Sofie’nin Dünyası kitabının yazarı Norveçli romancı  Gaarder: O çocuğun şaşkınlığı hâlâ içimde

Sofie’nin Dünyası kitabının yazarı Norveçli romancı  Gaarder: O çocuğun şaşkınlığı hâlâ içimde
TT

Sofie’nin Dünyası kitabının yazarı Norveçli romancı  Gaarder: O çocuğun şaşkınlığı hâlâ içimde

Sofie’nin Dünyası kitabının yazarı Norveçli romancı  Gaarder: O çocuğun şaşkınlığı hâlâ içimde

Kahire Uluslararası Kitap Fuarı'nın 55. oturumu etkinliklerine katılmak üzere Mısır'a yaptığı ziyaret sırasında, “Sofie'nin Dünyası” romanının yazarı Norveçli romancı Jostein Gaarder  okurlarıyla bir araya geldi. “Sofie'nin Dünyası” yazara uluslararası şöhret kazandıran eseridir.

Bu eser ilk baskısının yayımlandığı 1991 yılından bu yana yaklaşık 50 milyon nüsha sattı ve Arapça dahil 63 dile çevrildi. Felsefe öğretmeni Gaarder, Yunanlılardan günümüze kadar felsefe tarihini konu alan bu romanın popüler düzeydeki başarısının sırrını Şarku'l-Avsat’a anlattı. Yazar başarısını eserinde gizem ve gerilime dayalı dramatik bir olay örgüsünün gereklerini bir araya getirmesine, felsefenin tüm aşamaları ve gelişimi için derinlikten yoksun, kuru akademik dilden uzak, basitleştirilmiş bir tanım sunmasına bağladı.

Ancak felsefe yalnızca “Sofie'nin Dünyası”nda değil aynı zamanda Arapçaya çevrilen diğer romanlarında da önemli bir tema olarak karşımıza çıkıyor. Orada Kimse Var mı?, Portakal Kız, Anna'nın Hikayesi ve Pirenelerde Bir Kale adlı eserleri dikkat çeken Gaarder: “Felsefe özü itibariyle soru sormak ve dünyaya merakla bakmak, onu sebeplere göre ele almamak üzerine kuruludur.  Hepimiz öyle ya da böyle filozof olarak doğduk. Çocukların evren ve onun kökenleri, insan ve onun varlığı, dünya ve onun kaderi hakkındaki basit sorularına bakın. Bunlar mükemmel felsefi sorulardır. Olumsuz anlamda olgunlaşmayacağıma, içimdeki çocuğun şaşkınlığını devam ettireceğime dair kendime söz verdim” diyor.

 



İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
TT

İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)

Beden korkusu (body horror) türünün öncüsü kabul edilen usta yönetmen David Cronenberg, sinema salonlarına dair nostaljik duygular taşımadığını ve dijitalleşen film yapım süreçlerini daha verimli bulduğunu söyledi.

Interview Magazine için meslektaşı Jim Jarmusch'a konuşan Cronenberg, filmlerinin toplu bir izleyiciyle sinema salonunda izlenmesinin kendisi için özel bir anlam taşımadığını belirtti.

"O hissi yaşamıyorum"

"Filmleri gerçek sinema salonlarında sadece arada sırada, genellikle film festivallerinde izliyorum ve projeksiyon kalitesi her zaman iyi olmuyor" diyen Cronenberg, sözlerine şöyle devam etti: 

Venedik'te Spike Lee'yle sahnedeydim. Sinemanın bir katedral gibi olduğunu, neredeyse dini bir yönü bulunduğunu söylüyordu. Ona, 'Ben Arabistanlı Lawrence'ı (Lawrence of Arabia) akıllı saatimden izliyorum ve orada bin deve var, hepsini görebiliyorum' dedim. Şaka yapıyordum ama anlatmak istediğim şey, sinema deneyimini o kadar da etkileyici bulmadığımdı. Belki yaşlandığım içindir. O toplu izleme hissini yaşamıyorum.

Teknolojiye karşı açık yaklaşımı filmlerine de yansıyan Cronenberg, dijital kameralarla çalışmanın kolaylıklarının, film şeridinin sunduğu görsel avantajların önüne geçtiğini düşünüyor. Kurgu süreçlerinde film şeridiyle çalışmanın epey kısıtlayıcı olduğunu belirten usta yönetmen, dijital araçların sağladığı kontrol imkanlarını öne çıkardı.

"İnsanların dijital platformlarda bir filmi izledikten sonra duyduğu tutkuyu, eskiden sinema salonundan çıktıktan sonra hissettiğimiz heyecana benzetiyorum" diyen Cronenberg, "Farklı olabilir ama daha kötü değil. Ayrıca filmle çalışmayı da özlemiyorum. Kurgu ve montaj benim için tam bir kabustu. Artık çok daha fazla kontrol sahibiyiz ve bir film yapıyorsanız, bir dereceye kadar kontrol manyağısınız demektir" ifadelerini kullandı.

Cronenberg'in son filmi Kefenler (The Shrouds) şu sıralar ABD sinemalarında gösterimde. Yönetmenin 2024 Cannes Film Festivali'nde prömiyer yapan filminde, eşini kaybeden bir adamın yas sürecini, karısının cesedini canlı yayın yapan bir tabut içinde saklayarak yaşaması konu ediliyor.

"Böyle bir filmi sadece Cronenberg çekebilir"

Filmin başrollerinde Fransız aktör Vincent Cassel, Guy Pearce ve Diane Kruger yer alıyor. Yardımcı rollerdeyse Sandrine Holt, Elizabeth Saunders ve Al Sapienza var.

IndieWire'ın incelemesinde filmle ilgili şu yorum yer alıyor:

Yönetmenin eşinin kaybından ilham alan Kefenler, sadece David Cronenberg'in çekebileceği türden bir yas hikayesi. Alaycı, duygusuz ve zaman zaman öylesine cansız ki, sanki film kendisi de katılaşmış gibi. Görüntüler, projeksiyondan perdeye ulaşmadan çok önce ölmüş gibi duruyor. Ama başka ne beklenirdi ki?

Kefenler, Türkiye'de 23 Mayıs'ta sinemaseverlerle buluşacak.

82 yaşındaki Kanadalı sinemacı, Sinek (The Fly), Çarpışma (Crash) ve Müstakbel Suçlar (Crimes of the Future) gibi filmleriyle de tanınıyor. 

Independent Türkçe, IndieWire, Interview Magazine