Dua Lipa yeni klibindeki "çılgın" gösterisiyle hayranlarını şoke etti

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

Dua Lipa yeni klibindeki "çılgın" gösterisiyle hayranlarını şoke etti

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

Dua Lipa hayranları, şarkıcının yeni müzik klibinde bir yüzme havuzunun üzerinde havaya taşındığı sahneye verdikleri tepkileri paylaşıyor.

28 yaşındaki Lipa, Illusion'la ona eşlik eden görüntüleri 11 Nisan Perşembe günü yayımladı. Şarkı, yakında çıkacak Radical Optimism albümündeki üçüncü tekli.

Yönetmenliğini Tanu Muino'nun üstlendiği Illusion klibinde Lipa, İspanya'nın Barselona kentindeki Montjuïc Belediye Havuzu'nda dansçılar, yüksek dalışçılar ve senkronize yüzücülerle birlikte görülüyor. 

Ünlü Katalan geleneği Castell'e (insan kulesi) gönderme yapılan video, Lipa'nın bu gelenekten ilham alan bir kuleye tırmanmasıyla sona eriyor. Aynı havuz Kylie Minogue'un 2003'te çıkan parçası Slow'un müzik klibinin de mekanı olarak kullanılmıştı.

Klibin bir kısmında Lipa'nun tutunduğu hava çemberi şarkıyıcı sudan çıkarıp gökyüzüne; aşağıdaki yüzme havuzunun çok üstüne çıkarıyor. 

Bir hayran hesabı sahnenin kısa bir videosunu paylaşarak "DUA LIPA SEN ÇILGIN MISIN????" dedi.

Başka bir hayranıysa "Sadece bu sahneyle bile yılın klibi bu vay canına dua lipa hayatının geri kalanında ve ondan sonra da sonsuza kadar ünlü olacaksın" diye ekledi.

Lipa yaptığı açıklamada "Illusion, [albüme katkı sunan] Caroline [Ailin], Danny [L Harle], Tobias [Jesso Jr.], Kevin [Parker] ve benim birlikte çalıştığımız ilk şarkıydı ve gerçekten albümle ilgili buzları eritti" dedi.

Mesele kendinizi neyin içine soktuğunuzu bilmek ama keyif için yapmaya devam etmekle ilgili. Alay konusu olanlar onlar; biriyle onun oyununda oynamanın eğlencesi burada çünkü nihayetinde bir illüzyona kapılmıyorsunuz.

Kısa süre önce Lipa'nın, Radical Optimism'i desteklemek üzere haziranda Berlin, Pula ve Nimes'de gerçekleşecek ilk turne tarihlerini duyurmasıyla biletler hemen tükenmişti. Şarkıcı buna ek olarak 17 Ekim'de Londra'daki Royal Albert Hall'da konser verecek.

Merakla beklenen yeni albüm 3 Mayıs'ta çıkacak.

Albüm, Lipa'nın yakın zamanda BRIT Ödülleri'nde göz kamaştırıcı bir performansla sergilediği Houdini ve Training Season adlı çıkış parçalarının da aralarında yer aldığı 11 şarkı içeriyor.

Şarkıcı geçen yıl Greta Gerwig'in Barbie'sinin film müzikleri için yazdığı Dance The Night'la listelerin tepesine çıkmıştı. Lipa, Denizkızı Barbie rolüyle filmde de oynamıştı.

Albümün resmi açıklamasında "Dua'nın kendi kendini keşfetmesinden esinlenen Radical Optimism, bir zamanlar yüzleşmenin imkansız göründüğü durumlarda netliğe kavuşmanın saf sevincini ve mutluluğunu yakalayan bir albüm" diye belirtiliyor.

Daha önce sizi mahvetme tehdidi taşıyan zorlu vedalar ve kırılgan başlangıçlar, optimizmi seçip kaosun içinden zarafetle ilerlemeye başladığınızda kilometre taşlarına dönüşüyor. Radical Optimism, dinleyicisini müzikalite açısından zengin, sözleriyle pişmanlık duymayı reddeden ve sesleriyle özgürleştiren rüya gibi bir pop dünyasına taşıyor.

Independent Türkçe



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News