Ünlü oyuncudan Scorsese'nin Oscarlı filmiyle ilgili itiraf

"Biraz kızmıştım"

Çin yapımı Kirli İşler'in (Infernal Affairs) 2006 yapımı uyarlaması Köstebek, mafya ve polis teşkilatı arasındaki savaşı anlatıyor (Warner Bros)
Çin yapımı Kirli İşler'in (Infernal Affairs) 2006 yapımı uyarlaması Köstebek, mafya ve polis teşkilatı arasındaki savaşı anlatıyor (Warner Bros)
TT

Ünlü oyuncudan Scorsese'nin Oscarlı filmiyle ilgili itiraf

Çin yapımı Kirli İşler'in (Infernal Affairs) 2006 yapımı uyarlaması Köstebek, mafya ve polis teşkilatı arasındaki savaşı anlatıyor (Warner Bros)
Çin yapımı Kirli İşler'in (Infernal Affairs) 2006 yapımı uyarlaması Köstebek, mafya ve polis teşkilatı arasındaki savaşı anlatıyor (Warner Bros)

Oyuncu Mark Wahlberg, usta yönetmen Martin Scorsese'nin 2006 yapımı filmi Köstebek'i (The Departed) çekerken pek de mutlu olmadığını itiraf etti.

Wahlberg, Boston'da geçen ve Leonardo DiCaprio, Jack Nicholson, Matt Damon, Martin Sheen, Alec Baldwin ve Vera Farmiga'nın da rol aldığı filmde, Massachusetts Eyalet Polis Departmanı Özel Soruşturma Birimi'nde çalışan Çavuş Dignam'ı canlandırmıştı.

Josh Horowitz'in Happy Sad Confused podcast'inin 14 Mart tarihli bölümünde konuşan 52 yaşındaki Wahlberg, "Birkaç şeye biraz kızmıştım ama sonunda her şey yoluna girdi sanırım" dedi.

"Başka bir rol oynamam gerekiyordu"

Amerikalı oyuncu, detay vermeden "Aslında başka bir rol oynamam gerekiyordu. Esasında benim para almam gerekiyordu" diyerek ekledi:

Ve sonra Dignam'ı canlandıracağım konusunda anlaştığımızda ve bu rolü oynamanın avantajlarını düşündüm. Ardından başka bir filmim vardı.

Boston doğumlu aktör, Dört Kardeş'in (Four Brothers) çekimlerini yeni bitirdiğini ve Invincible'ın çekimlerine başlamak üzere olduğunu söyledi.

Saçlarımı uzatmaya çalışıyordum, bu yüzden tuhaf saçlarım vardı. Herkes 'O peruk da neyin nesiydi?' diye soruyordu. Ben de 'Peruk değil, sadece bir sonraki film için saçımı uzatmaya çalışıyorun' diyordum.

Wahlberg daha önce Scorsese'yle yaşadığı fikir ayrılıkları konusunda açık davranmıştı. Ünlü aktör, artık yönetmeninin bakış açısını anladığını söylüyor.

"Herkesle uğraşmak zorundaydı"

"Marty'nin nasıl düşündüğünü tamamen anlıyorum" diyen oyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü: 

Jack'le, Matt'le, Leo'yla, Alec'le, stüdyodaki herkesle ve oyuncu kadrosundaki diğer herkesle uğraşmak zorundaydı ve benim de 5 hafta içinde girip çıkmam gerekiyordu.

Mark Wahlberg, şöyle devam etti:

Invincible'ı çekmeye gittim, saçlarımı uzattım, geri döndüm ve sonra dediler ki, 'Saçındaki uzatmaları çıkarman gerekiyor'. Ben de dedim ki 'Bu 8 saat sürdü. Çıkarmayacağım.' Birkaç sorun yaşadık.

Wahlberg, bu rolle ilk ve şimdiye kadarki tek Oscar adaylığını elde etmiş ancak heykelciği Küçük Gün Işığım'daki (Little Miss Sunshine) performansıyla Alan Arkin kazanmıştı.

Köstebek, En İyi Film ve En İyi Yönetmen de dahil olmak üzere 4 Oscar kazanmıştı.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Happy Sad Confused



"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
TT

"İlk vampir" turistik cazibe unsuru oldu

Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)
Köylüler su arama çubuğuyla Petar Blagojevic'in mezarını bulduklarını iddia ediyor (AFP)

Sırbistan'ın başkenti Belgrad'ın yaklaşık 100 kilometre doğusundaki Kisiljevo, turistlerin köye gelmesi için sıradışı bir yol seçti. 

300 yıl önce gömülmüş bir kişinin mezarı, turistik cazibe unsuru oldu. Zira köylülerin iddiasına göre bu mezar, kayıtlı ilk vampire ait. 

"Vampirlerin babası" diye de bilinen Petar Blagojevic'in cesedi, gece uyanıp köylüleri öldürdüğü iddiasıyla 1725 yazında mezardan çıkarılmış. 

Ailesi 11 kuşaktır köyde yaşayan eski muhtar Mirko Bogicevic, "Ceset hiç bozulmamıştı. Ona kazık sapladıklarında kulakları ve ağzından taze kan akmıştı" diyor. 

Petar Blagojevic'in hikayesi üzerine uzmanlaşan Bogicevic sözlerine şöyle devam ediyor:

Muhtemelen vampir olma şansına ya da şanssızlığına sahip sıradan bir adamdı. Kisiljevolu olduğunu ve 1700'deki kayıtlarda adının geçtiğini biliyoruz.

Mezardan çıkarıldıktan sonra yakılan cesedin külleri yakındaki bir dereye atılsa da köylüler, Blagojevic'in hikayesinin turistleri çekmesini bekliyor. 

Görsel kaldırıldı.
Viyana merkezli Wienerisches Diarium gazetesinin 21 Temmuz 1725'e ait sayısında Blagojevic'in hikayesi anlatılıyor (AFP)

Diğer yandan Trinity College Dublin'in Avrupa Çalışmaları Merkezi Direktörü Clemens Ruthner, Avusturyalı doktorlar ve askerlere dayandırılan haberin bir yanlış anlaşılma ürünü olduğunu savunuyor:

Bulgarca'daki eski kelimelerden "upior", "kötü kişi" anlamına geliyor. Bence köylüler bu kelimeyi gevelerken doktorlar yanlış anlayıp "vampir" yazdı. Cesedin ağzından kan geldiğini duyunca da kan içtiğini sandılar ama bu yanlış, köylüler böyle dememişti.

Ruthner, şarbon hastalığının bölgedeki gizemli ölümleri açıklayabileceğini söyleyip ekliyor:

Cadılık gibi vampirlik de insanların anlamadığı şeyleri, özellikle salgın gibi toplumsal olayları açıklamak için yaygın olarak kullanılmış.

Independent Türkçe, France24, AFP