Ergenlik döneminde yenen abur cubur, beyinde kalıcı hasar bırakabiliyor

Yetişkinlikte sağlıklı beslenmek de fayda etmiyor

Bazı çalışmalar hamburger ve patates kızartması gibi yiyeceklerin, beynin iştahı kontrol eden bölümüne zarar verdiğini gösteriyor (Pexels)
Bazı çalışmalar hamburger ve patates kızartması gibi yiyeceklerin, beynin iştahı kontrol eden bölümüne zarar verdiğini gösteriyor (Pexels)
TT

Ergenlik döneminde yenen abur cubur, beyinde kalıcı hasar bırakabiliyor

Bazı çalışmalar hamburger ve patates kızartması gibi yiyeceklerin, beynin iştahı kontrol eden bölümüne zarar verdiğini gösteriyor (Pexels)
Bazı çalışmalar hamburger ve patates kızartması gibi yiyeceklerin, beynin iştahı kontrol eden bölümüne zarar verdiğini gösteriyor (Pexels)

Genç yaşta yağ ve şeker ağırlıklı beslenmenin, hafızada kalıcı hasarlar bırakabildiği bulundu. 

Daha önceki çalışmalarda bu tip işlenmiş gıdaların Alzheimer riskini artırdığı ve ara sıra yendiğinde bile hafızayı etkilediği tespit edilmişti. Fakat ergenlik döneminde böyle bir beslenme biçimine sahip olmanın uzun vadeli etkileri bilinmiyordu. 

Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden araştırmacılar sıçanlar üzerinde yaptıkları deneyde 26-56 günlük sıçanları iki gruba ayırarak birini yağ ve şeker ağırlıklı gıdalarla diğerini de sağlıklı yiyeceklerle besledi. Sıçanların beyninin gelişim aşamasında olduğu bu dönem, insanlardaki ergenlik çağına denk düşüyor. 

Hafıza testlerinde abur cubur tarzı beslenen sıçanlar, birkaç gün önce gördükleri nesneleri ve yerlerini hatırlayamazken, diğer grupta böyle bir zorluk gözlemlenmedi. İlk grup daha sonra 30 gün boyunca sağlıklı beslense de hafızalarında iyileşme olmadı. Bu dönem de insanlardaki yetişkinliğe karşılık geliyor.

Sıçanların beyni üzerinde yapılan analizler, asetilkolin sinyallerinde bozulma olduğunu ortaya koydu. Nöronlar arasında sinyal taşıyan asetilkolin; öğrenme, dikkat ve hafıza açısından kilit öneme sahip ve Alzheimer gibi hastalıklarda seviyesi ciddi derecede düşüyor.  

Brain, Behavior, and Immunity adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmanın başyazarı Anna Hayes "Asetilkolin sinyali hayvanların bu olayları kodlayıp hatırlamalarını sağlayan bir mekanizma ve insanların geçmişteki olayları hatırlamasını sağlayan 'epizodik belleğe' benziyor" diyor:

Yağlı ve şekerli diyetle büyüyen hayvanlarda bu sinyalin gönderilmediği anlaşılıyor.

Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden nörolog Scott Kanoski ise yazarları arasında yer aldığı çalışma hakkında "Sadece bu makalede değil, yakın zamanda yaptığımız diğer bazı çalışmalarda da bu abur cubur diyetiyle büyüyen sıçanlarda hafıza bozuklukları meydana geldiğini ve bunların ortadan kalkmadığını gördük" diyor.

Bu sonuçların insanlar için geçerli olup olmadığı henüz bilinmiyor. Öte yandan Kanoski  "Beyin gelişimde önemli değişikliklerin meydana geldiği ergenlik dönemi bu organ açısından çok hassas bir zaman" diye uyarıyor.

Ne yazık ki yetişkinlik döneminde telafi edilebilen bazı şeyler, çocukluk döneminde yaşandığında telafisi daha zor oluyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Earth, Brain, Behavior, and Immunity



Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
TT

Vincent van Gogh'un Yıldızlı Gece'sinde gizlenen fizik kuralları ortaya çıktı

Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece tablosundaki fırça darbelerinin aralıklarını analiz etti (Yinxiang Ma)

Vincent van Gogh'un ikonik tablosu Yıldızlı Gece'nin gökyüzündeki bulut ve hava hareketlerinin ardındaki gerçek dünya fiziğini hassas bir şekilde tasvir ettiğini gösteren yeni bir araştırmaya göre, efsanevi ressam doğal dünya hakkında sezgisel bir anlayışa sahipti.

Haziran 1889'da yapılan tablo, girdap gibi dönen mavi gökyüzünü, sarı ay ve yıldızları, patlayan renk ve şekillerle betimlemesiyle 100 yılı aşkın süredir milyonları büyülüyor.

Efsanevi tablodaki her bir yıldız, su üzerindeki ışık benzeri yansımalarla parıldayan sarı dalgaların içine hapsedilmiş halde.

Sıkıntı içindeki sanatçının öncü fırça darbeleri, gökyüzünde bir hareket olduğu yanılsaması yaratıyor.

Bilim insanları, van Gogh'un tablosunu analiz ederek ressamın gökyüzü tasvirindeki "gizli türbülans" dedikleri şeyi ortaya çıkardı.

Çalışmanın ortak yazarı Yongxiang Huang şöyle açıklıyor:

Yüksek çözünürlüklü dijital bir resimle, fırça darbelerinin standart boyutunu tam olarak ölçmeyi başardık ve bunları türbülans teorilerinden beklenen ölçeklerle karşılaştırdık.

Akışkan hareketinde uzmanlaşmış araştırmacılar, resimdeki fırça darbelerini rüzgar bacalarında dönen yapraklarla karşılaştırdı.

Dönen fırça darbelerinin göreceli ölçeğini ve aralığını inceleyerek değişen boya renklerinin göreceli parlaklığını hesapladılar.

Araştırmacılar özellikle tablodaki 14 ana girdap şeklinin uzamsal ölçeğini inceledi.

Bu dikkatli gözlemlerden yola çıkarak resimde tasvir edilen atmosferin şeklini, enerjisini ve ölçeğini tahmin ettiler.

Çalışma, tablonun atmosferik hareketi öngören ve Kolmogorov yasası diye bilinen fizik kuralıyla uyumlu olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, ressamın ölçek ve parlaklığı dikkatli bir şekilde kullanmasının genel olarak atmosfer türbülansının ardındaki kuralları ve hava hareketindeki enerjinin küçükten büyük ölçeklere doğru kademeli bir şekilde akmasını "isabetli bir şekilde yakaladığını" söylüyor.

Gerçek gökyüzü fiziğinde geçerli olan bazı yasaların sanatçının tasvirinde de geçerli olduğu saptandı.

cd
Bilim insanları, van Gogh'un Yıldızlı Gece'sindeki fırça darbelerini inceledi (Yinxiang Ma)

Araştırmacılara göre efsanevi ressam, fiziğin çeşitli boyutlarını "şaşırtıcı bir doğrulukla" yakalamış görünüyor.

Dr. Huang, "Van Gogh'un türbülansı hassas bir şekilde betimlemesi, bulutların ve atmosferin hareketini incelemekten ya da gökyüzünün dinamizmini nasıl yakalayacağına dair doğuştan gelen bir histen kaynaklanıyor olabilir" diyor.

Bu, doğa olaylarına dair derin ve sezgisel bir anlayışı ortaya koyuyor.

Independent Türkçe