Hafta sonu fazla uyumaktan neden kaçınmak gerekiyor?

Hafta sonu fazla uyumak kişinin kendini sersem ve uyuşuk hissetmesine neden olabilir (Reuters)
Hafta sonu fazla uyumak kişinin kendini sersem ve uyuşuk hissetmesine neden olabilir (Reuters)
TT

Hafta sonu fazla uyumaktan neden kaçınmak gerekiyor?

Hafta sonu fazla uyumak kişinin kendini sersem ve uyuşuk hissetmesine neden olabilir (Reuters)
Hafta sonu fazla uyumak kişinin kendini sersem ve uyuşuk hissetmesine neden olabilir (Reuters)

Pek çok insan hafta sonları uzun saatler boyunca uyuyup, geç kalkma eğilimindedir.

Ancak uzmanlar, ‘fazla uyumanın’ kişinin günün geri kalanında sersem ve uyuşuk hissetmesine neden olabileceği konusunda uyardı.

Önceki çalışmaların çoğu uyku eksikliği veya uykusuzluğun sonuçlarına odaklanmıştı, ancak fazla uykunun olumsuz etkilerini inceleyen çok az çalışma vardı.

Şarku’l Avsat’ın The Telegraph gazetesinden aktardığı habere göre Ontario’daki Western Üniversitesi’ndeki sinirbilimciler, kendi tipik uyku düzenlerini kaydeden 10 bin katılımcı üzerinde çalıştı. 

Katılımcılar, daha sonra kısa süreli hafıza görevleri, sözel akıl yürütme ve mekansal planlama egzersizlerinden oluşan bilişsel bir teste tabi tutuldular.

Araştırmacılar mantıksal düşünme, konsantrasyon ve aktivite için en uygun uyku miktarının 7,16 ile 7,38 saat arasında değiştiğini bildirdi.

Ayrıca araştırmacılar, düzenli olarak yedi saatten az uyku almanın katılımcıların testteki performansını olumsuz etkilediğini gördü.

Çalışmadaki baş araştırmacı Adrian Owen, “Fazla uyuyanlarda görülen biliş bozukluğu aslında çok fazla uykudan kaynaklanıyor. Örneğin, daha uzun uyku, daha uzun ve daha yoğun ‘uyku ataleti’ ile ilişkilidir” dedi.

Dr. Sophie Bostock ise çalışmaya ilişkin şu açıklamayı yaptı;

“Vücut saatimiz, 24 saatlik bir ritimle genetik olarak yapılandırılmış bir dizi talimata dayanmaktadır. Biyolojik olarak hareket etmek, yemek yemek ve sosyal olarak etkileşime girmek gibi aynı şeyleri aynı anda yapmaya programlandık. Saatlerimizin karışması ve senkronizasyonun bozulmasına ‘sirkadiyen ritim bozulması’ deniliyor. Hala çalışabilir durumdayız ancak ortalamanın biraz altındayız. Bu durum ertesi güne de sarkabilir.”

Araştırmada ilginç bir şekilde, ‘fazla uyuyanların’ genellikle 15 ila 25 yaş arası veya 65 yaş üstü iki yaş grubundan kadınlar olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar ayrıca, yatakta çok uzun süre kalmanın depresyona, sağlığın bozulmasına, hastalık riskinin artmasına ve fiziksel kondisyonun azalmasına yol açabileceğini de belirtti.

2016 yılında Fransa’da yapılan bir araştırmada, günde 10 saatten fazla uyumanın bazı psikolojik hastalıklara, obeziteye ve yüksek vücut kitle indeksine neden olabileceği görülmüştü.



Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
TT

Azteklerin geniş ticaret ağı ortaya çıktı

Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)
Silah olarak ya da inşaatlarda kullanılan obsidyenin Aztek İmparatorluğu'na farklı bölgelerden geldiği tahmin ediliyor (INAH)

Orta Amerika'daki obsidyen eşyaların kökenini araştıran arkeologlar, Aztek İmparatorluğu'nun geniş ticaret ağını ortaya çıkardı. 

Aztek İmparatorluğu'nun obsidyeni geniş çapta kullandığı biliniyor. Sıradan çelikten daha sert olan bu volkanik cam, jiletten daha keskin kenarlara ve aynaları andıran yansıtma özelliğine sahip olabiliyor. Ayrıca farklı renklerde oluşması, bu mineralin silahlardan takılara kadar çeşitli alanlarda kullanılmasına olanak tanıyor.

Bugüne kadar Azteklere ait arkeolojik kazı alanlarında yapılan çalışmalarda çok fazla obsidyen eşya bulunsa da bunların nereden geldiği detaylıca incelenmemişti. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te dün (12 Mayıs) yayımlanan çalışmada, Aztek İmparatorluğu'nun başkenti Tenoçtitlan'ın ana tapınağı Templo Mayor'dan çıkarılan 788 obsidyen obje analiz edildi. Araştırma bugüne kadar bölgede yapılan en kapsamlı obsidyen çalışması olma özelliği taşıyor.

Örneklerin yaklaşık yüzde 90'ının başkentin 94 kilometre kadar kuzeydoğusundaki Sierra de Pachuca'dan çıkarıldığı tespit edildi. Bu bölge, yeşil ve altın rengi volkanik camlarıyla biliniyor.

Ancak nesnelerin geri kalanındaki mineral, 7 farklı bölgeden geliyordu. Araştırmacılar Ucareo gibi bazı bölgelerin, imparatorluğun sınırlarının dışında yer aldığını belirtiyor.

Aztek İttifakı kurulmadan önce Tenoçtitlan'ın obsidyeni çoğunlukla yakındaki Pachuca'dan temin ettiği görülüyor. Ancak MS 1430 civarında imparatorluğun güçlenmesinden sonra başkente rakip devletlerden daha çok obsidyen girdiği anlaşılıyor.

Araştırmacılar ayrıca bu dönemde dini amaçlarla kullanılan obsidyenin neredeyse tamamının Pachuca'dan geldiğini saptadı. Bu durum merkezi kontrolün artarak dini alanı tek tipleştirdiği anlamına gelebilir.

Tulane Üniversitesi'nden makalenin başyazarı Diego Matadamas-Gomora "Meksikalılar yeşil obsidyeni tercih etse de çoğunlukla ritüel dışı amaçlarla kullanılan obsidyen eserlerdeki yüksek çeşitlilik, birden fazla kaynaktan gelen obsidyen aletlerin, imparatorluğun başkentine doğrudan madenler yerine pazar yoluyla ulaştığını düşündürüyor" diyor.

Tarihi belgeler de Orta Amerika'nın çeşitli bölgelerinden gelen tüccarların, Tenoçtitlan pazarında mallarını sattığını gösteriyor.

Araştırmacılar makalede şu ifadeleri kullanıyor:

En az 7 obsidyen kaynağının varlığı, Meksikalıların bu dönemde ticari etkileşimlerini genişlettiğine işaret ediyor.

Araştırmacılar, Aztek obsidyeninin kökenlerini inceleyerek Orta Amerika'daki ticari ağların daha net bir haritasını çıkarmayı umuyor.

Matadamas-Gomora yeni çalışma hakkında "Bu tür bir analiz imparatorluk topraklarının, siyasi ittifakların ve ticari ağların zaman içinde nasıl geliştiğinin izini sürmemizi sağlıyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Phys.org, PNAS