Ramazan’da oruç tutmak yaşa bağlı hastalık riskini azaltır mı?

Ramazan’da oruç tutmak yaşa bağlı hastalık riskini azaltır mı?
TT

Ramazan’da oruç tutmak yaşa bağlı hastalık riskini azaltır mı?

Ramazan’da oruç tutmak yaşa bağlı hastalık riskini azaltır mı?

Yürütülen yeni bir araştırmada, aralıklı oruç diyeti veya Ramazan ayında oruç tutmanın Alzheimer ve Parkinson gibi yaşa bağlı nörolojik hastalıklara yakalanma riskini azaltabileceği görüldü.

Şarku’l Avsat’ın Medical Xpress sitesinden aktardığı habere göre çalışmada, açlık ile sinir hücrelerinin hayatta kalması ve büyümesinde hayati bir rol oynayan beyin kaynaklı nörotrofik faktör (BDNF) arasındaki pozitif etkileşim incelendi.

BDNF, glikoz ve enerji metabolizmasının düzenlenmesinde önemli bir faktördür.

BDNF seviyelerindeki düşüş, nöron kaybıyla ilişkilidir.

Çalışmalar bu düşüşün Parkinson, Alzheimer ve Huntington gibi nörodejeneratif hastalıkların bir işareti olduğunu ortaya koymuştur.

Araştırmacılar, Ocak 2000’den Aralık 2023’e kadar yürütülen ve önemli veri tabanlarında yayınlanan deneysel ve gözlemsel insan çalışmalarının sistematik bir incelemesini gerçekleştirdi.

Çalışmada, aralıklı oruç ve kalori kısıtlamasının, insanlar üzerindeki BDNF düzeyleri ve bilişsel işlevler üzerindeki etkisi ölçüldü.

Sistematik inceleme, aralıklı oruç tutmanın ‘sağlıklı, fazla kilolu/obez bireylerde ve metabolik rahatsızlıkları olan hastalarda BDNF seviyeleri ve bilişsel işlevler üzerinde farklı etkileri olduğu’ görüldü.

Araştırmacılar, aralıklı oruç ile BDNF arasındaki ilişkinin, giderek daha fazla insanın sağlıklı bir uygulama olarak oruca başvurması nedeniyle büyük önem taşıdığını düşünüyor.

Araştırmacılar, BDNF’nin, nörojenezi ve sinaptik plastisiteyi, özellikle de nöronlar arasındaki sinyal iletiminde uzun süreli bir artışa yol açan, sinapsların kalıcı olarak güçlendirilmesini içeren uzun vadeli güçlenme (LTP) yoluyla teşvik ederek beyin fonksiyonunu iyileştirdiğini gördü.

Araştırmacılar, literatürde orucun bilişi iyileştirme, nörodejenerasyonu yavaşlatma, beyin hasarını azaltma, felç sonrası fonksiyonel iyileşmeyi artırma gibi nörolojik bozukluklar için aday tedavilerden biri olarak savunulduğunu belirtti.

Çalışmada, günaşırı oruç, aralıklı oruç ve Ramazan orucu modelini içeren farklı oruç sistemleri incelendi.

Bulgular, orucun sağlıklı, fazla kilolu/obez bireylerde ve metabolik rahatsızlıkları olan hastalarda BDNF düzeyi üzerinde değişken etkileri olduğunu gösterdi.

Sharjah Üniversitesi’nde Klinik Beslenme Profesörü olan, çalışmanın baş yazarı Moaz Islam Fares araştırmalarına ilişkin şunları söyledi;

“Bu incelemenin sonuçları, beyin sağlığını etkileyen önemli bir protein faktörünün düzeyini iyileştirmede oruç tutmanın önemini vurguluyor. Bu protein faktörü, beyin fonksiyonunun korunması ve Alzheimer hastalığı ve Parkinson gibi yaşa bağlı nörodejeneratif hastalıkların riskinin azaltılmasının yanı sıra depresyon ve anksiyete gibi zihinsel sağlık bozukluklarının önlenmesi için de önemlidir.”

Fares, “Çalışmanın önemi, kalori kısıtlaması ve farklı aralıklı oruç rejimlerinin vücut seviyesi üzerindeki etkisini özetleyen ilk sistematik derleme olmasından kaynaklanıyor. Aynı zamanda aralıklı orucun, yaşlılarda görülen ruh sağlığı sorunları ile yaşlanmaya bağlı beyin ve ruh sağlığı sorunlarının önlenmesi ve tedavisinde profilaktik, önleyici stratejilerden ve hatta iyileştirici müdahalelerden biri olarak uygulanabileceği gerçeğine dayanıyor” diye ekledi.



Daniel Craig, James Bond rolünü neden ilk önce reddettiğini anlattı

Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)
Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)
TT

Daniel Craig, James Bond rolünü neden ilk önce reddettiğini anlattı

Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)
Daniel Craig, 1962'den beri devam eden film serisinde en uzun süre rol alan oyuncu (MGM)

Daniel Craig, James Bond'u oynamayı başlangıçta reddettiğini çünkü bunun sinema sektöründeki diğer fırsatları sınırlayabileceğinden korktuğunu açıkladı.

56 yaşındaki aktör, 2006 yapımı Casino Royale'den 2021 yapımı Ölmek İçin Zaman Yok'a (No Time To Die) kadar 5 filmde 007'yi canlandırdı. Ancak efsanevi casus rolünü üstlenme konusunda çekinceleri olduğunu itiraf etti.

Hollywood Reporter'ın Awards Chatter Podcast'ine konuk olan Craig'e, Bond rolünü kabul ederken gergin olup olmadığı soruldu. 

Britanyalı aktör, "Evet, kesinlikle. Bu yüzden geri çevirdim" diye açıkladı. 

Yani, 'Hayır' dedim. O sırada ortada bir senaryo yoktu. 'Senaryoyu görmeden bir karar vermem mümkün değil' diyordum.

Rolün hayatını nasıl değiştireceğinden korktuğunu itiraf eden Craig, "O zamanlar epey iyi kazanıyordum, yani hayatımı o zamanlar yaptığım şeyi yaparak geçirseydim, çok daha mutlu olurdum" diye ekledi.

Ama bu gerçekten de öyle bir şeydi ki... Yani sürekli James Bond'u oynamak mı?

Craig, Bond filmleri arasında Direniş (Defiance) ve Kovboylar ve Uzaylılar (Cowboys and Aliens) gibi yapımlarda da rol aldı. Ama bir oyuncu olarak çok yönlülüğünü sergileme çabasının onu tükettiğini de ifade etti.

"Bond sizin hayatınız"

"Sanırım kendimi kanıtlamak zorunda olduğumu hissettim" diyen Craig, ekledi: 

Bir süre sonra bunu yapacak enerjiye sahip olmadığımı fark ettim. Bunu Diriliş gibi filmleri eleştirmek için söylemedim çünkü onlarla gurur duyuyorum. Ama Bond sizin hayatınız. Her bir film hayatınızdan yaklaşık iki yıl çalıyor. 6 aydan fazla bir süre evden uzak kalıyorsunuz. Ve dünyaya çeşitli rolleri oynayabiliyor olduğumu kanıtlama ihtiyacı yüzünden başka filmleri araya sıkıştırma fikri biraz saçma, bu yüzden bunu yapmayı bıraktım.

Craig, son olarak Beni Adınla Çağır'ın (Call me By Your Name) İtalyan yönetmeni Luca Guadagnino'nun yeni filmi Queer'de oynadı.

William S. Burroughs'un 1985 tarihli romanından uyarlanan film, küçük Amerikan topluluğunun diğer üyeleriyle birkaç temas dışında günlerini neredeyse tamamen yalnız geçiren Amerikalı göçmen Lee'yi merkeze alıyor.  

Geçen hafta, filmin ABD'deki sınırlı gösteriminin tanıtımı sırasında New Yorker'a konuşan Craig, Bond'u oynamakla ilgili en büyük çekincelerinden birinin serideki erkeklik anlatısı olduğunu söylemişti.

Queer, bu yıl ikinci kez düzenlenmesi ve 7 Kasım'da başlaması planlanan MUBI FEST'in açılış filmi olacaktı. 

İki eşcinsel erkeğin aşkını anlatan filmin gösterimi, "toplum barışını tehlikeye atacak provokatif içerik taşıdığı" gerekçesiyle Kadıköy Kaymakamlığı tarafından yasaklanmıştı.

Independent Türkçe, Deadline, New Yorker, Daily Mail, Hollywood Reporter