Taylor Swift hayranı, viral görüntüsüne gelen tepkileri yorumladı

Bir hayranı, Swift'in Sydney'de konser verdiği yerin önünde hıçkırıklara boğulmuştu

AFP
AFP
TT

Taylor Swift hayranı, viral görüntüsüne gelen tepkileri yorumladı

AFP
AFP

Avustralyalı Taylor Swift hayranı Madison Blackband, pop süperstarının Exile performansına verdiği dramatik tepkiyle viral olduğu an hakkında konuştu.

25 Şubat Pazar günü 20 yaşındaki Blackband ve iki arkadaşı, Swift'in Avustralya'daki son Eras Turnesi konserini verdiği Sydney'deki Accor Stadyumu'nun önünde otururken kendilerini kaydetmişti.

Blackband'in o gecenin ilerleyen saatlerinde paylaştığı TikTok videosunda, Swift'in 2020'de çıkan "folklore" albümündeki şarkısı Exile'ın performansına başlamasıyla hayranın dramatik bir şekilde gözyaşlarına boğulduğu görülüyor.

Görüntülerin üstünde yazan metinde "Taylor'ın 'Exile'ı (hayatımı kurtaran şarkı diye de bilinir) söylemesine verdiğim tepki" diye belirtiliyor.

Video anında viral oldu. Bu haberin yazıldığı sırada TikTok'ta 1,1 milyon kez izlendi ve Instagram ve X'te yeniden paylaşıldı.

Rolling Stone'a verdiği yeni röportajda Blackband, "[X'e] girdim ve karşıma çıkan ilk şey bu videoydu. 'Ah, bu yaşandı' dedim" diye konuştu.

Bunu 200 kişinin görmesi niyetiyle paylaştım, milyonlara ulaşsın diye değil.

Daha sonra videonun TikTok'taki yorum bölümünü devre dışı bırakan Blackband bunu "başkalarının söylediklerini kaldıramadığından değil sadece manasını görmediği için" yaptığını açıkladı.

Yine de bu durum kullanıcıları, diğer sosyal medya platformlarında süzgeçten geçirilmemiş görüş ve yargılarını paylaşmaktan alıkoymadı.

Birçok X kullanıcısı Blackband'i aşırı dramatik ve gösterişçi olmakla suçladı. Hatta bazıları iki arkadaşını, yeterince duygusal destek göstermedikleri için eleştirdi. Diğer izleyicilerse videoya gülüp geçti.

Blackband internetteki çeşitli tepkilere değinerek şöyle dedi:

Bunun beni üzmesine izin vermenin anlamı yok. Nasıl tepki verdiysem öyle tepki verdim. Arkadaşlarımın beni yargılamadığını biliyorum. Bu sadece benim. Ben sadece tutkulu biriyim.

Swift hayranı, "Birilerinin bunun utanç verici falan olduğunu düşünmesi benim için hiçbir şey ifade etmiyor çünkü ben hiçbir zaman öyle olduğunu düşünmedim ve şimdi de sırf biri öyle olduğunu söyledi diye öyle olduğunu düşünecek değilim" diyerek şöyle ekledi:

Buna neden güldüklerini anlıyorum. Videoyu ilk tekrar izleyişimde ben de gülmüştüm.

Blackband şarkıya duyduğu sevgi hakkında da şunu söyledi:

[Exile] benim için çok şey ifade ediyor. Herhangi bir şeye ihtiyacım olduğunda, dikkatimi dağıtmak ya da odağımı korumak için dinlediğim bir şarkı. Can simidi gibi.

Halihazırda Swift, muazzam başarı yakalayan Eras Turnesi'ne bir haftalık ara verdi. 2 Mart'ta turnenin Singapur ayağına başladıktan sonra mayısta Avrupa'ya gidecek.

Independent Türkçe



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News