Eleştirmenlerin nefret ettiği film, neden Netflix'te bu kadar popüler?

New York Times, "kasıtlı olarak şehvetli" gerilimin "kesinlikle aptalca" olduğunu yazmıştı

Filmde başroldeki Kelly Rowland'a Trevante Rhodes ve Nick Sagar eşlik ediyor (Netflix)
Filmde başroldeki Kelly Rowland'a Trevante Rhodes ve Nick Sagar eşlik ediyor (Netflix)
TT

Eleştirmenlerin nefret ettiği film, neden Netflix'te bu kadar popüler?

Filmde başroldeki Kelly Rowland'a Trevante Rhodes ve Nick Sagar eşlik ediyor (Netflix)
Filmde başroldeki Kelly Rowland'a Trevante Rhodes ve Nick Sagar eşlik ediyor (Netflix)

Tyler Perry'nin son filmi Mea Culpa, sinema yazarlarından aldığı felaket yorumlar ve eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes ile IMDb gibi çeşitli sitelerdeki berbat puanlara rağmen Netflix'te büyük bir hit oldu. 

Guardian filmin "komik derecede dağınık" olduğunu söylerken New York Times, bu "kasıtlı olarak şehvetli" gerilimin "kesinlikle aptalca" olduğunu yazdı.

Eleştirmenlerin beğenmediği gişe canavarlarını yönetiyor

21. yüzyılın özgün yönetmenlerinden biri olarak anılan Tyler Perry, 30 yılı aşkın bir süredir, birçoğu eleştirmenlerce dışlanmış olsa da milyonlarca dolar hasılat elde eden yapımlara imza attı.

Perry'nin son filmi Mea Culpa, 23 Şubat'ta Netflix'te gösterime girdi ve o zamandan beri IMDb'de 10 üzerinden 4,1 ve Rotten Tomatoes'da 100 üzerinden 21 puan alabildi. 

Filmin izleyici skoru da bir o kadar kötü: Sadece 37. 

Öte yandan 54 yaşındaki Perry'nin adı bile Netflix aboneleri için bir cazibe merkezi haline geldi ve son dönemdeki çalışmalarının çoğu yayın devinde gösterime giriyor.

Yönetmenin başrolde Crystal Fox'un yer aldığı 2020 yapımı filmi A Fall from Grace, Rotten Tomatoes'da sadece 15 puan almasına rağmen Netflix'te ilk haftasında 26 milyon kişi tarafından izlenmişti.

Kötü yorumlara rağmen zirveye çıkıyor

2022'deyse platformda iki Tyler Perry filmi birden gösterime girmişti. Her ikisi de eleştirmenlerce yerden yere vurulmuş ama platformun en çok izlenenleri arasına girmişti.

Tyler Perry, Netflix'teki son filmlerinin yanı sıra Kayıp Kız (Gone Girl), Don't Look Up ve Vice gibi ünlü filmlerde rol almış, tanınan bir isim ve yüz.

Bununla birlikte, Perry'nin filmlerinde sıklıkla aynı oyuncular rol alıyor ve benzer konular işleniyor. Bu da bir aşinalık hissi yaratıyor.

Kolay tüketilen eğlence

Öte yandan Netflix'te en çok izlenen filmlerin çoğu aksiyon ya da gerilim kategorisinde yer alıyor. 

Red Notice ve The Gray Man gibi filmler listenin üst sıralarında yer alırken, benzer şekilde olumsuz eleştiriler alan Mea Culpa gibi bir yapımın dikkat çekmesi çok da şaşırtıcı değil. 

Eleştirmenlere göre her türden filmin yer aldığı platformda kolay tüketilebilir eğlence sunan yapımlar, genellikle hızlı bir şekilde listelerin üst sıralarına yükseliyor.

Tanınmış isimler, hızlı tempolu ve ilgi çekici olay örgüsüyle Mea Culpa gibi bir film, kötü eleştirilere rağmen bu özellikleri sayesinde küresel listelerin zirvesine çıkabiliyor.

Independent Türkçe, ScreenRant, TechRadar



Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
TT

Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)

Bilim insanları primat türlerinde alfa erkek olgusunun pek de gerçek olmadığını tespit etti. Geniş kapsamlı araştırma, dişi ve erkekler arasındaki hiyerarşik ilişkinin daha karmaşık olduğuna işaret ediyor.

İnsanların da içinde yer aldığı primat grubunda ya erkeklerin ya da dişilerin popülasyondaki hakim cinsiyet olduğu düşünülüyordu. Genellikle erkeklerin gruptaki hakimiyeti elinde tuttuğuna inanılıyordu.

Ancak hakemli dergi PNAS'te dün (7 Temmuz) yayımlanan çalışmada durumun sanıldığı kadar net olmadığı ve beklendiğinden daha fazla popülasyonda dişilerin egemen olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar maymunlar, lemurlar, tarsiyerler ve lorisler gibi 121 primat türüne ait 253 popülasyondan 5 yıl boyunca veri topladı. Ekip varsayımların ötesinde daha net bilgi edinmek adına ayrıntılı davranış kayıtları toplayıp grup içindeki kavgaları ve kazananları derledi.

Çalışmada karşı cinsler arasındaki kavga ve tartışmaların sanılandan çok daha sık yaşandığı saptandı. Bir grup içindeki anlaşmazlıkların ortalama yarısı dişi ve erkekler arasında geçti. 

Araştırma genelinde incelenen kavgaların yaklaşık yüzde 90'ını erkekler kazandığı için bu açıdan net bir erkek hakimiyeti olduğu söylenebilir.

Öte yandan araştırmacılar popülasyonların sadece yüzde 17'sinde bu durumun gözlemlendiğini söylüyor. İnsanların en yakın akrabalarından şempanze ve bonobolar bu kesimde yer alırken, lemur ve bonoboların da olduğu primat popülasyonlarının yüzde 13'ünde net bir dişi egemenliği vardı.

Geri kalan yüzde 70'lik kısımdaysa bir cinsiyetin diğeri üzerindeki hakimiyet ya orta düzeydeydi ya da hiç yoktu.

Fransa'daki Montpellier Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Dr. Élise Huchard, "Sıkı bir erkek egemenliği gerçekten azınlıkta" diyerek ekliyor: 

Bunun çoğunluk olmasını beklemiyorduk çünkü literatürü iyi biliyoruz ancak yüzde 20'nin altında kalmasını pek beklemezdik.

Erkek egemenliğinin daha net olduğu gruplarda, bu cinsiyetin vücut veya dişlerinin daha büyük olduğu gözlemlendi. Ayrıca dişilerin kaçıp ağaçlara tırmanamadığı popülasyonlarda da benzer bir durum vardı.

Öte yandan dişiler hakimiyetini, üremeden gelen güçleriyle kazanıyordu. Dr. Huchard, "Bir dişi çiftleşmek istemiyorsa, erkek bu konuda hiçbir şey yapamaz" diye açıklıyor: 

Dişiler üremeyi kontrol ettiklerinde, bunu erkeklere karşı bir güç mekanizması olarak kullanabiliyorlar.

Bilim insanları ayrıca dişilerin birbirleriyle rekabet ettiği ve erkeklerin yavrulara daha fazla baktığı gruplarda da dişi egemenliğinin daha yaygın olduğunu gözlemledi. Bu türlerde dişiler ya genellikle yalnız oluyor ya da sadece erkek-dişi çiftleri halinde yaşıyorlar. Bu durum tek eşliliğin dişi hakimiyetiyle bağlantılı olduğu anlamına gelebilir.

Araştırmacılar bu sonuçların doğrudan insanlara uygulanamayabileceğini ancak yakın akraba türlerdeki cinsiyet rollerinde şaşırtıcı bir esnekliğe işaret ettiğini söylüyor. 

Dr. Huchard, "Bu sonuçlar, insanlık tarihinde daha sonra ortaya çıkan tarım toplumlarına kıyasla daha eşitlikçi olan avcı-toplayıcılar arasındaki kadın-erkek ilişkileri hakkında bildiklerimizle epey örtüşüyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, BCC Science Focus, PNAS