İzleyiciler "Yeni Game of Thrones" diyor: Disney+ dizisi fırtına gibi

"Şu anda televizyondaki en iyi şey"

Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis, Anna Sawai ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)
Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis, Anna Sawai ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)
TT

İzleyiciler "Yeni Game of Thrones" diyor: Disney+ dizisi fırtına gibi

Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis, Anna Sawai ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)
Shogun'ın başrollerinde Hiroyuki Sanada, Cosmo Jarvis, Anna Sawai ve Takehiro Hira uer alıyor (AP)

Disney+, izleyicilerin "yeni Game of Thrones" diye nitelendirdiği yeni dizisi Shogun'u gösterime soktu.

Merakla beklenen bol kanlı aksiyon-drama, 17. yüzyıl feodal Japonya'sının vahşetini gözler önüne seriyor.

Disney+, 18 yaşından küçükler için uygun olmadığını belirttiği dizinin konusunu kısaca şöyle özetliyor:

Japonya'da 1600 yılında geçen hikayede Lord Yoshii Toranaga, yakınlardaki bir balıkçı köyünde gizemli bir Avrupa gemisi karaya oturduğunda, Naipler Konseyi'ndeki düşmanları ona karşı birleştiği için hayatı uğruna savaşmaktadır.

James Clavell'in 1975 tarihli romanından uyarlanan Shogun'da vahşet dozu son derece yüksek sahneler yer alıyor. 

Kafa kesmelerin ve acımasızca diri diri kaynatılan insanların görüldüğü dizinin hayranları, bu durumdan son derece memnun.

İzleyiciler, ilk iki bölümünü izledikleri diziyi şimdiden yılın en kana susamış hitlerinden biri olarak niteliyor.

10 bölümden oluşan dizinin ilk bölümlerinin gösterime girmesinin ardından fantastik destan, dünya çapında hem izleyicilerden hem de eleştirmenlerden övgü dolu yorumlar aldı.

Keyifli bir izleyici, dizinin açılışından büyülendiğini belirterek şu tweet'i attı: 

Vay canına beni diziye başlatmak için ne kadar harika bir yol! Tam anlamıyla üç yıldır sabırla bekliyordum ve sonunda istediğimi alıyorum.

"Televizyondaki en iyi şey"

Bir diğeriyse kanlı aksiyonu popüler HBO dizisi Game of Thrones'la karşılaştırdı ve ekledi: 

Shogun aklımı başımdan aldı. Oyunculuk, vahşet... Aman Tanrım vahşet! Dürüst olmak gerekirse, Game of Thrones'a benziyor, sadece daha iyi. Şu anda televizyondaki en iyi şey.

Başka bir izleyici kendinden son derece emindi:

Vay canına, bu dizinin inanılmaz olacağını biliyordum!

1975 tarihli kitabın bir hayranıysa şunları ekledi: 

Kesinlikle evet! Kitap, dönemin harika bir tasviri, ekranda gerekeni yaptığı için çok mutluyum.

Senarist Justin Marks, diziyle ilgili şöyle dedi:

Bu gerçekten de her an aklınızı kaybedebileceğiniz çok kaotik bir dünyada, kendi kaderlerinin yolunu çizmeye çalışan karakterler hakkında bir hikaye oldu.

Marks, James Clavell'in 1975 tarihli romanını eline ilk aldığında, kitabı okumakta isteksiz olduğunu itiraf etti.

"2024'e uyarlanamayacağını düşünmüştüm"

Senarist, 1300 sayfadan uzun olan kitapla ilgili şöyle dedi:

Ebeveynlerimizin başucunda duran bir kitaptı. Ayrıca kulağa kültürel olarak da çağ dışı geliyordu. Kitabın 2024'e uyarlanamayacağını düşünmüştüm.

Ancak Marks, romancı eşi Rachel Kondo'nun ısrarıyla sonunda kitabı eline aldıktan hemen sonra Clavell'in romanının neden bu kadar ünlü olduğunu anlamış:

Kitabı açıp incelediğinizde, son derece modern bir hikaye olduğunu görüyorsunuz. 

Shogun'ın kitabı, yayımlandığında milyonlarca satmış ve Richard Chamberlain'le Toshiro Mifune'nin başrollerini paylaştığı 1980 tarihli mini diziye uyarlanmıştı. 

ABD'deki her üç haneden birinin izlediği dizi, üç Emmy ve üç Altın Küre kazanmıştı. 

Hem dizi hem de kitap, oyuncaklardan video oyunlarına ve Tom Cruise'un başrolde olduğu Edward Zwick filmi Son Samuray'a (The Last Samurai) feodal Japonya'ya yönelik bir ilgi dalgasını tetiklemişti.

Independent Türkçe, Daily Mail, ScreenRant, CinemaBlend



Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
TT

Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)

Bilim insanları primat türlerinde alfa erkek olgusunun pek de gerçek olmadığını tespit etti. Geniş kapsamlı araştırma, dişi ve erkekler arasındaki hiyerarşik ilişkinin daha karmaşık olduğuna işaret ediyor.

İnsanların da içinde yer aldığı primat grubunda ya erkeklerin ya da dişilerin popülasyondaki hakim cinsiyet olduğu düşünülüyordu. Genellikle erkeklerin gruptaki hakimiyeti elinde tuttuğuna inanılıyordu.

Ancak hakemli dergi PNAS'te dün (7 Temmuz) yayımlanan çalışmada durumun sanıldığı kadar net olmadığı ve beklendiğinden daha fazla popülasyonda dişilerin egemen olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar maymunlar, lemurlar, tarsiyerler ve lorisler gibi 121 primat türüne ait 253 popülasyondan 5 yıl boyunca veri topladı. Ekip varsayımların ötesinde daha net bilgi edinmek adına ayrıntılı davranış kayıtları toplayıp grup içindeki kavgaları ve kazananları derledi.

Çalışmada karşı cinsler arasındaki kavga ve tartışmaların sanılandan çok daha sık yaşandığı saptandı. Bir grup içindeki anlaşmazlıkların ortalama yarısı dişi ve erkekler arasında geçti. 

Araştırma genelinde incelenen kavgaların yaklaşık yüzde 90'ını erkekler kazandığı için bu açıdan net bir erkek hakimiyeti olduğu söylenebilir.

Öte yandan araştırmacılar popülasyonların sadece yüzde 17'sinde bu durumun gözlemlendiğini söylüyor. İnsanların en yakın akrabalarından şempanze ve bonobolar bu kesimde yer alırken, lemur ve bonoboların da olduğu primat popülasyonlarının yüzde 13'ünde net bir dişi egemenliği vardı.

Geri kalan yüzde 70'lik kısımdaysa bir cinsiyetin diğeri üzerindeki hakimiyet ya orta düzeydeydi ya da hiç yoktu.

Fransa'daki Montpellier Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Dr. Élise Huchard, "Sıkı bir erkek egemenliği gerçekten azınlıkta" diyerek ekliyor: 

Bunun çoğunluk olmasını beklemiyorduk çünkü literatürü iyi biliyoruz ancak yüzde 20'nin altında kalmasını pek beklemezdik.

Erkek egemenliğinin daha net olduğu gruplarda, bu cinsiyetin vücut veya dişlerinin daha büyük olduğu gözlemlendi. Ayrıca dişilerin kaçıp ağaçlara tırmanamadığı popülasyonlarda da benzer bir durum vardı.

Öte yandan dişiler hakimiyetini, üremeden gelen güçleriyle kazanıyordu. Dr. Huchard, "Bir dişi çiftleşmek istemiyorsa, erkek bu konuda hiçbir şey yapamaz" diye açıklıyor: 

Dişiler üremeyi kontrol ettiklerinde, bunu erkeklere karşı bir güç mekanizması olarak kullanabiliyorlar.

Bilim insanları ayrıca dişilerin birbirleriyle rekabet ettiği ve erkeklerin yavrulara daha fazla baktığı gruplarda da dişi egemenliğinin daha yaygın olduğunu gözlemledi. Bu türlerde dişiler ya genellikle yalnız oluyor ya da sadece erkek-dişi çiftleri halinde yaşıyorlar. Bu durum tek eşliliğin dişi hakimiyetiyle bağlantılı olduğu anlamına gelebilir.

Araştırmacılar bu sonuçların doğrudan insanlara uygulanamayabileceğini ancak yakın akraba türlerdeki cinsiyet rollerinde şaşırtıcı bir esnekliğe işaret ettiğini söylüyor. 

Dr. Huchard, "Bu sonuçlar, insanlık tarihinde daha sonra ortaya çıkan tarım toplumlarına kıyasla daha eşitlikçi olan avcı-toplayıcılar arasındaki kadın-erkek ilişkileri hakkında bildiklerimizle epey örtüşüyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, BCC Science Focus, PNAS