En çok hangi yaş grupları kanser riski altında?

Kanser vakalarının üçte biri 75 yaş üstü kişilerde teşhis ediliyor (Reuters-Arşiv)
Kanser vakalarının üçte biri 75 yaş üstü kişilerde teşhis ediliyor (Reuters-Arşiv)
TT

En çok hangi yaş grupları kanser riski altında?

Kanser vakalarının üçte biri 75 yaş üstü kişilerde teşhis ediliyor (Reuters-Arşiv)
Kanser vakalarının üçte biri 75 yaş üstü kişilerde teşhis ediliyor (Reuters-Arşiv)

Kanser tanısı, bir kişinin hayatında meydana gelebilecek en travmatik olaylardan biri olabilir, ancak farklı kanser türleri büyük ölçüde yaşa bağlıdır.

Şarku’l Avsat’ın The Telegraph gazetesinden aktardığı habere göre, İngiltere Kanser Araştırmaları Vakfı tarafından yürütülen araştırma, tüm kanser türlerinin üçte birinin 75 yaş üzerinde teşhis edildiğini gösterdi.

Ancak araştırmada, yaşlılıkta insanları etkileyen kanser türlerinin, gençleri etkileyenlere kıyasla farklı organları etkileme eğiliminde ve altta yatan nedenlerinin tamamen farklı olduğu da görüldü.

Surrey Üniversitesi’nden klinik onkolog Dr. Carla Perna araştırmaya ilişkin şunları söyledi;

Belirli bir genetik mutasyon taşıyan insanlar, hayatlarının çok daha erken dönemlerinde kansere yakalanma eğilimindedir ve bu durum çok daha agresiftir. 75 yaş üstü insanları etkileyen kanserler ise, hücrelerimizin yaşlanmasıyla ve yaşam tarzına bağlı hasarın yaşam boyu kümülatif etkisiyle ilişkilidir.

Onkologlar, kanserin geliştiği belirli hücre tiplerinin yaşla birlikte büyük ölçüde değişebileceğini söylüyor.

Bir örnek vermek gerekirse, Minnesota’daki Mayo Clinic Kanser Merkezi’nin Müdür Yardımcısı Dr. Stephen Ansell, çocukluk çağı kanserlerinin, genellikle kök hücreler gibi halen gelişmekte ve büyümekte olan hücre türlerinde ortaya çıkma eğiliminde olduğunu vurguladı.

dsevefv
Çocukluk çağı kanserleri genellikle kök hücreleri etkileme eğilimindedir (Reuters-Arşiv)

Ancak yaşlılıkta en yaygın görülen kanser türlerinden biri, organları kaplayan bezlerde bulunan hücrelerde gelişen kanserler olan adenokarsinomdur.

Dr. Ansell, gazeteye yaptığı açıklamada ayrıca şunları söyledi;

Bu geniş bir genelleme. Adenokarsinomlar, yaşlandıkça bezler zamanla giderek daha fazla uyarıldığı için ortaya çıkar ve bu da onları, kansere yol açan, hücre bölünmesi sırasında ortaya çıkan risklere karşı savunmasız hale getirir.

Peki çeşitli kanser türlerinin riski yaşla birlikte nasıl değişiyor?

Üç farklı yaşam evresine yönelik değerlendirme şöyle;

25-49 yaş

Gençken sonsuza kadar yaşayabileceğinizi varsayarsınız, ancak araştırmalar giderek daha fazla genç yetişkinin kansere yakalandığını gösteriyor.

İngiltere Kanser Araştırmaları Vakfı’na göre, gençlerde kanser oranları, 1990’ların başı ile 2018 arasında yüzde 22 oranında arttı.

Genç erkeklerde sık görülen kanserlerden biri, ortalama başlangıç yaşının sadece 33 olduğu prostat kanseri.

Cambridge Üniversitesi tıbbi onkoloji alanında akademik danışman olan onkolog Dr. Saif Ahmed, konuya ilişkin şu tavsiyelerde bulundu;

Bunu erken teşhis etmenin en iyi yolu gerçekten aylık kendi kendine muayenedir. Bu tümörler genellikle o kadar iyi yuvarlak değildir, bu nedenle sert ve düzensiz şekilli bir şişlik hissedersiniz. Ancak herhangi bir şişkinlik hisseden herkes doktoruna gitmeli.

Kadınlarda baş ve boyun kanserleri ve rahim ağzı kanseri de, cinsel yolla bulaşan insan papilloma virüsü (HPV) türleri ile güçlü bağlantı nedeniyle bu yaş grubunda en sık görülen türler arasında.

Bu suşlar boğaz ve rahim ağzındaki hücrelere zarar vererek sonuçta kansere neden olabilir.

Dr. Ahmed, düzenli rahim ağzı taraması ve erken ergenlik döneminde HPV aşısı yaptırmanın, özellikle birden fazla türe karşı en iyi korunma şekli olduğunu söyledi.

Meme kanserine yakalanan 40 yaşın altındaki kadınların, üçlü negatif meme kanseri olarak bilinen hastalığın özellikle agresif bir formuna sahip olma olasılığı daha yüksek.

Bu, BRCA1 genindeki kalıtsal bir mutasyonla güçlü bir şekilde bağlantılı.

Dr. Perna, bu konuda şunları söyledi;

Ailede meme kanseri öyküsü varsa kadınlar 25, 30 yaşlarında kitleleri kontrol etmeye başlamalı. Eğer endişe verici bir şey fark ederlerse mamografi çektirmelerine gerek yok. Genç bir kadın için basit bir ultrason herhangi bir sorunun tespit edilmesi için yeterlidir.

Bağırsak kanseri oranları da, bilinmeyen nedenlerle genç yetişkinler arasında artıyor.

Ancak olası risk faktörleri arasında yüksek oranda işlenmiş et tüketimi, alkol, hareketsiz yaşam tarzı ve artan obezite oranları yer alıyor.

dfvfde
Bağırsak kanserini tespit etmek için yapılan tıbbi muayene (Reuters-Arşiv)

ABD Ulusal Kanser Enstitüsü, 2020 yılında bağırsak kanserini 50 yaşın altındaki erkeklerde en ölümcül kanser türü, aynı yaş grubundaki kadınlar arasında ise üçüncü en ölümcül kanser türü olarak listeledi. 

Melanom (cilt kanseri) aynı zamanda genç yetişkinlerde, özellikle de kadınlarda teşhis edilen en yaygın kanserlerden biri.

Dr. Ansell, “Yeni bir ben varsa veya cildinizde bir şey ortaya çıkıyorsa, bunu hemen kontrol ettirmenizi tavsiye ederim” dedi.

50-74 yaş

Hem erkekler, hem de kadınlar, orta yaşta büyük hormonal değişimler yaşarlar ve bu da çeşitli kanserlere karşı hassasiyeti tetikleyebilir.

Menopoza 55 yaşından sonra geç başlayan kadınlar, kanser için bir risk faktörü olan hücre üretiminin artmasına neden olan östrojene daha fazla maruz kaldıkları için endometriyal, yumurtalık ve meme kanserine yakalanma riski belirgin şekilde daha fazladır.

Benzer şekilde, 50’li ve 60’lı yaşlarında aşırı kilolu olan menopoz sonrası kadınlarda bu kanserlere yakalanma riski daha yüksektir, çünkü vücut östrojeni vücut yağından elde edebilir.

Bu yaş grubundaki aşırı kilolu erkeklerin agresif prostat kanserine yakalanma olasılıkları da daha yüksektir. Çünkü prostat çevresindeki aşırı yağ katmanları, büyüyen kanser hücreleri için bir besin kaynağı görevi görür.

Imperial College London’daki araştırmacılar, İngiltere’deki ortalama 55-64 yaş arası bir erkeğin vücut kitle indeksini 18,5 ila 24,9 arasındaki ideal aralığa düşürmesi durumunda, yılda bin 300 daha az prostat kanseri kaynaklı ölüm gerçekleşeceğini tahmin ediyor.

Dr. Ahmed, bu yaş aralığındaki kadın ve erkekler için mamogramlardan yumurtalık kanseri için CA125 kan testine kadar çeşitli testlerin mevcut olduğunu bildirdi. 

Dr. Perna ise şu ifadeleri kullandı;

İngiltere’de prostat kanseri için bir tarama programı yok. Bu yüzden aile öyküsü, siyah etnik köken veya Yahudi olmak gibi bilinen herhangi bir risk faktörüne sahip olan her erkeğin 45 ve 50 yaşından itibaren pratisyen hekimden PSA testi yaptırması gerektiğini söylüyoruz.

Araştırmaya göre, akciğer kanseri de orta yaşta daha sık görülmeye başlıyor.

Bu kanser türü, 50-74 yaş arası erkeklerde kanser vakalarının yüzde 12’sini, bu yaş aralığındaki kadınlarda ise yüzde 13’ünü oluşturuyor.

sdv
Akciğer kanseri orta yaşlarda daha sık görülüyor (Reuters-Arşiv)

Royal Marsden Hastanesi, halihazırda sigara içen veya son 15 yılda sigarayı bırakan 50 yaş üstü herkesin, akciğer kanseri taraması için yıllık özel düşük doz bilgisayarlı Tomografi (BT) taraması yaptırmasını öneriyor.

İngiltere Ulusal Sağlık Servisi (NHS), Haziran 2023’ten bu yana, hastalık riski yüksek olan 55-74 yaş arası kişileri belirleyen ulusal bir program olan, hedefe yönelik bir akciğer sağlığı kontrol programını (TLHC) uygulamaya başladı.

Ancak Dr. Perna, taramaların tespit edebileceğinin hala bir sınırı olduğunu, bu nedenle en iyi seçeneğin mümkün olan en kısa sürede sigarayı bırakmak olduğuna dikkat çekerek, şunları ekledi;

Bu taramalarda yalnızca büyük tümörleri tespit edebilirsiniz, ancak küçük tümörleri gerçekten tespit edemezsiniz. Dolayısıyla sigara içmemek hala en iyi korunma yöntemidir.

75 yaş ve üzeri

Genel olarak kanser teşhisleri yaşla birlikte daha yaygın hale gelse de bu, hastalığın her türü için geçerli değildir.

Onkologlar, 75 yaşından sonra gelişen kanserlerin, bazen kötü yaşam tarzı alışkanlıklarının bir sonucu olarak, yaşam boyunca birikmiş DNA hasarıyla büyük ölçüde bağlantılı olduğunu söylüyor.

Erkeklerde mesane ve prostat tanıları oldukça yaygın olmakla birlikte, 75 yaş üstü kadınlarda görülen kanser tanılarının yüzde 21’ini meme kanseri oluşturuyor.

Ancak akciğer ve bağırsak kanseri de oldukça yaygın olmaya devam ediyor.

vbdfe
Sigara içmemek hala akciğer kanserini önlemenin en iyi yolu (Reuters-Arşiv)

Dr. Ansell açıklamasına şu ifadelerle devam etti;

Akciğer kanserinde, eğer sigara içiyorsanız, düzenli olarak birçok kanserojenin solunması söz konusudur. Mesane kanserlerinde ise, idrarla dışarı attığınız çeşitli maddeler olabilir, bu da mesane astarının uzun süreli tahrişine neden olarak sizi riske atabilir. Bağırsak kanseri hakkında öğrenecek çok şeyimiz var, ancak yaşam boyu süren beslenme alışkanlıkları sonuçta bir fark yaratabilir.

Doktor ayrıca, ailesinde bağırsak kanseri öyküsü olan herkesin kolonunun sağlığını incelemek için kolonoskopi taraması yaptırması gerektiğini söyledi.

Bilinmeyen nedenlerle, erkeklerde kadınlara göre 3-4 kat daha fazla görülen bir hastalık olan mesane kanseri için de çeşitli testler mevcut.

Aile geçmişinden veya kanında idrar çıkması gibi endişe verici semptomlardan endişe duyan herkes, esnek sistoskopi adı verilen, lokal anestezi ve mesanenin iç yüzeyini incelemek için üretradan ince bir tüpün yerleştirilmesini içeren bir testten geçebilir.

Ancak genel olarak bakıldığında, yaşlanmanın birkaç avantajından biri, herhangi bir kanser türü teşhisi konduğunuzda bunun muhtemelen daha az agresif olmasıdır. 

Dr. Perna, “NHS Meme Tarama Programı’nın 70 yaşında durdurulmasının nedenlerinden biri, bu yaşta meme kanseri tanısı alan herhangi bir kadının agresif kansere yakalanma olasılığının daha düşük olması” dedi.

Doktor ayrıca, 75 ya da 80 yaşında, çok agresif bir hastalığa yakalanma olasılığının çok daha düşük olduğunun da altını çizdi.



Elektrikli araç menzilini iki katına çıkaracak batarya geliştirildi

Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)
Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)
TT

Elektrikli araç menzilini iki katına çıkaracak batarya geliştirildi

Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)
Soğuk havaların batarya kapasitesini azaltması, elektrikli araç menzilleriyle ilgili sorunlardan biri (Reuters)

Bilim insanları elektrikli araç menzilini iki katına çıkarabilecek bir anotsuz batarya geliştirdi.

Anot ve katot, bataryalardaki elektrik akışını sağlayan iki elektrotu ifade ediyor. Anotsuz bir bataryada, katotta depolanan lityum iyonları şarj sırasında hareket ederek doğrudan bakır bir toplayıcı üzerinde birikiyor. Bu sayede enerji depolama için daha fazla alan açılabiliyor. 

Bu tür lityum iyon bataryalar uzun zamandır umut vaat etse de verimli sonuç alınamıyordu. 

Bu bataryaların önündeki engellerden biri, lityum iyonlarının düzensiz yerleşimi sonucu yüzeyde iğne benzeri yapılar oluşmasıydı. Bu yapılar, bataryanın kısa devre yapmasına ve güvenlik risklerine yol açabiliyor.

Ayrıca tekrarlanan şarj ve deşarj döngüleri, lityum yüzeyine zarar vererek batarya ömrünü hızla kısaltabiliyor.

Güney Kore'deki Pohang Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden araştırmacılar bu sorunun üstesinden gelmek adına, içinde eşit dağıtılmış gümüş nanoparçacıklar olan bir polimer çerçeve tasarladı. 

Bu sayede lityum iyonları, batarya içinde rasgele değil, belirli noktalarda düzenli şekilde birikiyor. 

Ayrıca tasarladıkları bir elektrolit de lityum yüzeyinde koruyucu bir tabaka yaratarak iğne benzeri yapıların oluşmasını engelliyor. 

Bulguları hakemli dergi Advanced Materials'ta yayımlanan çalışmaya göre bu tasarım, 1270 Wh/L hacimsel enerji yoğunluğuna ulaştı. Bir sistemin hacmine kıyasla ne kadar enerji içerdiğini gösteren bu değer, elektrikli araçlarda kullanılan geleneksel lityum iyon  bataryalarda ise yaklaşık 650 Wh/L seviyesinde.

Batarya ayrıca 100 şarj döngüsünden sonra başlangıçtaki ​​kapasitesinin yüzde 81,9'unu korudu.

Bu sonuçlar, laboratuvardaki küçük pillerin ötesinde, gerçek dünyadaki elektrikli araçlarda kullanılanlara benzer bataryalarda da elde edildi. 

Bilim insanları yeni teknolojinin elektrikli araç menzilini iki katına çıkarma ve soğuk havalarda daha rahat yolculuk yapma potansiyeli sunduğunu söylüyor.

Çalışmaya liderlik eden Soojin Park gelişmeyi şöyle değerlendiriyor:

Bu çalışma, anot içermeyen lityum metal bataryalarda verimlilik ve ömür sorunlarını aynı anda ele alarak anlamlı bir atılımı temsil ediyor.

Independent Türkçe, Interesting Engineering, TechXplore, Advanced Materials


Bir hafta yetti: Doğa, laboratuvar farelerini sakinleştirdi

Doğada vakit geçiren farelerin anksiyete seviyeleri normal düzeye döndü (Matthew Zipple/Cornell Üniversitesi)
Doğada vakit geçiren farelerin anksiyete seviyeleri normal düzeye döndü (Matthew Zipple/Cornell Üniversitesi)
TT

Bir hafta yetti: Doğa, laboratuvar farelerini sakinleştirdi

Doğada vakit geçiren farelerin anksiyete seviyeleri normal düzeye döndü (Matthew Zipple/Cornell Üniversitesi)
Doğada vakit geçiren farelerin anksiyete seviyeleri normal düzeye döndü (Matthew Zipple/Cornell Üniversitesi)

Laboratuvarda kullanılan fareleri doğaya salan bilim insanları, hayvanların kaygı seviyelerinin kısa sürede normale döndüğünü tespit etti. Bulgular, doğada vakit geçirmenin laboratuvar ortamında oluşan korku tepkilerini önleyebileceğini gösteriyor.

Araştırmacılar farelerin kaygı düzeyini ölçmek için genellikle yükseltilmiş artı labirent adlı bir mekanizma kullanıyor. 

Artı şeklindeki bu platformun iki kolunun etrafı açıkken, diğerlerininki kapalı oluyor. Fareler genellikle açık kollara baktıktan sonra kapalı olanlara yönelip burada kalmayı tercih ediyor. 

Bilim insanları bu kapalı alanda kalma isteğini, yüksek kaygı seviyeleriyle ilişkilendiriyor. Hayvanların korku tepkisi bu noktadan sonra anksiyete ilaçlarıyla bile düşürülemiyor. 

Cornell Üniversitesi'nden araştırmacılar daha geniş alanlarda farelerin tepkilerinin nasıl değiştiğini anlamak üzere bir çalışma yürüttü.

Sıkı bir kontrol altındaki kapalı ortamlarda yetiştirilen 44 fareyi geniş ama etrafı çevrili bir bahçeye saldılar. 

Hayvanlar gerçek hava koşulları ve bilmedikleri kokularla çevrili halde, gerçek toprağı kazdı, bir yerlere tırmandı, yuva yaptı ve koştu.

Bulguları hakemli dergi Current Biology'de yayımlanan çalışmaya göre sadece bir hafta doğada vakit geçiren farelerin kaygı seviyesi normale döndü.

dcrgt
Araştırmacılar, Cornell kampüsünün hemen dışındaki kapalı alanların, bugüne kadar sadece bir ayakkabı kutusundan biraz daha büyük bir kafeste yaşayan farelerin deneyimlerini büyük ölçüde genişlettiğini söylüyor (Cornell Üniversitesi)

Laboratuvara döndükten sonra artı şeklindeki platformdaki kapalı ve açık alanlarda eşit derecede vakit geçirdiler.

Makalenin yazarlarından Matthew Zipple, "Onları bir haftalığına dışarı bıraktık ve kaygı davranışları başlangıç seviyelerine geri döndü" diye açıklıyor.

Bulgular, laboratuvarda kaygının nasıl incelendiğiyle ilgili soru işaretleri yaratıyor. Ayrıca net bir sonuca varmak içinhenüz erken olsa da araştırmacılar, bu etkilerin insanlar için de geçerli olabileceğini düşünüyor.

Bazı korku tepkileri, sınırlı deneyim yaşamakla bağlantılı olabilir.

Çalışmanın bir diğer yazarı Michael Sheehan "Her gün birçok farklı şey deneyimleyince, bir şeyin korkutucu veya tehdit edici olup olmadığını daha iyi anlayabiliyoruz" diyerek ekliyor:

Ama eğer sadece 5 deneyim yaşadıktan sonra karşılaştığımız 6. deneyim daha önce yaptığımız her şeyden farklıysa, bu durum kaygıya yol açabilir.

Çalışmadaki farelerin yaşadığı rahatlama da kısıtlamadan ziyade daha geniş bir alanda hareket etmekle bağlantılı. Bu sayede sinir sistemleri, üzerinde çalışacak daha fazla bilgiye sahip oldu.

Sheehan, "Bu, deneyim kütüphanemizin yeni deneyimlere verdiğimiz tepkiyi nasıl şekillendirdiği hakkında ilginç sorular doğuruyor" ifadelerini kullanıyor: 

Çünkü bence kaygı özünde böyle bir şey; aslında korkutucu olmayan bir duruma uygunsuz bir tepki vermek.

Independent Türkçe, Science Alert, VICE, Current Biology


Horizon 2'yi geciktiren Kevin Costner'a 400 bin dolarlık dava

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Horizon 2'yi geciktiren Kevin Costner'a 400 bin dolarlık dava

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Kevin Costner, Horizon: An American Saga - Chapter 2'nin ertelenmesinin ardından yeni bir davayla karşı karşıya.

The Bodyguard'ın 70 yaşındaki yıldızı, filme kostüm sağlamayı kabul eden Western Costume Leasing Company tarafından sözleşme ihlali nedeniyle dava ediliyor. Şirket, 400 bin doların üzerinde tazminat ve avukatlık ücreti talep ediyor.

Us Magazine'in haberine göre dava Los Angeles County Yüksek Mahkemesi'nde açıldı. Başvuruda Costner'la diğer davalıların Western Costume'le anlaştıkları ve "kostümlerin bedelini ödemeyi ve hasarsız şekilde geri vermeyi kabul ettikleri" öne sürüldü.

Davalılar, yapım şirketinin 134 bin 256,82 dolarlık ödenmemiş faturası olduğunu iddia ediyor. Bu faturanın ödenmesini istiyor ve diğer "ilgili ücretler ve masraflarla" birlikte toplamda "200 bin doları aşan" bir tutar oluşacağını öngörüyorlar. Ayrıca 200 bin dolar daha avukatlık ücreti talep ediyorlar.

Independent, cevap hakkı için Costner'ın temsilcileriyle iletişime geçti.

Seri olması planlanan Horizon'ın ilk filmi Haziran 2024'te gösterime girmiş ve gişede 50 milyon dolarlık bütçesini çıkaramamıştı. Eleştirmenler tarafından da yerden yere vurulmuş, The Independent'tan Clarisse Loughrey filme 5 üzerinden iki yıldız vermişti.

Loughrey, "Kevin Costner'ın 4 hatta belki de 5 bölümden oluşacak kovboy destanının ilk bölümü, vahşi batı tema parkında üç saatlik gezintiye eşdeğer" diye yazmıştı.

Eğer Stetson şapka, üzengi ve altıpatlar hayranıysanız ve bolca sabrınız varsa deneyimden keyif alabilirsiniz. Ama düzgün bir şekilde ata binmeden önce çok fazla beklemeniz gerekiyor.

Serinin ikinci filminin başlangıçta Ağustos 2024'te gösterime girmesi planlanmıştı. Ancak ilk filmin gişe performansının ardından sinema gösterimi iptal edilmiş ve süresiz olarak ertelenmişti.

Mayısta Costner, ikinci filmin çekimleri sırasında kendisini "senaryoda olmayan" bir tecavüz sahnesinde oynattığı iddiasıyla kadın bir dublör tarafından dava edilmişti.

Oyuncu Ella Hunt'ın baş dublörü Devyn LaBella, davada "Kevin Costner tarafından yönetilen, şiddet içeren, senaryoda yazmayan, planlanmamış bir tecavüz sahnesinin kurbanı olduğunu" iddia etmişti.

34 yaşındaki LaBella ayrıca, tüm çıplaklık veya yakınlaşma sahnelerinde bir samimiyet koordinatörünün bulunması şartıyla işe alındığını da iddia etmişti. Davaya göre bu şart, 2 Mayıs 2023'te LaBella'nın Hunt'ın yerine geçmesi için sete çağrılmasıyla ihlal edildi; Hunt'ın sahneye katılmayı reddettiği öne sürülmüştü.

Costner, bu davayla ilgili tüm iddiaları reddediyor. Avukatı Marty Singer, The Independent'a yaptığı açıklamada, yönetmenin "her zaman filmlerinde çalışan herkesin rahat olmasını sağlamak istediğini ve setteki güvenliği çok ciddiye aldığını" söylemişti.

Independent Türkçe