Heath Ledger'ın ölümüyle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı

Kara Şövalye'yle tanınan oyuncu 2008'de, aşırı dozda reçeteli ilaç aldıktan sonra 28 yaşında hayatını kaybetmişti

Heath Ledger (AP)
Heath Ledger (AP)
TT

Heath Ledger'ın ölümüyle ilgili yeni detaylar ortaya çıktı

Heath Ledger (AP)
Heath Ledger (AP)

Heath Ledger'ın arkadaşı, aktörün ölümünü çevreleyen koşullar hakkında yeni bilgiler açıkladı.

Christopher Nolan'ın filmi Kara Şövalye'de (The Dark Knight) Joker'i canlandıran Ledger, New York'taki evinde aşırı dozda reçeteli ilaç almasının ardından 22 Ocak 2008'de hayatını kaybetmişti. Aktör 28 yaşındaydı.

Yönetmen ve senarist Stephen Gaghan, Ledger'ın kendi filminin senaryosuyla birlikte yatakta öldüğünü yakın zamanda açıkladı.

Oscar ödüllü yönetmen, Malcolm Gladwell'in 2005 tarihli kitabı Blink'in uyarlaması üzerinde çalışıyordu ve Ledger'ı başrolde oynatmak istiyordu.

Gaghan, Ledger'ın babası Kim'in oğlunun ölümünü öğrendikten sonra kendisini arayarak Blink'in senaryosunun evinde bulunduğunu söylediğini belirtti.

Gladwell'in Development Hell adlı podcast'inde konuşan Gaghan, Gladwell'e şöyle dedi:

Cesetle birlikte oradaydılar ve senaryomuz onunla birlikte yataktaydı ve senin kitabın komodinin üzerindeydi. Sanırım benim numaram da senaryonun üzerine yazılıydı. Tahmin edebileceğin gibi bu kişiler şoktaydı ve o numarayı aradılar ve bunu neden yaptıklarını bilmiyorum.

Yönetmen şöyle devam etti:

Eşimle birlikte havalimanındaydık, bir yerden bir yere gidiyorduk ve kelimenin tam anlamıyla yere yığıldım, daha önce ya da o zamandan sonra bu başıma hiç gelmedi. Ayaklarım altımdan kayıp gitti. Resmen öylece oturdum çünkü 'Ne, ne?' diye kalmıştım.

Gaghan "Eşimin yüzünü hatırlıyorum ve benim sadece nutkum tutulmuştu. Sadece dinledim, dinledim ve dinledim. Gerçekten ama gerçekten çok üzücüydü. Ve hâlâ da üzücü" diye ekledi.

Yönetmen, Ledger'ın ölümünden sonra Blink'in film uyarlamasını geliştirmeyi durdurduğunu söyledi.

Geçen ay 2024 Altın Küre'de ödül alırken yönetmen Christopher Nolan, Heath Ledger'ın ölümünün ardından yaşadığı "karmaşık ve zorlu" bir deneyimi anlatmıştı.

Heath Ledger, Kara Şövalye'de (Warner Bros/DC Comics)
Heath Ledger, Kara Şövalye'de (Warner Bros/DC Comics)

Nolan seyircilere Altın Küre sahnesine en son 2009'da, önceki yıl hayatını kaybeden Ledger adına En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kabul ettiğinde çıktığını söylemişti.

Ledger'ın hayatını kaybetmeden önce çekimlerini tamamladığı son film olan Kara Şövalye, ölümünden 6 ay sonra gösterime girmişti.

Nolan, Ledger'ın ödülünü aldığı geceyi anımsayarak şöyle demişti:

Teşekkür ederim. Daha önce bu sahneye bir tek sevgili dostumuz Heath Ledger adına bu ödüllerden birini kabul etmek üzere çıkmıştım ve bu benim için karmaşık ve zorlu bir durumdu.

Ledger'ın diğer filmleri arasında Senden Nefret Etmemin 10 Sebebi (10 Things I Hate About You), Beni Orada Arama (I'm Not There) ve 2006'da kendisine Oscar adaylığı kazandıran Brokeback Dağı (Brokeback Mountain) yer alıyor.

Independent Türkçe



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News