Ameliyattan önce yağlı yiyecekler yemek beyindeki hafıza fonksiyonlarını etkiliyor

Yağlı yiyecekler vücudun günlük stres etkenlerine karşı tepkisini bozabilir (Birmingham Üniversitesi)
Yağlı yiyecekler vücudun günlük stres etkenlerine karşı tepkisini bozabilir (Birmingham Üniversitesi)
TT

Ameliyattan önce yağlı yiyecekler yemek beyindeki hafıza fonksiyonlarını etkiliyor

Yağlı yiyecekler vücudun günlük stres etkenlerine karşı tepkisini bozabilir (Birmingham Üniversitesi)
Yağlı yiyecekler vücudun günlük stres etkenlerine karşı tepkisini bozabilir (Birmingham Üniversitesi)

ABD’de yapılan bilimsel bir araştırmada, ameliyat olmadan önceki günlerde yağlı yiyecekler yemenin beyinde, özellikle de yaşlılarda hafızayla ilgili bilişsel işlevleri etkileyen yüksek bir inflamatuar (iltihaplanma) tepkiye neden olabileceği görüldü.

Şarku’l Avsat’ın Medical Xpress sağlık sitesinden aktardığına göre Ohio Üniversitesi’nden bir ekibin yaptığı araştırma, ameliyattan bir ay önce DHA omega-3 yağ asitleri açısından zengin gıda takviyeleri almanın laboratuvar farelerinin hafıza fonksiyonlarını etkilediğini gösterdi.

Bulguları Brain, Behavior, and Immunity dergisinde yayınlanan araştırmada ayrıca, ameliyattan üç gün önce yağlı yiyecekler yemenin, korku duygularıyla ilişkili hafıza fonksiyonlarını etkilediği ortaya çıktı.

Ohio Davranışsal Tıp Araştırma Enstitüsü’nde araştırmacı olan Ruth Barrientos, “Bu çalışma, kısa vadede, özellikle de ameliyattan kısa bir süre önce bile sağlıksız yemek yemenin zararlı sonuçlara yol açtığını gösteriyor” dedi.

Barrientos, açıklamasını şu ifadelerle sürdürdü;

Yüksek yağlı gıdalar tek başına beyindeki inflamasyonu biraz artırabilir. Ancak daha sonra aynı şeyi yapan bir ameliyata girersiniz ve kısa bir süre içinde bir araya getirildiğinde, beyinde uzun süreli hafızayı etkileyen spesifik bir reaksiyona neden olur.

Araştırma sırasında, bir grup laboratuvar faresine mide ameliyatına benzeyen bir prosedürden önce yüksek yağlı yiyecekler verildi.

Kontrol fareleri ise normal yemek yediler ve herhangi bir ameliyat geçirmediler.

Araştırma sırasında kontrol grubundaki farelerin, yağlı yiyeceklerle beslenen diğer farelerin aksine herhangi bir hafıza sorunu yaşamadığı tespit edildi.



Uzaydan gelen gizemli radyo sinyalinin kaynağı bulundu

Radyo teleskopla görüntülenen Samanyolu'ndaki yıldızlar arasındaki 18 dakikalık gizemli radyo sinyali kaynağı (Vimeo aracılığıyla Uluslararası Radyo Astronomi Araştırma Merkezi)
Radyo teleskopla görüntülenen Samanyolu'ndaki yıldızlar arasındaki 18 dakikalık gizemli radyo sinyali kaynağı (Vimeo aracılığıyla Uluslararası Radyo Astronomi Araştırma Merkezi)
TT

Uzaydan gelen gizemli radyo sinyalinin kaynağı bulundu

Radyo teleskopla görüntülenen Samanyolu'ndaki yıldızlar arasındaki 18 dakikalık gizemli radyo sinyali kaynağı (Vimeo aracılığıyla Uluslararası Radyo Astronomi Araştırma Merkezi)
Radyo teleskopla görüntülenen Samanyolu'ndaki yıldızlar arasındaki 18 dakikalık gizemli radyo sinyali kaynağı (Vimeo aracılığıyla Uluslararası Radyo Astronomi Araştırma Merkezi)

Bilim insanları üç yıl önce uzaydan gelen ve kolayca açıklayamadıkları, tekrarlayan gizemli bir radyo sinyali kaydetmişti.

Aynı bilim insanları, bu tuhaf uzay yayınlarının olası kaynağını artık bulduğuna inanıyor. Sürpriz kaçıran: Muhtemelen uzaylılar değil.

2021'deki kapanma sırasında Avustralyalı lisans öğrencisi gökbilimci Tyrone O'Doherty, her 18 dakikada bir tekrarlayan alışılmadık bir radyo dalgası patlaması tespit etmişti.

Tekrar eden radyo sinyalleri, evrenimiz göz önünde bulundurulduğunda o kadar da garip değil ve genellikle pulsar adıyla bilinen hızla dönen çökmüş yıldızlardan kaynaklanıyor.

Ancak o dönemde bilim insanları daha önce hiç 18 dakikada bir tekrarlayacak kadar yavaş bir pulsar görmemişti ve pulsarların işleyişine dair kabul gören teoriler, bunun mümkün olmadığına işaret ediyordu.

O'Doherty'nin danışmanı Natasha Hurley, Ocak 2022'de "Bu noktada soğuk terler dökmeye başladım" demişti.

Tek bir frekansta iletilen ve tekrarlayan kozmik radyo sinyallerinin araştırılması için dünya çapında bir proje var. Adı da Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması. Gerçeğin oralarda bir yerde olduğunu sonunda keşfettiğimiz an, bu an mıydı?

Hatta Hurley, o dönemde sinyalin kuvvetinin yalnızca doğal bir kaynaktan gelebileceğine işaret ettiğini açıklamıştı. Her halükarda kaynağın tam doğası, gizemini sürdürmüştü.

Hurley ve ekibi, gökyüzünü radyo teleskoplarla tarayarak her 2,9 saatte bir tekrarlayan ve halihazırda gözlemlenenler arasında en yavaşı olan benzer bir radyo dalgası daha tespit etti.

Daha yakından incelendiğinde sinyalin bir kırmızı cüce yıldızdan geldiği görüldü ancak radyo sinyalinin aslında cüceyle ikili yörüngede kilitlenmiş başka bir nesneden geldiğini düşündüren bazı tuhaflıklar da açığa çıktı.

Bir sanatçının, radyo dalgası yayan ikili yıldız sisteminin nasıl görünebileceğinin tasviri
Hurley "Yıldızların evrimiyle ilgili geçmiş çalışmalara dayanarak bu görünmez radyo yayıcısının büyük ihtimalle bir beyaz cüce olduğunu düşünüyoruz, bu da bizim kendi Güneş'imiz gibi orta boy yıldızların yaşam döngüsünün son noktası" yazdı.

Bu durumdan muhtemelen kırmızı cücenin yıldız rüzgarı sorumlu; rüzgar, yıldızlar karşılıklı çekimle birbirinin etrafında dans ederken bazen cüceye çarpan sürekli bir yüklü gaz akışıyla oluşuyor.

Bu yaşandığında yıldız rüzgarı, diğer cismin manyetik alanı tarafından hızlandırılarak radyo dalgaları üretiyor olabilir.

Hurley "Belki daha fazla örnek buldukça hepsini açıklayan birleştirici bir fiziksel model üzerinde çalışabiliriz. Öte yandan uzun süreli radyo atımları üretebilen çok farklı sistem türleri olabilir" diyerek sözlerini tamamladı.
Independent Türkçe