Kalp yetmezliğini ayaklardan tespit eden yapay zeka destekli cihaz geliştirildi

Heartfelt Technologies, cihazın hastaneye yeniden yatışların dörtte üçünü önleyebileceğini belirtiyor

Heartfelt Technologies'in yapay zekalı telemonitörü, kişinin ayak hacmini izleyerek kalp sorunlarını tespit edebiliyor (Unsplash)
Heartfelt Technologies'in yapay zekalı telemonitörü, kişinin ayak hacmini izleyerek kalp sorunlarını tespit edebiliyor (Unsplash)
TT

Kalp yetmezliğini ayaklardan tespit eden yapay zeka destekli cihaz geliştirildi

Heartfelt Technologies'in yapay zekalı telemonitörü, kişinin ayak hacmini izleyerek kalp sorunlarını tespit edebiliyor (Unsplash)
Heartfelt Technologies'in yapay zekalı telemonitörü, kişinin ayak hacmini izleyerek kalp sorunlarını tespit edebiliyor (Unsplash)

Birleşik Krallık'ta bir girişim, kişinin ayaklarından kalp yetmezliği belirtilerini tespit edebilen yapay zeka destekli bir cihaz geliştirdi.

Cambridge merkezli Heartfelt Technologies teknolojisinin, taburcu edilen kalp hastalarını çıplak ayaklarını şişlik kontrolü için tarayarak izleyebileceğini söylüyor. Ayaklardaki şişlik kişinin kalp krizi geçirme riski taşıdığının bir göstergesi olabiliyor.

Periferik ödem, yani ayak şişmesi kalp yetmezliğinin bir belirtisi olarak, kalp krizi gerçekleşmeden iki hafta öncesine kadar kendini gösterebilir ancak genellikle hasta tarafından fark edilmeyebilir.

Heartfelt Technologies'in yapay zeka destekli cihazı, kişinin evine kurulabilir ve her yürüdüğünde ayaklarını otomatik olarak izleyebilir.

Fikir, kalp sorunları yaşayan ancak taburcu edilen hastaların evlerine cihazı yerleştirme ve girişim, tüm hastaneye yeniden kabullerin dörtte üçüne kadarını önleyebileceğini iddia ediyor.

Heartfelt Technologies'in baş bilimsel sorumlusu Dr. Oriane Chausiaux, "[Sistem] evde duruyor ve hastaların kameranın yanından geçerken ayaklarının hacmini pasif olarak izliyor" dedi.

Bu, hastaların herhangi bir şey yapmasını, herhangi bir şey giymesini veya herhangi bir şeyi hatırlamasını önlemek için tasarlandı. Bunun, kurallara gelişigüzel uyum gösteren hastaları izlemek için tek uygun yaklaşım olduğuna inanıyoruz.

fum7kı8
Heartfelt Technologies, cihazının kalp yetmezliği dekompansasyonu nedeniyle hastaneye yeniden yatış oranlarını azaltmaya yardımcı olacağını iddia ediyor (Heartfelt Technologies)​​​​​​

Kalp yetmezliğinden muzdarip kişiler özel ilaçlarla tedavi edilebiliyor ancak hastaneden taburcu olduktan sonra doğru ilaçların reçete edildiğinden emin olmak için sürekli izlenmeleri gerekiyor.

Ayakkabı kutusu büyüklüğündeki cihaz, hastaları yürürken otomatik izlemek için optik bir sensör ve 3D kamera kullanıyor. Cihazın ilk nesli için Raspberry Pi bilgisayarını kullanan Heartfelt Technologies, donanımını Xbox One kameraları için Microsoft Kinect'te kullanılanla aynı seviyeye yükseltti.

Şirkete göre, Avrupa'da Tıbbi Cihaz Yönetmeliği (MDR) kapsamında düzenleyici onaya sahip olan cihaz, halihazırda dünya çapında "çok sayıda yerde" kullanılıyor.

Firma, "Cihazımız hastalardan herhangi bir girdi gerektirmediğinden, veriler hastaların kendi kendilerini değerlendirdikleri mevcut rutinden daha tutarlı ve daha doğru toplanabilir" dedi.

Doktorlar için, bu tutarlı ve kaliteli veri akışı, hastaların daha uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebileceği ve hastaneye yeniden yatışlardan kaçınabileceği anlamına geliyor.

Independent Türkçe



İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
TT

İlk kez bir Antik Mısırlının tam genomu çözüldü

Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)
Üç boyutlu taramayla yüzü oluşturulan kişinin, ileri yaşlarda hayatını kaybettiği saptandı (Caroline Wilkinson/Liverpool John Moores Üniversitesi)

Bilim insanları ilk kez bir Antik Mısırlının tüm genomunu diziledi. Yaklaşık 4 bin 500 yıl önce yaşayan adamın kalıntıları, antik uygarlıktan gelen en eski genetik veriyi de sunuyor.

Uzmanlar, bölgenin sıcak iklimi DNA'nın kolayca bozunmasına yol açtığı için Antik Mısır'dan genetik kayıtlar bulmanın epey zorlu bir iş olduğunu söylüyor. Ayrıca bu toplumda yaygın olan mumyalama da yumuşak dokuları muhafaza etmesine karşın DNA'nın düzgün bir şekilde korunmasını engelliyor.

Bugüne kadar Antik Mısır'dan sadece üç kişinin genomunun bir kısmı dizilenmişti. Ayrıca bu kişiler uygarlığın daha geç dönemlerinde yaşamıştı. 

Bulguları önde gelen hakemli dergi Nature'da dün (2 Temmuz) yayımlanan çalışmadaysa, bu örneklerden en az bin yıl daha önceye ait bir genom ilk kez tamamen dizilendi. 

Kahire'nin güneyindeki Nuwayrat köyünde 1900'lerin başında bulunan kalıntılar, kayaya oyulmuş bir mezarın içine yerleştirilmiş bir çömlek kabın içindeydi.

Liverpool John Moores Üniversitesi'nden Dr. Adeline Morez Jacobs liderliğindeki araştırmacılar, 4 bin 500 ila 4 bin 800 yıl önce yaşamış kişinin kemiklerini inceledi. Ayrıca dişinden aldıkları örneklerle genomunu dizileyen ekip, Antik Mısırlı hakkında eşsiz bilgiler elde etti.

VFDGH
Adamın kalıntılarını içeren çömlek 1902'de keşfedilmişti (Garstang Arkeoloji Müzesi/Liverpool Üniversitesi)

İlk piramitler inşa edilirken yaşayan kişinin kalıntıları, 44-64 yaşında ölen bir erkek olduğuna işaret ediyor. Makalenin yazarlarından Joel Irish, MÖ 2855 ila 2570'de hayatını kaybeden adam hakkında "Öldüğünde muhtemelen 60'lı yaşlarındaydı, ki bu o dönem için inanılmaz derecede ileri bir yaş" diyor.

Bilim insanları kişinin genetik materyalinin yüzde 80'inin beklendiği gibi Kuzey Afrika kökenine sahip olduğunu tespit etti. Ancak yüzde 20'si, Batı Asya ve Mezopotamya bölgesindeki insanlara dayanıyordu.

Araştırmacılar Antik Mısır ve Mezopotamya halkları arasında bir ilişki olduğunu uzun zamandır düşünüyordu. Arkeolojik bulgular bu etkileşime güçlü kanıtlar sunsa da bugüne kadar genetik bir veri elde edilememişti. 

Harvard Üniversitesi'nden Iosif Lazaridis, yer almadığı çalışmanın bulguları hakkında "Bu örnek bize, bu kadar erken bir tarihte Mısır'da çoğunlukla Kuzey Afrikalı soyundan gelen ancak Mezopotamya'dan da bir miktar soy katkısı olan insanlar olduğunu söylüyor" diyor: 

Bu coğrafi açıdan mükemmel derecede mantıklı.

Araştırmacılar bulunan kemiklerde artrit ve osteoporoz belirtilerinin yanı sıra yaşamının büyük bölümünde aşağı baktığını ve öne doğru eğildiğini gösteren işaretler tespit etti. Ayrıca kollarını uzun süre önünde tuttuğunu, ağır malzemeler taşıdığını ve sert yüzeylere oturduğunu gösteren bulgulara rastlandı. 

Ekip bu verilere dayanarak bu kişinin ağır işçilik yaptığı ve muhtemelen çömlekçi olduğu sonucuna vardı. Irish çömlekçi çarkının da Mısır'a bu dönemde geldiğini söyleyerek ekliyor:

Öte yandan bir çömlekçiye genellikle böyle üst sınıf bir cenaze töreni düzenlenmez. Belki de olağanüstü yetenekli ya da başarılı olduğu için sosyal statüsü yükselmişti.

Bilim insanları Antik Mısır ve Mezopotamya ilişkisine ışık tutan yeni çalışmanın sadece tek bir genom örneğine dayandığına ve daha fazla kanıt bulmayı beklediklerine değiniyor. Bu sayede iki bölgede yakın zamanda ortaya çıkan yazının kökenlerini ve farklı toplumlar arasındaki göçleri daha iyi anlamayı umuyorlar.

Makalenin ortak yazarı Dr. Linus Girdland-Flink "Bu, insan genetik varyasyonu bulmacasının sadece bir parçası: Bugüne kadar yaşamış her insan ve onların genomu bu bulmacanın benzersiz bir parçasını oluşturuyor" diyerek ekliyor:

Hiçbir zaman herkesin genomunu dizileyemeyeceğiz ancak insanlık tarihinde bugün kim olduğumuzu şekillendiren önemli olayları doğru bir şekilde yeniden yapılandırmak için dünyanın dört bir yanından yeterince çeşitli örnek toplamayı umuyoruz.

Independent Türkçe, CNN, New Scientist, Nature