Basit bir analiz kronik böbrek hastalığının gelişimini ortaya koyuyor

Diyalize giren bir hasta (Reuters)
Diyalize giren bir hasta (Reuters)
TT

Basit bir analiz kronik böbrek hastalığının gelişimini ortaya koyuyor

Diyalize giren bir hasta (Reuters)
Diyalize giren bir hasta (Reuters)

Danimarka'daki araştırmacılar, kronik böbrek hastalığının hızla gelişme riski taşıyan bireyleri tespit etmenin basit bir yolunu keşfetti. Araştırmacılar, idrardaki albümin proteininin ölçülmesine dayanan bu yöntemin, hastalığın önlenmesi ve etkili tedavisi yolunda önemli bir adım olabileceğini açıkladı ve sonuçlar geçtiğimiz Pazartesi günü Nephrology Dialysis Transplantation dergisinde yayınlandı.

Kronik böbrek hastalığı, böbreklerde hasara neden olan ve zamanla işlevlerinde kademeli ve kalıcı bir düşüşe yol açan bir durum ve tıbbi olarak kronik böbrek yetmezliği olarak adlandırılıyor.

Hastalık, atıkları ve fazla sıvıları "filtreleyerek" kanın temizlenmesinden ve idrarla atılmasından sorumlu olan böbrek fonksiyonlarının kademeli olarak durmasına yol açıyor ve sonuçta diyaliz veya böbrek nakli gerektirebiliyor.

Ekip, Danimarka sağlık kayıtlarından elde edilen verilere dayanarak hastalığın hızlı ilerleyişinin göstergelerini izlemek için kapsamlı bir çalışma yürüttü.

Çalışma, hafif ve orta şiddette kronik böbrek hastalığı tanısı yeni konan hastaların 3 yıl içinde hastalığın hızla ilerleme riskinin yüzde 15 olduğunu gösterdi.

Ancak şaşırtıcı bir şekilde, çalışma idrardaki protein albümininin basit bir ölçümünün hastalığın ilerleme seyrinin güçlü bir göstergesi olduğunu da gösterdi. Bu da hastalığın hızla kötüleşmesi açısından yüksek risk altındaki hastaların belirlenmesini mümkün kılmakta ve komplikasyonların önlenmesini iyileştirebilmekte.

Böbrekler normalde kanı süzer ve proteinleri yeniden emer, ancak hasar görürlerse albümin de dahil olmak üzere bazı proteinler idrara sızarak anormal derecede yüksek seviyelere neden olabilir.

Danimarka Rheus Üniversitesi'nden çalışmanın baş araştırmacısı Profesör Christian Finnbo Christiansen ise Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Genel olarak, yeni tanı konulan hafif ve orta dereceli kronik böbrek hastalığı olan hastaların tanı konulduktan sonra hızlı ilerleme, hastaneye yatış ve ölüm riskinin yüksek olduğunu, ancak böbrek yetmezliği riskinin düşük olduğunu gördük. Teşhisten sonraki 3 yıl içinde hastalığın yüzde 15'inde hızlı ilerleme meydana geldi, yüzde 53'ü hastaneye yatırıldı ve yüzde 18'i öldü, sadece yüzde 0,3'ünde diyaliz veya böbrek nakli gerektiren böbrek yetmezliği gelişti."

Ancak daha da önemlisi Christiansen, ekibin rutin klinik bakımda kolayca yapılabilen albümin proteini ölçümünün, hastalığın 3 yıl içinde hızla ilerleme riski taşıyan bireylerin belirlenmesine yardımcı olabileceğini ve bunun öncelikle beyindeki yüksek albümin seviyeleriyle arttığını tespit ettiğini söyledi. Genellikle erkeklerde kadınlardan daha yüksek olan hastalık, özellikle diyabet, yüksek tansiyon ve kardiyovasküler hastalıktan muzdarip olanlarda görünüyor.

Ayrıca Profesör Christian Finnbo Christiansen, risk altındaki hastaları tespit etmek için kronik böbrek hastalığı tanısı yeni konan hastalarda idrar albümin düzeylerinin rutin olarak ölçülmesini de tavsiye etti.



Homo sapiens güneş kremi sayesinde mi hayatta kalmayı başardı?

Mağara sanatında aşıboyasının kullanımı, güneş kremi olarak kullanılmasıyla aynı zamana denk gelmiş olabilir (Wikimedia Commons)
Mağara sanatında aşıboyasının kullanımı, güneş kremi olarak kullanılmasıyla aynı zamana denk gelmiş olabilir (Wikimedia Commons)
TT

Homo sapiens güneş kremi sayesinde mi hayatta kalmayı başardı?

Mağara sanatında aşıboyasının kullanımı, güneş kremi olarak kullanılmasıyla aynı zamana denk gelmiş olabilir (Wikimedia Commons)
Mağara sanatında aşıboyasının kullanımı, güneş kremi olarak kullanılmasıyla aynı zamana denk gelmiş olabilir (Wikimedia Commons)

Neandertallerin soyu tükenirken modern insanların hayatta kalmasının arkasında güneş kremi yatıyor olabilir. 

Modern insanların (Homo sapiens) en yakın akrabalarından Neandertaller, onbinlerce yıl Avrupa'da yaşadıktan sonra yaklaşık 40 bin yıl önce yok olmuştu. 

Bilim insanları türün sonunu neyin getirdiğini saptamaya çalışırken, yeni bir araştırma Dünya'nın manyetik alanındaki değişimlere işaret etti.

Gezegeni Güneş'in zararlı ışınlarından koruyan manyetik alanın kutupları genellikle kuzey ve güney kutuplarıyla aynı hizada ancak çekirdekteki değişiklikler sonucu zaman zaman yer değiştiriyor.

Yaklaşık 41 bin yıl önce de böyle bir olay yaşandı ve manyetik alan zayıflayarak daha yüksek seviyede radyasyonun yeryüzüne ulaşmasına izin verdi.

Michigan Üniversitesi liderliğindeki bir araştırma ekibi, volkanik kayaç ve tortularda korunan manyetik imzaları inceleyerek Laschamps olayı diye bilinen bu dönemde manyetik alanının detaylı bir modelini oluşturdu. 

Bulguları hakemli dergi Science Advances'ta dün (16 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre 41 bin yıl önce manyetik kutuplar ekvatora doğru kaydı ve alanın gücü, bugünkü seviyelerin yüzde 10'una kadar düştü.

Bilim insanları bu dönemde, normalde kutuplarda görülen kuzey ışıklarının ekvatora çok daha yakın yerlere yaklaştığını tahmin ediyor.

Bunun yanı sıra artan ultraviyole ışın oranı, insanları cilt kanseri gibi hastalıklara karşı epey savunmasız bırakmış olmalı.

Araştırmacılar bu dönemde modern insanlar arasında kişinin ölçülerine göre hazırlanmış kıyafetlerin yaygınlaştığını söylüyor. Ayrıca ultraviyole ışınlara karşı koruma sağlayan aşıboyasına da sanat eserlerinde sıkça rastlanırken, Homo sapiens bunu vücuduna da sürmüş olabilir. 

Ekip bu nedenle Homo sapiens'in, Neandertallere karşı daha avantajlı bir konumda olabileceğini düşünüyor. Kişiye özel kıyafetler de vücudu daha iyi örtebildiğinden güneş ışınlarına karşı korumada etki sağlıyor. 

Makalenin başyazarı Dr. Agnit Mukhopadhyay "Çalışmada, manyetik alanın bağlı olmadığı ve kozmik radyasyonun veya Güneş'ten gelen her türlü enerjik parçacığın toprağa kadar sızmasına izin veren tüm bölgeleri birleştirdik" diyerek ekliyor:

Bu bölgelerin birçoğunun aslında 41 bin yıl önceki erken insan faaliyetleriyle, özellikle de mağara kullanımı ve tarih öncesi güneş kremi kullanımındaki artışla epey yakından eşleştiğini gördük.

Diğer yandan bazı uzmanlar, modern insanların aşıboyasını güneş kremi olarak kullanıp kullanmadığının bilinmediğini ve tek başına onları kurtarmış olmayabileceğini söylüyor.

Çek Cumhuriyeti'ndeki JCMM'den (Güney Moravya Uluslararası Hareketlilik Merkezi) Ladislav Nejman, aynı dönemde çok soğuk koşullar olduğuna dikkat çekerek ekliyor:

Homo sapiens'in Neandertallere kıyasla sahip olduğu en büyük avantaj, Afrika'da ve başka yerlerde yaşayan başka büyük popülasyonların olmasıydı. Bu nedenle yeni Homo sapiensler bu olaylardan sonra Avrupa'ya taşınabilirdi. 

Independent Türkçe, IFLScience, New Scientist, Science Advances