Shinsadong Tiger ismiyle bilinen ünlü K-pop bestecisi ve yapımcısı Lee Ho-yang cuma günü ölü bulundu.
Seul polisinden yapılan açıklamada, 40 yaşındaki Lee'nin stüdyosunda ölü bulunduğu belirtilirken, ölüm sebebine dair bir detay verilmedi.
Güney Kore basınında yer alan haberlerde yakınlarının Lee'yi stüdyosında yere yığılmış şekilde bulduğu ve ardından yetkilileri aradıkları kaydedildi.
Lee son 10 yılda, Roly Poly, NoNoNo, Up&Down ve Bboom Bboom gibi ünlü K-pop şarkılarının yapımcılığını üstlenmişti.
2011 AB Entertainment isimli yapım şirketini kuran Lee Ho-yang, 2017'de mali zorluklar yaşayarak iflas başvurusunda bulunmuştu.
Mahkeme, Lee'nin borçlarının yüzde 70'ini 10 yıl içinde ödemesini öngören bir yapılandırma planını kabul etmiş, Lee de o dönem sahip olduğu telif haklarının bir kısmını elden çıkarmıştı.
K-pop tarihinin en çok dinlenen şarkılarına imzasını atmasına rağmen Lee'nin son dönemde çalışacak yeni sanatçılar bulmakta zorlandığı belirtiliyordu.
Güney Koreli yapımcının ölümünden önce mali olarak yine zor duruma düştüğü ve son dönemde bir arkadaşından borç istediği öne sürüldü.
Lee Ho-yang, son aylarda hayatını kaybeden ikinci Güney Koreli ünlü oldu.
Aralıkta, Oscar ödüllü Parazit filmindeki rolüyle de bilinen Lee Sun-kyun arabasında ölü bulunmuştu. İntihar ettiği düşünülen ünlü aktör, uyuşturucu kullanımı iddiasıyla polis tarafından soruşturuluyordu.
Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti
Fotoğraf: Unsplash
Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.
Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.
Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.
Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.
Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.
Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.
Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.
Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.
2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)
Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti.
Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.
Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor.
Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.