Evsiz adam "bir şeyi ispatlamak için" özel uçağı çalıp gezintiye çıktı

50 yaşındaki Luis Gustavo Aires, Palo Alto Havalimanı'ndan bir uçak çalıp 40 km uçurduğu iddiasıyla 8 Şubat günü saat 17.00 sularında gözaltına alındı

Kaliforniya'da küçük bir özel uçak çalıp gezintiye çıktıktan sonra uçağı çarpan evsiz adam, güvenlikle ilgili bir şeyi ispatlamaya çalışıyordu (San Mateo Polis Teşkilatı)
Kaliforniya'da küçük bir özel uçak çalıp gezintiye çıktıktan sonra uçağı çarpan evsiz adam, güvenlikle ilgili bir şeyi ispatlamaya çalışıyordu (San Mateo Polis Teşkilatı)
TT

Evsiz adam "bir şeyi ispatlamak için" özel uçağı çalıp gezintiye çıktı

Kaliforniya'da küçük bir özel uçak çalıp gezintiye çıktıktan sonra uçağı çarpan evsiz adam, güvenlikle ilgili bir şeyi ispatlamaya çalışıyordu (San Mateo Polis Teşkilatı)
Kaliforniya'da küçük bir özel uçak çalıp gezintiye çıktıktan sonra uçağı çarpan evsiz adam, güvenlikle ilgili bir şeyi ispatlamaya çalışıyordu (San Mateo Polis Teşkilatı)

Yetkililer, ABD'nin Kaliforniya eyaletinde küçük bir özel uçak çalıp gezintiye çıktıktan sonra uçağı düşüren evsiz adamın, güvenlikle ilgili bir şeyi ispatlamaya çalıştığını söyledi.

50 yaşındaki Luis Gustavo Aires, Palo Alto Havalimanı'ndan bir uçak çalıp 40 km uçurduğu iddiasıyla 8 Şubat günü saat 17.00 sularında gözaltına alındı.

Aires, kısa süre sonra Half Moon Bay'deki bir plaja acil iniş yapmak zorunda kaldı ve uçak, burnu yere değecek şekilde havaya kalktı.

San Mateo County Bölge Savcılığı'na göre Aires, gözaltına alınmasının ardından dedektiflere, ciddi bir hasar görmeyen 150 bin dolarlık sabit kanatlı uçağı "havalimanlarının yeterli güvenlikten yoksun olduğunu hükümete göstermek" için çaldığını söyledi.

KRON4'un haberine göre 50 yaşındaki zanlının, havalimanının çevre çitlerindeki kesilerek açılmış gibi görünen bir boşluktan geçtikten sonra uçağa anahtarsız erişebildiği iddia edildi.

Aires uçağı Palo Alto'daki bir havalimanından çaldı ve kısa süre sonra Half Moon Bay'deki bir plaja çakıldı (ABC)​​​​​​
Aires uçağı Palo Alto'daki bir havalimanından çaldı ve kısa süre sonra Half Moon Bay'deki bir plaja çakıldı (ABC)​​​​​​

Zanlı, salı günü öğleden sonra San Mateo County'de mahkemeye çıkarıldı. Aires'in dedektiflere uçmayı ülkesi Brezilya'da öğrendiğini söylediği bildirildi.

KRON4'a göre ayrıca hakime gerçek adının "Sunrock" olduğunu söyledi.

Yetkililer, 50 yaşındaki adamın gözaltına alındığında üzerinde üç farklı kişiye ait kimlik bulunduğunu belirtti.

Kimlik hırsızlığı ve uçak çalmakla suçlanan Aires suçsuz olduğunu savundu.

Aires ilk mahkemeye çıktığında Yargıç Rebecca Woodson'a kendisini temsil etmek istediğini söyledi ancak yargıç bu talebi reddetti.

Kefalet 10 bin dolar olarak belirlendi. Ön duruşma şubat sonunda yapılacak.

Olay, geçen ay bir uçağın Half Moon Bay'e düştüğü ölümcül kazadan sadece haftalar sonra meydana geldi.

O sırada uçakta 4 kişinin bulunduğuna inanılıyordu ve uçak 15 Ocak'ta Moss Beach Distillery restoranın doğusunda su üzerinde düzensiz uçarken görülmüştü.

Uçak daha sonra okyanusa çakılmıştı. Şu ana kadar kaza mahallinin yakınlarında üç cesede ulaşıldı.

Independent Türkçe



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News