Sydney Sweeney müstehcen yorumları ustalıkla yanıtladı

Euphoria ve Madame Web'in yıldızı, vücudu hakkında internette dönen söylemlere cevap verdi

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP
TT

Sydney Sweeney müstehcen yorumları ustalıkla yanıtladı

Fotoğraf: AFP
Fotoğraf: AFP

Sydney Sweeney, kısa süre önce yaptığı sosyal medya paylaşımının ardından fiziksel görünümüyle ilgili gelen eleştirilere ateş püskürdü. 

Euphoria'nın yıldızı, ünlü olduğu süre boyunca fiziğiyle ilgili yorum ve sorularla karşılaştı. Sweeney, geçen günlerde "güzel olmadığını" ve "rol yapamadığını" iddia eden yapımcıya sert bir yanıt vermişti.

Instagram'da yeni bir paylaşım yapan 26 yaşındaki Sweeney, sweatshirt'ünün üzerindeki mesajla görünüşü hakkındaki söylemlere karşı duygularını açıkça ortaya koydu.

Fotoğrafların birkaçında Senden Başka (Anyone But You) oyuncusu, üzerinde ip atlayan bir kız çiziminin yer aldığı gri bir sweatshirt giyiyor. Sweatshirt'ün üzerindeyse şöyle yazıyor:

Harika göğüslere sahip olduğum için özür dilerim.

"Keyifli zamanlar ve bikini izleri" açıklamasıyla paylaştığı fotoğraf seçkisinin başka bir görselinde Sweeney, arkadaşları ve sevdikleriyle eğlenirken görülüyor.

Önceki haftalarda Sweeney, ABD'nin New York eyaletindeki Pleasantville'de düzenlenen etkinlikte görünüşünü ve oyunculuk yeteneğini eleştiren tecrübeli Hollywood yapımcısı Carol Baum tarafından yerden yere vurulmuştu. 

Bu eleştirilere yanıt olarak Arınma (Immaculate) oyuncusu, eğlence haberleri platformu Variety'ye yaptığı açıklamada şöyle demişti:

Uzmanlığını ve deneyimini paylaşacak konumdaki bir kadının bunun yerine başka bir kadına saldırmayı tercih etmesi ne kadar üzücü. Eğer sektörde geçirdiği onlarca yılda öğrendiği ve öğrencilerine öğretmeyi uygun gördüğü şey buysa, bu utanç verici. Bir kadın yapımcı meslektaşını haksız yere aşağılamak, Baum'un karakteri hakkında çok şey anlatıyor.

Yıldız oyuncu geçen ay, dış görünüşü hakkında sürekli olarak hayranlarından ve izleyicilerden gelen yorumların kendisini "hiçbir kontrolü yokmuş" gibi hissettirdiğini belirtmişti.

Sweeney, Saturday Night Live'a ilk çıkışına verilen viral tepkiler sorulduğunda Variety'e, "Yorumları görüyorum ve tepki göstermeme izin veremiyorum. Bunu nasıl açıklayacağımı bilmiyorum, ben de hâlâ anlamaya çalışıyorum" diye açıklamıştı. 

Uzun soluklu komedi programındaki sınırlı sunuculuğunun ardından Sweeney, internetteki muhafazakarlar arasında kadınlık ve "duyarcılık" tartışmalarına konu olmuştu. 

Sweeney, "Benim hakkımda istedikleri şekilde konuşabilmek için kendilerini yakın ve özgür hissediyorlar çünkü sözleşmeler karşılığında hayatımdan vazgeçtiğimi düşünüyorlar. Aktris olduğum için artık insan seviyesinde olmadığımı sanıyorlar. Bu karakterler herkes için olabilir ama Sydney olarak ben artık kendime ait değilim" demişti. 

Benimle kurdukları bu tuhaf ilişki üzerinde hiçbir kontrolüm ya da söz hakkım yok.

Sweeney ayrıca bu yıl eleştirmenler ve seyirciler tarafından sert yorumlar alan Madame Web'de de rol almıştı.
Independent Türkçe



Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
TT

Ölüme yakın deneyimlerde zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)
Ölüme yakın deneyim yaşayan bazı kişiler, sanki zaman ortadan kalkmış gibi hissettiğini söylüyor (Unsplash)

Ölümle burun buruna gelen kişiler, yaşadıkları deneyim sırasında zamanın durmuş veya yavaşlamış gibi geldiğini sıkça bildiriyor. 

Başından böyle bir olay geçmeyen kişilerin aklına film sahneleri gelecektir. Örneğin bir trafik kazasında hayatını kaybetmekten kıl payı kurtulan bir karakter etrafına bakarken, sahne daha yavaş akıyor. 

Ölüme yakın deneyimler üzerine çalışan psikiyatr Bruce Greyson'ın 1980-1990'larda yaptığı çalışmalarda, bu türden deneyimler yaşayan kişilerin yaklaşık yüzde 70'i "zamanın durduğunu veya anlamını yitirdiğini" bildirmişti. 

Peki bu travmatik olaylar neden böyle bir etki yaratıyor ve zamanın nasıl algılandığı hakkında neler söylüyor? 

İnsanlar zamanı nasıl algılıyor?

Liverpool John Moores Üniversitesi'nde zaman psikolojisi üzerine çalışan Dr. Ruth Ogden, yıllar önce geçirdiği bir trafik kazasından sonra bu alana ilgi duymaya başlamış. 

Psikoloji hocası, Conversation için kaleme aldığı yazıda, başka bir araçla çarpıştıktan sonra adeta zaman durmuş gibi hissettiğini anlatıyor.  

15 yıl boyunca ölüme yakın deneyimlerde neden zamanın yavaşladığı ve zamanın nasıl algılandığı üzerine araştırmalar yürüten Dr. Ruth Ogden ulaştığı sonuçları şöyle açıklıyor:

Biz saniyeleri ve dakikaları mükemmel bir doğrulukla kaydeden saatler gibi değiliz. Bundan ziyade beynimiz, zamanı çevremizdeki dünyaya duyarlı bir şekilde algılamaya ayarlanmış gibi görünüyor.

Dr. Ogden, beynin duygusal ve fizyolojik uyarılmayı düzenleyen bazı bölgelerinin, aynı zamanda zamanın işlenmesinde de rol oynadığını ekliyor. 

Bu nedenle duygular yoğunlaştığı sırada beynin zaman algısı da etkileniyor. Örneğin keyifli vakit geçirirken zaman uçup gidiyor ve sıkıcı ortamlarda geçmek bilmiyor. 

Ölüme yaklaşınca zaman neden yavaşlıyor?

Ölüme yakın deneyimlerde zamanın neden yavaşladığı kesin olarak bilinmiyor. Bilim insanları bunun altında savaş ya da kaç tepkisinin yattığını düşünüyor. Evrimsel süreçte hayatta kalma içgüdüsü olarak gelişen bu tepki, tehdit anında ortaya çıkıyor.

Tehlike karşısında beyin daha hızlı çalıştığı için ölüme yakın deneyim yaşayan kişiler çevrelerinin daha yavaş hareket ettiğini görüyor. 

Psikoloji ve Ruh Sağlığı Sınır Alanları Enstitüsü'nden araştırmacı Marc Wittmann bu durumu şöyle açıklıyor:

Organizma çevresel uyaranları normalden daha hızlı işleyerek kişinin daha kolay tepki vermesini sağlıyor. Daha hızlı algılamak, düşünmek ve hareket etmek hayatta kalmak için avantaj demek.

Yaşlandıkça zaman daha mı hızlı akıyor?

Herkes ölüme yakın bir deneyim yaşamayabilir fakat birçok kişi yaşı ilerledikçe zamanın akıp gittiğinden yakınıyor. 

Geçmişe bakınca çocukken vakit daha yavaş akıyormuş gibi gelirken, yetişkinlikle beraber sanki göz açıp kapayıncaya kadar yıllar geçiyor.

Bilim insanları bu durumun birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Örneğin çocukken bir yıl, yaşanan sürenin daha büyük bir kısmına tekabül ediyor. Nörolog Santosh Kesari "10 yaşındaki bir çocuk için bir yıl, hayatının yüzde 10'u. 60 yaşındaki biri için ise hayatının yüzde ikisinden daha azı" diyor. 

Ayrıca çocukken sürekli yeni şeylerle karşılaşmak, hafızada daha kalıcı etkiler bırakıyor. Kesari şu ifadeleri kullanıyor:

Zamanı unutulmaz olaylarla ölçüyoruz ve yaşlandıkça hatırlanmaya değecek daha az yeni şey yaşanıyor. Bu da çocukluğun daha uzun sürmüş gibi görünmesine yol açıyor.

Bilim insanın burada bahsettiği, zamanın o an içinde nasıl algılandığından ziyade, nasıl hatırlandığı. 

Yine de bazı çalışmalarda çocukken zamanın akışının daha yavaş algılandığı bulunmuştu. Nörobilimci Patricia Costello, çocukların gelişim aşamasında olduğunu belirterek "Sinirsel iletimleri yetişkinlere kıyasla fiziksel olarak daha yavaş. Bu da zamanın geçişini algılama biçimlerini etkiliyor" diyor:

Yetişkinliğe ulaşınca zaman devrelerimiz kablolamayı tamamlıyor ve zamanın geçişini doğru bir şekilde nasıl kodlayacağımızı deneyimlerimizle öğreniyoruz.

Yaşlanınca zamanın daha hızlı akıyormuş gibi gelmesi, büyük ölçüde yeni deneyimlerin azlığıyla ilişkilendiriliyor. Costello bu histen kurtulmak isteyenlere hayatlarına yenilik katmasını öneriyor.

Bilim insanı "Her şeyin çok hızlı geçip gittiği, kendi hayatımızı kaçırdığımız hissini nasıl durdurabiliriz? İş dönüp dolaşıp yeni şeyler öğrenmeye geliyor" diyerek ekliyor: 

Yeni bir beceri öğreniyor musunuz? Farklı bir şeyler pişiriyor musunuz? Mümkün olduğunca hayatınıza yenilik katmak, anıların öne çıkmasını sağlayacak ve bir bakıma zamanı uzatacaktır.

Independent Türkçe, Conversation, Psychology Today, NBC News