Ödüllü casus dizisine 8 yıl sonra onay: İki sezon daha geliyorhttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4962056-%C3%B6d%C3%BCll%C3%BC-casus-dizisine-8-y%C4%B1l-sonra-onay-i%CC%87ki-sezon-daha-geliyor
Ödüllü casus dizisine 8 yıl sonra onay: İki sezon daha geliyor
The Night Manager'ın ilk sezonunda Tom Hiddleston ve Hugh Laurie'nin yanı sıra Elizabeth Debicki, Olivia Colman ve Alistair Petrie de rol almıştı (BBC One)
Ödüllü casus dizisine 8 yıl sonra onay: İki sezon daha geliyor
The Night Manager'ın ilk sezonunda Tom Hiddleston ve Hugh Laurie'nin yanı sıra Elizabeth Debicki, Olivia Colman ve Alistair Petrie de rol almıştı (BBC One)
Tom Hiddleston'ın Jonathan Pine rolünü yeniden canlandıracağı The Night Manager, gösterime girmesinden neredeyse 10 yıl sonra yepyeni iki sezonla geri dönüyor.
Çekimler bu yıl başlayacak
John le Carré'nin aynı adlı çok satan romanındaki karakterlerden esinlenen popüler dramanın çekimlerine bu yıl içinde başlanması bekleniyor.
Casus dizisi, lüks bir otelde çalışmaya başlayan Jonathan Pine isimli Britanyalı askeri merkeze alıyordu.
The Night Manager'ın yeni bölümleri, ilk sezonun heyecanlı finalinden 8 yıl sonra gelecek.
Yeni sezonların senaryolarını, dizinin yaratıcısı David Farr kaleme alırken, BAFTA ödüllü Georgi Banks-Davies ikinci sezonun 6 bölümünü yönetecek.
Stephen Garrett yapımcılığa geri dönerken, ilk sezonun yıldızlarından Hugh Laurie de yürütücü yapımcılık görevini üstlenecek.
İki Emmy ve üç Altın Küre
Prömiyeri 2016'da yapılan The Night Manager'ın ilk sezonu, iki Emmy ve üç Altın Küre kazanmıştı. Londra doğumlu Tom Hiddleston da En İyi Erkek Oyuncu dalında Altın Küre'nin sahibi olmuştu.
The Night Manager, sadece Britanya'da 10 milyon izleyici tarafından izlenerek 2016'nın en popüler dizilerinden biri olmuştu.
Yeni sezonlar Birleşik Krallık'ta BBC One'da, diğer ülkelerdeyse Amazon Prime Video'da gösterime girecek.
"Sabırsızlanıyorum"
Dizinin 43 yaşındaki başrol oyuncusu Hiddleston, "The Night Manager'ın ilk sezonu bugüne kadar çalıştığım, yaratıcılık açısından en tatmin edici projelerden biriydi" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
Jonathan Pine'ın derinliği, çeşitliliği ve karmaşıklığı heyecan veren bir umut yarattı ve bu hâlâ sürüyor.
"Simon ve Stephen Cornwell, David Farr ve Stephen Garrett'la yeniden bir araya gelmeyi ve hikayemizin bir sonraki bölümünü anlatmak için Georgi Banks-Davies'le çalışmayı dört gözle bekliyorum" diyen Britanyalı aktör ekledi:
İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldühttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5161195-i%CC%87lk-kez-bir-antik-m%C4%B1s%C4%B1rl%C4%B1n%C4%B1n-tam-genomu-%C3%A7%C3%B6z%C3%BCld%C3%BC
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Bilim insanları ilk kez bir Antik Mısırlının tüm genomunu diziledi. Yaklaşık 4 bin 500 yıl önce yaşayan adamın kalıntıları, antik uygarlıktan gelen en eski genetik veriyi de sunuyor.
Uzmanlar, bölgenin sıcak iklimi DNA'nın kolayca bozunmasına yol açtığı için Antik Mısır'dan genetik kayıtlar bulmanın epey zorlu bir iş olduğunu söylüyor. Ayrıca bu toplumda yaygın olan mumyalama da yumuşak dokuları muhafaza etmesine karşın DNA'nın düzgün bir şekilde korunmasını engelliyor.
Bugüne kadar Antik Mısır'dan sadece üç kişinin genomunun bir kısmı dizilenmişti. Ayrıca bu kişiler uygarlığın daha geç dönemlerinde yaşamıştı.
Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmadaysa, bu örneklerden en az bin yıl daha önceye ait bir genom ilk kez tamamen dizilendi.
Kahire'nin güneyindeki Nuwayrat köyünde 1900'lerin başında bulunan kalıntılar, kayaya oyulmuş bir mezarın içine yerleştirilmiş bir çömlek kabın içindeydi.
Liverpool John Moores Üniversitesi'nden Dr. Adeline Morez Jacobs liderliğindeki araştırmacılar, 4 bin 500 ila 4 bin 800 yıl önce yaşamış kişinin kemiklerini inceledi. Ayrıca dişinden aldıkları örneklerle genomunu dizileyen ekip, Antik Mısırlı hakkında eşsiz bilgiler elde etti.
Adamın kalıntılarını içeren çömlek 1902'de keşfedilmişti (Garstang Arkeoloji Müzesi/Liverpool Üniversitesi)
İlk piramitler inşa edilirken yaşayan kişinin kalıntıları, 44-64 yaşında ölen bir erkek olduğuna işaret ediyor. Makalenin yazarlarından Joel Irish, MÖ 2855 ila 2570'de hayatını kaybeden adam hakkında "Öldüğünde muhtemelen 60'lı yaşlarındaydı, ki bu o dönem için inanılmaz derecede ileri bir yaş" diyor.
Bilim insanları kişinin genetik materyalinin yüzde 80'inin beklendiği gibi Kuzey Afrika kökenine sahip olduğunu tespit etti. Ancak yüzde 20'si, Batı Asya ve Mezopotamya bölgesindeki insanlara dayanıyordu.
Araştırmacılar Antik Mısır ve Mezopotamya halkları arasında bir ilişki olduğunu uzun zamandır düşünüyordu. Arkeolojik bulgular bu etkileşime güçlü kanıtlar sunsa da bugüne kadar genetik bir veri elde edilememişti.
Harvard Üniversitesi'nden Iosif Lazaridis, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Bu örnek bize, bu kadar erken bir tarihte Mısır'da çoğunlukla Kuzey Afrikalı soyundan gelen ancak Mezopotamya'dan da bir miktar soy katkısı olan insanlar olduğunu söylüyor" diyor:
Bu coğrafi açıdan mükemmel derecede mantıklı.
Araştırmacılar bulunan kemiklerde artrit ve osteoporoz belirtilerinin yanı sıra yaşamının büyük bölümünde aşağı baktığını ve öne doğru eğildiğini gösteren işaretler tespit etti. Ayrıca kollarını uzun süre önünde tuttuğunu, ağır malzemeler taşıdığını ve sert yüzeylere oturduğunu gösteren bulgulara rastlandı.
Ekip bu verilere dayanarak bu kişinin ağır işçilik yaptığı ve muhtemelen çömlekçi olduğu sonucuna vardı. Irish çömlekçi çarkının da Mısır'a bu dönemde geldiğini söyleyerek ekliyor:
Öte yandan bir çömlekçiye genellikle böyle üst sınıf bir cenaze töreni düzenlenmez. Belki de olağanüstü yetenekli ya da başarılı olduğu için sosyal statüsü yükselmişti.
Bilim insanları Antik Mısır ve Mezopotamya ilişkisine ışık tutan yeni çalışmanın sadece tek bir genom örneğine dayandığına ve daha fazla kanıt bulmayı beklediklerine değiniyor. Bu sayede iki bölgede yakın zamanda ortaya çıkan yazının kökenlerini ve farklı toplumlar arasındaki göçleri daha iyi anlamayı umuyorlar.
Makalenin ortak yazarı Dr. Linus Girdland-Flink "Bu, insan genetik varyasyonu bulmacasının sadece bir parçası: Bugüne kadar yaşamış her insan ve onların genomu bu bulmacanın benzersiz bir parçasını oluşturuyor" diyerek ekliyor:
Hiçbir zaman herkesin genomunu dizileyemeyeceğiz ancak insanlık tarihinde bugün kim olduğumuzu şekillendiren önemli olayları doğru bir şekilde yeniden yapılandırmak için dünyanın dört bir yanından yeterince çeşitli örnek toplamayı umuyoruz.