Dünya'daki yaşamın kökeni volkanik olabilir mi?

Bilim insanlarına göre lav ve grafitin tepkimeye girmesi, organik bileşikler yarattı (Unsplash)
Bilim insanlarına göre lav ve grafitin tepkimeye girmesi, organik bileşikler yarattı (Unsplash)
TT

Dünya'daki yaşamın kökeni volkanik olabilir mi?

Bilim insanlarına göre lav ve grafitin tepkimeye girmesi, organik bileşikler yarattı (Unsplash)
Bilim insanlarına göre lav ve grafitin tepkimeye girmesi, organik bileşikler yarattı (Unsplash)

Birleşik Krallık'taki Cambridge Üniversitesi'nden bilim insanları, Dünya'daki yaşamın yapıtaşlarının volkanik kökenli olduğunu ortaya koydu.

Bilim insanları, yeryüzünün oluşumundaki ilk jeolojik zaman olarak kabul edilen Hadeen'de neredeyse Ay büyüklüğünde bir cismin Dünya'ya çarptığını düşünüyor.

Hakemli dergi Life'ta 11 Nisan'da yayımlanan çalışmada, bu çarpışma sonucunda gökcisminin, Dünya'ya büyük miktarda demir ve diğer metallerden bıraktığı belirtildi.

Araştırmaya göre çarpışmanın etkisiyle grafitle dolu yerkabuğundan magma yükseldi. Bu nitril ve izonitrillerin ortaya çıkmasını sağladı. 

Yaşamın temel yapıtaşları arasında yer alan bu organik bileşiklerin, yaklaşık 4,3 milyar yıl önce grafit ve lav arasındaki etkileşimden meydana geldiği belirtildi. Söz konusu organik bileşiklerin, ortaya çıkan ilk mikroorganizmaları yaratmış olabileceği ifade edildi. 

Araştırmacılar, nitril ve izonitrillerin nükleotit, amino asit ve lipit gibi canlılarda bulunan temel organik bileşiklerin öncülleri olduğunu düşünüyor.

Cambridge Üniversitesi'nden Oliver Shorttle, bulgularla ilgili şunları söyledi: 

Ay büyüklüğünde bir cisim, Dünya'nın erken dönemlerine gezegenimize çarpmış ve büyük miktarda demir ve diğer metalleri bırakmış olabilir. Demir suyla tepkimeye girdiğinde, yoğunlaşıp yerkabuğuna karışacak bir sis oluşur. Isıtıldığındaysa geriye yararlı nitrojen içeren bileşikler kalır.

Bunun sadece çok yüksek sıcaklıklarda gerçekleşebileceğine dikkat çeken Shorttle, bu süreçte sıcaklığın en az 1700 Santigrat dereceye çıkmış olabileceğine dikkat çekti.

Britanyalı bilim insanlarının araştırması, karbon, oksijen, hidrojen, nitrojen, fosfor ve sülfür gibi yaşamın kanıtlanmış diğer yapıtaşlarını yanlışlamıyor.
 

Independent Türkçe, Nature World News, Study Finds



Eşi görülmemiş büyüklükte kara delik jeti bulundu: Samanyolu'nun 140 katı

Bugüne kadar gözlemlenen en uzun kara delik jet sisteminin bir sanatçının gözünden tasviri. Mitolojik bir Yunan devine ithafen Porphyrion adı verilen bu jetler kabaca 7 megaparsek veya 23 milyon ışık yılı boyunca uzanıyor (E. Wernquist / D. Nelson (IllustrisTNG İşbirliği) / M. Oei)
Bugüne kadar gözlemlenen en uzun kara delik jet sisteminin bir sanatçının gözünden tasviri. Mitolojik bir Yunan devine ithafen Porphyrion adı verilen bu jetler kabaca 7 megaparsek veya 23 milyon ışık yılı boyunca uzanıyor (E. Wernquist / D. Nelson (IllustrisTNG İşbirliği) / M. Oei)
TT

Eşi görülmemiş büyüklükte kara delik jeti bulundu: Samanyolu'nun 140 katı

Bugüne kadar gözlemlenen en uzun kara delik jet sisteminin bir sanatçının gözünden tasviri. Mitolojik bir Yunan devine ithafen Porphyrion adı verilen bu jetler kabaca 7 megaparsek veya 23 milyon ışık yılı boyunca uzanıyor (E. Wernquist / D. Nelson (IllustrisTNG İşbirliği) / M. Oei)
Bugüne kadar gözlemlenen en uzun kara delik jet sisteminin bir sanatçının gözünden tasviri. Mitolojik bir Yunan devine ithafen Porphyrion adı verilen bu jetler kabaca 7 megaparsek veya 23 milyon ışık yılı boyunca uzanıyor (E. Wernquist / D. Nelson (IllustrisTNG İşbirliği) / M. Oei)

Bilim insanları bugüne kadar görülen en büyük kara delik jeti çiftini buldu.

İkili, evrende 23 milyon ışık yılı boyunca uzanıyor. Bu da üst üste yığılmış yaklaşık 140 tane Samanyolu Galaksisi'nin uzunluğuna denk geliyor.

Bu tür jetler, süper kütleli kara deliklerden püsküren muazzam miktarda radyasyon ve parçacık patlamalarını ifade ediyor. Milyonlarca yıl sürebilen bu jetler, maddenin uzaydaki akışını değiştirirken kozmosu yeniden şekillendiriyor ve toplam çıktısı trilyonlarca Güneş'e eş değer patlamalar yaşıyor.

Samanyolu jetleri, evrende bir galaksi tarafından üretilen en büyük oluşumlardır. Ancak yeni bulunan ikili, daha önce gördüklerimizden bile daha büyük; önceki gözlemler sadece 16 milyon ışık yılı kadar bir boyuta ulaşabileceklerini gösteriyordu.

Önceki rekor sahibi Alcyoneus adlı bir jet sistemiydi. Aynı ekip tarafından 2022'de bulunmuştu fakat uzunluğu sadece 100 Samanyolu kadardı.

Gökbilimciler jetlere Yunan mitolojisindeki bir deve ithafen Porphyrion (Porfirion) adını verdi. Evrenin sadece 6,3 milyar yaşında, yani bugünkü yaşının yarısından daha genç olduğu bir mesafede tespit edildiler.

Aynı araştırma, bu türden keşfedilmeyi bekleyen daha birçok mega yapının olabileceğini de öne sürüyor. Bilim insanları halihazırda toplam 10 binden fazlasını buldu.

Yeni makalenin başyazarı Martijn Oei, "Dev jetleri ilk bulduğumuzda epey şaşırdık" diyor. 

Bu kadar çok oldukları hakkında hiçbir fikrimiz yoktu.

Ayrıca jet sistemleri, galaksilerin oluşumuna fark etmediğimiz şekillerde katkı sunuyor gibi görünüyor. Evrenin daha erken bir döneminde, galaksiler arasındaki bağlantıların bugünkünden daha yakın olduğu bir zamanda var olan Porphyrion, "kozmik ağın" daha da geniş bir alanına ulaşıyordu.

Caltech'te astronomi ve veri bilimi profesörü olan, çalışmanın ortak yazarı George Djorgovski, "Gökbilimciler, galaksilerle onların merkezindeki kara deliklerin birlikte evrimleştiğini düşünüyor ve bunun kilit önemdeki bir yönü, jetlerin yaydığı muazzam miktarda enerjinin, ev sahibi galaksilerin ve yakınlardaki diğer galaksilerin büyümesini etkileyebilmesi" ifadelerini kullanıyor.

Bu keşif, etkilerinin düşündüğümüzden çok daha öteye uzanabileceğini gösteriyor.

Bulgular, hakemli dergi Nature'da yayımlanan "Black hole jets on the scale of the cosmic web" (Kozmik ağ ölçeğinde kara delik jetleri) başlıklı yeni bir makalede aktarılıyor.

Independent Türkçe