Oruçluyken susamamak için nelere dikkat etmeliyiz?

Beyrut’ta bir kadın Ramazan fenerleri satın alıyor (AP)
Beyrut’ta bir kadın Ramazan fenerleri satın alıyor (AP)
TT

Oruçluyken susamamak için nelere dikkat etmeliyiz?

Beyrut’ta bir kadın Ramazan fenerleri satın alıyor (AP)
Beyrut’ta bir kadın Ramazan fenerleri satın alıyor (AP)

Ramazan ayında hava sıcaklıklarının artmasıyla birlikte, çoğumuz gündüzleri susuzluk hissi ile karşı karşıya kalıyor ve bunu göreceli de olsa atlatabiliyoruz.

Uzmanlar, iftar ve sahurda sağlıklı beslenilmesini ve fazla yemek yenilmemesini tavsiye ediyor.

İftar ve sahurda uyulması gereken bazı beslenme alışkanlıkları var.

Oruç sırasında vücuttaki suyun muhafaza edilebilmesi için bol miktarda tüketilmesi veya azaltılması gereken içecek ve yiyecekler bulunuyor.

Şarku’l Avsat’ın tıbbi bilgiler içeren sitelerden aktardığı habere göre oruçluyken fazla susuzluk yaşamamak için dikkat etmemiz gereken bazı tavsiyeler şunlar;

Sahurda çok fazla su içmeyin

Sahurda bol su içmenin, oruç sırasında susuzluğu gidermemizi sağlayacağı yönünde bir yanılgı var. Ancak bilimsel gerçek, böbreklerin saatler sonra suyu attığı yönünde.

Uzmanlar, sahur ile iftar arasında vücudun susuz kalmaması için suyun belli miktarlarda içilmesini tavsiye ediyor.

Salatalık ve karpuz yiyin

Sadece su içerek değil, aynı zamanda su içeren sebze ve meyveler yiyerek de ihtiyacımız olan su miktarını alabiliriz.

Bu bağlamda, yüzde 95 su içeren salatalık, yüzde 94 su içeren domates ve yüzde 92’si sudan oluşan karpuz yenilebilir.

Mısır Sağlık Bakanlığı’nın tavsiyesine göre, ıspanak, mantar ve brokoli gibi sebzeler ile karpuz, elma, portakal ve üzüm gibi meyveler tercih edilebilir.

Kahveyi azaltın veya kaçının

Uzmanlar, içerdiği kafein idrar söktürücü olduğu için kahve tüketiminin azaltılmasını veya yeşil kahve içilmesini öneriyor.

Kahve tüketiminin fazla olmamasına ve günlük 4 fincanı geçmemesine dikkat edilmesi gerekiyor.

Uzmanlar ayrıca tokluk hissi verdiği ve sindirim sürecine zarar verdiği için özellikle iftarda sodanın azaltılmasını tavsiye ediyor.

Doğal içecekler tüketin

Tasteofhome sitesinde yer alan haberde göre Ramazan ayında gün içinde susuzluğu önlemek için sahurda sıcak kakao ve enerji içeceklerinden uzak durulması tavsiye ediliyor.

Uzmanlar, susuzluk hissini azaltan fındık, yer fıstığı ve yoğurdun yanı sıra yeşil çay ve kızılcık gibi doğal meyve suları ya da süt ve taze meyve içeren ‘smoothie’ gibi içecekleri öneriyor.

Tuzlu yiyeceklerden kaçının

Sağlık uzmanları, gün içinde susama hissini artırdığı için yiyeceklerdeki tuzun azaltılmasını ve turşu, zeytin, tuzlu balık ve patates kızartması gibi çok tuzlu veya baharatlı yiyeceklerden kaçınılmasını tavsiye ediyor.

Suudi Arabistan Sağlık Bakanlığı’nın tavsiyesine göre, tuzun susuzluğu arttırması nedeniyle özellikle sahurda hazır yemekler ve bazı peynirler gibi tuzlu yiyeceklerden uzak durmamız gerekiyor.

Bakanlık ayrıca hazımsızlığı önlemek için iftarda az miktarda sıvı tüketilmesini ve midenin yiyecek ve meyve sularıyla birlikte doldurulmamasını da tavsiye etti.

Sahur vaktinin geciktirilmesi

Vücudun susuzluğa dayanma kabiliyetini arttırmak için sahur yemeğini gece yarısından sonra yemek en doğrusudur.

UCLA Health sitesinde yer alan habere göre, Cell Metabolism isimli bilim dergisinde yayınlanan bir araştırmada, günde iki öğün yemenin kas gelişimini teşvik ettiği, kan şekeri seviyelerinin düşmesini ve karaciğerdeki yağ seviyelerinin azalmasını sağladığı görüldü.



Karanlık maddenin kökeni "Karanlık Büyük Patlama"da mı gizli?

Gizemli karanlık maddenin evrendeki maddenin yüzde 85'ini oluşturduğu öne sürülüyor (Pexels)
Gizemli karanlık maddenin evrendeki maddenin yüzde 85'ini oluşturduğu öne sürülüyor (Pexels)
TT

Karanlık maddenin kökeni "Karanlık Büyük Patlama"da mı gizli?

Gizemli karanlık maddenin evrendeki maddenin yüzde 85'ini oluşturduğu öne sürülüyor (Pexels)
Gizemli karanlık maddenin evrendeki maddenin yüzde 85'ini oluşturduğu öne sürülüyor (Pexels)

Bilim insanları karanlık maddenin diğer maddelerden sonra, "Karanlık Büyük Patlama" denen bir olayla ortaya çıktığını öne sürdü. 

Standart kozmolojik modele göre 13,8 milyar yıl önce gerçekleşen Büyük Patlama'yla evren bir saniyeden kısa sürede muazzam bir hızla genişledi.

Bu dönemde sıcak plazmayla dolu evrende, karanlık madde de dahil her şeyin, bu plazmanın soğumaya başlamasıyla meydana geldiği düşünülüyor.

Evrenin yüzde 27'sini oluşturduğu öne sürülen karanlık madde, ışıkla etkileşime girmediği için gözlemlenemiyor. 

Var olduğu düşüncesiyse, yarattığı kütleçekim etkisinin normal veya gözlemlenebilen madde üzerindeki etkisine dayanıyor.

Bilim insanları yaklaşık 100 yıldır bu maddenin varlığını doğrulayacak kanıtlar ararken, bazıları da gerçek olmadığını savunuyor. 

Physical Review D adlı hakemli dergide yayımlanan yeni bir makalenin yazarları, bu gizemli maddenin kökenini sorgulamaya açıyor.

Geçen yıl yine aynı bilimsel dergide çıkan bir makalede, karanlık maddenin Büyük Patlama'dan birkaç ay sonra gerçekleşen başka bir patlamayla ortaya çıkmış olabileceği iddia edilmişti. 

Austin Teksas Üniversitesi'nden Katherine Freese ve Martin Winkler, Karanlık Büyük Patlama adını verdikleri bu olayla sıcak ve karanlık plazma patlaması yaşandığını savunuyor. Tıpkı Büyük Patlama'nın normal maddeyi ortaya çıkarması gibi, bu olayın da karanlık maddeyi yarattığı düşünülüyor.

ABD'deki Colgate Üniversitesi'nden Cosmin Ilie ve Richard Casey'nin yeni çalışmasıysa, bu teoriyi destekleyerek karanlık maddeyi saptamaya yönelik yöntemler öneriyor.

Araştırmacılar, mevcut deneysel verilere dayanarak Karanlık Büyük Patlama modelinin geçerli olabileceği senaryoları inceledi. 

Karanlık maddenin kökenine dair yeni ihtimalleri ele alan ekip, bırakmış olabileceği kütleçekimsel dalgaların izini sürerek Karanlık Büyük Patlama teorisinin test edilebileceğini söylüyor. 

Ilie, "Karanlık Büyük Patlama tarafından üretilen kütleçekim dalgalarını tespit etmek, bu yeni karanlık madde teorisine çok önemli kanıtlar sağlayabilir" diyor: 

Uluslararası Pulsar Zamanlama Dizisi (IPTA) ve Kilometre Karelik Dizi (SKA) gibi deneyler ufukta belirmişken, yakında bu modeli daha önce görülmemiş şekillerde test edecek araçlara sahip olabiliriz.

Geçen yıl IPTA bünyesindeki bir araştırma ekibi, Büyük Patlama'dan kısa süre sonra meydana gelmeye başlayan kütleçekimsel dalgalarının sönük yankısı olan kütleçekimsel dalga arka planını ilk kez saptanmıştı.

Bu ve benzeri keşifler, karanlık madde teorilerini test etmenin yanı sıra evrenin ilk dönemindeki gelişiminin daha iyi anlaşılmasına da katkı sunma potansiyeli taşıyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, Popular Mechanics, Physical Review D