Obezite ameliyatı şeker hastalarını nasıl etkiliyor?

Obezite ameliyatı, kişinin kilo vermesine yardımcı olmak için sindirim sisteminde değişikliklerin yapıldığı bir prosedür (Reuters)
Obezite ameliyatı, kişinin kilo vermesine yardımcı olmak için sindirim sisteminde değişikliklerin yapıldığı bir prosedür (Reuters)
TT

Obezite ameliyatı şeker hastalarını nasıl etkiliyor?

Obezite ameliyatı, kişinin kilo vermesine yardımcı olmak için sindirim sisteminde değişikliklerin yapıldığı bir prosedür (Reuters)
Obezite ameliyatı, kişinin kilo vermesine yardımcı olmak için sindirim sisteminde değişikliklerin yapıldığı bir prosedür (Reuters)

Yeni bir çalışma, obezite ameliyatının (Bariatrik cerrahi) tip 2 diyabetli hastalar için uzun vadeli faydalara yol açtığını ve daha iyi kan şekeri kontrolünü sağlamasının yanı sıra uzun vadede ilaç ihtiyacını azalttığını ortaya çıkardı.

CNN’in haberine göre, çalışmada, bazıları kilo verme ameliyatı geçiren, bazıları ise sağlıklı bir kiloya ulaşmak için ilaç almak ve yaşam tarzı değişiklikleri yapmak gibi cerrahi olmayan yöntemlere başvuran tip 2 diyabetli 262 kişinin kan şekeri düzeyleri ve ilaç kullanımları karşılaştırıldı.

Hastaların durumu 12 yıl boyunca takip edildi. Pittsburgh Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, kilo verme ameliyatı geçiren katılımcıların kan şekeri seviyelerinin önemli ölçüde düşük olduğunu ve ameliyat olmayanlara göre diyabet ilaçlarını daha az almaları gerektiğini gözlemledi.

Araştırmaya katılan Dr. Thomas Wadden “Sonuçlarımız, tip 2 diyabetin kontrolünü iyileştirmede obezite cerrahisinin uzun vadeli etkinliğine dair bugüne kadarki en güçlü kanıtları sağlıyor” ifadelerini kullandı.

Obezite ameliyatı, Ulusal Diyabet ve Sindirim ve Böbrek Hastalıkları Enstitüsü’ne göre kişinin kilo vermesine yardımcı olmak için sindirim sisteminde değişikliklerin yapıldığı bir prosedüre dayanıyor.

Araştırmada yer almayan Stanford Health Care Endokrinoloji Kliniği başkanı Dr. Marilyn Tan, CNN’e, bu ameliyat sonucunda gıda alımının azalması ve nörohormonal değişikliklerin, kan şekerinin düşmesine ve dolayısıyla tip 2 diyabetin tedavisine neden olabileceğini söyledi.

Tan “Ameliyat seçeneği geleneksel diyabet ilaçlarını alma seçeneğine göre daha zor olsa da, aynı zamanda uzun vadeli sağlığa da bir yatırımdır” ifadelerini kullandı.

Araştırmacılar, JAMA dergisinde yayınlanan yeni çalışmada, bu bulguların daha fazla sigorta şirketini tip 2 diyabetli hastalar için bariatrik cerrahiyi karşılamaya teşvik edeceğini umduklarını belirterek, bunun ‘söz konusu bireyler için oldukça etkili ve uzun süreli bir tedavi’ olduğunu vurguladı.

Daha önce 2022’de yayınlanan bir çalışma, kilo verme ameliyatının, obez kişilerde çeşitli kanser türlerine yakalanma ve hastalıktan ölüm riskinin azalmasıyla ilişkili olduğunu belirtti.



Yeni korku dizisinin yıldızı, Friends ve Seinfeld'den ilham almış

The Creep Tapes'in ilk üç bölümü, 25 Eylül'te ABD'nin Teksas eyaletinde düzenlenen Fantastic Fest'te gösterildi (AMC)
The Creep Tapes'in ilk üç bölümü, 25 Eylül'te ABD'nin Teksas eyaletinde düzenlenen Fantastic Fest'te gösterildi (AMC)
TT

Yeni korku dizisinin yıldızı, Friends ve Seinfeld'den ilham almış

The Creep Tapes'in ilk üç bölümü, 25 Eylül'te ABD'nin Teksas eyaletinde düzenlenen Fantastic Fest'te gösterildi (AMC)
The Creep Tapes'in ilk üç bölümü, 25 Eylül'te ABD'nin Teksas eyaletinde düzenlenen Fantastic Fest'te gösterildi (AMC)

Bağımsız filmleriyle tanınan yönetmen ve aktör Mark Duplass, buluntu film tarzındaki korku serisi Creep ve Creep 2'deki eksantrik seri katil Josef rolüyle geri döndü.

Duplass, bu kez dehşeti televizyona taşıyor.

ABD'de Shudder ve AMC+'ta ekranlara gelen yeni dizi The Creep Tapes, Josef'in her bölümde farklı bir kurbanla maceralarını konu alıyor. 

Duplass, tüyler ürperten hikayeleri 25 dakikalık bölümlere bölerken, klasik sitcom'lardan ilham almış. 

Kulağa çılgınca gelse de The Creep Tapes'in, insanlara pandemi sırasında ailemle birlikte Friends ve Seinfeld'i art arda izlerken hissettiğim gibi hissettirmesini istedim.

"Kendimizi rahatlamış hissediyoruz"

ABD merkezli köklü gazete New York Times'a konuşan 47 yaşındaki aktör, yeni projesinden bahsederken şöyle dedi:

Jenerikten önce bir sahne var. Sonra jenerik başlıyor ve kendimizi rahatlamış hissediyoruz. Bu, tuhaf bir şekilde, bu karakteri seven insanlar için bir rahatlama ve eğlence dizisi olacak. Rahatsızlığın rahatlığı.

Duplass dizi boyunca korku faktörünün azalacağından endişe ettiğini de anlattı. Bunun yerine, mizahın yeni bir dehşet duygusu yarattığını keşfetmiş.

"Mükemmel bir tempo tutturmak zorundasınız"

Amerikalı oyuncu, "İşin içine daha fazla mizah kattığımızda insanların çok daha rahatladığını gördük" diyerek ekledi: 

Bu kez zamanı geldiğinde korku daha yoğun bir seviyeye ulaştı. Mizah, herkesin benim bir katil olduğumu zaten bildiği gerçeğiyle kaybettiğimiz şok etkisini geri getirmemizi sağlıyor.

Mizah faktörünün büyük ölçüde dizinin doğaçlama doğasından geldiğini aktaran Duplass, "Hikayeyi bir gece önce ve sahneyi çekerken yazıyoruz" diye ekledi:

Buluntu film tarzında olduğu için doğaçlama yapıp daha sonra düzenleyemezsiniz. Mükemmel bir tempo tutturmak zorundasınız. Çekim bittiğinde, aslında yazı da bitmiş oluyor.

Prömiyerini 15 Kasım'da yaptı

Yönetmen koltuğunda Patrick Brice'ın oturduğu dizi, prömiyerini 15 Kasım'da yaptı. 

2014 yapımı psikolojik korku filmi Creep ve 2017 tarihli devam filmi Creep 2, halen Netflix'te izlenebiliyor. 

Aynı evrende geçen The Creep Tapes ise henüz Türkiye'deki bir yayın platformunda gösterilmiyor.

Independent Türkçe, IndieWire, New York Times