Yaşam tarzı değişiklikleri genlerin kalp hastalığına etkisini azaltıyor

Alınacak önlemlerle bu genetik riskin üstesinden gelinebilir

Kan basıncını ölçen cihaz (Reuters)
Kan basıncını ölçen cihaz (Reuters)
TT

Yaşam tarzı değişiklikleri genlerin kalp hastalığına etkisini azaltıyor

Kan basıncını ölçen cihaz (Reuters)
Kan basıncını ölçen cihaz (Reuters)

Avrupa Önleyici Kardiyoloji Dergisi’nde (European Journal of Preventive Cardiology) yayınlanan ve Norveç’te yapılan bir araştırma, yüksek tansiyonla ilişkili genlerin erken çocukluktan itibaren etkilediğini ve yaşla birlikte kardiyovasküler hastalık riskini artırdığını ortaya çıkardı. Bununla birlikte hastalık riskini önemli ölçüde azaltacak yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlar ile önlemler alınarak bu genetik riskin üstesinden gelinebileceği de kanıtlandı.

Yüksek tansiyon, kalp krizi ve felçlerin önde gelen nedeni iken, kardiyovasküler hastalıklar Norveç'te ikinci en yaygın ölüm nedeni olarak 2022’deki tüm ölümlerin yüzde 23’ünü oluşturdu. Çoğu durumunda yüksek tansiyonun doğrudan tıbbi nedeni hala bilinmiyor ancak araştırmalar genlerimizin önemli bir rol oynadığını gösteriyor.

Bir kişinin yüksek tansiyona yakalanma riskinin ne kadar olduğunu öğrenmek için araştırmacılar, geniş popülasyon çalışmalarından elde edilen genetik verileri kullandılar ve bununla açıkça bağlantılı olan yaklaşık bin 500 genetik varyantı belirledi.

Genetik varyantların tanımlanmasının önemini incelemek için, araştırma sırasında araştırma ekibi, doğumundan 20’li yaşlarına kadar yaklaşık 14 bin çocuğa ilişkin verileri inceledi ve kan basıncıyla ilişkili genetik riskleri en yüksek olan çocukların kan basıncı düzeylerini, en düşük risk seviyesindeki akranlarıyla karşılaştırdı.

Araştırmacılar, ilk gruptaki ortalama kan basıncının üç yaşından itibaren ne kadar yüksek olduğunu tespit etti. Bu fark çocuklukları boyunca devam etti ve yetişkinlikte daha belirgin hale geldi.

Katılımcıların risk puanları ve sağlık verileri karşılaştırıldığında, yüksek tansiyona genetik yatkınlığı olan grubun, yaklaşık 37 yaşından 70 yaşına kadar takip ettiklerinde, yaşamları boyunca yüksek tansiyona yakalanma riskinin diğer gruba göre daha yüksek olduğu tespit edildi. Farklılıkların devam ettiğini ve farklı hastalık risklerine yol açtığı gözlemlendi.

Öte yandan araştırmacılar, yaşam tarzını değiştirme ve tansiyonu düşüren ilaçlar kullanma gibi önlemlerin alınması durumunda hastalık riskinin önemli ölçüde azaltılabileceğini ve daha olumlu sonuçlar elde edilebileceğini ortaya çıkardı.

Araştırmanın baş araştırmacısı Carsten Aufreitveit “Kan basıncını düşük seviyede tutarak, genetik risk puanı yüksek olan kişiler hastalık riskini azaltabilir. Kan basıncının kontrolü genlerden daha önemli gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.

Yaşam tarzı değişikliği sağlıklı bir diyeti takip etmeyi içeriyor. Tuz, radyoaktif yağ ve kolesterol alımını azaltmak, daha fazla meyve, sebze ve tam tahıl yemeye, düzenli egzersiz yapmaya, sağlıklı kiloyu korumaya, sigarayı bırakmaya ve stresi azaltmaya dayanıyor.



Uydu görüntüleri Finlandiya sınırındaki hareketliliği gözler önüne serdi

İsveç ve Finlandiya'nın Ukrayna savaşından sonra NATO'ya katılmasıyla birlikte Nordik ülkelerinin orduları daha yakın çalışmaya başladı (AFP)
İsveç ve Finlandiya'nın Ukrayna savaşından sonra NATO'ya katılmasıyla birlikte Nordik ülkelerinin orduları daha yakın çalışmaya başladı (AFP)
TT

Uydu görüntüleri Finlandiya sınırındaki hareketliliği gözler önüne serdi

İsveç ve Finlandiya'nın Ukrayna savaşından sonra NATO'ya katılmasıyla birlikte Nordik ülkelerinin orduları daha yakın çalışmaya başladı (AFP)
İsveç ve Finlandiya'nın Ukrayna savaşından sonra NATO'ya katılmasıyla birlikte Nordik ülkelerinin orduları daha yakın çalışmaya başladı (AFP)

Uydu görüntüleri, Rusya'nın Finlandiya sınırı yakınlarındaki üslerini tahkim ettiğini ortaya koydu.

New York Times'ın haberine göre, NATO yetkililerinin de doğruladığı fotoğraflarda yeni çadırların kurulduğu, askeri araçları barındırabilecek yeni depoların yapıldığı, savaş uçakları hangarlarının yenilendiği ve uzun süredir kullanılmayan helikopter üssünün elden geçirildiği görülüyor. 

Amerikan gazetesi, uydu görüntülerinin bölgedeki üslerin büyütülmesine dair uzun vadeli bir planı ortaya koyduğunu belirtti. 

Planet Labs'in görüntülerine göre Kamenka, Petrozavodsk, Severomorsk-2 ve Olenya üsleri güçlendiriliyor.

NATO yetkilileri, bu çalışmaların Moskova'nın 2022'de başlattığı Ukrayna istilası öncesinde Rusya'nın güneyine yaptığı tahkimata benzemediğini söyledi. 

Finlandiya mercileri de sınırlarının yakınlarındaki asker sayısının azlığına işaret ederek Rusya'nın henüz ciddi bir tehdit oluşturmadığını ifade ediyor. 

Rusya-Ukrayna savaşı üzerine harekete geçen Helsinki yönetimi, iki yıl önce NATO'ya resmen kabul edilmişti. 

Aradaki 1335 kilometrelik hat, Rusya'yla bir NATO üyesi arasındaki en uzun sınırı da oluşturmuş oldu. 

Uzmanlar, bu hattın önemli bir kısmının tartışmalı Kuzey Kutup Dairesi bölgesinde olduğuna işaret ederek sınırda gerginlik yaşanabileceğini vurguluyor. 

ABD'nin Finlandiya'yla bu bölgede kısa süre önce Rusya tehdidine karşı tatbikat düzenlediği de hatırlatılıyor. 

Finlandiya ordusu Ukrayna savaşının sonlanmasının ardından binlerce Rus askerinin kendi sınırlarına yaklaşacağını öngörüyor. 

"Asker sayısının çok daha fazla artmasını konuşacağız" diyen Savunma İstihbaratı Ajansı Direktörü Tuğgeneral Pekka Turunen gibi Finlandiyalı yetkililer, Rusya'ya karşı önlem almak için önlerinde 5 yılları olduğunu düşünüyor.

NATO'nun genişlemesine karşı kendilerini korumak zorunda olduğunu savunan Moskova da bu sebeple Kuzey Avrupa'ya önem verdiğini bildiriyor. 

Washington merkezli Carnegie Uluslararası Barış Vakfı'ndan Michael Kofman şu yorumu yapıyor: 

Rus ordusu kayda değer ölçüde genişledi. Savaştan sonra kara birlikleri muhtemelen 2022 öncesine göre daha da büyük olacak. Askeri bölgelerin yeniden şekillendirilmesine dair planlara bakıldığında NATO'ya bakan bölgelere öncelik verecekleri aşikar görünüyor. 

Independent Türkçe, New York Times, Newsweek