Su içmeyi sevmeyenler için 5 sağlıklı sıvı alternatifi nedir?

Pek çok insan suyun tadından hoşlanmıyor (Reuters)
Pek çok insan suyun tadından hoşlanmıyor (Reuters)
TT

Su içmeyi sevmeyenler için 5 sağlıklı sıvı alternatifi nedir?

Pek çok insan suyun tadından hoşlanmıyor (Reuters)
Pek çok insan suyun tadından hoşlanmıyor (Reuters)

Çoğu doktor ve uzman, vücuda sağladığı faydalar nedeniyle insanlara günlük olarak kabul edilebilir miktarda su içmelerini tavsiye ediyor.

Ancak pek çok insan tadından hoşlanmadığı için günlük ihtiyaç duyulan miktarda suyu içemiyor.

Şarku’l Avsat’ın Fox News’ten aktardığı habere göre, San Francisco merkezli profesyonel spor diyetisyeni ve içecek şirketi Hint Water’ın beslenme danışmanı Jordan Mazur, su içmeyi sevmeyenler için daha lezzetli alternatifler sundu.

Mazur, “Su, şüphesiz sıvı alımı için en iyi seçimdir, ancak başka sağlıklı alternatifler de var” dedi.

Suya alternatif olarak neler içilmeli?

Bitki çayları, özellikle kafeinsiz olanlar, günlük sıvı alımına katkıda bulunabilir.

Mazur, hindistan cevizi suyunun elektrolit içeriği nedeniyle rehidrasyon için faydalı olabilecek başka bir iyi seçenek olduğuna dikkat çekerek, diğer alternatif hakkında şunları söyledi;

Hem süt ürünleri, hem de bitki bazlı alternatiflerden olan süt, kalsiyum gibi temel besin maddelerinin yanı sıra sıvı alımını da sağlıyor.

Başka bir seçenek de, suya lezzetli bazı malzemeler ekleyerek daha iştah açıcı hale getirmek.

Mazur, “Suyun bazen lezzetsiz olabileceğini düşünüyorsanız, bunu sağlamak için salatalık, limon veya çilek gibi meyve dilimleri veya hafif bir vitamin takviyesi eklemeyi deneyin” dedi.

Bunlara ek olarak, ilave kalori veya yapay tatlandırıcı olmadan, suya doğal lezzet katan içime hazır alternatiflerin bulunduğunu da belirtti.

Kaçınılması gereken içecekler neler?

Mazur, soda ve şeker ilaveli meyve suları da dahil olmak üzere alkollü ve şekerli içeceklerin suya alternatifler olmadığı konusunda uyardı.

Spor diyetisyeni, “Bunlar sıvı alımına katkıda bulunsalar da, yüksek şeker içeriğiyle kilo alımı ve metabolik bozukluk riskinin artması dahil olmak üzere olumsuz sağlık etkilerine sahip olabilir” dedi.

Mazur, kahve ve bazı çaylar gibi kafeinli içeceklerin idrar söktürücü etkiye sahip olabileceğini ve potansiyel olarak sıvı kaybının artmasına yol açabileceğini vurguladı.

Hidrasyonun önemi

Vücudun gerekli su ve elektrolit düzeyinin performansı destekleyecek belirli bir ölçüde tutulmasına hidrasyon deniliyor.

Yüksek performanslı sporcularla çalışan Mazur, bu konuda ise şu değerlendirmeyi yaptı;

Uygun sıvı alımı, egzersiz sırasında kaybedilen sıvıların yenilenmesi ve uygun iyileşmenin sağlanması için günlük beslenme planımızın temel bir parçasıdır.

Vücut işlevlerini sürdürmek için uygun hidrasyonun çok önemli olduğunun altını çizen Mazur, “Su, sindirimde, besin emiliminde, sıcaklığın düzenlenmesinde ve atıkların ortadan kaldırılmasında çok önemli bir rol oynuyor. Yeterli hidrasyon, optimal organ fonksiyonunu ve genel refahı sağlar” diye ekledi.

Dehidrasyonun uyarı işaretleri

Vücudun gerektiği gibi çalışmasını önleyecek düzeyde, aldığından daha fazla sıvı kaybetmesi ile ortaya çıkan vücutta yeterli sıvı bulunmaması durumuna ise dehidrasyon deniliyor.

Mazur, dehidrasyonun yaygın belirtilerinin koyu sarı idrar, ağız kuruluğu, baş ağrısı, baş dönmesi ve yorgunluk olduğunu söyledi.

Spor diyetisyeni, “Ayrıca fiziksel aktivite sırasında terleme eksikliği, idrarın azalması ve kalp atış hızının artması dehidrasyonun göstergesi olabilir. Bu sinyallere dikkat etmek ve buna göre sıvı alımını artırmak çok önemli” ifadelerini kullandı.

Uzman, dehidrasyonun bilişsel işlevi ve fiziksel performansı bozabileceğini ve hatta ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceğine dikkat çekti.

İçmemiz gereken su miktarı nedir?

Bu konuda genel kuralın vücudun sinyallerini takip etmek olduğunu söyleyen Mazur, “İdrarınızın rengini izlemek de faydalıdır, açık sarı genellikle uygun hidrasyonu gösterir” dedi.

Sıvı alımı ihtiyaçlarının fiziksel aktivite düzeyleri, çevresel koşullar ve sağlık durumu gibi farklı faktörlere göre de değişebileceğini belirten uzman şu ifadelerle devam etti;

Örneğin, özellikle sıcak veya nemli ortamlarda egzersiz sırasında bireyler terleme yoluyla sıvı kaybeder, bu da optimum performansı korumak ve dehidrasyonu önlemek için sıvı alımı ihtiyacını artırır. Benzer şekilde ateş, kusma veya ishal görülen hastalıklar sırasında vücut sıvıları daha hızlı kaybeder. Bu kayıpları telafi etmek ve iyileşmeyi desteklemek için daha fazla sıvıya ihtiyaç duyulur.

Mazur, günde yaklaşık 8 bardak su içilmesini tavsiye ederken, “Susuzluk hissedilmese bile gün boyunca düzenli olarak sıvı içilmesi tavsiye edilir” diye konuştu.

Çok fazla su içmeye karşı da uyaran Mazur, “Aşırı su alımı, kandaki düşük sodyum seviyelerinin zararlı olabileceği hiponatremi adı verilen bir duruma yol açabilir. Vücudunuzu dinleyin ve sizin için işe yarayan bir denge tutturun” tavsiyesinde bulundu.



Daniel Craig, James Bond rolünü neden ilk önce reddettiğini anlattı

Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)
Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)
TT

Daniel Craig, James Bond rolünü neden ilk önce reddettiğini anlattı

Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)
Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)

Daniel Craig, James Bond'u oynamayı başlangıçta reddettiğini çünkü bunun sinema sektöründeki diğer fırsatları sınırlayabileceğinden korktuğunu açıkladı.

56 yaşındaki aktör, 2006 yapımı Casino Royale'den 2021 yapımı Ölmek İçin Zaman Yok'a (No Time To Die) kadar 5 filmde 007'yi canlandırdı. Ancak efsanevi casus rolünü üstlenme konusunda çekinceleri olduğunu itiraf etti.

Hollywood Reporter'ın Awards Chatter Podcast'ine konuk olan Craig'e, Bond rolünü kabul ederken gergin olup olmadığı soruldu. 

Britanyalı aktör, "Evet, kesinlikle. Bu yüzden geri çevirdim" diye açıkladı. 

Yani, 'Hayır' dedim. O sırada ortada bir senaryo yoktu. 'Senaryoyu görmeden bir karar vermem mümkün değil' diyordum.

Rolün hayatını nasıl değiştireceğinden korktuğunu itiraf eden Craig, "O zamanlar epey iyi kazanıyordum, yani hayatımı o zamanlar yaptığım şeyi yaparak geçirseydim, çok daha mutlu olurdum" diye ekledi.

Ama bu gerçekten de öyle bir şeydi ki... Yani sürekli James Bond'u oynamak mı?

Craig, Bond filmleri arasında Direniş (Defiance) ve Kovboylar ve Uzaylılar (Cowboys and Aliens) gibi yapımlarda da rol aldı. Ama bir oyuncu olarak çok yönlülüğünü sergileme çabasının onu tükettiğini de ifade etti.

"Bond sizin hayatınız"

"Sanırım kendimi kanıtlamak zorunda olduğumu hissettim" diyen Craig, ekledi: 

Bir süre sonra bunu yapacak enerjiye sahip olmadığımı fark ettim. Bunu Diriliş gibi filmleri eleştirmek için söylemedim çünkü onlarla gurur duyuyorum. Ama Bond sizin hayatınız. Her bir film hayatınızdan yaklaşık iki yıl çalıyor. 6 aydan fazla bir süre evden uzak kalıyorsunuz. Ve dünyaya çeşitli rolleri oynayabiliyor olduğumu kanıtlama ihtiyacı yüzünden başka filmleri araya sıkıştırma fikri biraz saçma, bu yüzden bunu yapmayı bıraktım.

Craig, son olarak Beni Adınla Çağır'ın (Call me By Your Name) İtalyan yönetmeni Luca Guadagnino'nun yeni filmi Queer'de oynadı.

William S. Burroughs'un 1985 tarihli romanından uyarlanan film, küçük Amerikan topluluğunun diğer üyeleriyle birkaç temas dışında günlerini neredeyse tamamen yalnız geçiren Amerikalı göçmen Lee'yi merkeze alıyor.  

Geçen hafta, filmin ABD'deki sınırlı gösteriminin tanıtımı sırasında New Yorker'a konuşan Craig, Bond'u oynamakla ilgili en büyük çekincelerinden birinin serideki erkeklik anlatısı olduğunu söylemişti.

Queer, bu yıl ikinci kez düzenlenmesi ve 7 Kasım'da başlaması planlanan MUBI FEST'in açılış filmi olacaktı. 

İki eşcinsel erkeğin aşkını anlatan filmin gösterimi, "toplum barışını tehlikeye atacak provokatif içerik taşıdığı" gerekçesiyle Kadıköy Kaymakamlığı tarafından yasaklanmıştı.

Independent Türkçe, Deadline, New Yorker, Daily Mail, Hollywood Reporter