Bruce Willis'in eşi, ünlü aktörün doğum gününü eski bir fotoğrafla kutladı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Bruce Willis'in eşi, ünlü aktörün doğum gününü eski bir fotoğrafla kutladı

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Bruce Willis bir yıl daha yaşlandı.

19 Mart Salı günü 69. yaş gününü kutlayan aktörün eşi Emma Heming Willis, bu vesileyle Instagram'da bir gönderi paylaştı. Paylaşımda Bruce'un çocuğunu bebekken kucağına aldığı bir fotoğraf yer alıyor. Gönderinin açıklaması "Tıpkı sizin gibi biz de ona tapıyoruz" diye başlıyor.

Açıklama "Bilmiyor olabilirsiniz ama belki tahmin edebilirsiniz; onun kollarıyla sarılmak bu koca dünyadaki en güvenli yer" diye devam ediyor.

O gerçek bir centilmen (gentle-man; birebir çevirisi "nazik adam" anlamına geliyor çn.). Vereceği ve paylaşacağı çok fazla sevgisi var. Ben bunu, onun gerçek özünü görüyorum. Bunun çok saf ve her zaman çok iyi olduğunu size söyleyebilirim.

Heming gönderinin açıklamasını "Doğum günün kutlu olsun aşkım. Sen bir şeyler vermeye devam eden bir hediyesin" diye bitirdi.

Bu kutlama mesajı, aktörün demans teşhisinin ardından "neşesiz" bir şekilde yaşadığına dair haberlerin çıkmasından sonra Heming'in eşiyle ilgili bir sağlık güncellemesi paylaşmasının ardından geldi.

Zor Ölüm'ün (Die Hard) yıldızının eşi, ailesiyle ilgili bir manşet tarafından "tık tuzağına" düşürüldükten sonra eşinin nasıl yaşadığına dair yanlış anlatıları çürütmek istediğini söylemişti.

Heming, aksiyon yıldızının frontotemporal demans (FTD) teşhisinin ardından hâlâ "sevgi, bağ, neşe ve mutluluk" dolu bir hayat yaşadığını açıklamıştı.

Dementia UK'ye göre FTD temelde beynin; kişilik, davranış, dil ve konuşma gibi şeylerinden sorumlu olan frontal ve temporal loblarını etkileyen bir grup demans için kullanılan şemsiye bir terim.

Instagram'daki videoda Heming "Manşet esasen eşimin artık neşesinin kalmadığını söylüyor" demişti.

Bunun gerçeklerden çok uzak uzak olduğunu söyleyebilirim. Toplumun (ve bu aptal manşetleri yazan her kimse onların) milleti korkutmayı bırakması gerekiyor. İnsanları korkutup bir tür nörobilişsel hastalık teşhisi konduğunda 'Bu kadar, bitti. Hadi toparlanalım. Biz… Burada görecek başka bir şey yok. İşimiz bitti' diye düşünmelerine yol açmayın. Hayır, bunun tam tersi.

Ünlü aktörün eşi "Keder ve üzüntü var. Bunların hepsi var. Ama yeni bir sayfa açıyorsunuz" diye eklemişti.

Heming bu sayfanın "sevgiyle dolu, bağla dolu, neşeyle dolu, mutlulukla dolu" olduğunu belirtmişti.

Biz bu noktadayız. O yüzden şu aptal manşetlere son verin. Milleti korkutan tıklama tuzağı tarzındaki bu aptalca şeylere. Bunu yapmayı bırakın. Burada görülecek bir şey yok, tamam mı?

Paylaşımın açıklama kısmınaysa "Benim deneyimim iki şeyin aynı anda doğru ve var olabileceği yönünde. Keder ve derin bir sevgi. Üzüntü ve derin bir bağ. Travma ve dayanıklılık" diye eklemişti.

Buraya gelmek için yolumdan sapmam gerekti ama buraya vardığım zaman, hayat gerçekten anlamlı bir şekilde toparlanmaya başladı ve gerçek bir amaç duygusuna sahip oldum. Bu hikayede çok fazla güzellik ve duygusallık var.

Bruce Willis'e, iletişim yeteneklerini etkileyen bir bozukluk olan afazi teşhisi konduğu ilk kez Mart 2022'de açıklanmıştı.

Geçen yıl kızı Rumer bir güncelleme yaparak aktörün "daha spesifik" bir FTD teşhisi aldığını söylemişti.

Independent Türkçe



James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
TT

James Gandolfini televizyon tarihine geçen rolünü neredeyse alamıyordu

Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)
Gandolfini'nin menajeri Nancy Sanders, ünlü aktörün Tony Soprano rolünü kabul edip etmeme konusunda kararsız kaldığını söylüyor (HBO)

Televizyon tarihinin en ikonik karakterlerinden Tony Soprano'yu, James Gandolfini dışında birinin canlandırdığını hayal etmek bile imkansız. Ancak dizinin yaratıcısı David Chase, başta bu konuda o kadar da emin değildi.

"Tony Soprano'yu buldum galiba"

New Jersey'li bir mafya babasının özel hayatı ve iş dünyasındaki çatışmalarını konu alan The Sopranos'un yaratıcısı Chase, Gandolfini'yi başrol için ilk izlediğinde tereddüt yaşamış. Jason Bailey'nin yeni kitabı Gandolfini: Jim, Tony, and the Life of a Legend'da (Gandolfini: Jim, Tony ve Bir Efsanenin Hayatı) yer alan ve Vulture tarafından yayımlanan bir bölüm, dizinin oyuncu seçim sürecini ve Chase'in başlangıçtaki çekincelerini detaylandırıyor.

Gandolfini'nin adı, menajeri Nancy Sanders pilot bölümün senaryosunu okuduğunda gündeme gelmiş. Senaryoyu eline alır almaz "Aman Tanrım, Tony Soprano'yu buldum galiba" diye düşündüğünü anlatıyor.

Ancak Gandolfini'nin kayıtlarını izledikten sonra Chase, "Bence çok iyi bir oyuncu ama tek bir endişem var. Yeterince tehditkar mı?" diye sormuş.

Sanders bu söz karşısında şaşkına dönmüş. "Eğer bana 'Biraz kilolu' ya da 'Saçları dökülüyor' deseydiniz anlar, kabul ederdim. Ama yeterince tehditkar mı? Bu adam tam sizin aradığınız kişi" diyerek Gandolfini'nin rol için mükemmel seçim olduğunu savunmuş.

Üç aday kaldı

Gandolfini ise senaryoyu çok sevmesine rağmen rolü alacağından pek umutlu değilmiş. Asıl endişesiyse Chase'in çalışması zor biri olma ihtimaliymiş. Deneme çekimlerinden önce Chase'le kahvaltıda buluşması istendiğinde hiç de hevesli değilmiş. Ama buluşma düşündüğünün aksine son derece keyifli geçmiş. 

Sonunda Tony Soprano rolü için üç aday kalmış: James Gandolfini, Mike Rispoli ve daha sonra dizide başka bir karaktere hayat verecek Steven Van Zandt. Deneme çekimleri sırasında Chase'in tüm şüpheleri dağılmış:

Sonunda kendini verip gerçekten okumaya başladığında, işte o anda her şey belli oldu.

Sonrasında The Sopranos, televizyonun altın çağını başlatan yapımlardan biri oldu. 1999-2007'de 6 sezon süren dizide Tony Soprano'ya hayat veren Gandolfini, televizyon tarihinin en etkili karakterlerinden biri olarak anılıyor. 

2013'te 51 yaşında kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Gandolfini, bu performansıyla üç Emmy, 5 SAG (Screen Actors Guild) ve bir Altın Küre kazanmıştı.

Independent Türkçe, Entertainment Weekly, Vulture