Tip 1 diyabete yol açtığı düşünülen gen mutasyonu ilk defa incelendi

Kronik bir hastalık olan tip 1 diyabet, her yaşta ortaya çıkabiliyor (Pexels)
Kronik bir hastalık olan tip 1 diyabet, her yaşta ortaya çıkabiliyor (Pexels)
TT

Tip 1 diyabete yol açtığı düşünülen gen mutasyonu ilk defa incelendi

Kronik bir hastalık olan tip 1 diyabet, her yaşta ortaya çıkabiliyor (Pexels)
Kronik bir hastalık olan tip 1 diyabet, her yaşta ortaya çıkabiliyor (Pexels)

Dünyada sadece iki kardeşte görülen gen mutasyonu, tip 1 diyabetin önlenmesinin anahtarı olabilir. 

Otoimmün bir hastalık olan tip 1 diyabet, bağışıklık sisteminin pankreastaki insülin üreten beta hücrelerine saldırarak normal insülin üretimini durduruyor. Bu hastalıktan muzdarip kişilerin kan şekerini kontrol altında tutmak için yaşamları boyunca insülin iğnesi yaptırması gerekiyor.

Yeni araştırmayı yürüten bilim insanları bugüne kadar iki kardeş dışında kimsede rastlanmayan bir gen mutasyonunun bu hastalığa yol açabileceğini düşünüyor. Sözkonusu mutasyon PD-L1 adlı proteini kodlayan gende gerçekleşiyor.

Araştırmacılar, çalışma yürütüldüğü sırada 10 ve 11 yaşındaki iki çocuğun hayatlarının ilk birkaç haftasında tip 1 diyabete yakalandığını belirtiyor. Journal of Experimental Medicine adlı bilimsel dergide yayımlanan çalışmada bu mutasyonun PD-L1'in düzgün çalışmasını engellediği kaydedildi.

Bu protein ve reseptörü PD-1, bağışıklık sistemini kontrol altında tutan bir tür güvenlik sistemi işlevi gördüğünden ve işlevlerini engelleyen kanser tedavileri diyabete yol açabildiğinden PD-L1, tip 1 diyabetin başlamasını durdurmada çok önemli görünüyor.

Ancak çocukların bağışıklık sisteminin, bu proteinle reseptörün sağladığı güvenlik mekanizması olmadan da düzgün çalıştığını gözlemleyen bilim insanları şoke oldu. Araştırmacılar PD-1'e bağlanan başka bir protein olan PD-L2'nin, PL-D1 görevini yerine getirmediğinde devreye girdiğini düşünüyor. 

Araştırmacılar PL-D1 proteini tip 1 diyabetin önlenmesinde kilit rol oynarken, diğer bağışıklık sistemi işlevlerinin çoğunun normal şekilde çalışmasını sağlamada pek önem arz etmediği sonucuna vardı. 

King's College London'dan immünolog Timothy Tree ortak yazarı olduğu çalışma hakkında "Artık otoimmün diyabeti önlemede kritik rol oynayan farklı hücre tipleri arasındaki iletişimi çözmemiz gerekiyor" diyor.

Bu bulgu, tip 1 diyabet gibi otoimmün diyabetlerin nasıl geliştiğine dair bilgilerimizi arttırıyor. Gelecekte diyabeti önleyebilecek tedavilerde yeni bir muhtemel hedefin önünü açıyor.

Independent Türkçe, Science Alert, Science Daily, Journal of Experimental Medicine



Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
TT

Çin'deki kurban çukurlarında 3 bin yıllık ipek kalıntısı keşfedildi

Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)
Asya'daki ipekböceği yetiştiriciliği binlerce yıl önceye dayanıyor (Pexels)

Çin'deki 3 bin yıllık kurban çukurlarında ipek kalıntıları tespit edildi. Araştırmacılar değerli lifin, dini ritüellerde kullanıldığını düşünüyor. 

Asya ülkesinin Siçuan eyaletinde yer alan arkeolojik kazı alanı Sanxingdui'de binlerce yıllık kuban çukurları ortaya çıkarılyor.

Bugüne kadar çukurlarda altın ve tunç gibi maddelerden yapılan eserlerin yanı sıra çeşitli hayvanların kalıntıları da bulunuyor.

Shang Hanedanı (MÖ 1600 - MÖ 1100) dönemine ait 6 çukurda, tunç ve yeşim taşı gibi maddelerden yapılan yanmış eserler ve kül katmanları saptanmıştı. Bazı eserlerde kumaş izleri gören bilim insanları bunun ipek olup olmadığını araştırdı.

İpek Yolu'na adını veren lif, kapsamlı ticaret yollarının kurulmasında önemli bir yere sahipti. Ayrıca eski kayıtlarda Çinlilerin ipekböceği yetiştirdiği geçse de ipeğin kolay bozunması nedeniyle geçmişi net bir şekilde belirlenemiyordu.

Bulgularını hakemli dergi Scientific Reports'ta 25 Kasım Pazartesi günü yayımlayan ekip, gelişmiş tekniklere başvurarak maddenin ipek olduğunu doğruladı.

Bilim insanları yaklaşık 3 bin yıl önceye tarihlenen çukurlarda bulunan eserlerin yanma belirtileri taşımasını dini ritüellere bağlıyor. Ekip, bunların tapınaklarda kullanıldıktan sonra "bilinmeyen nedenlerden dolayı" yer altına gömüldüğünü söylüyor.

Tunç ve yeşim taşından yapılan, "ızgara benzeri bir eşya" üzerinde tespit edilen ipek de muhtemelen ritüellerde kullanılıyordu. 

Araştırmacılar, ipeğin dini törenlerde "Cennet ve Dünya arasında iletişim kurmak için bir malzeme taşıyıcı" görevi görmüş olabileceğini öne sürüyor. 

Bu teori, ipeğin genellikle ölülerin öteki dünyayla bağlantı kurmasını sağlama amacıyla cenaze giysilerinde kullanıldığıni ifade eden tarihi metinlerle de örtüşüyor.

Bulgular, Tunç Çağı'nın ilk dönemlerinde ipeğin önemli bir yer edindiği düşüncesini destekliyor. Araştırmacılar makalede şöyle yazıyor:

Sanxingdui arkeolojik kazı alanında ipek izlerinin ve kalıntılarının ilk kez keşfedilmesi, ipeğin ritüel bağlamında kullanımına dair arkeolojik kanıtlar sunuyor ve 3 bin yıl önceki antik Shu halkının dinlerini nasıl ifade ettiğine dair daha fazla bilgi sağlıyor.

Independent Türkçe, IFL Science, Phys.org, Scientific Reports