Yeni The Office dizisinin oyuncuları belli olmaya başladı

The Office US'in yapımcısının yeni dizi üzerinde çalıştığı bildirildi

Fotoğraf: NBC
Fotoğraf: NBC
TT

Yeni The Office dizisinin oyuncuları belli olmaya başladı

Fotoğraf: NBC
Fotoğraf: NBC

The Office'le aynı evrende geçen yeni spin-off dizisinin kadrodaki ilk oyuncuları belirlediği bildirildi.

Ricky Gervais'in İngiltere'nin Slough kentinde geçen ünlü sitcom'unu ABD televizyonlarına uyarlayan senarist ve yapımcı Greg Daniels, Nathan For You'nun ortak yaratıcısı Michael Koman'la birlikte devam dizisi üzerinde çalışıyor.

The Hollywood Reporter'a göre, kaynaklar yeni oyuncu kadrosuna The White Lotus'un ikinci sezonunda tatil köyü müdürü Valentina'yı canlandıran Sabrina Impacciatore ve Star Wars filmleri Güç Uyanıyor (The Force Awakens), Son Jedi (The Last Jedi) ve Skywalker'ın Yükselişi'nde (The Rise of Skywalker) General Armitage Hux rolüyle tanınan Domhnall Gleeson'ın liderlik edeceğini söylüyor.

Mockumentary (konuyu ciddi bir belgeselmiş gibi anlatan, aslında tamamen hiciv ve parodi maksadıyla çekilen yapım -çn.) dizisinin muhtemelen yeni karakterlerle yeni bir ofiste geçeceği ancak kurgusal Dunder Mifflin Kağıt Şirketi'yle aynı dünyada yaşayacağı daha önce bildirilmişti.

Dijital yayın platformlarında hâlâ muazzam ilgi gören The Office US'in devamı niteliğindeki dizi Universal Television için geliştiriliyor ancak henüz yeşil ışık almış değil.

Daniels, daha önce başrol oyuncusu Nathan Fielder'la birlikte yarattığı ve Fielder'ın zor durumdaki şirketlere yardım etmeye çalışmasını konu alan belgesel-realite şov türündeki Comedy Central dizisi Nathan For You'daki işi sayesinde Koman'la iletişime geçti.

Koman'ın diğer yazarlık çalışmaları arasında Saturday Night Live ve Late Night with Conan O'Brien yer alıyor. Koman, The Office'te 5. sezondan itibaren naif resepsiyonist Erin Hannon'ı canlandıran aktör Ellie Kemper'la 2012'de evlenmişti.

Daniels'ın The Office'i yeniden başlatmak ya da yenilemek istediği geçen eylülde bildirilmişti.

ABD'nin Pensilvanya eyaletinin Scranton kentindeki bir kağıt ve kırtasiye malzemeleri toptan satış şirketini merkez alan The Office'in ABD versiyonu 2005'le 2013 arasında 9 sezon boyunca sürmüştü.

Steve Carell ilk 7 sezon boyunca The Office'in ana yıldızıydı ve şirketin sosyal açıdan beceriksiz ama sevimli patronu Michael Scott'ı canlandırmıştı. Diğer önemli karakterler arasında satış yöneticisi Jim Halpert (John Krasinski), resepsiyonist Pam Beesly (Jenna Fischer) ve ofiste disiplin yanlısı Dwight Schrute (Rainn Wilson) vardı.

2018'de bir Nielsen raporu, Netflix abonelerinin The Office'i diğer tüm dizilerden daha fazla dakika izlediğini ortaya koymuştu.

Daniels daha önce diziyi geri getireceğini ima etmişti ancak bu, oyuncuların aynı rolleri yeniden canlandırması yerine güncellenmiş bir şekilde olacaktı:

Bence bu evrenin bir uzantısı gibi olur, ne demek istediğimi anlıyorsunuz, tıpkı [The] Mandalorian'ın Star Wars'un bir uzantısı olması gibi. Ama bunun insanların isteyeceği bir şey olup olmayacağını bilmiyorum, bunu söylemek zor.

Bu yıl şubatta Dakota Johnson, The Office'in final setindeki "tuhaf dinamikleri" hatırlatarak şunları söylemişti: 

Hiç kimse benimle konuşmak istemedi.

Independent Türkçe



Neandertallerin büyük burnuyla ilgili teori çürütüldü

Altamura Adamı, üzerini kaplayan kalsit nedeniyle yerinden çıkarılmadan inceleniyor (K.A.R.S.T. PRIN Projesi)
Altamura Adamı, üzerini kaplayan kalsit nedeniyle yerinden çıkarılmadan inceleniyor (K.A.R.S.T. PRIN Projesi)
TT

Neandertallerin büyük burnuyla ilgili teori çürütüldü

Altamura Adamı, üzerini kaplayan kalsit nedeniyle yerinden çıkarılmadan inceleniyor (K.A.R.S.T. PRIN Projesi)
Altamura Adamı, üzerini kaplayan kalsit nedeniyle yerinden çıkarılmadan inceleniyor (K.A.R.S.T. PRIN Projesi)

Bugüne kadar incelenen ilk Neandertal burun boşluğu fosili, soyu tükenen türün burnunun soğuk iklimlere adapte olmak üzere evrimleşmediğini gösterdi.

Modern insanın (Homo sapiens) en yakın akrabalarından Neandertaller hakkında süregelen tartışmalardan biri, onların büyük burunlarının işleviydi.

Yaklaşık 40 bin yıl önce soyu tükenen Neandertallerin, büyük burunlarına paralel şekilde, soğuk ve soğuk ve kuru ortamlara uyum sağlamak için büyük sinüslere sahip oldukları düşünülüyordu.

Bu özgün burun yapısının, havayı akciğerlere ulaşmadan önce ısıtıp nemlendirdiği varsayılıyordu.

Ancak burun içi kemikler zaman içinde bozunduğu için bugüne kadar Neandertallere ait bir burun boşluğu incelenememişti. Bu nedenle sözkonusu teori güçlü kanıtlarla desteklenemiyordu.

Perugia Üniversitesi'nden Costantino Buzi ve ekibi, son derece iyi korunmuş bir örneği inceleyerek bu teoriyi çürüttü.

Araştırmacılar 1993'te İtalya'nın güneyindeki Altamura kentinde keşfedilen ve bugüne kadarki en eksiksiz Neandertal iskeletlerinden biri olan "Altamura Adamı" fosilini inceledi.

İskelet kalın bir kalsit tabakasıyla kaplı olduğu için kemiklerine zarar vermemek adına Altamura Adamı bulunduğu yerden çıkarılmadan analiz edildi.

Bilim insanları endoskopik teknolojiden yararlanarak 130 bin ila 172 bin yıllık olduğu tahmin edilen örneğin dijital modelini oluşturdu. 

Bulguları hakemli dergi PNAS'te dün (17 Kasım) yayımlanan çalışmaya göre Neandertallerin iç burun yapıları eşsiz değildi ve modern insanlarınkiyle arasında ciddi bir fark yoktu.

Araştırmacılar bu insan türünün, kısa uzuvları ve tıknaz yapısıyla soğuğa adapte olduğunu ancak burunlarının bu dayanıklılıkta bir rol oynamadığını söylüyor.

Buzi, burun boşluğunun yapısının soğuk ortama uyumlu, geniş Neandertal yüzüyle tutarlı olduğunu söylüyor.

Araştırmacı "Basitçe söylemek gerekirse, burnun iç kısmına bakarak Neandertallerin soğuk iklime uyum sağlamak için kendi çözümlerini geliştirdiğini görebiliriz" diyerek ekliyor: 

Yani yüzleri, bizimkinden farklı bir modelle soğuğa adapte olmuştu.

Çalışmada yer almayan paleoantropolog Todd Rae ise türün büyük burnunun soğuk havayla ilgisi olmayabileceğini söylüyor.

Sussex Üniversitesi'nden Rae "Homo cinsinin tüm eski türleri geniş burunlu" diyerek ekliyor:

Çoğu Homo sapiens geniş burunlu; sadece türün çok küçük bir kısmını kapsayan Kuzey Avrupa/Arktik bölgesi insanları geniş burunlu değil.

Independent Türkçe, IFLScience, Live Science, PNAS


Cambridge Sözlüğü, 2025'in sözcüğünü seçti

YouTube yıldızı IShowSpeed'in, kendini "1 numaralı parasosyal" diye niteleyen saplantılı bir hayranını engellemesi üzerine bu kelimeyi sözlükte arayanların sayısında patlama yaşandı (AFP)
YouTube yıldızı IShowSpeed'in, kendini "1 numaralı parasosyal" diye niteleyen saplantılı bir hayranını engellemesi üzerine bu kelimeyi sözlükte arayanların sayısında patlama yaşandı (AFP)
TT

Cambridge Sözlüğü, 2025'in sözcüğünü seçti

YouTube yıldızı IShowSpeed'in, kendini "1 numaralı parasosyal" diye niteleyen saplantılı bir hayranını engellemesi üzerine bu kelimeyi sözlükte arayanların sayısında patlama yaşandı (AFP)
YouTube yıldızı IShowSpeed'in, kendini "1 numaralı parasosyal" diye niteleyen saplantılı bir hayranını engellemesi üzerine bu kelimeyi sözlükte arayanların sayısında patlama yaşandı (AFP)

Cambridge Üniversitesi Yayınları'nın İngilizce sözlüğü, bu yılın kelimesini "parasocial" olarak açıkladı. 

Türkçeye parasosyal diye çevrilen bu sözcük, insanların tanımadığı biriyle ya da yapay zekayla kurduğu ilişkiyi tarif ediyor. 

İlk olarak 1956'da Donald Horton ve Richard Wohl adlı sosyologlar tarafından oluşturulan bu kavram, televizyon izleyicilerinin ekranda gördüğü kişilerle kurduğu ilişkileri açıklamak için kullanılmıştı. 

Bilgisayar ve cep telefonlarının topluma yayılmasıyla birlikte sosyal medya fenomenleri ve internet karakterleri de bu ilişkilerin yaygınlığını ve önemini artırdı. 

Cambridge Dictionary'nin kelimeye verdiği örnek kullanımlardan biri, bu yıl NFL yıldızı Travis Kelce'yle nişanlandığını açıklayan ABD'li şarkıcı Taylor Swift'in hayranlarının, şahsen hiç tanımadıkları bu çifti canı gönülden tebrik etmesi oldu.

Lily Allen'ın son albümü West End Girl'de anlattığı ayrılık hikayesinin, Britanyalı şarkıcının "aşk hayatına yönelik parasosyal bir ilgi" doğurduğu da sözlük tarafından hatırlatıldı.

Parasosyalin 2025'in sözcüğü seçilmesinin bir diğer nedeniyse insanların ChatGPT gibi yapay zeka sohbet robotlarıyla kurdukları ilişkiye yönelik endişelerin artması.

Cambridge Dictionary yazarlarından Colin McIntosh, yayımladığı açıklamada bu kelimenin "2025'in ruhunu yakaladığını" söyledi:

Bir zamanların akademik terimi artık ana akıma girdi. Milyonlarca kişi parasosyal ilişkiler içinde, çok daha fazlası da bunların artışıyla ilgili.

Cambridge Üniversitesi'nde deneysel sosyal psikoloji dersleri veren Simone Schnall da "Pek çok kişinin sosyal medya fenomenleriyle yoğun ve sağlıksız parasosyal ilişkiler kurduğu bir döneme girdik. Bu, insanların parasosyal ilişkiler kurduğu kişileri tanıdığını düşündüğü, onlara güvendiği ve aşırıya kaçan bağlılık biçimleri geliştirdiği ancak tamamen tek taraflı bir durum" dedi.

Cambridge Dictionary bu sene dikkat çeken diğer kelimeleri de sıraladı. Bunlardan ikisi şöyle:

Slop: Genelde üretken yapay zeka teknolojisi kullanılarak oluşturulan, düşük kaliteli internet içeriğine deniyor.

Memeify: Bir olayı, görseli ya da kişiyi internet mimi haline getirmek.

Birleşik Krallık üniversitesinin sözlüğüne, bu yıl 6 bin kelime daha eklendi. Özellikle Z kuşağı şu sözcükleri yaygın kullanıyor:

Delulu: Gerçekle yüzleşmek yerine gerçek olmayan şeylere tutunmayı tercih etmek.

Skibidi: Havalı ya da kötü gibi farklı manalara gelebilen bu sözcük, espri amacıyla hiçbir anlam taşımadan da kullanılabiliyor.

Tradwife: Geleneksel "evli kadın" rolüne, yapılan ev işlerinin sosyal medyada paylaşılması da eklendi.

Independent Türkçe, BBC, CNN


Dünyanın en çok izlenen YouTube videosu, neden yaratıcısını zengin etmedi?

Baby Shark'ın dizisi ve video oyunları da yapıldı (Nickelodeon)
Baby Shark'ın dizisi ve video oyunları da yapıldı (Nickelodeon)
TT

Dünyanın en çok izlenen YouTube videosu, neden yaratıcısını zengin etmedi?

Baby Shark'ın dizisi ve video oyunları da yapıldı (Nickelodeon)
Baby Shark'ın dizisi ve video oyunları da yapıldı (Nickelodeon)

2016'da YouTube'a yüklenen Baby Shark Dance, 16,4 milyar izlenmeyi aşarak bu video platformunun en çok izlenen içeriği unvanını perçinlemeyi sürdürüyor. 

En yakın rakibi Luis Fonsi'nin Despacito parçasının klibi. 8 yıl önce yüklenen videonun görüntülenme sayısı 8,9 milyara yaklaşıyor.

ABD'li şarkıcı Taylor Swift'in en popüler 10 YouTube videosunu toplayınca ya da dünya nüfusunu iki kere çarpınca Baby Shark'ın izlenme sayısına denk oluyor.

Çocukların müptelası olduğu şarkısı, günde ortalama 4,7 milyon kere dinleniyor. 

25 farklı dile çevrilen şarkısını en çok ABD'liler izlerken en çok beğeni Brezilya'dan geldi.

Ancak tüm bu viral güç, köpekbalığı ailesinin şarkısını yaratan Güney Kore şirketi için dev bir servete dönüşmedi. 

Geçen sene 67 milyon dolarlık ciro açıklayan Pinkfong'un işletme kârıysa 13 milyon dolarda kaldı. 

Konuyu haberleştiren Wall Street Journal, çocuk içeriklerine yönelik reklam kısıtlamalarının Pinkfong'u üzdüğünü bildiriyor.

Boston Üniversitesi'nden Garrett Johnson'ın tahminlerine göre 2019'da getirilen sınırlamalar olmasa şirket iki ya da üç kat daha fazla para kazanabilirdi.

Şirket, YouTube'un yanı sıra konserler, lisans ve ürün satışlarıyla da kasasını dolduruyor. 

Güney Kore borsasında salı günü halka açılan şirketin hisselerinin değeri yüzde 60 artışı dahi gördü. 

Halka arzla kasasına en az 50 milyon dolar koyması beklenen şirket, 2028'e kadar üç yeni projeyi daha tanıtmayı planlıyor.

Bebeklere yönelik içeriklerle tanınan Pinkfong, tüm aileyi eğlendirecek işlere geçmek niyetinde.

Independent Türkçe, WSJ, Reuters