu?" diyor.

Dört bölümden oluşan belgesel, neler olabileceğine dair bir resim çizmeye çalışıyor. Sanatçıların kamerayla girilmeyen mahkeme salonlarında yaptığı çizimlere benzer ancak çok daha az spesifik bir görüntü. Hikâye hala eksik, fakat bu, yalnızca Epstein'ın ahtapot arzularının cephaneliğinde belirli roller oynayan ve sürekli değişen küçük kurbanların bakış açılarından kaynaklanmıyor, aynı zamanda gerçekten nelerin olduğunu ve nasıl olduğunu bize söyleme yeteneğine sahip diğer birçok tarafın ve en önemlisi de Jeffrey Epstein'ın kendisinin, sessiz kalmayı tercih etmesinden kaynaklanıyor.

Avcılar genellikle avlarını seçme konusunda iyidirler. Eğer avcı büyük bir servete sahipse, hedefi genellikle maddi olarak zayıf olacaktır. Eğer ün ve etki sahibiyse, hedefi genellikle güçsüz olacaktır

Belgesel, sarayının duvarlarını süsleyen bazı tablolarıyla tanınan bir ressam olan sanatçı Maria Farmer ile başlıyor. Ünlü milyoner, arkadaşı ve suç ortağı, işbirlikçisi Ghislaine Maxwell ile birlikte Farmer’ın eserlerine yöneliyor, çünkü resimlerde çıplak kızlar çekici pozlarda görünüyor. Maria, o zamanlar küçük kız kardeşi Annie'yi model olarak kullanmıştı. Ancak kendisinin, sanatının ve hatta kız kardeşinin doyumsuz bir canavara sunulduğunu bilmiyordu. Ghislaine, Maria ile sanat sergisinde tanışmış ve hemen onu maddi olanaklar, ün ve iş sunabilecek güçlü çiftin bir parçası olması konusunda cezbetmişti. Ancak, verilen sözler sonunda hiçbir şekilde yerine getirilmedi.

Peki, kayıt neden Maria Farmer'la başlıyor? Her ne kadar ilk kurbanı olmasa da ona karşı cinsel taciz suçlamasıyla ilgili ilk başvuruda bulunan Farmer'di. Bu olay, 1990’lı yıllarda Epstein gençlik ve gücün zirvesindeyken ve etrafında hiçbir şüphe belirtisi yokken gerçekleşti. Başlangıçta iş sayfası için bir makale yazmayı planlayan Gazeteci Vicky Ward, iyi bir suç soruşturması yapma konusunda genellikle etkili olan bir ağ aracılığıyla Maria'nın hikayesine ulaştı. Zengin çift, ressamı ve sanatsal geleceğini tehdit etmekle kalmadı, aynı zamanda ‘Vanity Fair’ gazetesinin editörüyle bir anlaşma yaparak dosyanın tamamen kapatılmasını sağladı.

rth
Prens Andrew, kurbanlardan biri ve Ghislaine Maxwell ile poz verirken

Bundan sonra tanıklıklar, istismar sırasında hâlâ ergenlik çağında olan genç kadınlardan, yasalara göre reşit olmayanlara ve hayata göre çocuklara kadar çeşitleniyor. Evet, çeşitleniyor ancak korkutucu bir şekilde birleşiyorlar. Epstein, Ghislaine'in yardımıyla ve bazen onun da katılımıyla aynı mazereti kullandı. Sadece bir masaj, fiyatı onları bir şekilde Epstein'ın saraylarının dışındaki sefaletten kurtarabilirdi. Avcılar genellikle avlarını seçme konusunda iyidirler. Eğer avcı büyük bir servete sahipse, hedefi genellikle maddi olarak zayıf olacaktır. Eğer ün ve etki sahibiyse, hedefi genellikle ebeveyni olmayan, ailesi parçalanmış bir güçsüz olacaktır. Epstein, açıkça tehdit olmaksızın, ancak bir şok yaratma niyetiyle (Epstein, herhangi bir kıza gerçekte masaj seansında ne olacağını söylemedi, hatta daha büyük kızlarla ilişkilerinde bile şiddet ve tecavüz, sabit stratejilerle), istediğini elde ediyordu. Dahası, daha fazla kurban çekmek için travma geçiren kurbanları, Ghislaine ile birlikte işe alacak ve daha sonra başka erkeklere aynı hizmeti sunmaya zorlayacaktı. Bu senaryo Maria tarafından anlatılmış, küçük kız kardeşi ve diğer kızlar tarafından da yaşanmıştır. Tecavüzcülerin (Ghislaine'in, bazı kızların ifadelerine göre, bazen sahneye yardım ettiği için) garip psikolojik ve sözlü manipülasyonu, kızları karmaşık bir girdabın içine sokuyordu, bu durumda doğru ile yanlışı ayırt etmek zordu, bu nedenle Maria Farmer'ın tanıklığı iki kat önem taşıyor.

En kötüsü, başkalarının suç ortaklığı ve sessizliği olmaya devam ediyor ve bu, yakın zamanda yayınlanan isim listesi tarafından bir şekilde ortaya çıkıyor.

Kadife topluluk anlaşmaları

Kurbanlardan birinin kayıtta söylediği gibi Epstein davasında korkutucu olan ‘köleler ve cariyeler’ ağını oluşturmasını kolaylaştıran manipülasyon, sömürü ve hatta işe alma yetenekleri değil, en kötüsü, başkalarının suç ortaklığı ve sessizliği olmaya devam ediyor olması. Son zamanlarda yayınlanan isim listesi de bunu bir şekilde ortaya koyuyor. Meselenin iki yönü var: Birincisi, mağdurların ve faille birlikte çalışan bazı kişilerin ifadelerine göre listede adı geçenlerin tamamının yoksul kızlara yönelik cinsel suçlarda ortak olmadığı doğrudur; çünkü mağdurların ifadelerine göre bazıları yalnızca Epstein adasını ziyaret ederken görüldü. Örneğin, eski Başkan Bill Clinton, aleyhinde pek çok ifadenin bulunduğu Prens Andrew'un aksine, aykırı durumlarda görülmedi. Peki, Epstein'ın küçüklere olan eğilimi en azından kendi çevresinde biliniyorken bu insanlar neden onun çevresinde kalmayı kabul ettiler?

sdcefvgr
Eski ABD Başkanı Donald Trump'ın Ghislaine Maxwell ile çekilmiş eski bir fotoğrafı.

 Eski ABD Başkanı Donald Trump, Epstein hakkında bir basın açıklamasında şunları söylüyor: "Epstein harika bir adam! Güzel kızlarla aşkı paylaşıyoruz, sadece o, her zaman gençleri tercih ediyor." Epstein'ın adanın dışındaki malikanesinde bulunan komşuları olan biteni biliyorlardı ve şikayetlerde bulunmaya çalıştılar ama sonuç alamadılar. Epstein'ın ateşinin yakınında kalma konusundaki bu ısrarın olası bir açıklaması, ona yakın olanların onun davranışı hakkında sorgulanabileceklerini veya Epstein'ın sorgulanabileceğini hiç düşünmemiş olmaları olabilir. Öte yandan milyonerin araştırma merkezlerine, üniversitelere ve hatta polise yaptığı cömert bağışlar, sessizlik ve saygı satın almanın etkili bir yolu olmaya devam etti.

ergb
Jeffrey Epstein Amerikalı avukat Alan Dershowitz ile birlikte

Suskunluk ve suç ortaklığı sorununun ikinci kısmı öncelikle bir fikir olarak adaletle ilgilidir. Fransız yazar Hélène Devynck, SEUIL Yayınları tarafından 2022 yılında yayımlanan İmpunité adlı kitabında adalet anlayışını ele alarak, kör gözlü ve terazi taşıyan nazik bir kadın şeklinde özdeşleştirdiğimiz mutlak değeri çözümler. Ancak, gerçek dünyada bu değer, devletin memurları, dedektifleri ve hakimleri gibi bir grup memur şeklinde kendini gösterir. Resmi görevlerini duyarsızlık ve soğukkanlılıkla yerine getirirler, aynı zamanda kişisel inançları ve çıkarları da olan devlet görevlileri her zaman mağdurların safında olmayabilirler. Ancak, ilk soruşturmacıların davada mağdurlarla birlikte hareket ettiği, Epstein'a karşı gerçekleri kanıtlama ve onu sorgulama, hatta gözaltına alma girişimlerinin bir şekilde boşa çıktığı kaydediliyor. Bunun nedeni, o zamanki FBI müdürü gibi adalet sistemindeki önemli isimlerin Epstein'la gizli anlaşmayı tercih etmesi ve ona karşı verilen yasal kararın hafifletilmesi için bir anlaşmaya varılmasıydı. Hatta bu savcı, kızların yaptıklarını tuhaf ve anlaşılmaz bir manipülasyonla kendi rızalarıyla yaptıklarını bile söyledi. Reşit olmayan kişi hukuki kavramı, bu gibi durumlarda reddetme veya rıza gösterme hakkına sahip olmayan kişidir.

Şöhret, nüfuz ve gizem

Dava ile ilgi belgelerde Epstein'ın serbest kalmasını ve böylece daha fazla kurbana yol açabilmesini öngören anlaşmanın ayrıntılarına detaylı bir şekilde yer verilmiş olabilir. Öte yandan Epstein'ın kişiliğine nüfuz edemedi. Bunun nedeni çalışmadaki bir kusur ya da onu yapanların ihmali değil, yalnızca Epstein'ın sessizliği ve gizemidir. Epstein'in sessizliği, kurbanlardan alınan bir çifte intikam gibi görünüyor ve bu nedenle bu mağdurlar, Epstein'in 2019'da hücresinde intihar ettiği haberine sevinmediler, çünkü bu sefer gerçekten mahkûm olmuştu. Bir mağdur şöyle diyor: "Bu davada söylenmesi gereken çok şey olduğunu hissettim ama bunların çoğu her zaman gizli kalacak gibi görünüyor." Bu narsist avcı hakkında bildiğimiz tek şey onun şüpheli servet biriktirme yolları, başlangıçta zengin olmadığı, işverenlerini manipüle ettiği, dolandırıcılığı ve hassas işler bulabilmek için üniversite mezunu olduğunu iddia etmesi ve her seferinde yaptıklarının yanına kalmasıdır.

Little St James adıyla anılan ve insanların Little St Jefes dediği bu korkunç hikâye, Michael Jackson'ın ‘Neverland’ hikayesini hatırlatıyor. 2019'da HBO ağı, önemli bir belgesel olan ‘Leaving Neverland’ı yayınladı. Bu belgesel, dünyanın en ünlü şarkıcısı olmasa da dünyanın en ünlü şarkıcılarından biri olan Michael Jackson tarafından henüz çocukken cinsel istismar ve sömürü mağduru olduğunu iddia edenlerin ifadelerini içeriyor. Birçoğu, henüz yedinci yaşını tamamlamamışken saldırılara maruz kaldıklarını söylüyor.

Mee Too’ hareketinin küresel etkisi, sonunda, politika yapıcılar üzerinde Epstein'a yönelik soruşturmanın yeniden açılması yönünde baskı yapılmasına yol açtı

Her iki durumda da ‘ada’ fikri, adanın sahibinin ünü, gücü ve zenginliğiyle ilişkilidir. Diğer yandan, kurbanların kırılganlığı, korkusu, acizliği ve daha da önemlisi avcının onlara zayıflatma ve kendini koruma amacıyla dayattığı tecrit. Michael Jackson, çarpık aşk anlayışını ve eşsiz şarkıcılığıyla tarihte eşine az rastlanan bir başarıyı, cinsel istismarı örtbas etmek için kullanırken, Epstein saldırgan davranışlarını, kızlara yardım ve maddi destek sağlama amacıyla ailelerinin onları terk ettiği durumlarla karıştırmış gibi görünüyor.

zxscdvr
Jeffrey Epstein'ın kurbanlarından biri Sarah

Michael Jackson'ın kurbanları veya Epstein'ın kurbanlarıyla ilgili olarak, ‘adalet’ kavramı tam anlamıyla gerçekleşmedi. İki adam da gizemli koşullarda öldü. Epstein'ın kardeşi, intiharına şüpheyle yaklaştı ve olayı inceleyen adli tıp uzmanı, intihar olasılığını dışladı. Diğer yandan Jeffrey, ölümünden sadece iki gün önce kurbanlarından intikam almak için tüm servetini kardeşine bağışladı, böylece kurbanlarını ölümünden sonra, iğrenç eylemleri nedeniyle tazminat alma olanağından son kez mahrum bıraktı.

Mee Too ve alternatif adalet

Jeffrey Epstein, intihar etmiş ya da öldürülmüş olsa da (belgesel bize Epstein'ın, yakın arkadaşlarına ve iktidardaki kişilere karşı kanıtları nasıl koruduğunu gösteriyor), biz hapishanesinde acı çeken bir şekilde öldüğünü hayal ediyoruz. Epstein, hesap gününün asla gelmeyeceğini düşünüyordu, hayatta olan kurbanlarına da bunu düşündürtmüştü. Kurbanların trajedisini, saldırının ötesine uzanan bir trajediyi bize yaşatan bu duyarlı belgesel çalışmasını, yönetmeni Lisa Bryant liderliğindeki ekibine borçluyuz. Bir tanesi ağlayarak şöyle diyor: "Jeffrey ile tanışmadan önce bir çiçek gibiydim." Bizim açımızdan bu bir arada yaşama (adalet umudu) fikrinin en önemli kısmı olmasa da önemli bir parçası gibi görünüyor. Çünkü avcılar nüfuzlarını ve paralarını kurbanların hikayelerinin insanların kulağına ulaşmasını engellemek için harcıyor.

2017 yılının Ekim ayında başlayan ‘Me Too’ etiketiyle kadınların taciz ve tecavüz hikayelerini paylaşma hareketi olmasaydı, Jeffrey Epstein'in kıyameti kopmayabilirdi. O tarihe kadar otorite tarafından Epstein ile yapılan anlaşma, onun normal hayatına devam etmesine olanak tanıyordu ve geçerliliğini koruyordu. Ancak, dünya çapında etkisiyle tanınan bu hareket veya bu tür hareketler, sonunda karar vericileri baskı altına alarak Epstein ve işbirlikçisi Ghislaine Maxwell'in soruşturulmasını yeniden gündeme getirdi. Bu kez, bu hareketlere destek veren medyanın etkisiyle, yeni güç merkezlerine eğilim gösteren kamuoyu, soruşturmanın yeniden açılmasını sağladı. ABD Başkanı Trump, eski Federal Soruşturma Bürosu başkanını soruşturmaya yönlendirdi.  Önceki dönemlerde harika bir adam olarak değerlendirdiği Epstein'i reddederek hakkında şunları söyledi: "Jeffrey Epstein ile on beş yıldan fazla bir süredir arkadaş değiliz. Tartıştık ve ilişkimiz sona erdi.”

Bugün, Epstein Adası'nı ziyaret eden ünlülerin yeni sızdırmaları ile davanın yakın bir zamanda sona ermesini beklemiyoruz. Belki de önümüzdeki günlerde maalesef hala korunan başka kötü niyetli kişilerin haberleriyle karşılaşabiliriz.

*Bu makale Şarku'l Avsat tarafından Londra merkezli Al Majalla dergisinden çevrilmiştir.



Kolombiya yargısı, Meta'ya dava açan yetişkin filmi yıldızını haklı buldu

Esperanza Gómez'in Instagram'da 1,6 milyon, TikTok'taysa 1,7 milyon takipçisi var (Instagram/@yoesperanzagomez)
Esperanza Gómez'in Instagram'da 1,6 milyon, TikTok'taysa 1,7 milyon takipçisi var (Instagram/@yoesperanzagomez)
TT

Kolombiya yargısı, Meta'ya dava açan yetişkin filmi yıldızını haklı buldu

Esperanza Gómez'in Instagram'da 1,6 milyon, TikTok'taysa 1,7 milyon takipçisi var (Instagram/@yoesperanzagomez)
Esperanza Gómez'in Instagram'da 1,6 milyon, TikTok'taysa 1,7 milyon takipçisi var (Instagram/@yoesperanzagomez)

Kolombiya Anayasa Mahkemesi, ülkenin en meşhur yetişkin filmi yıldızlarından birinin açtığı davada vardığı kararı cuma günü açıkladı. 

Esperanza Gomez'in 5 milyon takipçili Instagram hesabının kapatılmasının, onun ifade özgürlüğünü ihlal ettiği sonucuna varıldı. 

İç çamaşırlı fotoğraflar paylaşmasının işinin bir parçası olduğunu savunan 45 yaşındaki oyuncu, net bir açıklama yapılmadan hesabının kapatılmasının çalışma kabiliyetini etkilediğini vurgulamıştı. 

Meta ise çıplaklığa dair kurallarının ihlal edildiğini öne sürmüştü. 

Ancak Kolombiya Anayasa Mahkemesi, diğer hesaplarda benzer fotoğrafların paylaşıldığını belirterek Meta'nın politikalarını tutarsızca uyguladığı kanaatine vardı. 

Mahkeme, bu sosyal medya platformunun yanı sıra Facebook ve WhatsApp'ı da çatısında barındıran şirkete gizlilik politikalarını değiştirme emri verdi.

Meta'nın kurallarını daha net bir şekilde kullanıcılara aktarması gerektiği bildirildi. 

Sosyal medya devinin bu karara uymaması durumunda hangi yaptırımlarla karşı karşıya kalabileceği net değil. 

Şirket henüz konuya dair herhangi bir yorum yapmadı. 

Meta daha önce de Güney Amerika mahkemelerinden politikalarını değiştirmesi yönünde uyarı almıştı.

Kısa süre önce Brezilya Yüksek Mahkemesi, yasadışı içeriklerden sosyal medya platformlarının sorumlu olduğunu belirtmiş, nefret söyleminin kullanımı gibi durumlarda hem bu paylaşımların hem de ilgili hesapların kaldırılması gerektiğini vurgulamıştı. 

Bu karar öncesinde onlarca X hesabının, dezenformasyon yaptıkları gerekçesiyle kapatılması emredilmişti. Başta karara uymayan sosyal medya platformu kısa bir süreliğine yasaklandıktan sonra Brezilya yargısını dinlemiş ve 5,1 milyon dolarlık ceza ödemişti. 
Independent Türkçe, BBC, AFP


İkinci sezonuyla dönen dizi Netflix'te zirveye oynuyor

Beauty in Black'te Kimmie'yi canlandıran 32 yaşındaki Taylor Polidore Williams, suç dizisi Snowfall'daki rolüyle de tanınıyor (Netflix)
Beauty in Black'te Kimmie'yi canlandıran 32 yaşındaki Taylor Polidore Williams, suç dizisi Snowfall'daki rolüyle de tanınıyor (Netflix)
TT

İkinci sezonuyla dönen dizi Netflix'te zirveye oynuyor

Beauty in Black'te Kimmie'yi canlandıran 32 yaşındaki Taylor Polidore Williams, suç dizisi Snowfall'daki rolüyle de tanınıyor (Netflix)
Beauty in Black'te Kimmie'yi canlandıran 32 yaşındaki Taylor Polidore Williams, suç dizisi Snowfall'daki rolüyle de tanınıyor (Netflix)

Tyler Perry'nin karanlık drama dizisi Beauty in Black'in ikinci sezonu Netflix'te izleyiciyle buluştu ve kısa sürede platformun en popüler yapımları arasına girdi.

Şikago'da geçen hikaye, genç yaşta evden atılan ve seks işçiliğine zorlanan Kimmie'nin hayatını anlatıyor. 

Netflix, 18 yaş altına uygun olmadığını belirttiği dizinin konusunu şöyle özetliyor:

Sorunlu bir aile ile yolu kesişen bir egzotik dansçının kaderi değişir. Bir kozmetik imparatorluğunu yöneten aile aynı zamanda girift bir kaçakçılık işinin de arkasındadır.

Taylor Polidore Williams ve Crystal Stewart'ın başrollerini paylaştığı dizi, yeni sezonun ilk bölümleri yayımlandıktan sadece birkaç gün sonra izlenme listelerinde zirveye çıktı.

İlk kez Ekim 2024'te yayına giren Beauty in Black, ilk 4 günde 8,7 milyon izlenmeye ulaşarak önce platformun en çok izlenen 4. dizisi olmuş, ardından zirveye yükselmişti.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'ta diziyi değerlendiren izleyicilerden biri, "Normalde şiddet dolu yapımları sevmem, romantik dizileri tercih ederim. Ama bu diziye başladım ve ilk sezonu bir günde bitirdim. Bağımlılık yaptı" diye yazdı. 

Bir başka izleyici ise "Benzersiz bir konu, harika bir oyuncu kadrosu ve izletme gücü var. Yeni sezonlarda neler olacağını merakla bekliyorum" yorumunda bulundu.

Başka bir Netflix abonesi ise "Beauty in Black, Tyler Perry'nin şimdiye kadar yaptığı en iyi iş. Gerilim, dram ve karakterlerin inatçılığı olağanüstü. Evet, bazı kusurları var ama çılgınlığı ve sürükleyiciliğiyle bunu telafi ediyor" dedi. 

Ancak her eleştiri olumlu değil. Birleşik Krallık merkezli Guardian gazetesi, bir yıldız verdiği ilk sezonu "ahlaksızlıkla övünen, kasıtlı olarak pornografik ve kaotik bir karmaşa" diye niteliyor. Ready Steady Cut ise "yarım yamalak" bulduğu dizinin senaryosunu "gülünç" diye tanımlıyor. Decider, ana karakter Kimmie için "tek boyutlu" ifadesini kullanıyor.

Yine de bu olumsuz eleştiriler, izleyicilerin ikinci sezona büyük ilgi göstermesine engel olmadı. Beauty in Black, Türkiye'de en çok izlenen diziler arasında 7. sıraya yerleşti. ABD'de tüm rakiplerini geride bırakarak zirveye oturan dizi, Netflix'in küresel izlenme listesinde ise üçüncü sırada yer alıyor. 

Tyler Perry, yeni bölümlerle ilgili Netflix'in resmi sitesi Tudum'a yaptığı açıklamada, "Kimmie, asla küçümsenmemesi gereken bir karakterin ruhunu temsil ediyor. Hayranların onun hikayesini izlemeye devam etmesi için sabırsızlanıyorum. Eğer ilk sezon size çılgınca geldiyse, ikincisine hazır değilsiniz" dedi.

Independent Türkçe, Metro, ScreenRant, Decider, Guardian, Ready Steady Cut, Tudum


Başrol oyuncusu anlattı: Tarihin en kötü 100 filminden biri nasıl çekildi?

Ünlü rapçi ve aktör Ice Cube, Büyük Hayaller (The High Note), Yeni Nesil Ajan: Xander Cage'in Dönüşü (xXx: Return of Xander Cage) ve Zor Biraderler (Ride Along) serisiyle de tanınıyor (Amazon Prime Video)
Ünlü rapçi ve aktör Ice Cube, Büyük Hayaller (The High Note), Yeni Nesil Ajan: Xander Cage'in Dönüşü (xXx: Return of Xander Cage) ve Zor Biraderler (Ride Along) serisiyle de tanınıyor (Amazon Prime Video)
TT

Başrol oyuncusu anlattı: Tarihin en kötü 100 filminden biri nasıl çekildi?

Ünlü rapçi ve aktör Ice Cube, Büyük Hayaller (The High Note), Yeni Nesil Ajan: Xander Cage'in Dönüşü (xXx: Return of Xander Cage) ve Zor Biraderler (Ride Along) serisiyle de tanınıyor (Amazon Prime Video)
Ünlü rapçi ve aktör Ice Cube, Büyük Hayaller (The High Note), Yeni Nesil Ajan: Xander Cage'in Dönüşü (xXx: Return of Xander Cage) ve Zor Biraderler (Ride Along) serisiyle de tanınıyor (Amazon Prime Video)

Ünlü oyuncu Ice Cube, başrolünde yer aldığı Dünyalar Savaşı'nın (War of the Worlds) çekim sürecine dair çarpıcı detaylar paylaştı.

Amerikalı YouTuber Kai Cenat'a verdiği röportajda Ice Cube, bilimkurguyla gerilim türlerini harmanlayan filmin 2020'de pandemi döneminde çekildiğini açıkladı. 56 yaşındaki oyuncu, sahnelerini yalnızca 15 günde tamamladığını ve sette yönetmen ya da diğer oyuncuların bulunmadığını söyledi:

Pandemi sırasında uygulanabilir tek yöntem buydu. Yönetmen yoktu, diğer oyuncular yoktu. Ben sahnelerimi tek başıma çektim.

Ice Cube, filmin ancak 5 yıl sonra vizyona girmesinin sebebinin ise haklarının el değiştirmesi olduğunu belirtti. Universal tarafından çekilen film, daha sonra Amazon'a satılmış. Ayrıca çekilen sahneler dışında kullanılan görüntülerin tamamının dünyanın farklı yerlerindeki güvenlik kameralarından alınması da süreci uzatmış:

Tüm görüntüler gerçek güvenlik kameralarından toplandı. Bu görüntülerin oluşturulması, toplanması ve kurgulanması yıllar sürdü.

H. G. Wells'in 1898 tarihli meşhur romanından esinlenen Dünyalar Savaşı, fragmanıyla kısa sürede viral olmuştu. 30 Temmuz'da Prime Video'da yayına giren film, ilk haftasında ABD dahil 30 ülkede platformun en çok izlenen yapımı oldu.

Ice Cube filmde bilgisayar güvenliği analisti William Radford'u canlandırıyor. Karakter, uzaylı istilasıyla sarsılan dünyada kendisini küresel bir felaketin merkezinde buluyor. Kadroda ayrıca Eva Longoria, Clark Gregg ve Andrea Savage gibi isimler yer alıyor.

Senaryosunu Kenny Golde ve Marc Hyman'ın yazdığı yapım, izleyicilerin büyük ilgisine rağmen eleştirmenlerden geçer not alamadı. Variety yazarı Peter Debruge, "felaket" diye nitelediği film hakkında şöyle demişti: 

Eğer bu projeyi yayımlayan şirket Amazon olmasaydı sonuç belki daha da korkutucu olabilirdi. Sizi 90 dakikalık Amazon reklamı gibi bir yapım bekliyor.

ScreenAnarchy, filmi "Önce komik derecede kötü, sonra da tamamen saçma" sözleriyle değerlendirirken, Cinemalogue ise "Yanlış kurgulanmış bu yeniden yapım gerilim yaratmayı başaramıyor; aksine ilerledikçe daha da gülünçleşiyor" yorumunda bulunuyor.

Dünyalar Savaşı, eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da yalnızca yüzde 4'lük bir beğeni puanına sahip. Yönetmenliğini Rich Lee'nin üstlendiği bilimkurgu, böylece sitenin tüm zamanların en kötü 100 filmi listesine 76. sıradan girdi.

Independent Türkçe, Deadline, Variety, Cinemalogue, ScreenAnarchy