Stephen King yeni bilimkurgu dizisi için "mükemmele yakın" dedi

Eleştirmenler "Bu dizide hiçbir şey göründüğü gibi değil" yorumunu yapıyor

Dizinin başrollerindeki Noomi Rapace ve James D'Arcy'ye Breaking Bad'le tanınan Jonathan Banks de eşlik ediyor (Apple TV+)
Dizinin başrollerindeki Noomi Rapace ve James D'Arcy'ye Breaking Bad'le tanınan Jonathan Banks de eşlik ediyor (Apple TV+)
TT

Stephen King yeni bilimkurgu dizisi için "mükemmele yakın" dedi

Dizinin başrollerindeki Noomi Rapace ve James D'Arcy'ye Breaking Bad'le tanınan Jonathan Banks de eşlik ediyor (Apple TV+)
Dizinin başrollerindeki Noomi Rapace ve James D'Arcy'ye Breaking Bad'le tanınan Jonathan Banks de eşlik ediyor (Apple TV+)

Efsanevi korku yazarı Stephen King, Apple TV+'ın yeni psikolojik gerilim dizisinden övgüyle bahsetti. 

Sosyal medyayı aktif olarak kullanan Amerikalı yazar, Twitter'daki 7 milyonu aşkın takipçisine sık sık film, dizi ve kitap önerilerinde bulunuyor.

76 yaşındaki korku yazarı, Noomi Rapace'in başrolde yer aldığı ve hafızasında açıklanamayan boşluklar olan bir astronotu canlandırdığı Constellation'ı desteklediğini açıkladı.

48 yaşındaki oyun yazarı ve senarist Peter Harness'ın yarattığı ve kaleme aldığı 8 bölümlük psikolojik gerilim, İsveçli aktris Rapace tarafından canlandırılan astronot Jo'yu merkeze alıyor.

Aksiyon dolu 8 bölümlük dizi, insan psikolojisinin karanlık yönlerini keşfederken bir yandan da bir kadının kaybettiği şeyleri geri almak için ne kadar ileri gidebileceğini gözler önüne seriyor.

Eleştirmenler Constellation için "Bu dizide hiçbir şey göründüğü gibi değil" yorumunu yapıyor.

King, Twitter hesabından bilimkurgu ve gerilim dizisi hakkındaki övgü dolu yorumunu paylaştı. Sadece ilk iki bölümü izlediğini belirten King, bunların "neredeyse mükemmel, heyecanlı ve inandırıcı" olduğunu söyledi.

King, dizinin diğer bölümlerinin ne getireceği konusunda merakını gizlemedi:

Asıl soru inişe geçip geçmeyeceği.

Constellation hakkında yapılan yorumlara göre, dizinin girişi Apollo 13 gibi uzay filmlerini andırıyor. Bölümler büyük bir gizem oluştursa da uzay odaklı ilk kısım, dizinin bütününü temsil etmiyor. 

Constellation, 21 Şubat'ta ilk üç bölümüyle dünya prömiyerini yaptı. 27 Mart'a kadar her çarşamba Apple TV+'ta haftada bir bölüm gösterime girecek.

King, geçen ay takipçilerine Grinin Elli Tonu'nun yıldızı Jamie Dornan'ın başrolde olduğu The Tourist'i önermişti.

Ünlü yazarın tavsiye ettiği diziler arasında Fargo, Painkiller ve Idris Elba'nın başrolde olduğu Hijack de yer alıyor.

Independent Türkçe, ScreenRant, NPR



DNA analizi, Avrupa'nın geçmişindeki ilk kadın merkezli toplumu ortaya çıkardı

Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)
Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)
TT

DNA analizi, Avrupa'nın geçmişindeki ilk kadın merkezli toplumu ortaya çıkardı

Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)
Demir Çağı'ndaki mezarlar, kadın odaklı bir toplum yapısına işaret ediyor (Bournemouth Üniversitesi/AP)

Genetik analizler, Demir Çağı'nda Britanya'da yaşayan Keltlerin kadın merkezli bir topluluğu olduğunu ortaya koydu. Bilim insanları, Avrupa'nın eski dönemlerinde anayerli denen bu toplum biçimine daha önce rastlanmadığını söylüyor.

Roma İmparatorluğu MS 43'te Britanya'yı istila ettiğinde, Jül Sezar ve diğer Romalıların bu yabancı topraklardaki savaşçı kadınlardan söz ettiği yazıları var. Boudica gibi savaşçıların öne çıktığı kayıtlarda, bu toplumlarda kadınların önemli bir yere sahip olduğuna işaret ediliyordu.

Birleşik Krallık'ın Dorset bölgesindeki Keltik mezarlarındaysa, kadınların erkeklere kıyasla çok daha fazla değerli eşyalarla gömüldüğü görülmüştü. Bu mezarlar, MÖ 100'den MS 100'e kadar bölgede yaşayan Durotriges kabilesiyle ilişkilendiriliyor. 

Trinity College Dublin'nden Dr. Lara Cassidy ve ekip arkadaşları bu mezarları tekrar ziyaret ederek 57 kişinin DNA'sını inceledi.

Bulgularını önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (15 Ocak) yayımlayan ekip, kadın merkezli bir toplulukla karşılaştı. 

Araştırmacılar toplumun yapısını anlamak adında, sadece anneden geçen mitokondriyal DNA ve babadan oğula aktarılan Y kromozomuna odaklandı. 

Mitokondriyal DNA analizi, mezarlardaki kişilerin üçte ikisinin tek bir anne soyundan geldiğini ortaya koydu. Diğer yandan erkeklerdeki Y kromozomu çeşitlilik gösteriyordu. 

Bulgular, kadınlar yaşadıkları yerde kalırken, erkeklerin eşleri için farklı yerlere gittiğine, yani anayerli bir toplum yapısına işaret ediyor.

Dr. Cassidy, "Bu tür bir sistem Avrupa'nın tarih öncesi döneminde ilk kez belgeleniyor" diyor. 

Yeni araştırma, eski dönemlerdeki toplumlarda kadınların söz sahibi olmadığı ve daha domestik görevler üstlendiği düşüncesine meydan okuyor. Kadınların yaşadığı yerde kalması, toprakları kontrol etme, miras alma, ekonomide rol oynama ve nüfuz sahibi olma ihtimalinin daha yüksek olduğu anlamına geliyor. 

Diğer yandan bulgular, kadınların toplumda siyasi güce sahip olduğu veya bu dönemde anaerkil bir toplum yapısı olduğu anlamına gelmek zorunda değil.

Anayerli toplumların ne kadar yaygın olduğunu merak eden ekip, daha sonra Britanya'daki Neolitik Çağ'dan Demir Çağı'na kadar yayılan 156 mezarlıkta yatan kişilerin genetiğini inceleledi. 6 ayrı bölgede benzer bir toplum yapısına işaret eden kanıtlar buldular.

Makalenin ortak yazarı Prof. Dan Bradley, "Britanya genelinde, çoğu kişinin anne tarafından, küçük bir gruptan geldiği mezarlıklar gördük" diyerek ekliyor: 

Örneğin Yorkshire'da, MÖ 400'den önce baskın bir anasoy oluşmuştu. Şaşırtıcı bir şekilde bu, adada derin kökleri olan yaygın bir olguydu.

Dr. Cassidy yeni çalışmanın bulguları hakkında "Muhtemelen anayerliliğin çok daha yaygın olduğu dönemler var ve bunun geçmişte kadınları, rollerini ve toplumdaki etkilerini nasıl gördüğümüzle ilgili gerçekten önemli zincirleme etkileri sözkonusu" diyerek ekliyor:

Geçmişteki kadınlara baktığımızda onları yalnızca ev içi alanda ve çok az etkinliğe sahip olarak görmek gibi korkunç bir alışkanlığımız var ve bu gibi çalışmalar durumun hiç de böyle olmadığını vurguluyor. Bugün ve geçmişte pek çok toplumda kadınlar büyük bir etkiye ve güce sahipti ve bunu hatırlamakta fayda var.

Independent Türkçe, IFLScience, Guardian, AP, Nature