Netflix izleyicileri yeni diziye "başyapıt" diyor

Ripley, 4 Nisan'da Netflix'te gösterime girdi (Netflix)
Ripley, 4 Nisan'da Netflix'te gösterime girdi (Netflix)
TT

Netflix izleyicileri yeni diziye "başyapıt" diyor

Ripley, 4 Nisan'da Netflix'te gösterime girdi (Netflix)
Ripley, 4 Nisan'da Netflix'te gösterime girdi (Netflix)

Netflix izleyicileri, kara filmleri andıran tarzıyla dikkat çeken yeni diziye övgüler yağdırdı.

Akademi Ödüllü Steven Zaillian'ın yönettiği Ripley, izleyiciler tarafından "başyapıt" ve "sanat eseri" diye nitelendirildi.

"Gereken ne varsa yapıyor"

Yayın platformunda 4 Nisan'da gösterime giren Ripley'nin başrolünde, yapıma adına veren dolandırıcı Tom Ripley'yi canlandıran Andrew Scott yer alıyor. 

Anthony Minghella tarafından yazılan ve yönetilen 1999 tarihli beyazperde uyarlamasında Matt Damon, zengin ve şımarık Dickie Greenleaf'i evine dönmeye ikna etmek için New York'tan İtalya'ya gönderilen dolandırıcı Tom Ripley rolündeydi.

Netflix, 18 yaşından küçükler için uygun olmadığını belirttiği dizinin konusunu şöyle özetliyor:

Bir dolandırıcı, İtalya'da sıradışı bir iş alınca zenginlerin ayrıcalıklı dünyasına adım atar. Fakat istediği hayatı elde etmek için yalanlarla dolu bir ağ örmelidir.

Netflix izleyicileri sürükleyici dizi karşısında büyülenirken, bazıları siyah beyaz gerilimi bir "sanat eseri" diye tanımladı.

Coşkulu bir izleyici, "Patricia Highsmith romanı Ripley'nin ustaca, metodik, tehditkar uyarlaması gereken ne varsa yapıyor" dedi.

"Succession'dan beri televizyondaki en iyi şey"

Gerilime övgüler yağdıran bir başka izleyici, Ripley'yi ödüllü bir diziyle kıyasladı:

Hiçbir şeyi aceleye getirmiyor; karmaşık hikayede gerilimin her zerresini öne çıkarıyor. Succession'dan beri açık ara televizyondaki en iyi şey! Netflix, daha fazla lütfen!

Bir diğer izleyici de dizinin sinematografisini övdü:

Ripley görsel olarak Netflix'in şimdiye kadar yaptığı en iyi dizilerden biri. Siyah-beyazın kullanımı 1940'lı ve 50'li yılların klasik kara filmlerine bir saygı duruşu gibiydi.

Başka bir izleyici ekledi:

"İtalya'da çekilen tüm dizi, adeta yaşayan bir sanat eseri gibi. Sinematografi de usta işi.

"Bitmesini istemedim"

Bir başkası da şöyle dedi: 

The White Lotus'u sevdiyseniz, kendinize bir iyilik yapın ve Netflix'te Ripley'yi izleyin.

Bir sosyal medya kullanıcısı, Ripley'nin Netflix'te şimdiye kadar gördüğü en muhteşem dizilerden biri olduğunu söylerken bir diğeri ekledi:

Netflix'teki Ripley bir başyapıt, bitmesini istemedim, 5 yıldız.

Başka biri de diziyi Yetenekli Bay Ripley'yle (The Talented Mr. Ripley) kıyaslayarak şöyle dedi:

Mola. Ripley'i izliyorum: Başlarken biraz yavaştı ama şimdi? Kafayı taktım. Büyüleyici Andrew Scott, Tom Ripley'yi canlandırıyor. Matt Damon'ın Ripley filmindeki Tom'undan çok daha karanlık, hatta daha kusurlu bir dolandırıcı.

Independent Türkçe, Daily Mail, LADBible 



Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
TT

Bilim insanları primatları inceledi: Alfa erkek kural değil istisna

Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)
Erkek egemenliğinin en belirgin olduğu türlerden biri şempanzeler (AFP)

Bilim insanları primat türlerinde alfa erkek olgusunun pek de gerçek olmadığını tespit etti. Geniş kapsamlı araştırma, dişi ve erkekler arasındaki hiyerarşik ilişkinin daha karmaşık olduğuna işaret ediyor.

İnsanların da içinde yer aldığı primat grubunda ya erkeklerin ya da dişilerin popülasyondaki hakim cinsiyet olduğu düşünülüyordu. Genellikle erkeklerin gruptaki hakimiyeti elinde tuttuğuna inanılıyordu.

Ancak hakemli dergi PNAS'te dün (7 Temmuz) yayımlanan çalışmada durumun sanıldığı kadar net olmadığı ve beklendiğinden daha fazla popülasyonda dişilerin egemen olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacılar maymunlar, lemurlar, tarsiyerler ve lorisler gibi 121 primat türüne ait 253 popülasyondan 5 yıl boyunca veri topladı. Ekip varsayımların ötesinde daha net bilgi edinmek adına ayrıntılı davranış kayıtları toplayıp grup içindeki kavgaları ve kazananları derledi.

Çalışmada karşı cinsler arasındaki kavga ve tartışmaların sanılandan çok daha sık yaşandığı saptandı. Bir grup içindeki anlaşmazlıkların ortalama yarısı dişi ve erkekler arasında geçti. 

Araştırma genelinde incelenen kavgaların yaklaşık yüzde 90'ını erkekler kazandığı için bu açıdan net bir erkek hakimiyeti olduğu söylenebilir.

Öte yandan araştırmacılar popülasyonların sadece yüzde 17'sinde bu durumun gözlemlendiğini söylüyor. İnsanların en yakın akrabalarından şempanze ve bonobolar bu kesimde yer alırken, lemur ve bonoboların da olduğu primat popülasyonlarının yüzde 13'ünde net bir dişi egemenliği vardı.

Geri kalan yüzde 70'lik kısımdaysa bir cinsiyetin diğeri üzerindeki hakimiyet ya orta düzeydeydi ya da hiç yoktu.

Fransa'daki Montpellier Üniversitesi'nden çalışmanın başyazarı Dr. Élise Huchard, "Sıkı bir erkek egemenliği gerçekten azınlıkta" diyerek ekliyor: 

Bunun çoğunluk olmasını beklemiyorduk çünkü literatürü iyi biliyoruz ancak yüzde 20'nin altında kalmasını pek beklemezdik.

Erkek egemenliğinin daha net olduğu gruplarda, bu cinsiyetin vücut veya dişlerinin daha büyük olduğu gözlemlendi. Ayrıca dişilerin kaçıp ağaçlara tırmanamadığı popülasyonlarda da benzer bir durum vardı.

Öte yandan dişiler hakimiyetini, üremeden gelen güçleriyle kazanıyordu. Dr. Huchard, "Bir dişi çiftleşmek istemiyorsa, erkek bu konuda hiçbir şey yapamaz" diye açıklıyor: 

Dişiler üremeyi kontrol ettiklerinde, bunu erkeklere karşı bir güç mekanizması olarak kullanabiliyorlar.

Bilim insanları ayrıca dişilerin birbirleriyle rekabet ettiği ve erkeklerin yavrulara daha fazla baktığı gruplarda da dişi egemenliğinin daha yaygın olduğunu gözlemledi. Bu türlerde dişiler ya genellikle yalnız oluyor ya da sadece erkek-dişi çiftleri halinde yaşıyorlar. Bu durum tek eşliliğin dişi hakimiyetiyle bağlantılı olduğu anlamına gelebilir.

Araştırmacılar bu sonuçların doğrudan insanlara uygulanamayabileceğini ancak yakın akraba türlerdeki cinsiyet rollerinde şaşırtıcı bir esnekliğe işaret ettiğini söylüyor. 

Dr. Huchard, "Bu sonuçlar, insanlık tarihinde daha sonra ortaya çıkan tarım toplumlarına kıyasla daha eşitlikçi olan avcı-toplayıcılar arasındaki kadın-erkek ilişkileri hakkında bildiklerimizle epey örtüşüyor" diyor.

Independent Türkçe, Science Alert, BCC Science Focus, PNAS