Tartışmalı savaş filmi tarih yazıyor

Usta yönetmenlerin dev bütçeli yapımlarını geride bıraktı

İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
TT

Tartışmalı savaş filmi tarih yazıyor

İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)
İç Savaş, A24'ün bugüne kadarki en pahalı yapımı (A24)

Alex Garland'ın distopik aksiyon filmi İç Savaş (Civil War) geçen hafta sonu 25,7 milyon dolarlık kazançla beklentilerin üzerinde bir gişe hasılatı elde etti. 

Sinema eleştirmenlerinin "rahatsız edici" diye nitelediği film, bağımsız yapım ve dağıtım şirketi A24'ün şimdiye kadarki en büyük açılışına imza atmayı başardı.

Scott ve Scorsese'nin yapamadığını yaptı

İç Savaş, geçen yılın yüksek bütçeli filmlerinin açılışlarını da geride bıraktı. Martin Scorsese'nin revizyonist western'i Dolunay Katilleri (Killers of the Flower Moon) ilk üç gününde 23 milyon dolar hasılat elde etmişti. Ridley Scott'ın 200 milyon dolara mal olan tarihi destanı Napolyon (Napoleon) ise açılış hafta sonunda 20 milyon dolar kazanmıştı.

50 milyon dolarlık bütçeyle çekilen İç Savaş ise vizyondaki ilk üç gününde 26 milyon dolar gibi yüksek bir rakama yaklaşarak son derece başarılı bir çıkış yaptı.

Kirsten Dunst, Wagner Moura, Cailee Spaeny, Stephen McKinley Henderson, Sonoya Mizuno ve Nick Offerman'ın oynadığı 2024 yapımı distopik savaş filmi, hızla tırmanan ve ülkeyi saran İkinci Amerikan İç Savaşı sırasında ABD'yi dolaşan bir gazeteci ekibine odaklanıyor.

Eleştiri derleme sitesi Rotten Tomatoes'da, prömiyerini 14 Mart'ta South by Southwest'te yapan filmle ilgili şöyle yazıyor:

Büyük fikirlerle ve Kirsten Dunst'ın harika performansıyla bezeli, muhteşem bir şekilde çekilmiş bir ibret hikayesi. Ancak bazı izleyicileri şaşırtabilir.

"Krizdeki bir ulusta yaşam"

Web sitesinin eleştirel fikir birliğiyse şöyle:

Tasarımıyla sert ve tedirgin edici olan İç Savaş, krizdeki bir ulusta yaşamın şiddetli belirsizliğine yakın plan bir bakış.

Eleştirmenler "distopik dramanın güzelliğini ve yoğunluğunu" överken, mesajlarının etkinliği nedeniyle "tartışma ve hayal kırıklığı potansiyeline" de dikkat çekiyor.

Türkiye'de bu cuma vizyonda

28 Gün Sonra (28 Days Later), Gün Işığı (Sunshine) ve Beni Asla Bırakma (Never Let Me Go) gibi filmlerin senaristliğini üstlenen Garland, Ex Machina'yla yönetmenliğe adım atmıştı. 

53 yaşındaki Britanyalı sinemacı, Yok Oluş (Annihilation) ve  Adamlar (Men) gibi gerilimlerde de yönetmen koltuğunda oturmuştu.

İç Savaş, Türkiye'de 19 Nisan'da gösterime girecek.

Independent Türkçe, Hollywood Reporter, Variety, Collider, Rotten Tomatoes



Tek bir psikoterapi seansı, bel ağrılarını yıllarca hafifletebilir

Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
TT

Tek bir psikoterapi seansı, bel ağrılarını yıllarca hafifletebilir

Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)
Bel ağrısı (Annals of Emergency Medicine/Eurekalert)

Yeni bir araştırmaya göre tek bir psikoterapi seansı, şiddetli bel ağrısı çeken kişilere yıllarca rahatlama sağlayabilir.

The Lancet Rheumatology'de yayınlanan araştırma, bilişsel fonksiyonel terapinin (cognitive functional therapy/CFT) bel ağrısını en az üç yıl boyunca hafifletebildiğini gösteriyor.

Öngörülemeyen nüksetmeler ve ağrı ataklarıyla kendini gösteren kronik bir rahatsızlık olan bel ağrısı, dünya çapında engelliliğin önde gelen nedenlerinden biri.

Dünya çapında 600 milyondan fazla kişiyi etkilese ve 2050'ye kadar yaklaşık 840 milyon kişiyi etkileyeceği tahmin edilse de çoğu tedavi yöntemi sadece düşük ila orta derecede iyileşme sağlıyor.

CFT, kronik bel ağrısının tedavisinde halihazırda ilk tercih edilen yöntem ancak faydalarının ne kadar etkili ve kalıcı olduğu henüz tam bilinmiyor.

Hastanın kronik ağrısıyla ilişkisini değiştirmeyi amaçlayan kişiselleştirilmiş bir yaklaşım olan CFT, ağrıya ve engelliliğe katkıda bulunan olumsuz bilişsel süreçleri, duyguları ve davranışları hedef alarak etki yaratıyor.

Son araştırma CFT'nin, bel ağrısından muzdarip kişilerde fiziksel aktiviteye katılımı üç yıla kadar etkili bir şekilde artırdığını gösteriyor.

Bilim insanları çalışmada Avustralya'da kronik bel ağrısı çeken yaklaşık 500 hastayı 8 seanslık normal bakım, CFT veya CFT'yle biofeedback tedavisi almak üzere rastgele gruplara ayırarak verilerini inceledi. Biofeedback tedavisi, kalp atış hızı gibi vücut fonksiyonlarını ölçmek ve hastanın bunları değiştirmesini sağlamak için sensörler kullanan bir teknik.

Normal bakım ise ağrı kesiciler, fizik tedavi veya masaj gibi, sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından hastalara önerilen herhangi bir tedaviyi ifade ediyor.

Çalışma, CFT ve CFT'yle biofeedback alan hastaların fiziksel aktiviteye katılımlarında normal bakıma göre gelişmeler olduğunu ortaya koydu.

Üç yıl sonra sadece CFT ve CFT'yle biofeedback alanlar arasındaki farkın küçük olduğu ve kayda değer olmadığı bulundu.

Araştırmaya göre CFT alan kişiler ağrıya yönelik bakış açılarını değiştirebilir, hareket kalıpları ve yaşam tarzı iyileştirmeleri yoluyla kendi kendilerini yönetebilirler.

Araştırmacılar bulgulara dayanarak CFT'nin bel ağrısı çekenler için fiziksel aktivite üzerinde uzun vadeli faydalar sağladığını ve müdahalenin yaygın olarak uygulanabilmesi halinde rahatsızlığı hafifletmek için bir fırsat sunduğunu söylüyor.

Çalışmada şu ifadeler yer alıyor: 

CFT kronik, engellilik yaratan bel ağrısından muzdarip kişilere, normal bakımdan çok daha düşük toplumsal maliyetle büyük ve sürekli iyileşmeler sağlayabilir.

Araştırmacılar, CFT'ye daha fazla erişilebilmesi ve yaygın olarak uygulanabilmesi için klinik tedavi uzmanı eğitiminin yaygınlaştırılması çağrısı yapıyor.

Independent Türkçe