"10. ve son filmim" demişti: Tarantino fikrini değiştirdi

Pitt, Tarantino'yla birlikte çalıştığı "Bir Zamanlar... Hollywood'da"daki Cliff Booth rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (AP)
Pitt, Tarantino'yla birlikte çalıştığı "Bir Zamanlar... Hollywood'da"daki Cliff Booth rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (AP)
TT

"10. ve son filmim" demişti: Tarantino fikrini değiştirdi

Pitt, Tarantino'yla birlikte çalıştığı "Bir Zamanlar... Hollywood'da"daki Cliff Booth rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (AP)
Pitt, Tarantino'yla birlikte çalıştığı "Bir Zamanlar... Hollywood'da"daki Cliff Booth rolüyle En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ını kazanmıştı (AP)

Quentin Tarantino'nun filmleri her zaman sürprizlerle doludur. Ancak bu sürprizi Tarantino'nun en sadık hayranları bile beklemiyordu.

Deadline'a verilen bilgiye göre 61 yaşındaki yönetmen, fikrini değiştirerek 10. ve son projesi olacağını duyurduğu The Movie Critic'i çekmekten vazgeçti. 

Çizim tahtasına geri döndü

Tarantino'nun başrolde Brad Pitt'i oynatacağı konuşuluyordu, ki bu da ikilinin çok sevilen iki filmi Soysuzlar Çetesi (Inglourious Basterds) ve Bir Zamanlar... Hollywood'da'nın (Once Upon a Time in Hollywood'dan) ardından üçüncü ekip çalışması olacaktı.

Söylentilere göre Tarantino, senaryosunu yeniden kaleme almış ve bu da prodüksiyonun başlamasını geciktirmiş. Ancak bu Tarantino'nun son projesi olacağı için yönetmen basitçe The Movie Critic'in "bu film" olmayacağına karar vermiş.

Yönetmene yakın kaynaklar, Tarantino'nun fikrini değiştirdiğini ve filmden tamamen vazgeçtiğini öne sürüyor. Yönetmenin muhtemelen son filmi olacak bir sonraki filmi için ne planladığı şu anda belirsiz. Kaynaklar Amerikalı yönetmenin son filminin ne olacağını belirlemek için çizim tahtasına geri döndüğünü aktarıyor.

Deadline, daha önceki bir haberinde The Movie Critic'in 2025'te gösterime girebileceğini yazmıştı.

Porno dergisindeki film eleştirmenini anlatacaktı

Tarantino geçen yıl Cannes Film Festivali'nde yaptığı açıklamada filmin 1977'de geçeceğini ve "eskiden bir porno dergisinde film eleştirileri yazan, gerçekten yaşamış ama hiç ünlü olmamış bir kişiye dayanacağını" söylemişti.

Daha önce filmin konusunun, 1968'den 1991'e kadar New Yorker dergisinde film eleştirisi yazan, hayatını kaybetmiş Pauline Kael olabileceği söylentileri dolaşmıştı.

Geçmişte Kael'ı öven Tarantino, eleştirmenden esinlenen bir deneme kitabı da yayımlamıştı.

Tarantino 10. filminden sonra emekli olacağını uzun zamandır söylüyor. Ucuz Roman'ın (Pulp Fiction) yönetmeni 2021'de, bir sonraki filminden sonra paydos etmeyi planladığını yinelemişti.

"Bu uzun bir kariyer"

Komedyen ve sunucu Bill Maher'a konuşan yönetmen "Sinema tarihini biliyorum ve sinemacılar bundan sonra daha iyiye gitmiyor" demişti.

30 yıl boyunca çalışıp diğerleri kadar çok olmasa da benim kadar çok filmde çalışmak... Bu uzun bir kariyer. Bu gerçekten uzun bir kariyer.

Independent Türkçe, Deadline, IndieWire, Variety, Hollywood Reporter



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News