30 kadını köleleştiren Kudüslü hahamın cezası belli oldu

Din okulu adı altında "korku evi" yönetiyordu

"Tarikat lideri" diye nitelenen hahamın okulu daha önceden de tartışma yaratmıştı (Unsplash)
"Tarikat lideri" diye nitelenen hahamın okulu daha önceden de tartışma yaratmıştı (Unsplash)
TT

30 kadını köleleştiren Kudüslü hahamın cezası belli oldu

"Tarikat lideri" diye nitelenen hahamın okulu daha önceden de tartışma yaratmıştı (Unsplash)
"Tarikat lideri" diye nitelenen hahamın okulu daha önceden de tartışma yaratmıştı (Unsplash)

İsrail'de 30 kadını köleleştirdiği gerekçesiyle yargılanan haham Aharon Ramati'nin cezası belli oldu.

Kudüs Bölge Mahkemesi'nin çarşamba günü açıkladığı kararda, Ramati'ye 9 ay kamu hizmeti cezası verildiği duyuruldu. Ayrıca haham, kurbanlara toplamda 43 bin dolar tazminat ödeyecek. 

Duruşmada, Ramati'nin suçunu itiraf edip anlaşmaya vardığı bildirildi. Ayrıca 11 kişinin yaşadığı ağır travmaların ardından hahama karşı duruşmada tanıklık yapmayı reddettiği aktarıldı.

Ramati, Kudüs'ün şehir merkezinde yer alan ve sadece kadınların katıldığı Baer Miriam adlı din okulunun yöneticiliğini yapıyordu. Haham, hakkında çıkan iddiaların ardından Şubat 2020'de tutuklanmıştı. 

İsrail polisi, "tarikat lideri" diye nitelediği Ramati'nin bu okulda kadınlarla kız çocuklarını köle gibi alıkoyduğunu bildirmişti. Olay, bu okuldan kaçan iki kadının haham hakkında suç duyurusunda bulunmasının ardından gündeme gelmişti. Ramati ise o dönem hakkındaki iddiaları yalanlamıştı. 

İsrail medyasında aktarılanlara göre Ramati, genç kadınlara ve kızlara, aylığı 220 dolara yatacak yer kiralıyordu. Haham'ın "korku evi" diye nitelenen bu okula giden kişilere fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, onları ailelerinden ve çocuklarından ayırarak yalnızlaştırdığı aktarıldı. 

Ayrıca kadınların hijyensiz ortamlarda zorla tutulduğu ve düzgün beslenmelerinin engellendiği ifade edildi.

Ramati'nin işkence ve istismar ağını ilk olarak 2008'de başlattığı bildirildi. Haham, 2015'te de tutuklanmış fakat mahkemeye çıkarıldığında, okuldaki kişilerin kendisi lehine savunma yapmasıyla serbest bırakılmıştı.

Independent Türkçe



Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
TT

Guatemala'daki "kan mağarası"nda vahşi Maya ritüelinin izleri ortaya çıktı

Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)
Yucatán Yarımadası'ndaki bir mağarada Mayalara ait çanak çömlek bulundu (Medina-Elizalde/Eurekalert)

Arkeologlar Guatemala'daki bir mağarada, yağmur tanrısını yatıştırmak için insanların kurban edildiği vahşi bir Maya ritüelinden kalan parçalanmış kafataslarını ortaya çıkardı.

Cueva de Sangre ya da "kan mağarası" ilk kez 1990'larda Petén'deki arkeolojik kazı alanında yapılan bir araştırma sırasında keşfedilmişti.

Travmatik yaralanma izleri taşıyan kemikler zemine dağılmış halde bulunsa da yakın zamana kadar iyice incelenmemişlerdi.

Araştırmacılar, Maya halkının yaklaşık iki bin yıl önce mağarayı insan kurban etme ritüelleri için kullandığını gösteren kanıtlar sundu.

Aralarında Kaliforniya Eyalet Üniversitesi'nden Michele Bleuze'in de bulunduğu araştırmacılar, kemiklerin ritüel amaçlı parçalara ayrıldığına dair izler buldu.

Örneğin bir kafatası parçasının bir tarafında balta gibi bir aletle vurulduğunu gösteren bir iz var. Bir bebeğin kalça kemiğindeki benzer bir iz de muhtemelen ölüm anına yakın vakitte meydana gelmiş.

Araştırmacılar kemiklerin gömülmeyip yere saçılmış olmasının ve bazılarının tuhaf bir şekilde dizilmesinin, ritüelde kullanıldıklarına işaret ettiğini söylüyor.

Dahası arkeologlar, mağarada obsidyen bıçaklar ve kırmızı aşıboyası gibi ritüellerde kullanıldığı bilinen şeyler buldu.

Mağara alanı toplamda "yetişkin ve çocuklara ait 100'den fazla insan kemiği parçası" içeriyordu.

Araştırmacılar şöyle yazıyor:

Amerikan Yerlileri kozmolojisinde kutsal, canlı Dünya'nın önemi nedeniyle, insan kalıntılarının yeraltı boşluklarında biriktirilmesi Mezoamerika'da özel bir kültürel öneme sahipti.

Kemiklerdeki yaraların vahşi doğasını ve mağaradaki yüksek yoğunluğunu göz önüne alan araştırmacılar, Cueva de Sangre'nin yaklaşık MÖ 400 ila MS 250'de Mayaların ritüel amaçlı insan kurban etme alanı olduğu sonucuna vardı.

Bilim insanları "Mevcut iskelet unsurlarının türleri, travma, kemiklerin dizilişi ve kemiklerdeki değişiklikler, mağaradaki kalıntıların kurban niteliği taşıdığını güçlü bir şekilde destekliyor" diye yazıyor.

Mağaraya, bir su birikintisine açılan bir geçide inen küçük bir açıklıktan ulaşılabiliyor. Antik Mayalar için mağara muhtemelen sadece marttan mayısa kadar süren kurak mevsimde açıktı, sonrasında yağmurlar mağarayı erişilemez hale getirmiş olmalı.

Araştırmacılar, insan kurban edilen vahşi ritüellerin muhtemelen Maya yağmur tanrısı Chaac'ı yatıştırmak için yapıldığını ancak bu tür uygulamaların doğasını daha iyi anlamak için kemiklerin DNA analizinin yapılması gibi daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu söylüyor.

Gelecekteki araştırmaların, İspanyolların fethinden önce Orta Amerika'daki yaşama da daha fazla ışık tutabileceğini belirtiyorlar.

Independent Türkçe