Yaygın anksiyete bozukluğu nedir? Siz bu durumdan ne kadar şikayetçisiniz?

Yaygın anksiyete bozukluğunun belirtileri psikolojik kökenlidir ancak panik atak gibi çok fiziksel şekillerde de ortaya çıkabilirler (Reuters)
Yaygın anksiyete bozukluğunun belirtileri psikolojik kökenlidir ancak panik atak gibi çok fiziksel şekillerde de ortaya çıkabilirler (Reuters)
TT

Yaygın anksiyete bozukluğu nedir? Siz bu durumdan ne kadar şikayetçisiniz?

Yaygın anksiyete bozukluğunun belirtileri psikolojik kökenlidir ancak panik atak gibi çok fiziksel şekillerde de ortaya çıkabilirler (Reuters)
Yaygın anksiyete bozukluğunun belirtileri psikolojik kökenlidir ancak panik atak gibi çok fiziksel şekillerde de ortaya çıkabilirler (Reuters)

Herkes bazen endişeli hissedebilir ve bu duygu koronavirüs salgınından bu yana daha da arttı. Telegraph gazetesinin haberine göre Britanya Ulusal İstatistik Ofisi, yaklaşık dört kişiden birinin 2022 ile 2023 arasında yüksek düzeyde kaygı bozukluğu yaşadığını kaydetti.

Bir miktar kaygı hissetmek normal olsa da fazlası günlük yaşamınızı etkileyebilir ve sorun haline gelebilir. Peki ne zaman daha ciddi bir şeye dönüşür? Daha karmaşık bir zihinsel sağlık durumu olan yaygın anksiyete bozukluğuna (GAD) sahip olup olmadığınızı nasıl anlarsınız?

Kaygı nedir?

Kaygı, günlük hayatımızdaki sorunları düşünmekten farklıdır. Şu anda hipnoterapist olarak çalışan, 30 yıldan fazla deneyime sahip emekli Dr. Mike Capek, “Kaygı öncelikle bir gerginlik ve beklenti duygusudur” diyor.

Bu duygunun genellikle büyük olaylar, değişiklikler veya belirsizlik dönemlerinde hissedildiğini ancak elbette büyük bir sınav öncesi düşünmek veya düğün öncesi stres gibi olumlu şeyleri de içerebileceğini belirtiyor. Capek, “Bu tamamen normal bir duygu, ancak genel olarak halkın kaygıyı anormal olarak görme eğiliminde olduğunu düşünüyorum” dedi.

Kaygı olumlu olabilir mi?

Kraliyet Psikiyatristler Koleji’nden Dr. John Van Niekerk'e göre kaygı iyi bir şey olabilir. Niekerk, “Meslekten olmayanların ifadesiyle, stresten bahsediyoruz... Bazen biraz gergin veya endişeli hissetmek çok faydalıdır çünkü ihtiyacınız olduğunda sizi tetikte tutar” açıklamasında bulundu.

Örneğin önemli bir sınav veya iş sunumu durumunda kaygı iyi bir motivasyon kaynağı olabilir. Niekerk, aynı şekilde pandemi sırasındaki kaygının bizi el yıkamak, maske takmak gibi konularda daha dikkatli hale getirdiğini belirterek, bunun kendimizi ve başkalarını korumaya yardımcı olduğunu kaydetti.

Ne zaman sorun haline gelir?

Van Niekerk, bunun günlük işleyişinizi etkilemeye başladığında sorun haline geldiğini söylüyor. Capek, anormal kaygı düzeylerinin birçok farklı durumun belirtisi olabileceğini açıklayarak şunları söylüyor:

“Yaygın anksiyete bozukluğu ya da panik bozukluğu gibi başlı başına bir durum ya da tanı olarak değerlendirilebilir. Bu, örneğin hipertiroidizm gibi fiziksel bir hastalığın belirtisi olabilir veya travma sonrası stres bozukluğu gibi başka bir psikolojik durumun belirtisi olabilir.”

Yaygın anksiyete bozukluğu (GAD) nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğu bir zihinsel sağlık durumudur. Capek, genellikle diğer tüm olası nedenler ortadan kaldırıldıktan sonra bu teşhisin konulduğunu söylüyor.

Yaygın anksiyete bozukluğunun belirtileri şunlar:

Uykusuzluk veya halsizlik

Yaklaşan bir kıyamet hissi ya da korkunç bir şeyin olmak üzere olduğu hissi

Çok kolay yorgun ve bitkin hissetmek

Zayıf konsantrasyon

Sinir

Kas gerginliği

Uyku bozuklukları (ya uyumakta zorluk ya da yatakta sık sık dönüp durmak)

Nasıl teşhis edilir?

Capek, “Birisi bu özelliklerden üçüne sahipse, daha iyi bir teşhis olamaz” diyor. Ayrıca yaygın anksiyete bozukluğu tanısı konulabilmesi için bu semptomların altı aydan uzun sürmesi ve çoğu gün mevcut olması gerektiğini ekleyerek “Altı ay biraz keyfi bir çizgi ama bu, kaygının bir süredir mevcut olduğunu ve acil bir sıkıntı kaynağına verilen bir tepki olmadığını gösteriyor” açıklamasında bulundu.

Van Niekerk ise “Genelleştirilmiş kaygı bozukluğu aşırı, kalıcı ve mantıksız bir kaygı durumudur... Yaygın anksiyete bozukluğu tanısı alan kişiler sıklıkla birçok farklı korkuyu aynı anda yaşarlar. Bu korkuları kontrol etmekte zorlanabilirler… İşinizi yapabilmeniz gibi günlük hayatınızı etkiler” diyor.

Yaygın kaygının diğer türlerden farkı nedir?

Van Niekerk, yaygın anksiyete bozukluğunu (GAD) diğer durumlardan ayıran şeyin, anksiyetenin belirli bir durumsal tetikleyicisinin olmaması olduğunu ekliyor. Diğer kaygı türleri arasında genellikle belirli bir nesneyle (örümcekler gibi) veya belirli bir deneyimle (uçmak gibi) ilişkilendirilen fobiler veya sosyal ortamlarda tetiklenen sosyal kaygı yer alır. Bunun yerine, yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler, birden fazla durumda her türlü farklı şey hakkında endişelenebilirler. Bu korkular yaşadıkları durumla da orantısız olabilir.

Yaygın anksiyete bozukluğunun semptomları psikolojik kökenli olsa da panik atak veya mide-bağırsak semptomları gibi çok fiziksel şekillerde de ortaya çıkabilir.

Van Niekerk, “Bazı kişilerde kalp atışlarında artış, hızlı nefes alma ve hatta panik atak yaşanabilir. Bu çok korkutucu ve gerçek gibi görünebilir. Yani bu durumdaki kişiler kalp krizi veya felç geçirmiş gibi hissedebilirler” dedi.

Van Niekerk, “Panik atakları yaygın anksiyete bozukluğuna bağlı olabileceği gibi panik bozukluğunun da belirtisi olabilir. Bazen ikisi bir arada bulunabilir, ancak yaygın anksiyete bozukluğunu teşhis etmeden önce panik bozukluğu taraması yapma eğilimindeyiz. Bunun amacı, kişinin en uygun tedaviyi alabilmesini sağlamak” dedi.

Sindirim semptomlarının yeme alışkanlıklarındaki değişikliklerle ilişkili olabileceğini de ekleyerek, “Örneğin, birisi kaygısıyla başa çıkmanın bir yolu olarak yemeği kullanıyorsa bu da kaygı bozukluğu belirtisi olabilir” diyor.

Yaygın anksiyete bozukluğundan en çok kimler etkilenir?

Araştırmalar, yaygın anksiyete bozukluğunun en çok 35 ila 55 yaşları arasında görüldüğünü ve kadınları erkeklerden daha fazla etkilediğini gösteriyor. Ancak Van Niekerk, bunun kısmen erkeklerdeki yetersiz teşhisten kaynaklanabileceğini söylüyor. Niekerk, bunu şöyle açıklıyor:

“Bazı rakamlar bu hastalığın kadınlarda erkeklere göre iki kat daha yaygın olduğunu gösteriyor, ancak erkeklerde teşhis edilmediğine dair endişeler var.”

Niekerk “Hastalığın kendini gösterme şeklindeki farklılıklarla da ilgili olabilir. Erkeklerde daha fazla öfke görebilirsiniz. Kaygıdan ziyade sırt ağrısı veya kas ağrısı gibi fiziksel semptomlardan daha fazla şikayet etme eğilimindedirler. Ayrıca alkol veya diğer yardımcı olmayan başa çıkma mekanizmalarını kullanarak kendilerini de sakinleştirebilirler” dedi.

Bu başa çıkma mekanizmaları ek sorunlara da yol açabilir. Van Niekerk, “Anksiyeteyi alkol, aşırı sigara kullanımı ve hatta bazen uyuşturucu kullanımı gibi şeylerle kendi başınıza tedavi etmeye çalışmak elbette zihinsel ve fiziksel sağlığınız üzerinde kendi etkilerini gösterebilir” ifadelerini kullandı.

Yaygın anksiyete bozukluğuna ne sebep olur?

Niekerk, bunun muhtemelen genetik ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olduğunu söyleyerek, “Ailenizde yaygın anksiyete bozukluğu olan bir üyeniz varsa, sizde de bu bozukluğun ortaya çıkma ihtimalinin dört ila altı kat daha fazla olduğuna dair bazı kanıtlar var. Bu yüzden aynı aile içinde yayılma eğilimi yüksektir” dedi.

Capek'in deneyimine göre, yaygın anksiyete bozukluğu genellikle uzun süre sakinleşmeden devam eden stresten ya da bir dizi stres etkeninin birbiri ardına gelmesinden kaynaklanıyor. Capek bununla ilgili olarak, “Bu genellikle çocukluktan kaynaklanıyor olabilir. Çünkü davranış kalıplarımızın çoğunun bulunduğu yer burasıdır” diyor.

Tedaviler

Kraliyet Pratisyen Hekimler Koleji Başkanı Profesör Camilla Hawthorn, anksiyetesi olan kişilerin genellikle ilk önce pratisyen hekime başvurduklarını söylüyor ve “Genel pratisyenler, hastalar kendilerini kaygılı hissettiklerinde veya genel zihinsel sağlıklarıyla ilgili endişeleri olduğunda onlarla samimi ve hassas konuşmalar yapmak konusunda oldukça eğitimlidirler” dedi.

Yaygın anksiyete bozukluğu olan hastalar bir dizi farklı semptom gösterebilir ve onların bireysel koşullarına bağlı olarak çeşitli uygun tedaviler var. Hawthorn, bu tedavilerin pratisyen hekim tarafından hastayla görüşerek semptomların ciddiyetine, tıbbi geçmişine ve aldıkları diğer ilaçlara göre belirleneceğini kaydediyor.

Tedavi seçenekleri arasında anksiyete önleyici ilaçlar, danışmanlık veya bilişsel davranışçı terapi (CBT) gibi konuşma terapileri yer alır.



2026 yılına akıllı ve sağlıklı kararlarla girin... Zihninizi ve bedeninizi güçlendirecek 10 karar

TT

2026 yılına akıllı ve sağlıklı kararlarla girin... Zihninizi ve bedeninizi güçlendirecek 10 karar

2026 yılına akıllı ve sağlıklı kararlarla girin... Zihninizi ve bedeninizi güçlendirecek 10 karar

Küresel istatistik şirketi Statista’nın, Alman ve Amerikalılardan oluşan bir örnekleme yeni yıl kararlarını sorması üzerine, katılımcıların her yıl tekrarlanan geleneksel yanıtlar verdiği görüldü. En çok dile getirilen hedefler arasında daha fazla para biriktirmek, spora daha fazla zaman ayırmak, sağlıklı beslenmek ve kilo vermek yer aldı.

Peki, en güncel bilimsel ve tıbbi araştırmalara göre 2026 yılında hangi sağlık trendlerinin öne çıkması bekleniyor?

Kanının derinliklerine in

Yıllık rutin kan tahlilleri artık genel tabloyu görmek için yeterli sayılmıyor. Uzmanlar, kolesterol, şeker ve D vitamini düzeylerinin ölçülmesinin ötesine geçilmesini öneriyor. Gelişmiş testler; insülin direnci, iltihaplanma, metabolik göstergeler ve hatta genetik risklerin değerlendirilmesini de kapsıyor. Bu kapsamlı analizlerin, beslenme düzeni ve yaşam tarzında kronik hastalıkları önlemeye yardımcı olacak uygun değişikliklerin yapılmasını sağlayabileceği belirtiliyor.

xcvf
Gelişmiş kan testleri daha popüler hale gelecek. (Reuters)

Ozempic, kardeşleri ve kuzenleri

Ozempic, Wegovy ve Mounjaro gibi kilo vermek isteyenlerin yakından takip ettiği ilaçlara, sağlık sektöründe yeni rakiplerin çıkması bekleniyor. Ancak bu rekabet, Ozempic ve benzerlerinin de dahil olduğu ‘peptit’ ailesinin sınırları içinde kalacak. 2026 yılında, özellikle büyüme hormonu salınımını uyaran ve metabolizmayı düzenleyen farklı peptit türlerinin ilaç pazarına güçlü bir giriş yapacağı öngörülüyor.

Yeni yılda kas gelişimini destekleyen, yaşlanma karşıtı etkiler sunan ve bağışıklık sistemini güçlendiren peptitlere yönelik ilginin artması bekleniyor. Büyük ilaç üreticilerinin tahminlerine göre, küresel peptit pazarının değeri 2024’te 224 milyar dolar seviyesindeyken, 2030 yılına kadar 260 milyar dolara ulaşacak.

Kaslar gösteriş için değil, sağlık içindir

Bilimsel çalışmalara göre, sağlıklı bir bedenin temelinde sağlıklı kas yapısı yer alıyor. Araştırmalar, kas erimesinin yalnızca yaşlanmanın bir sonucu olmadığını, 30’lu yaşlardaki bireylerde dahi görülebildiğini ortaya koyuyor.

yju6k
Estetik nedenlerle değil, sağlık nedenleriyle kaslarınızı koruyun. (AFP)

Kas kütlesindeki azalmanın, insülin direncini artırdığı, metabolik esnekliği azalttığı ve uzun vadede yüksek tansiyon ile diyabet riskini yükselttiği belirtiliyor. Bu nedenle, egzersiz ve yeterli protein tüketimi yoluyla yağsız ve güçlü bir kas kütlesinin korunmasının, artık yalnızca estetik kaygılarla değil, sağlık açısından önem taşıdığı vurgulanıyor.

Düşmanınızı tanıyın: işlenmiş gıdalar

Springer Nature bilim grubunun kısa süre önce yayımladığı bir araştırmaya göre, işlenmiş gıdalar tüketmek ölüm riskini yüzde 15 oranında artırıyor. ABD Ulusal Tıp Kütüphanesi ise işlenmiş gıdalara dayalı beslenmenin bilişsel gerileme riskini yüzde 28 yükselttiğine dikkat çekiyor.

cvdfg
İşlenmiş gıdalara dayalı bir beslenme, zihinsel gerileme riskini artırır. (Reuters)

Uzmanlara göre çözüm, meyve, sebze, tam tahıllar ile işlenmemiş et ve balık gibi doğal haline en yakın gıdalara yeniden yönelmekten geçiyor. Buna karşılık, cips, gazlı içecekler, şekerli kahvaltılık gevrekler, hazır noodlelar, tavuk nuggetları ve sosisli sandviç gibi işlenmiş ürünlerden mümkün olduğunca uzak durulması öneriliyor.

Beyninizi sağlıklı tutun

Kovid-19 salgını, özellikle gençler arasında hafıza zayıflığı, odaklanma sorunları ve zihinsel dağınıklık vakalarının artmasıyla beynin ne kadar kırılgan olduğunu ortaya koydu. Uzmanlara göre, zihni ve beyni koruma ihtiyacı her zamankinden daha fazla önem kazanmış durumda. Bu kapsamda, beyin hacminin korunması, beyaz maddenin sağlığının sürdürülmesi ve nörolojik iltihapların azaltılması öne çıkan hedefler arasında yer alıyor.

dfvgh
Beyin sağlığını korumak 2026 için öncelikli bir konu (Pixabay)

Koruyucu önlemlerin bir bölümünün beslenmeyle ilişkili olduğuna dikkat çekiliyor. Yoğurttaki probiyotikler, tahıllardaki lifler, sarımsak ve kırmızı meyveler gibi gıdaların beyin sağlığına katkı sağladığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra, ashwagandha, rhodiola ve ginseng gibi bazı besin takviyelerinin de bu alanda destekleyici rol oynayabileceği ifade ediliyor.

Bu nedenle, yeni yıl kararları arasına bilişsel eğitime yönelik uygulamalara yatırım yapılmasının da eklenmesi öneriliyor. Uzmanlar, çoğunlukla hafızayı teşvik eden oyunlara dayanan bu uygulamaların yanı sıra, beyin performansını ve toparlanmasını izleyebilen akıllı saatler gibi giyilebilir teknolojilerin de giderek daha fazla ilgi gördüğünü belirtiyor.

Sağlıklı uyku

2026 yılı, ‘Erken yat, erken kalk; sağlığın yerini bulsun’ anlayışına dönüşün yılı olabilir. Artık sadece erken yatmak için bir davete katılmamayı tercih etmek utanılacak bir durum olarak görülmüyor. Özellikle Z kuşağının, kaliteli uykunun bir lüks değil, bir öncelik olduğunun daha fazla farkında olduğu belirtiliyor.

xscdf
2026, erken yatmanın önemi konusunda farkındalık yılı olabilir. (Pexels)

Uyku kalitesini izleyen akıllı elektronik cihazların yaygınlaşmasıyla birlikte bu alanda kontrol sağlamak da kolaylaştı. 2026’da yapay zekâ destekli bu teknolojilerin daha fazla gündeme gelmesi bekleniyor. Söz konusu sistemlerin, uyku sırasında solunum kesintilerini azaltmaya yardımcı olması ya da kişiye özel sağlıklı uyku eğitimi sunması öngörülüyor. Otellerin de konuklarına, dinlendirici bir uykuyu önceleyen donanımlar ve hizmetler sunmaya yönelmesi bekleniyor.

Nefes egzersizleri

Ruh sağlığının, fiziksel sağlık kadar önemli olduğu gerçeğinden hareketle, bu alana yönelik ilginin 2026 yılında daha da artması bekleniyor. Bu sürecin ilk adımını ise nefes egzersizlerinin yaygınlaşması oluşturuyor. Çoğu zaman hafife alınan bu en basit ve erişilebilir uygulamanın, psikolojik denge açısından temel bir rol oynadığı vurgulanıyor. Uzmanlara göre nefes egzersizleri, yalnızca doğru nefes alıp verme yoluyla sinir sisteminin düzenlenmesine ve zihinsel istikrarın sağlanmasına katkı sunuyor.

zxcvf
Nefes egzersizleri, daha iyi zihinsel ve fiziksel sağlık için önemli. (Pexels)

İş yerinde stres yapmaya gerek yok

Küresel şirketler, üretkenliğe verdikleri önem kadar, çalışanlarının psikolojik istikrarını da artık her zamankinden daha fazla gözetiyor. Buna paralel olarak, iş yerindeki stresin ruhsal ve sinirsel sağlık üzerinde olumsuz etkiler yarattığına dair farkındalık artıyor. Araştırmalar, sağlıklı uykuya, düzenli egzersize ve meditasyona öncelik veren büyük şirket yöneticilerinin, daha gelişmiş bir duygusal zekâya ve daha isabetli karar alma becerilerine sahip olduğunu ortaya koyuyor.

Özetle, çalışanların mesleki başarı ve yöneticilerini memnun etme uğruna sağlıklarından ve sinirlerinden fedakârlık ettiği dönemlerin geride kaldığına dikkat çekiliyor.

İş için sağlığınızı ve sinirlerinizi feda ettiğiniz günler geride kaldı. (Pexels)
İş için sağlığınızı ve sinirlerinizi feda ettiğiniz günler geride kaldı. (Pexels)

Telefonunuzu bir kenara koyun

2026’da ruh sağlığını korumak için dijital dünyadan uzaklaşmanın önemi konusunda farkındalığın artması bekleniyor. Nesiller fark etmeksizin, insanlar geçmişte popüler olan ilgi alanlarına geri dönecek; el sanatları, boyama, günlük tutma ve grup sporları bunlar arasında öne çıkacak. Dijital detoks kavramı, sanal dünyadan kopma ve mümkün olduğunca telefondan uzak durma anlayışı bu dönemde daha da yaygınlaşacak.

Manevi zenginlik

2026 yılında, bedene özen gösterirken ruhu beslemeye yönelik ilginin yeniden artması bekleniyor. Son araştırmalar, meditasyon, yoga, nefes egzersizleri ve insani amaçlarla gönüllülük gibi sağlam spiritüel ritüeller uygulayan kişilerin sadece daha uzun değil, aynı zamanda daha kaliteli bir yaşam sürdüğünü ortaya koyuyor.


Netflix izleyicileri seçti: 2025'in en büyük hayal kırıklığı hangisi?

İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
TT

Netflix izleyicileri seçti: 2025'in en büyük hayal kırıklığı hangisi?

İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)
İlk sezonda aşklarını kanıtlayan agnostik podcast sunucusu Joanne ve yakışıklı haham Noah, ikinci sezonda hayatlarını ve ailelerini bir araya getirerek yeni bir sınavdan geçiyor (Netflix)

Netflix izleyicileri, bu yıl yayımlanan yapımlar arasından "en hayal kırıklığı yaratan dizileri" seçti. Listede yer alan bir dizi ise aldığı görece yüksek puanlara rağmen tepkilerin odağına yerleşti.

Bir Reddit kullanıcısı, diğer izleyicilere "2025'in en kötü ya da en hayal kırıklığı yaratan Netflix dizileri hangileri?" sorusunu yöneltti. Kullanıcı, paylaşımında "Bu yıl Netflix'te iyi diziler olduğu kadar, platformun sömürdüğü ya da çok kötü şekilde ürettiği için insanları öfkelendiren pek çok yapım da var" ifadelerini kullandı.

Aynı izleyici, kendi tercihini Squid Game'in üçüncü sezonundan yana yaparken, "Siz ne düşünüyorsunuz? Lütfen oylayın ve paylaşın" çağrısında bulundu.

Romantik drama "izlenemez" diye nitelendirildi

Tartışmada en çok öne çıkan yapımlardan biri ise sürpriz biçimde Nobody Wants This'in ikinci sezonu oldu. Bazı izleyiciler diziyi "izlenemez" diye nitelendirdi.

Romantik drama türündeki dizi, 2024'te yayımlanan ilk sezonuyla hem eleştirmenlerin hem de izleyicilerin beğenisini kazanmıştı. 

Dizi, agnostik bir podcast yayıncısı olan Joanne'in (Kristen Bell), haham Noah'yla (Adam Brody) yaşadığı ilişkiyi konu alıyordu. Derin bağlarına rağmen çift, birbirinden son derece farklı yaşam tarzları nedeniyle ilişkilerini sürdürmekte zorlanıyordu. Bu çatışma, ilk sezonda ele alınmış ve yapım Rotten Tomatoes'ta eleştirmenler nezdinde yüzde 95'lik etkileyici bir başarı yakalamıştı.

Ancak ekimde yayımlanan ikinci sezon için tablo tersine döndü. İzleyiciler, dizinin "cazibesini kaybettiğini" savunurken, eleştirmenler de yeni sezonun seyirciye taze bir hikaye sunmak yerine ilk sezonun olay örgüsünü tekrar ettiğini belirtti.

Sonuç olarak ikinci sezon, izleyicilerden yüzde 53'lük bir puan alabildi. Eleştirmenler ise daha cömert davranarak diziye yüzde 79'luk beğeni puanı verdi. Bu tablo, dizinin genel eleştirmen ortalamasını yüzde 87'ye düşürdü; bu hâlâ saygın bir oran olsa da izleyici tepkilerini yumuşatmaya yetmedi.

"Kimse üçüncü sezonu istemiyor"

Sosyal medya tartışmasında bir izleyici, "İlk sezonu çok sevmiştim. İkinci sezon aynı hikayeyi tekrar edip durdu" derken, bir diğeri şöyle yazdı: 

Birinci sezon harikaydı, ikinci sezon ise izlenemezdi. Kimse üçüncü sezonu istemiyor.

Başka bir kullanıcı ise, "İkinci sezon inanılmaz derecede kötüydü, ortada doğru düzgün bir hikaye yoktu. Ben bu diziyi bıraktım" ifadelerini kullandı. 

Bir başka izleyici de "Üç bölüm dayanabildim ve bıraktım. İlk sezon mükemmeldi. Yazık oldu" dedi. 

Tartışmaya katılan son bir kullanıcıysa, "Katılıyorum, ikinci sezon berbattı. Joanne dayanılmaz bir karaktere dönüştü" diye yazdı.

Tüm bu sert eleştirilere rağmen Nobody Wants This, gelecek yıl üçüncü sezonuyla ekrana dönmeye hazırlanıyor. Yeni sezonun, dizinin ilk sezonundaki beğeni düzeyini yakalayıp yakalayamayacağı ise şimdiden merak konusu.

Independent Türkçe, Daily Record, Mirror


Ünlü oyuncu 8 yaşındaki kızından aldığı kariyer tavsiyesini anlattı

Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
TT

Ünlü oyuncu 8 yaşındaki kızından aldığı kariyer tavsiyesini anlattı

Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)
Andrew Davis imzasını taşıyan 2003 yapımı Kuyu'da Sigourney Weaver'a (ortada) Jon Voight (sağda) ve Shia LaBeouf (solda) gibi isimler eşlik etmişti (Buena Vista Pictures Distribution)

Sigourney Weaver, kariyerine dair yerinde bir tavsiyeyi beklenmedik bir kaynaktan aldığını anlattı.

Yaratık (Alien) serisinin yıldızı, Vanity Fair'a verdiği röportajda, kızı Shar'ın kendisine 2003 yapımı Kuyu'daki (Holes) kötü karakteri canlandırmasını önerdiğini söyledi.

Weaver, "Kuyu'nun benim için özel bir yeri var çünkü kızım Shar, o dönem yaklaşık 8 yaşındaydı ve okulda bu kitabı okuyordu" diyerek anlattı:

Bir gün yanıma geldi ve 'Anne, kitabımda gerçekten korkunç bir kadın var, onu sen oynamalısın' dedi.

5 Oscar adayı Sisteki Goriller'le (Gorillas in the Mist) de tanınan Weaver, bu önerinin kendisini duygulandırdığını dile getirdi. 

"Kitaptan bir adım geri çekilip bana, 'Gerçekten berbat bir karakter var ve onu sen oynamalısın' diyebilmesiyle gurur duymuştum" ifadelerini kullanan Üç Oscar adayı yıldız ekledi: 

Sanırım bundan keyif alacağımı biliyordu.

Filmde Weaver, Green Lake isimli ıslah kampının başındaki Louise Walker karakterini canlandırmıştı. Walker, bir grup çocuğu, kayıp bir kanun kaçağının hazinesini bulma planı kapsamında sürekli çukur kazmaya zorlayan acımasız bir yöneticiydi.

Weaver, canlandırdığı karakterle ilgili şöyle dedi: 

Bir çocuğun gözünden bakıldığında tam anlamıyla kabus gibiydi.

76 yaşındaki Weaver, kariyerine hız kesmeden devam ediyor. Ünlü oyuncu şu sıralar Avatar: Ateş ve Kül'de (Avatar: Fire and Ash) izleyici karşısına çıkıyor. 

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Vanity Fair