Okula gitmemek, sigara içmek ya da aşırı alkol almak kadar ölümcül mü?

Öğrenciler ders sırasında not alıyor (AFP)
Öğrenciler ders sırasında not alıyor (AFP)
TT

Okula gitmemek, sigara içmek ya da aşırı alkol almak kadar ölümcül mü?

Öğrenciler ders sırasında not alıyor (AFP)
Öğrenciler ders sırasında not alıyor (AFP)

Eğitimi uzun ömürle doğrudan ilişkilendiren ilk sistematik araştırma, okulda veya üniversitede geçirdiğiniz her yılın yaşam beklentinizi artırdığını, okula gitmemenin ise sigara içmek veya çok fazla alkol almak kadar ölümcül olduğunu ortaya çıkardı.

Şarku’l Avsat’ın The Guardian gazetesinden aktardığı habere göre, araştırmada İngiltere ve ABD gibi sanayileşmiş ülkelerin yanı sıra Çin ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerden elde edilen kanıtlar incelendi.

Söz konusu araştırmada, tam zamanlı eğitimde bir yetişkinin ölüm riskinin her yıl için yüzde 2 oranında azaldığı görüldü.

Lancet Halk Sağlığı dergisinde yer alan araştırma sonuçlarına göre, ilk, orta ve yüksek öğrenimi tamamlamak, ömür boyu sağlıklı beslenmeye eşdeğer ve resmi eğitimi olmayanlarla karşılaştırıldığında ölüm riskini yüzde 34 azaltıyor.

Tam tersi durumda, hiçbir zaman okula gitmemek ise, yetişkin sağlığı açısından, on yıl boyunca her gün beş veya daha fazla alkollü içecek tüketmek veya günde 10 sigara içmek kadar kötü.

Çalışma, İngiltere’de çocukların okulda kalmasını sağlamaya yönelik çabalara ivme kazandırırken, uzmanlar elde edilen sonuçların okula devam ile sağlık arasındaki bağlantının altını çizdiğini vurguluyor.

Bu aynı zamanda, okuldan ayrılma yaşındaki artışın yanı sıra ileri ve yüksek öğrenime devam eden gençlerin sayısındaki artışın, gelecekteki yaşam beklentisi düzeylerine yıllar ekleyebileceği anlamına da geliyor.

Eğitimin ortalama yaşam süresi üzerindeki faydaları uzun süredir kabul edilse de, Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (NTNU) ve Seattle’daki Washington Üniversitesi’ndeki akademisyenler tarafından yapılan araştırma, eğitim yıllarının sayısını, yaşam beklentisi ve ölüm oranının azalmasıyla bağlantısını hesaplayan ilk çalışma oldu.

Araştırmada yer almayan, University College London’da tıbbi istatistik profesörü ve eğitim ile sağlık arasındaki bağlantılar konusunda uzman olan Neil Davies, bunu ‘etkileyici bir çalışma’ olarak nitelendirdi.

Ancak Davies, okula devamsızlık oranlarının yüksek olmasının, çocukların gelecekteki sağlık yararlarından mahrum kalmasına da yol açabileceğini belirterek şöyle konuştu;

“Artan okul devamsızlık oranlarının, sağlık üzerindeki etkilerinin ötesinde önemli sonuçlara yol açtığını belirtmekte fayda var. Eğitime harcanan zaman ile kazanç arasındaki ilişki çok iyi araştırıldı ve oldukça sağlam. Bu durumun daha dezavantajlı öğrenciler için daha da kötü olması muhtemeldir.”

cxsdvfegb
Fransa’nın Reunion adasındaki Saint-Benoit’te okul üniformalı öğrenciler (AFP)

Araştırmacılar, Norveç hükümetinin araştırma fonu ve Bill & Melinda Gates Vakfı tarafından desteklenen meta-analizin, küresel ölüm oranlarındaki eşitsizlikleri azaltmanın bir yolu olarak eğitime artan yatırımı destekleyen ‘ilgi çekici kanıt’ olduğunu söyledi.

Çalışmanın ortak yazarı NTNU’dan Dr. Terje Andreas Eikemo, “Eğitim, yalnızca sağlığa sağladığı faydalar açısından değil, kendi başına da önemlidir. Ancak artık bu faydanın büyüklüğünü ölçebilmek önemli bir gelişmedir” dedi.

Araştırmada aynı zamanda, uzun ömürlülükteki iyileşmelerin cinsiyet, sosyal sınıf ve demografiden bağımsız olarak zengin ve fakir ülkelerde benzer olduğu görüldü.



Ünlü oyuncu ikonik seriye geri dönüyor

James Cameron'ın yönettiği 1986 yapımı Yaratık 2 (Aliens), ilk filmin 57 yıl sonrasını anlatıyor (20th Century Fox)
James Cameron'ın yönettiği 1986 yapımı Yaratık 2 (Aliens), ilk filmin 57 yıl sonrasını anlatıyor (20th Century Fox)
TT

Ünlü oyuncu ikonik seriye geri dönüyor

James Cameron'ın yönettiği 1986 yapımı Yaratık 2 (Aliens), ilk filmin 57 yıl sonrasını anlatıyor (20th Century Fox)
James Cameron'ın yönettiği 1986 yapımı Yaratık 2 (Aliens), ilk filmin 57 yıl sonrasını anlatıyor (20th Century Fox)

Avatar: Ateş ve Kül'le (Avatar: Fire & Ash) Pandora'ya dönen Sigourney Weaver, bu süreçte Yaratık (Alien) evrenine yönelik yeni planların da şekillenmeye başladığını ima etti.

4 Yaratık filminde Ellen Ripley'ye hayat veren ünlü oyuncu, ekimde sözünü ettiği gizli senaryoya dair yeni bilgiler paylaştı. Walter Hill'in kaleme aldığı yaklaşık 50 sayfalık bu taslak, Ripley'nin insanlığı tehditten korumaya çalıştığı için hapse atılmasının ardından yeniden aksiyonun içine çekildiği karanlık bir öyküyü anlatıyor. Ancak proje için henüz erken ve kısa sürede hayata geçmesi beklenmiyor.

76 yaşındaki Weaver, Variety'ye yaptığı açıklamada şunları söyledi:

Her şeyi adım adım ilerletiyoruz. Senaryo gerçekten çok ilgi çekici. Umarım yaparız çünkü çok güçlü bir film olabileceğini düşünüyorum. Hayranların da seveceğine inanıyorum ama henüz çok erken bir aşamadayız.

Daha önce Ripley'nin geri dönmesine sıcak bakmadığını hatırlatan Weaver, fikrinin neden değiştiğini şöyle anlattı:

Hiçbir zaman buna ihtiyaç duymadığımı düşünmüştüm. Hep, 'Bırakın dinlensin, toparlansın' diyordum. Ama Walter'ın yazdıkları bana çok doğru geliyor. İnsanlığa yardım etmeye çalıştığı için birini hapse atan bir toplum fikri... Onlara göre Ripley bir sorun ve bu yüzden bir kenara kaldırılıyor. İlk 50 sayfa çok güçlüydü. Hikayenin geri kalanını nasıl şekillendirebileceğimizi görmek için Walter'la çalışmayı düşünüyorum.

Yaratık serisi ise yıllardır olmadığı kadar güçlü bir dönemden geçiyor. 2024 yapımı Alien: Romulus'un gişede beklentileri aşması ve eleştirmenlerden övgü almasının yanı sıra Noah Hawley imzalı Alien: Earth de ses getirmiş ve ikinci sezon onayını almıştı.

Üstelik Predator evreniyle olası kesişmeleri yeniden gündeme taşıyan Predator: Vahşi Topraklar'ın (Predator: Badlands) başarısı da iki seriyi yeniden aynı çatı altında buluşturuyor.

Tüm bu gelişmeler, Ripley'nin dönüşü ihtimalini daha da heyecan verici hale getiriyor.

Independent Türkçe, Variety, GamesRadar


Duffer Kardeşler, Stranger Things'deki sürprizin perde arkasını anlattı

İkinci sezonda Şikago'ya giden Eleven, Kali'yle tanışıyor ve benzer dövmelere sahip olduklarını fark eden ikili kendilerini kardeş olarak görmeye başlıyordu (Netflix)
İkinci sezonda Şikago'ya giden Eleven, Kali'yle tanışıyor ve benzer dövmelere sahip olduklarını fark eden ikili kendilerini kardeş olarak görmeye başlıyordu (Netflix)
TT

Duffer Kardeşler, Stranger Things'deki sürprizin perde arkasını anlattı

İkinci sezonda Şikago'ya giden Eleven, Kali'yle tanışıyor ve benzer dövmelere sahip olduklarını fark eden ikili kendilerini kardeş olarak görmeye başlıyordu (Netflix)
İkinci sezonda Şikago'ya giden Eleven, Kali'yle tanışıyor ve benzer dövmelere sahip olduklarını fark eden ikili kendilerini kardeş olarak görmeye başlıyordu (Netflix)

Stranger Things'in 5. sezonu beklenmedik gelişmelerle açıldı. İlk kısımda Eleven'ın "kız kardeşi" Kali'nin sürpriz dönüşü bazı hayranları gözyaşlarına boğdu. Duffer kardeşlere göre Kali'nin dönüşü, karakterin hikayesinde yalnızca bir başlangıç.

Matt Duffer, SFX dergisinin son sayısında "İkinci kısımda çok farklı bir dinamik göreceğiz" dedi ve şöyle devam etti:

Kali, Eleven için pek çok şeyi değiştiriyor ve sonunda hikayeye nasıl oturduğunu görmek insanları şaşırtacak. Bu bizi heyecanlandırıyor çünkü ton hemen değişiyor. Ayrıca Hopper'la aralarında epey bir gerginlik var.

Eight diye de bilinen Kali, ilk kez dizinin ikinci sezonunda izleyicinin karşısına çıkmıştı. Hawkins Laboratuvarı'nda üzerinde deneyler yapılan ve illüzyon yaratma yeteneğine sahip Kali, Eleven'ı çetesine katarak güçlerini geliştirmesine yardım etmişti. 

Birlikte geçirdikleri süre boyunca aralarında yakın bir bağ oluşsa da Eleven, Mike ve Hopper'ın tehlikede olduğunu öğrenince Hawkins'e dönmeyi tercih etmişti.

"Kali'yi geri getirmek uzun zamandır konuştuğumuz bir şeydi ama bunu nasıl yapacağımızı bir türlü çözememiştik" diyen Matt Duffer, sözlerine şöyle devam etti:

5. sezon üzerinde çalışırken her hikayeyi tamamladığımızdan emin olmak istedik. Kali'nin hikayesinin havada kalması bizi hep rahatsız etmişti. Bu yüzden onu geri getirmek ve hikayesini tamamlamak bizim için önemliydi.

Stranger Things'in final sezonu, yayına girdiği ilk 5 günde toplam 59,6 milyon izlenmeye ulaşarak rekor kırmıştı.

Dizi 24–30 Kasım haftasında platform tarihinde ilk kez 5 sezonuyla birden ilk 10'a girmeyi başararak bir ilke imza atmıştı.

Netflix, 5. sezonun ilk etapta yalnızca 4 bölümünü yayımladı. Stranger Things'in üç bölümden oluşan ikinci kısmı 26 Aralık'ta, final bölümüyse 1 Ocak 2026'da ekrana gelecek.

 Independent Türkçe, SFX, Collider


George Clooney'nin yeni filmi izleyicileri gözyaşlarına boğuyor

Yönetmenliğini Mürekkep Balığı ve Balina (The Squid and the Whale) ve Marriage Story gibi beğenilen yapımlara imza atan Noah Baumbach'ın üstlendiği filmde 64 yaşındaki George Clooney, Jay Kelly adında ünlü bir aktöre hayat veriyor (Netflix)
Yönetmenliğini Mürekkep Balığı ve Balina (The Squid and the Whale) ve Marriage Story gibi beğenilen yapımlara imza atan Noah Baumbach'ın üstlendiği filmde 64 yaşındaki George Clooney, Jay Kelly adında ünlü bir aktöre hayat veriyor (Netflix)
TT

George Clooney'nin yeni filmi izleyicileri gözyaşlarına boğuyor

Yönetmenliğini Mürekkep Balığı ve Balina (The Squid and the Whale) ve Marriage Story gibi beğenilen yapımlara imza atan Noah Baumbach'ın üstlendiği filmde 64 yaşındaki George Clooney, Jay Kelly adında ünlü bir aktöre hayat veriyor (Netflix)
Yönetmenliğini Mürekkep Balığı ve Balina (The Squid and the Whale) ve Marriage Story gibi beğenilen yapımlara imza atan Noah Baumbach'ın üstlendiği filmde 64 yaşındaki George Clooney, Jay Kelly adında ünlü bir aktöre hayat veriyor (Netflix)

Netflix'in en yeni filmi, finaliyle izleyicileri mendillere sarılmaya zorlayacak bir "başyapıt" diye nitelenerek övgü topluyor.

Platformun kataloğuna 5 Aralık'ta eklenen film, izlenme listelerinde hızla yükselirken seyircileri de derinden sarsıyor.

George Clooney, Adam Sandler, Laura Dern ve Jim Broadbent'i buluşturan filmin yönetmenliğini Oscar adayı Noah Baumbach üstleniyor.

Netflix, 16 yaş altına uygun olmadığını belirttiği filmin konusunu şöyle özetliyor:

Sinemanın parlak yıldızı Jay Kelly, sadık menajeriyle birlikte çıktığı Avrupa yolculuğunda geçmişi ve bugünüyle yüzleşiyor.

Birleşik Krallık merkezli Telegraph gazetesi, 5 yıldız verdiği eleştirisinde izleyicileri uyarıyor:

George Clooney'nin orta yaş krizi başyapıtı sizi gözyaşlarına boğacak.

Letterboxd'da da filme övgüler yağıyor. Bir izleyici şöyle yazdı:

Son bölüm beni paramparça etti. Burada herkes için bir şey var; kesinlikle sadece ünlü olmak üzerine bir film değil. Hayatımda gördüğüm en hüzünlü ve en ürkütücü pişmanlık portrelerinden biri. Bu yıl beni en çok etkileyen film olabilir.

Bir diğer duygusal yorumda şu sözler yer aldı:

Ağlamadığım anlarda baştan sona ne kadar güzel göründüğüne hayran kalıyordum.

Bir başka sinemasever ise yaşadığı yoğun duyguyu şöyle anlattı:

Bu filme çok güçlü bir duygusal tepki verdim. Yakın zamana kadar film izlerken ağlamazdım ama burada hissettiğim duygu çok yoğundu. Sırf Sandler'ın yüzünü hatırladığım için metroda ağladım. Elbette filmin kusurları var ama bazen önemli olan objektiflik değil, hissettirdikleridir. Jay Kelly hem içi hem de dışıyla harika bir film. Uzun süre aklımdan çıkmayacak.

Independent Türkçe, Express, Mirror