İsrail, Eurovision'dan çekilme tehdidi savurdu

Eurovision Şarkı Yarışması'nın siyasi mesajlarla ilgili kurallarına rağmen, Eden Golan'ın şarkısı Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırıya gönderme yapıyor gibi görünüyor

Eden Golan (Reuters)
Eden Golan (Reuters)
TT

İsrail, Eurovision'dan çekilme tehdidi savurdu

Eden Golan (Reuters)
Eden Golan (Reuters)

İsrail, organizatörlerin 2024 yarışmasına katılacakları şarkıyı sansürlemeye çalışması halinde Eurovision Şarkı Yarışması'ndan çekilme tehdidinde bulundu.

Bu ay ülkenin temsilcisi olarak açıklanan Eden Golan'ın mayısta İsveç'in Malmö kentinde düzenlenecek yarışmada "October Rain" adlı şarkıyı seslendirmesi bekleniyordu.

Ancak Israel Hayom gazetesinin haberine göre, sızan şarkı sözlerinin Hamas'ın 7 Ekim saldırısına gönderme yaptığını göstermesi üzerine tartışma çıktı.

Her yıl yapılan organizasyonu düzenleyen Avrupa Yayın Birliği (EBU), şarkı yarışmasını siyasi olmayan bir etkinlik diye tanımlıyor ve bu kuralı çiğneyen yarışmacıları diskalifiye etme hakkını saklı tutuyor.

İsrail, şarkı sözlerinin onaylanmaması halinde bu yıl yarışmaya katılmayacağını açıkladı. Şarkı halihazırda EBU tarafından inceleniyor.

İsrail'in katılımına sponsor olan ulusal yayın kuruluşu KAN'dan bir kaynak Reuters'a yaptığı açıklamada sızdırılan şarkı sözlerinin doğru olduğunu teyit etti.

Bir sözcü, "EBU halihazırda şarkı sözlerini inceleme sürecinde ve bu süreç nihai bir karar alınana kadar EBU'yla yayıncı arasında gizli kalacak" dedi.

Bir şarkı herhangi bir nedenle kabul edilemez bulunursa, yayıncılara yeni bir şarkı ya da yeni sözler sunma fırsatı verilir.

İsrail'in yayın kuruluşu KAN, şarkılarını değiştirmeye yönelik her türlü girişimi reddedeceklerini söyledi.

KAN'dan yapılan açıklamada, "İsrail Yayın Kurumu'nun söz konusu şarkıyı değiştirmek gibi bir niyeti olmadığı unutulmamalı" dendi.

Bu, Avrupa Yayın Birliği tarafından onaylanmaması halinde İsrail'in gelecek mayısta İsveç'te düzenlenecek yarışmaya katılamayacağı anlamına geliyor.

İsrail'de doğan ancak Rusya'da büyüyen Golan'ın yarışmaya katılması halinde İsrail yarışmada 46'ıncı kez temsil edilmiş olacak. İsrail 1973'te katıldığı yarışmanın tarihindeki ilk Avrupa dışı katılımcı olmuştu.

Geçmiş yıllarda EBU, ülkeleri şarkı sözlerini değiştirmeye zorlamıştı. 2009'da Gürcistan, şarkısının dönemin Rusya Başbakanı Vladimir Putin'e gönderme yaptığı gerekçesiyle reddedilmesinin ardından yarışmadan çekilmişti.

Yarışma, İsrail'in Gazze'de süregelen askeri harekatı nedeniyle artan boykot çağrılarıyla karşı karşıya kalıyor.

Geçen ay İzlanda Besteciler ve Söz Yazarları Birliği yaptığı açıklamada İsrail'in "neşe ve iyimserlikle nitelenen" bir etkinliğe katılımının askeri eylemleriyle bağdaşmayacağını söyleyerek İsrail'in yarışmadan uzaklaştırılması çağrısında bulunmuştu.

Birlik, İsrail'in diskalifiye edilmemesi halinde İzlanda'nın yarışmaya katılmasına karşı çıkacağını belirtmişti. Aynı yönde çağrıda bulunan bir dilekçe 10 binden fazla imza toplamıştı.

İsveç, Finlandiya ve Danimarka gibi diğer ülkeler de İsrai'in yarışmaya alınmaması çağrısında bulundu.

Boykot çağrılarına yanıt veren EBU geçen ay şu açıklamayı yapmıştı: 

Eurovision Şarkı Yarışması hâlâ dünya çapındaki izleyicileri müzik aracılığıyla birleştiren, siyasi olmayan bir etkinlik.

The Independent yorum için Eden Golan'ın ekibine ulaştı ancak henüz yanıt alamadı.

Independent Türkçe



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News