Netflix, Oscarlı yıldızın aksiyon dizisinin fişini çekti

Bol miktarda şiddet içeren suç dizisi eleştirmenlerin övgülerine rağmen ikinci sezon onayını alamadı

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 84 puan alan dizi, süreleri 48 ve 69 dakika arasında değişen 8 bölümden oluşuyor (Netflix)
Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 84 puan alan dizi, süreleri 48 ve 69 dakika arasında değişen 8 bölümden oluşuyor (Netflix)
TT

Netflix, Oscarlı yıldızın aksiyon dizisinin fişini çekti

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 84 puan alan dizi, süreleri 48 ve 69 dakika arasında değişen 8 bölümden oluşuyor (Netflix)
Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da 84 puan alan dizi, süreleri 48 ve 69 dakika arasında değişen 8 bölümden oluşuyor (Netflix)

Netflix, Oscar ödüllü oyuncu Michelle Yeoh'lu suç draması The Brothers Sun'ı tek bir sezonun ardından iptal etti.

Tayvanlı organize suç örgütleri etrafında dönen ve Güney Kaliforniya'nın San Gabriel Vadisi'nde geçen aksiyon dizisi, 4 Ocak'ta gösterime girmişti. 

Dizi, Glee ve Pose'daki çalışmalarıyla tanınan Brad Falchuk ve Byron Wu tarafından yaratılmıştı. Deadline'ın aktardığına göre Falchuk ve Wu, aksiyonun yürütücü yapımcılığını da üstlenmişti.

The Brothers Sun'da 61 yaşındaki Malezyalı aktrisin yanı sıra Justin Chien, Sam Song Li, Highdee Kuan ve Joon Lee de rol alıyordu.  

Netflix, 16 yaşından küçüklere uygun olmadığını belirttiği dizinin konusunu şöyle özetlemişti:

Taipei'deki bir çetenin üyesi, inatçı annesini ve olaylardan bihaber olan erkek kardeşini hedef alan gizemli bir düşmana karşı onları korumak için Los Angeles'a gider.

Geçen yıl Her Şey Her Yerde Aynı Anda'yla (Everything Everywhere All At Once) Oscar alan ilk Asyalı kadın olarak tarihe geçen Yeoh, dizideki performansıyla da eleştirmenlerin beğenisini kazanmıştı.

İzlenme listelerinde yükselmiş ancak tutunamamıştı

Yeoh, Asyalı oyuncuların başrolde olduğu bir dizide yer almaktan heyecan duyduğunu söylemişti.

Variety'ye konuşan Malezyalı oyuncu, "Son birkaç yıldır farklı roller için mücadele ediyor ve hepimizin masada bir koltuğa sahip olmayı hak ettiği bir giriş noktası bulmayı umuyordum" diyerek eklemişti:

Sadece son birkaç yıldır Asyalıların hikayelerinin daha fazla anlatıldığını görüyorsunuz.

Dizi, Netflix'in İngilizce diziler listesinde ilk 10'da 5 hafta kalarak 2 numaraya kadar yükselmişti. Ancak dizinin haftalık izlenme sayısı 7 milyonun altında kalmış ve listedeki son iki haftasında 2 milyonun altına düşmüştü.

Hollywood Reporter'ın televizyon eleştirmeni Angie Han, incelemesinde dizinin "bol miktarda şiddet içeren aksiyon ve dramatik ters köşeler sunduğunu ama her şeyden önce iyi vakit geçirmeyi amaçladığını" yazmıştı.

 Independent Türkçe, Deadline, Daily Mail, Variety, Hollywood Reporter



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News