Çekimleri başlayan Superman: Legacy'nin adı değiştirildi

Yeniden başlatılan DC Evreni'nin ilk filmi 2025'te gösterime girmeye hazırlanıyor

Superman'in kadrosu (jamesgunn/Instagram)
Superman'in kadrosu (jamesgunn/Instagram)
TT

Çekimleri başlayan Superman: Legacy'nin adı değiştirildi

Superman'in kadrosu (jamesgunn/Instagram)
Superman'in kadrosu (jamesgunn/Instagram)

James Gunn, Superman: Legacy'nin artık sadece Superman olarak bilineceğini açıkladı.

DC Studios'un eş CEO'su duyuruyu Instagram'dan yaparken aynı zamanda çekimlerin başladığını da teyit etti.

Gunn şöyle yazdı:

Bugün 29 Şubat'ta SUPERMAN'in ana çekimlerinin başladığını duyurmaktan büyük mutluluk duyuyorum ki bu, (tesadüfen ve planlanmadan) Superman'in doğum gününe denk geldi. Senaryonun ilk taslağını bitirdiğimde filme 'Superman: Legacy' adını vermiştim. Son taslağı çekime hazır hale getirdiğimde isminin SUPERMAN olduğu açıktı. Temmuz 2025'te sizlerle buluşmak üzere yoldayız.

Yaklaşan süper kahraman filmi, Gunn ve eş CEO Peter Safran'ın denetiminde yeniden başlatılan DC Evreni'nin ilk yapımı olacak.

Başrolde filme adını veren Çelik Adam rolüyle David Corenswet yer alacak. 30 yaşındaki Coronswet, Ryan Murphy'nin 2019 yapımı Netflix drama dizisi The Politician'la çıkış yaptıktan sonra A24'ün beğenilen bağımsız korku filmi Pearl'de oynadı. Hayatı ve kariyeri hakkında daha fazlasını buradan okuyabilirsiniz.

Rachel Brosnahan, Superman'in duygusal ilişki yaşadığı Lois Lane'i canlandıracak. 33 yaşındaki Brosnahan en çok Amazon Prime Video'nun popüler dönem komedi dizisi The Marvelous Mrs. Maisel'daki başrolü canlandırmasıyla tanınıyor. Film rolleri arasındaysa Kurye (The Courier/2020) ve I'm Your Woman (2020) yer alıyor.

Nicholas Hoult da kötü karakter Lex Luthor'u canlandırmak için kafasını kazıttığını yakında zamanda açıklamıştı.

Gunn'ın paylaştığı bir grup özçekiminde Hoult, 1940'ta çıkmaya başlayan DC çizgi romanlarındaki Luthor tasvirlerini yansıtan tıraşlı kafasıyla görülüyordu.

Gönderinin açıklama kısmına Gunn şöyle yazmıştı:

#Superman kadrosuyla masadaki okumadan sonra. Eve, Mr. Terrific, Superman/Clark, Otis, Lex, yapımcı Peter Safran, Jimmy, Metamorpho, Lois, Hawkgirl, ben, Guy, The Engineer ilk kez hep birlikte! Ne harika bir gün.

Milly Alcock da kısa süre önce Supergirl rolüne seçilmişti fakat DC Evreni'ndeki ilk çıkışını Superman'de yapıp yapmayacağı belirsizliğini koruyor.

Gunn yakın zamanda komedyen ve TV sunucusu Bassem Youssef'in Gazze'deki çatışma hakkında konuştuğu için yaklaşan filmden kovulduğu yönündeki spekülasyonlara yanıt vermişti.

57 yaşındaki Gunn, Youssef'in canlandırması için teklif götürülen karakterin Filistin hakkındaki yorumlarından önce senaryodan tamamen çıkarıldığını bildiren bir IGN makalesini X/Twitter hesabında paylaşmıştı.

Gunn makale hakkında "Bu doğru" diye yazmıştı.

Superman, 11 Temmuz 2025'te sinemalarda vizyona girmeye hazırlanıyor.



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature