Öğrencisi şiddet uygulayınca sumo efsanesinin rütbesi en düşük seviyeye indirildi

Hakuho, "(Şiddet gören) öğrencileri koruyamadığım için ağır bir sorumluluk hissediyorum" diyor

Hakuho Sho (Reuters)
Hakuho Sho (Reuters)
TT

Öğrencisi şiddet uygulayınca sumo efsanesinin rütbesi en düşük seviyeye indirildi

Hakuho Sho (Reuters)
Hakuho Sho (Reuters)

Japonya'da Sumo'nun yönetim organı, 22 yaşındaki çırağının tekrar tekrar şiddete başvurması nedeniyle güreşin en büyük şampiyonlarından birinin rütbesini düşürdü.

Japonya Sumo Birliği (JSA), öğrencisi Hokusheiho Osamu'nun eğitim gördüğü yerdeki iki genç arkadaşına fiziksel saldırıda bulunduğunu itiraf etmesinin ardından 38 yaşındaki Hakuho Sho'nun maaşında kesintiye gitti ve onu en düşük rütbeye indirdi.

Hakuho, "(Şiddet gören) öğrencileri koruyamadığım için ağır bir sorumluluk hissediyorum" dedi.

Kyodo News'un aktardığına göre Hakuho, "Sumo birliğini, taraftarları ve beni destekleyenleri endişelendirdiğim için çok üzgünüm" dedi. Hakuho'nun maaşında yüzde 20 kesinti yapılacak ve rütbesi iki kademe düşürülerek Japonya Sumo Birliği'ndeki yaşlılara yönelik en düşük seviyeye indirilecek.

Haberlere göre Hokusheiho, diğerlerinin yüzlerine, sırtlarına ve testislerine tokat attı, kalçalarına süpürge saplarıyla vurdu ve onlara alev püskürtmek için böcek ilacı spreyini yaktı.

22 yaşındaki genç de davranışları için özür diledi. The Japan Times'ın aktardığına göre, "Sınıf arkadaşlarıma karşı şiddet kullandığım için çok pişmanım" dedi.

Yayımladığı açıklamada Hakuho'yu öğrencisinin davranışlarını düzeltmediği için eleştiren JSA, onun "bir eğitmen olarak kalite ve farkındalıktan önemli ölçüde yoksun" olduğunu söyledi.

Moğolistan doğumlu Hakuho, Eylül 2021'de emekli olmadan önce sumo kariyeri boyunca en üst düzey müsabakalarda 45 galibiyetle rekor kırmış ve eğitim yerini Temmuz 2022'de devralmıştı.

Independent Türkçe



Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Otizmde devrim niteliğinde gelişme

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Araştırmacılar, otizmin 4 alt tipini keşfederek bu genetik durumun altında yatan biyolojiyi anlamaya yönelik "dönüştürücü bir adım" attı.

Princeton Üniversitesi ve Simons Vakfı'ndan bilim insanları, otizm kohort çalışması SPARK'taki 5 bin çocuğun verilerini analiz ederek bireyleri özellik kombinasyonlarına göre gruplandırdı.

Araştırmacılar belirli özelliklerle ilgili genetik bağlantılar aramak yerine, sosyal etkileşimlerden tekrarlayan davranışlara ve gelişimsel kilometre taşlarına kadar 230'dan fazla özelliği her bir kişide değerlendirdi.

Bu analiz sayesinde otizmin farklı genetik varyasyon modellerine sahip 4 alt tipini tanımlamayı başardılar.

Flatiron Enstitüsü'nde yardımcı araştırmacı bilim insanı ve çalışmanın ortak başyazarı Natalie Sauerwald, "Otizmin tek bir biyolojik hikayesi değil, birden fazla farklı anlatısı olduğunu görüyoruz" diyor.

Bu, geçmişteki genetik çalışmaların neden genellikle yetersiz kaldığını açıklamaya katkı sağlıyor; aslında birbirine karışmış birden fazla farklı bulmacaya baktığımızı fark etmeden bir yapbozu çözmeye çalışıyorduk. Bireyleri ilk başta alt tiplere ayırana kadar resmin tamamını, genetik örüntüleri göremedik.

Bu 4 alt tip Sosyal ve Davranışsal Zorluklar, Gelişimsel Gecikmeyle Birlikte Karma OSB (Otizm Spektrum Bozukluğu), Orta Derecede Zorluklar ve Geniş Çaplı Etkilenme olarak belirlendi.

İlk tip, otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda gelişimsel kilometre taşlarına ulaşan fakat genellikle dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, anksiyete veya depresyon gibi eşlik eden sorunlar yaşayan çocukları kapsıyor.

İkinci tipte gelişimsel kilometre taşlarına ulaşmada gecikme görülürken eşlik eden rahatsızlıklara dair herhangi bir belirtiye rastlanmıyor.

Üçüncü tip olan Orta Derecede Zorluklar'da otizmle ilgili temel davranışlar olsa da diğer gruplar kadar güçlü değil. Otizmi olmayan çocuklarla benzer bir hızda kilometre taşlarına ulaşıyor ve eşlik eden rahatsızlıklar görülmüyor.

4. tipte en uç ve geniş kapsamlı zorluklar yaşanıyor.

Katılımcıların yüzde 37'sinin yer aldığı birinci ve yüzde 34'ünün bulunduğu üçüncü tip en yaygın gruplar. Yüzde 19'unu içeren ikinci ve yüzde 10'unun olduğu 4. tiplerse en nadir olanlar. 

Bulgular, genetik farklılıkların "yüzeyde benzeyen klinik görünümlerin ardındaki farklı mekanizmalara işaret ettiğini" vurguluyor.

Örneğin hem Geniş Çaplı Etkilenme hem de Karma OSB gruplarındaki çocuklar gelişimsel gecikme ve zihinsel engellilik gibi bazı önemli özellikleri paylaşıyor. Ancak ilk grupta, ebeveynlerden geçmeyen de novo mutasyonların en yüksek oranı görülürken, ikinci grubun nadir kalıtsal genetik varyantları taşıma olasılığı daha fazla.

Bulgular otizmin sadece 4 alt tipi olduğu anlamına gelmiyor; en az 4 tane bulunduğunu ve bunların hem klinik seviyede hem de genom düzeyinde araştırmalar için anlamlı olduğunu gösteren veri odaklı bir çerçevenin keşfedilmesini sağlıyor.

Otizmle mücadele eden ailelerin, çocuklarının hangi otizm alt tipine sahip olduğunu bilmesi yeni bir netlik, kişiye özel bakım, destek ve topluluk imkanı sunabilir.

Independent Türkçe