50 yıldır gizli tutulan The Beatles belgeseli, gelecek ay gösterime giriyor

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP
TT

50 yıldır gizli tutulan The Beatles belgeseli, gelecek ay gösterime giriyor

Fotoğraf: AP
Fotoğraf: AP

50 yılı aşkın süredir gizli kalmış The Beatles belgeseli, önümüzdeki ay Disney+'ta gösterime girecek. 

Onlarca yıldır kamuoyunun erişimine kapalı olan Let It Be, ilk kez 8 Mayıs'ta dijital platformda yayımlanacak.

Belgesel, grubun aynı yıl nisanda dağılmasından kısa bir süre sonra Mayıs 1970'te ilk kez gösterime girmişti. 

Belgesel, rekorlar kıran grubun Grammy ödüllü albümleri Let It Be'yi ve aynı adı taşıyan Oscar ödüllü şarkısının kayıt süreciyle birlikte grubun son performansını takip ediyor.

Disney+ bu filmin, övgü toplayan son Beatles projesi olan belgesel dizisi The Beatles: Get Back'te yer almayan görüntüler içereceğini doğruladı. Peter Jackson'ın yarattığı bu dizi, Let It Be'nin yönetmeni Michael Lindsay-Hogg'un çektiği, kullanılmamış saatlerce görüntüden yararlanmıştı.

Jackson, Get Back için yaptığı tanıtımlar boyunca ısrarla tekrar gün yüzüne çıkacağını söylediği yakında gösterime girecek bu filmin restorasyonuna dahil oldu.

Film, John Lennon, George Harrison, Ringo Starr ve Paul McCartney'nin samimi görüntülerini paylaşarak izleyicileri "Ocak 1969'daki stüdyoya ve Londra'daki Apple Corps [grubun ticari girişimi] binasının çatısına" götürmeyi vaat ediyor.

Film geçmişte grubun mirasının "olumsuz" yönlerine odaklanmakla suçlanmış olsa da Lindsay-Hogg yaptığı açıklamada, "Herkes Let It Be'yi izlemeye kalplerinde hüzünle gitti ve 'Beatles'ı bir daha asla bir arada göremeyeceğim' diye düşündü. 'Bir daha asla o neşeye sahip olamayacağım' diye hissetmeleri filme dair algıyı büyük ölçüde kararttı" dedi. 

Doğrusu, bu kadar prestijli sanatçıların kafalarında duydukları şeyi şarkıya dönüştürmek için birlikte çalıştıklarını ne sıklıkla görebilirsiniz ki? Sonra çatıya çıkıyorsunuz ve yeniden grup olarak birlikte çalmaktan duydukları heyecanı, yoldaşlığı ve saf neşeyi görüyorsunuz. Artık bizim de bildiğimiz gibi bunun onların son performansı olduğunu anlıyorsunuz. Biz onların eskiden ve hâlâ oldukları kişiyi tamamen kavrayarak ve biraz da hüzünlenerek izliyorsunuz.

Independent Türkçe



Kraliçe Camilla'dan Gisèle Pelicot'ya destek mektubu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Kraliçe Camilla'dan Gisèle Pelicot'ya destek mektubu

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Kraliçe Camilla, toplu tecavüz mağduru Fransız Gisèle Pelicot'ya destek mektubu gönderdi.

Britanya kraliyet ailesinin mührünü taşıyan zarf, kendisine tecavüz eden erkeklere ve eşine karşı verdiği mücadelenin ardından Pelicot'ya gelen binlerce destek mektubundan biri.

Pelicot'nun avukatı Antoine Camus, Le Monde'a, "Mücadelesini Britanya kraliyet ailesine duyurmayı başardığını görmek onu çok şaşırttı, duygulandırdı ve epey gururlandırdı" diye konuştu.

Eşi kendisine uyuşturucu vermek, düzinelerce yabancıyı kendisine tecavüz etmesi için tutmak ve bunu filme almak suçlarından hapse atılan Pelicot, tecavüz kültürüne karşı cesaret sembolüne dönüştü. Geçen sonbaharda Fransa'da üç ay süren toplu tecavüz davasında 51 erkek toplam 428 yıl hüküm giymişti. Emekli elektrikçi Pelicot en üst sınırdan 20 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

72 yaşındaki Pelicot, Fransa'nın güneydoğusundaki Mazan köyünde görülen davada cesur bir şekilde kimliğini açıklamayı tercih etmişti.

Buckingham Sarayı özel mektubun içeriği hakkında yorum yapmayı reddetti. Ancak Newsweek'in haberine göre Camilla'nın, Pelicot'nun mücadelesinden "son derece etkilendiği" ve onun "onurunu ve cesaretini" takdir etmek istediği belirtildi.

Mektup, Pelicot'nun Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle The Independent'la paylaştığı güçlü mesajda cinsel şiddet mağdurlarına "asla yalnız olmayacaklarını" söylemesinin ardından geldi.

The Independent'ın 2025'in en etkili kadını seçtiği Pelicot, hâlâ adalet mücadelesi veren mağdurlara, özellikle de bunu yalnız ve "karanlıkta" yapanlara dikkat çekti.

Le Monde'a göre Mazan davasının sona ermesinin üzerinden birkaç ay geçti ancak Pelicot'nun avukatları Camus ve Stéphane Babonneau, kendisine her hafta bir koli dolusu mektup göndermeye devam ettiklerini söylüyor.

Le Monde'a konuşan Babonneau, "Davanın sona ermesinden beri bu konuyu düşünmek zorunda kalmadığım, bu konuda bir mesaj almadığım ve yakınımdaki biriyle bu konuyu konuşmadığım bir gün bile olmadı" dedi.

Camus, her hafta gelen düzinelerce mektupla ilgili şunları ekledi:

Bu insanları görmezden gelemeyiz... Bunları Gisèle'e iletiyoruz ve onun adına herkese teşekkür ediyoruz.

Independent Türkçe