Drew Barrymore: "Kızım, Playboy'a poz vermemi yüzüme vuruyor"

Barrymore, 1995'de Playboy'un kapağı için modellik yapmıştı

Reuters
Reuters
TT

Drew Barrymore: "Kızım, Playboy'a poz vermemi yüzüme vuruyor"

Reuters
Reuters

Drew Barrymore, geçmişteki Playboy çalışmalarının, ebeveynlik hayatında kendisine musallat olduğunu itiraf etti.

Kendi adını taşıyan talk show programının 27 Şubat'taki bölümünde Christina Aguilera'yla sohbet eden 49 yaşındaki anne, çocuğunun giymesine izin verdiği kıyafetlere ilişkin bir sohbette dergiyle olan geçmişini kızı tarafından kullanıldığını itiraf etti.

50 İlk Öpücük'ün (50 First Dates) başrol oyuncusu, Aguilera'ya "Kızım göbeği açık tişört giymek istiyor" dedi.

Ben 'Hayır' diyorum, o da 'Sen Playboy'un kapağındaydın' diyor.

Barrymore'un eski eşi Will Kopelman'la olan evliliğinden iki kızı var: 11 yaşındaki Olive ve 9 yaşındaki Frankie.

Genie in a Bottle'la ünlü şarkıcı, 9 yaşındaki kızı Summer'ın da göbeği açık tişört giymeye meraklı olduğunu itiraf etti.

Aguilera, "Yine de bunu söylemesine bayıldım" dedi.

Bunun olacağını kasık kısmı açık pantolon giydiğim gün biliyordum. Bir gün ben de böyle diyeceğimi biliyorum. Çünkü benim kızım da göbeği açık tişört giymek istiyor.

"Ve ben sadece, 'Bunu aşağı çekebilir miyiz?' diyeceğimi düşünüyorum. Kendimi bunu yaparken görebiliyorum" diye ekledi.

Bununla birlikte, 43 yaşındaki şarkıcı kızına kendini nasıl özgürce ifade edebileceğini öğretmeye kararlı. Ona göre, kasık kısmı açık pantolon giymek de kendini ifade etme yöntemi.

Aguilera, "Geriye dönüp baktığımızda, ister kasık kısmı açık pantolonlara isterse de Playboy'a kapak olmana, o zamanlar kendimizi ve bizim için en iyi olduğunu düşündüğümüz şeyi ifade ediyorduk" dedi.

Ve bu güçlendiriciydi. Bunu başkası için yapmadık. Ve sonra 'Bunu bir erkek için yapıyorsun' gibi pek çok etiket ve yargı geliyor. Ama bunu kendi kafalarındaki hikayeye göre uyduruyorlar.

Aguilera, "Kadın olmak ve vücudunuzla sizi iyi ya da kadınsı hissettiren her şeyi kucaklamak güçlendirici bir şey. Ancak bunu kucaklayabilmek kendin için yaptığın bir şey" diye belirtti.

Hollywood oyuncusu 1995'teki Playboy kapağında, markanın amblemi olan siyah tavşanlı beyaz bir tişört ve dantelli pembe iç çamaşırıyla yer almıştı. Saçları sarıya boyanmış ve kısaydı ayrıca yandan ayrılmış ve taşlı bir tokayla tutturulmuştu. O dönemde Barrymore 19 yaşındaydı.

Charlie'nin Melekleri'nin (The Charlie’s Angels) yıldızı, Aguilera'ya müstehcen dergi için yapılan çekimlerin "her dakikasından keyif aldığını" söyledi.

Barrymore aralıkta Natalie Portman'a Playboy kapağı hakkında konuşmuş ve 19 yaşında dergi için çekim yapma kararını savunmuştu.

"Gücümü geri alıyordum" demişti.

Asi bir çocuk olmak, özgür olmak, kendimi keşfetmek ve büyümek.

Barrymore, "Playboy'a poz verirken harika zaman geçirmiştim, eğlendim ve hiçbir pişmanlığım yoktu, gerçekten sevmiştim. Ama daha sonra çocuk sahibi olacağımı bilmiyordum" diye belirtti.

Independent Türkçe



Idris Elba'dan The Wire itirafı

Fotoğraf: HBO
Fotoğraf: HBO
TT

Idris Elba'dan The Wire itirafı

Fotoğraf: HBO
Fotoğraf: HBO

Idris Elba, genelde tüm zamanların en iyi TV dizisi kabul edilen The Wire hakkında sürpriz bir itirafta bulundu.

Aktör, David Simon'ın HBO dizisinde çıkış yapmıştı. Luther'ın yıldızı herkesçe bilinir hale gelmeden önce, kurnaz uyuşturucu baronu Russell "Stringer" Bell rolünde o kadar iyi oynamıştı ki birçok izleyici onun Amerikalı olduğunu varsaymıştı.

Pek çok kişi The Wire'ı tüm zamanların en iyi dizilerinden biri olarak görüyor ancak aktör, tek bir bölümünü bile izlemediği ve asla izlemeyeceği için bu görüşe katılamıyor.

Elba, yeni aksiyon komedisi Heads of State'in gösterime girmesinden önce Good Hang podcast'inde Amy Poehler'a konuştu:

Dürüst olmak gerekirse, The Wire'ı izlemedim.

Bu itirafından dolayı "kötü hissettiğini" söyledi ve ekledi:

Hayranı olmadığımdan değil, ben de oradaydım. Farkında olmasak da çok yoğun, çok gerçek ve çok önemli bir dizide oynadım. Diziyi çekerken önemini fark etmemiştim.

Elba, "bir izleyici olarak keyif almadığı" için dizinin hayran kitlesinden dışlanmış hissettiğini belirterek şunları söyledi:

Kendimi biraz dışarıda kalmış hissediyorum.

Aktör daha sonra diziyi neden asla izlemeyeceğini açıkladı:

Daha çok, hayatımda yarattığı etki açısından The Wire'dan bu yana tüm bunların varlığını hissediyorum. Yani benim için neredeyse Stringer Bell gibiydim. Stringer Bell değilim ama Stringer Bell öldüğünde benim de bir parçamın o karakterle birlikte öldüğünü hissediyorum. Geri dönüp izlemek benim için çok tuhaf.

sdfrgtyh
Idris Elba, The Wire'da Stringer Bell karakterini canlandırıyordu (HBO)

*Haberin geri kalanı The Wire hakkındaki sürprizlerin tadını kaçırabilir* 

Dizinin yaratıcısı David Simon, daha önce karakteri öldürüldüğünde Elba'nın "üzüldüğünü" çünkü "insanların onun nasıl bir başrol oyuncusu olduğunu keşfetmeye başladığını" açıklamıştı.

Simon, Associated Press'e, "Senaryoyu okuduğunda, 'Dostum, diziden ayrıldığıma inanamıyorum' dedi" diye konuşmuştu.

Onunla senaryo üzerine konuştuğumu ve 'Idris, filmlerde rol alacaksın. Yıldız bir oyuncu olacaksın. İnsanlar bu ölümden çok etkilenecek, geçmişe baktıklarında bu hikaye örgüsünü görecekler. Bu senin kartvizitin dostum. Geleceğin parlak' dediğimi hatırlıyorum.

The Wire'dan sonra Elba, BBC draması Luther'ın başarısının da yardımıyla Britanya'nın en büyük yıldızlarından biri haline geldi. Oynadığı filmler arasında Thor, The Suicide Squad: İntihar Timi (The Suicide Squad), Prometheus ve Pasifik Savaşı (Pacific Rim) yer alıyor.

Independent Türkçe