Prömiyerde olay: İşler çığırından çıktı

Filmde başroldeki Kristen Stewart'a Katy M. O'Brian, Anna Baryshnikov ve Jena Malone eşlik ediyor (A24)
Filmde başroldeki Kristen Stewart'a Katy M. O'Brian, Anna Baryshnikov ve Jena Malone eşlik ediyor (A24)
TT

Prömiyerde olay: İşler çığırından çıktı

Filmde başroldeki Kristen Stewart'a Katy M. O'Brian, Anna Baryshnikov ve Jena Malone eşlik ediyor (A24)
Filmde başroldeki Kristen Stewart'a Katy M. O'Brian, Anna Baryshnikov ve Jena Malone eşlik ediyor (A24)

Eleştirmenlerin beğenisini kazanan yönetmen Rose Glass imzalı Love Lies Bleeding'in cumartesi günü Belçika'nın başkenti Brüksel'de düzenlenen galası olaylı geçti. 

Başrolünde Kristen Stewart'ın yer aldığı filmin gösterimi sırasında 1400 kişilik salondan homofobik ve kadın düşmanı yorumların yükselmesinin ardından kitlesel bir protesto gerçekleşti. Polisin de olaya müdahalesiyle kaos hüküm sürdü.

Gösterimin toksik bir hal alması üzerine 60'tan fazla kadın izleyici galayı terk ederken, gösterim organizatörleri en az üç fiziksel şiddet vakası yaşandığını öne sürdü.

Katılımcılardan Elina Fischer, Variety'ye yaptığı açıklamada "Olaylar kontrolden çıktı" dedi. 

"Hayatımızdan endişe ettik"

Yaşanan deneyimi "travmatik ve korkunç" diye nitelendiren Fischer şunları ekledi: 

Hayatımızdan endişe ettik çünkü bir film gösterimi sırasında bu gibi sözler söyleyen insanlar bize saldıran insanlardır. Bu yüzden korktuk ve dışarı çıkmak zorunda kaldık.

Sundance ve Berlin gibi seçkin festivallerde eleştirmenlerin beğenisini kazanan A24 yapımı gerilim, henüz Avrupa'nın Frankofon ülkelerinde gösterime girmedi. 

Brüksel Uluslararası Fantastik Film Festivali (BIFFF) kapsamında gerçekleşem bu son gösterim, iki farklı izleyici kitlesini bir araya getiren ve onları feci şekilde kutuplaştıran etkinliğe dönüştü.

Belçikalı dağıtımcı The Searchers'ın, filmi bu yıl içinde gösterime sokması bekleniyordu. Antwerp merkezli dağıtımcı bir açıklama yaparak, "Geçen cumartesi günü Love Lies Bleeding'in BIFFF kapsamındaki gösterimi sırasında yaşanan olaylar karşısında şoke olduk ve hayal kırıklığına uğradık" dedi. 

Homofobik tezahürat ve yuhalamalar

Katılımcıların Variety'ye anlattığına göre, filmdeki eşcinsel romantizmi ön plana çıktığında gösterimdeki saygısız yorumlar kısa sürede daha rahatsız edici bir hal aldı. 

Aşk sahneleri homofobik tezahürat ve yuhalamalar gibi aşırılıklarla karşılanırken cinsel zorlama içeren bir sahneyse alkış aldı.

Festival temsilcileri olayları doğrularken çirkinliğin kalabalığın küçük bir kesiminden geldiği konusunda ısrar etti. BIFFF basın şefi Jonathan Lenaerts, "1400 kişi içinde 10 kişi zaten çok fazla" dedi.

Independent Türkçe, Variety, Deadline



İnsanlar havalimanlarında neden tuhaf davranıyor?

Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)
Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)
TT

İnsanlar havalimanlarında neden tuhaf davranıyor?

Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)
Havalimanlarının çevresel koşulları, endişeli yolcuları daha fazla geriyor olabilir (Pexels)

Pek çok kişi havalimanlarında tuhaf veya agresif davranan kişilere denk gelmiştir. 

Özellikle öfkeli yolcuların problemli davranışlar sergilediği olaylar son yıllarda artıyor. Bunun karşısında havalimanında alkol servis edilmemesi gerektiği yönünde çağrılar yapılıyor.

Ancak bu davranışların arkasında sadece alkol olmayabilir. Birleşik Krallık'taki Leeds Beckett Üniversitesi'nde psikoloji dersleri veren Steve Taylor, Conversation için kaleme aldığı yazıda bu meseleyi masaya yatırıyor. 

Taylor, bazı kişilerin uçma korkusundan dolayı gerildiğini ve bu nedenle agresif davranışlar sergileyebileceğini söylüyor. Ayrıca bazıları rahatlamak için içki içebiliyor ve bu da daha pervasız davranmalarına yol açıyor olabilir. 

Havalimanlarının gürültülü ve kalabalık ortamının da duruma pek fayda sağladığı söylenemez. 

Psikolog, bunların yanı sıra havalimanlarında zaman ve mekan algısının bulanıklaşmasının da rol oynadığını düşünüyor. 

Taylor, "Havalimanları şimdiki zamanın hoş karşılanmadığı bir yokluk bölgesidir. Herkesin dikkati geleceğe, uçuşlarına ve varış noktalarına ulaştıklarında onları bekleyen maceralara yönelir" diyerek ekliyor: 

Geleceğe bu kadar yoğun bir şekilde odaklanmak, özellikle uçuşlar rötar yaptığında hayal kırıklığı yaratıyor.

Havalimanlarında bulanıklaşan tek şey zaman ve mekan algısı değil. Bu ortamlarda insanların, tanımadıkları kişilerle sohbet etme ihtimali artıyor. 

Taylor'a göre sosyal sınırların esnediği bu ortam, toplumun normal kurallarının ortadan kalkmasına neden olabilir. 

Yazıda ayrıca başka bir ülkeye yapılan yolculuklarda, ulusal sınırların arasında kalmanın da davranışları etkileyebileceğine değiniliyor. Eğer farklı bir zaman dilimindeki bir yere seyahat ediliyorsa hem mekan hem zaman algısı daha fazla bozulabilir.

"Kendimizi zaman ve mekan üzerinden tanımlarız" diyen Taylor ekliyor:

Ayrıca kendimizi ülkemizle de tanımlarız. Bu tür işaretler olmadan kendimizi başıboş hissedebiliriz. 

Yapılan araştırmalar, bu türden oryantasyon bozulmalarının geçici olsa bile ruh sağlığını olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor.

Diğer yandan Taylor, kimliği belirleyen şeylerden veya zamandan "azade olunan" havalimanlarının özgürleştirici bir etki de yaratabileceğini söylüyor.

Psikolog, "Bir dizide her hafta aynı karakteri canlandırmak zorunda kalan oyuncular gibi, rollerimizin güvenliğinden hoşlanıyoruz ancak kendimizi yeni zorluklarla test etmeyi ve esnetmeyi arzuluyoruz" diye yazıyor: 

Dolayısıyla normal rutinlerimizin ve ortamlarımızın dışına çıkmak canlandırıcı bir his veriyor. İdeal olan, havalimanında başlayan özgürlüğün yurtdışı maceralarımız boyunca devam etmesi.

Independent Türkçe, Conversation, Guardian, Human Studies