Bridgerton'ın yıldızlarından seks sahnesi uyarısı

"Büyükannenizle izlemeyin!"

Julia Quinn'in çok satan romanlarından esinlenen dizi, Bridgerton ailesinden 8 kardeşin Londra yüksek sosyetesinde aşkı ve mutluluğu arayışını merkeze alıyor (Netflix)
Julia Quinn'in çok satan romanlarından esinlenen dizi, Bridgerton ailesinden 8 kardeşin Londra yüksek sosyetesinde aşkı ve mutluluğu arayışını merkeze alıyor (Netflix)
TT

Bridgerton'ın yıldızlarından seks sahnesi uyarısı

Julia Quinn'in çok satan romanlarından esinlenen dizi, Bridgerton ailesinden 8 kardeşin Londra yüksek sosyetesinde aşkı ve mutluluğu arayışını merkeze alıyor (Netflix)
Julia Quinn'in çok satan romanlarından esinlenen dizi, Bridgerton ailesinden 8 kardeşin Londra yüksek sosyetesinde aşkı ve mutluluğu arayışını merkeze alıyor (Netflix)

Bridgerton'ın yıldızları Nicola Coughlan ve Luke Newton, hayranlarını dizinin gelecek sezonunu büyükanne ve büyükbabalarıyla birlikte izlememeleri için uyardı.

Bu hafta sonu Avustralya'da ekranlara gelen sohbet programı The Sunday Project'e konuk olan başrol oyuncuları, canlandırdıkları karakterler Penelope ve Colin'in tomurcuklanan romantizmini keşfettikleri üçüncü sezondaki aşk sahnelerini anlattı.

37 yaşındaki İrlandalı oyuncu Nicola Coughlan, bu sahnelerin ne kadar cesur olduğunun sorulması üzerine programın sunucusuna şunları söyledi:

Ah, lütfen büyükannenizle izlemeyin! Annem geçen gün biraz izledi ve ben büyük bir bölümünü atladım.

Luke Newton da "Sanırım büyükannelerimizle birlikte izlemeyeceğiz. Böyle bir şey olmayacak" diye ekledi.

Bu sezon çok romantik. Sonunda hikayeyi canlandırmak çok eğlenceli. Hayranlar hikayenin arkadaştan sevgiliye doğru nasıl geliştiğini görmek için uzun zamandır bekliyordu.

İkili pazar günü erken saatlerde Bridgerton'ın üçüncü sezonunun Avustralya lansmanında kırmızı halıda yürüdü.

Coughlan'ın canlandırdığı Penelope Featherington karakteri, aşk konulu popüler dönem dizisinin ilk iki sezonunda yardımcı karakter olarak yer almıştı. Ancak bu yaz Penelope, Luke Newton'ın hayat verdiği Colin Bridgerton'la aşk hikayesini keşfedeceği yeni sezonun ilgi odağı olacak.

Coughlan, Harper's Bazaar'a verdiği röportajda şöyle söyledi:

Romantik bir dizide kadın başrol olduğuma inanamıyorum. Bazıları bunu söylediğimde kendimi çirkin bulduğumu sanıyor ama durum öyle değil. Penelope yardımcı karakterdi, köşedeki tuhaf kişiydi. Fakat bu kez hikayenin ilgi odağı olacak.

Coughlan için yıldızlığa giden yolculuk hiç de kolay olmamıştı. Kariyerindeki dönüm noktası ancak 2018'de Lisa McGee'nin çok sevilen sitcom'u Derry Girls'te hayranların favorisi Clare Devlin rolüyle gerçekleşmişti.

Aktris, "Son birkaç yıla dönüp baktığımda hayatımın ne kadar değiştiğini kavramak çok zor" demişti.

Bridgerton'ın üçüncü sezonu Netflix'te sırasıyla 16 Mayıs ve 13 Haziran'da iki bölüm halinde gösterime girecek.

Independent Türkçe, Daily Mail, Harper's Bazaaar



Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
TT

Bilinç, beynin neresinde? Öne çıkan iki teori de sınavı geçemedi

Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)
Araştırmacılar bilincin, beynin zekadan ziyade duyularla ilişkili bölümünde oluştuğunu düşünüyor (Pixabay)

Bilincin beynin hangi bölümünde olduğunu araştıran bilim insanları ilginç sonuçlara ulaştı. 

Kişinin kendisini, etrafını, deneyimlerini, duygularını anlamasını sağlayan bilinç, insan varlığının temel bileşenlerinden biri. 

Bilim insanları uzun zamandır bilincin beynin hangi bölümünde, nasıl meydana geldiğini anlamaya çalışıyor. Pek çok fikir ortaya atılırken halihazırda 30'a yakın teori olduğu tahmin ediliyor. 

Bunlar arasında en çok öne çıkan ikisiyse Küresel Çalışma Alanı Teorisi (GWT) ve Bütünleşik Bilgi Teorisi (IIT). Bunlardan ilki bilincin, beynin ön kısmında olduğunu ve buradaki kilit bölgeler duyusal bilgileri tüm beyne yaydığında bilinçli deneyimin ortaya çıktığını savunuyor. 

IIT ise beyindeki bilginin son derece entegre ve bütünleşik olduğunu ve bu şekilde bilinçli bir deneyimin mümkün olduğunu öne sürüyor.

Önde gelen hakemli dergi Nature'da 1 Mayıs Perşembe günü yayımlanan çalışmada bilim insanları, bu iki teoriyi test ederek hangisinin geçerli olduğunu bulmaya çalıştı. Bulgular, ikisinin de yetersiz olduğuna işaret ediyor. 

Max Planck Enstitüsü'nden Dr. Lucia Melloni ve ekip arkadaşları, ABD, Avrupa ve Çin'deki 12 laboratuvarda 256 kişiye çeşitli görüntüleri izleterek beyinlerindeki elektrik ve manyetik aktiviteyi ve kan akışını ölçtü. 

Katılımcıların bilinçli farkındalığını ölçmek için onlara çeşitli yüzler, nesneler ve semboller gösterildi. Katılımcılar ekranda belirli görüntüler belirdiğinde bir düğmeye bastı. Ekip katılımcıların beynini üç farklı yöntem kullanarak izledi.

Bulgular bilincin, beynin düşünmeyle ilişkili ön kısmından ziyade, görme ve işitmeyle bağlantılı duyusal bölgeleri içeren arka kortekste ortaya çıktığına işaret ediyor. 

Çalışma, beynin arka kısmındaki nöronlarla öndeki bölgeler arasındaki önemli bağlantılar saptasa da bilincin ana merkezinin arka kortekste olduğu fikrini destekliyor.

Araştırmada ayrıca IIT'nin öne sürdüğü gibi bilincin, beynin çeşitli bölümlerinin etkileşimi ve işbirliğiyle oluştuğunu destekleyen güçlü kanıtlar da bulunmadı. 

Makalenin başyazarlarından Christof Koch, "Burada kanıtlar kesinlikle arka korteks lehine. Bilinçli deneyimle ilgili bilgiler ön loblarda ya yoktu ya da arka kortekse kıyasla çok daha zayıftı" diyerek ekliyor: 

Bu durum, ön lobların zeka, yargılama, muhakemede kritik önem taşımasına karşın görme, bilinçli görsel algılama gibi konularda kritik bir rol oynamadığı fikrini destekliyor.

Araştırmacılar yeni çalışmanın komadaki veya bitkisel hayattaki hastalar açısından da önem taşıdığını ifade ediyor.  

Bu durumdaki hastalar birkaç gün boyunca yanıt vermediği zaman genellikle bilinçlerini kaybettikleri varsayılarak yaşam destek ünitesiyle bağları kesiliyor. Ancak geçen yıl yayımlanan bir çalışmada tepkisiz hastaların yaklaşık 4'te birinin bilinci olabileceği tespit edilmişti.

Bu araştırmaya gönderme yapan Koch "Bilincin beyindeki temelini bilmek, sinyal vermeden 'orada olmanın' bu gizli biçimini daha iyi saptamamızı sağlar" diyor. 

Independent Türkçe, Reuters, New York Times, SciTechDaily, Nature