8. haftasında da gişeyi kasıp kavurdu: Epik bilimkurgu 700 milyon dolara yaklaştı

Yapım şirketi Legendary henüz Dune 3'ün prodüksiyonunun ne zaman başlayacağına dair açıklama yapmadı (Warner Bros) 
Yapım şirketi Legendary henüz Dune 3'ün prodüksiyonunun ne zaman başlayacağına dair açıklama yapmadı (Warner Bros) 
TT

8. haftasında da gişeyi kasıp kavurdu: Epik bilimkurgu 700 milyon dolara yaklaştı

Yapım şirketi Legendary henüz Dune 3'ün prodüksiyonunun ne zaman başlayacağına dair açıklama yapmadı (Warner Bros) 
Yapım şirketi Legendary henüz Dune 3'ün prodüksiyonunun ne zaman başlayacağına dair açıklama yapmadı (Warner Bros) 

Yılın en iddialı filmlerinden Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki'nin (Dune: Part Two) gişe hasılatı artmaya devam ediyor. Filmin kazancı dünya çapında 700 milyon dolara yaklaştı. 

Yönetmen Denis Villeneuve'ün bilimkurgu destanı, Kuzey Amerika'da 276 milyon dolar, diğer ülkelerdeyse 419 milyon dolar hasılat elde ederek 8 haftalık gösterimin ardından küresel hasılatını 695,8 milyon dolara çıkardı. 

2024'ün hasılat rekortmeni

Bu, Kovid sonrası dönem için etkileyici bir başarı. 2023'te sadece 5, 2022'de 8 ve 2021'de 5 film 700 milyon dolar sınırını aşmayı başarmıştı.

Bu noktada Dune 2, 2024'ün hem ABD'de hem de dünya çapındaki gişelerde en yüksek hasılat yapan filmi konumunda. 

Devam filminin ABD ve Kanada dışında kazanç sağladığı ülkeler Britanya (48,8 milyon dolar), Çin (48,5 milyon dolar), Fransa (42,6 milyon dolar), Almanya (39,7 milyon dolar) ve Avustralya (22,5 milyon dolar) oldu.

Dune: Çöl Gezegeni Bölüm İki, sinemalarla birlikte aynı anda HBO Max'te de gösterime giren selefine fark atmayı başardı. 2021 yapımı ilk Dune, 433 milyon dolar hasılat elde etmişti.

Warner Bros. ve Legendary Entertainment'ın ortak yapımcılığını ve finansmanını üstlendiği ikinci filmin yapım maliyeti 190 milyon dolar.

Kulaktan kulağa yayılan övgüler ve premium formatlara gösterilen ilgi Dune 2'nin bilet satışlarının artmasını sağladı. 

Üçüncü Dune da yolda

Frank Herbert'in 1965 tarihli ufuk açıcı romanının ikinci yarısına dayanan hikayede, Chalamet'nin canlandırdığı Paul Atreides kehanetin gösterdiği seçilmiş kişi olarak yerini alıyor ve ailesini yok edenlerden intikam almak için savaşıyor. 

Hem eleştirel hem de ticari başarı yakalayan ilk iki bilimkurgunun yönetmeni Denis Villeneuve'le üçüncü Dune projesi için de anlaşmaya varıldı. 

Kanadalı yönetmen, bu yılın başında Empire'a verdiği röportajda, "kelimeleri Dune serisini ileride nereye götüreceğini düşünerek kağıda döktüğünü" söylemişti.

Filmin yüksek profilli oyuncu kadrosunda Timothée Chalamet ve Zendaya'nın yanı sıra Austin Butler, Florence Pugh, Christopher Walken, Rebecca Ferguson, Anya Taylor-Joy, Javier Bardem, Josh Brolin, Stellan Skarsgard, Dave Bautista ve Charlotte Rampling de yer alıyor.
Independent Türkçe, Variety, Empire, Deadline



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe