Coppola, 120 milyon dolarlık destanını 300 kez yeniden yazmış

Megalopolis daha önce filmin bütçesinin önemli ölçüde arttığı ve ekipteki herkesin ya kovulduğu ya da istifa ettiği haberleriyle manşetlere taşınmıştı (American Zoetrope)
Megalopolis daha önce filmin bütçesinin önemli ölçüde arttığı ve ekipteki herkesin ya kovulduğu ya da istifa ettiği haberleriyle manşetlere taşınmıştı (American Zoetrope)
TT

Coppola, 120 milyon dolarlık destanını 300 kez yeniden yazmış

Megalopolis daha önce filmin bütçesinin önemli ölçüde arttığı ve ekipteki herkesin ya kovulduğu ya da istifa ettiği haberleriyle manşetlere taşınmıştı (American Zoetrope)
Megalopolis daha önce filmin bütçesinin önemli ölçüde arttığı ve ekipteki herkesin ya kovulduğu ya da istifa ettiği haberleriyle manşetlere taşınmıştı (American Zoetrope)

Usta yönetmen Francis Ford Coppola'nın kendi parasıyla çektiği ve Cannes Film Festivali'nde yarışmaya hak kazanan filmi Megalopolis'ten ilk kare nihayet yayımlandı.

Coppola'nın, H.G. Wells'in Things to Come (Gelecek Şeyler) kitabından esinlenen epik filmi, felaketle sonuçlanan bir yıkımın ardından New York benzeri bir metropolde geçiyor. 

İki rakip vizyonun çarpışması

Çöküşe geçen metropolün yeniden inşasını konu alan film, idealist mimar Cesar Catilina ve yozlaşmış Belediye Başkanı Frank Cicero'nun çarpışmasını anlatıyor.

Megalopolis'ten gelen ilk resmi görüntüde mimar Catilina'yı canlandıran Adam Driver, Yeni Roma Şehri'nin inşasına bakarken, Belediye Başkanı'nın sosyetik kızı Julia Cicero rolündeki Nathalie Emmanuel de onu izliyor. 

Filmde Adam Driver ve Nathalie Emmanuel'in yanı sıra Giancarlo Esposito, Jon Voight, Laurence Fishburne, Shia LaBeouf, Talia Shire, Jason Schwartzman, Aubrey Plaza, Chloe Fineman, Dustin Hoffman ve D.B. Sweeney gibi yıldız oyuncular rol alıyor.

Usta yönetmen, kendi bütçesinden yaklaşık 120 milyon dolar para yatırarak projeyi hayata geçirdi.

85 yaşındaki sinemacı, Vanity Fair'a yaptığı açıklamada Megalopolis'i finanse etmek için Kuzey Kaliforniya'daki şaraphane arazisinin bir bölümünü sattığını ve senaryoyu yaklaşık 300 kez yeniden yazdığını söyledi.

"Proje üstünde 40 yıldır çalışmıyorum"

Senaryo üzerinde çalışmaya 1980'lerde başladığı öne sürülen Coppola, projenin gelişimiyle ilgili şöyle dedi:

Bu senaryo üzerinde, sık sık yazıldığı gibi 40 yıldır çalışmıyordum. Daha ziyade gelecekteki bir senaryo için ilginç bulduğum şeylerin, siyasi karikatür örneklerinin ya da farklı tarihi konuların notlarını ve kupürlerini topluyordum.

Baba'nın (The Godfather) yönetmeni Coppola, sözlerine şöyle devam etti:

Nihayetinde, uzun bir sürenin ardından, bir Roma destanı fikrinde karar kıldım. Daha sonra da modern Amerika'da geçen bir Roma destanı...

"Tüm yollar Roma'ya çıkar"

Yönetmen, "bir keresinde 130 boş sayfayı önüne aldığını" söyleyerek ekledi:

İlk sayfasına cesurca 'Francis Ford Coppola'nın Megalopolis'i' ve onun altına da 'Tüm yollar Roma'ya çıkar' diye yazdığımı hatırlıyorum. Sayfalar boş değilmiş gibi davrandım. Elimde tarttım, böylece bir gün nasıl hissedeceğimi hayal edebildim ve bir gün var olabileceğine inandım. Daha sonra, elimde bir taslak olduğunda, her yeniden yazışta daha iyi olacağını umdum.

85 yaşındaki Coppola, filmini sık sık "tarif edilemez bir muamma" diye nitelendirmişti.

Megalopolis, 17 Mayıs'ta Cannes Film Festivali'nde yarışma bölümünde gösterime girecek. 

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter, Vanity Fair



Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
TT

Kardiyologlardan uyarı: Yüksek protein diyeti tansiyon ve kolesterolü etkiliyor

Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)
Mevcut beslenme kılavuzları genellikle proteinin günlük alınan kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını öneriyor (AFP)

Yeni bir çalışma, özellikle günlük kalorinin yüzde 22'sinden fazlasının proteinden geldiği yüksek proteinli beslenme biçimlerinin, ateroskleroz gelişimine yani atardamarların sertleşmesine katkıda bulunarak kalp sağlığı sorunlarına yol açabileceği uyarısında bulunuyor.

Pittsburgh Üniversitesi'nden araştırmacılar hem hayvan hem de küçük ölçekli insan deneylerini kullanarak fazla proteinin, özellikle de et ve yumurta gibi hayvansal kaynaklarda bulunan lösin adlı amino asidin, arteriyel plak oluşumunda rol oynayan temel bağışıklık hücreleri makrofajlarda mTOR sinyalini tetiklediğini keşfetti.

Hakemli dergi Nature Metabolism'de çarşamba günü yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Babak Razani, "Yaklaşık yüzde 22 kilokalori protein içeren yemekler yemek, protein ve lösinin riski artırdığı eşik noktasına denk geliyor" diyor.

Ancak tüm uzmanlar aynı fikirde değil. Razani'nin ekibinin 2020'de yaptığı bir çalışma, yüksek proteinli beslenme biçimlerini kardiyovasküler hastalık riskinin artmasıyla ilişkilendirmişti.

2023'te insanlar üzerinde yapılan daha büyük bir çalışmada, yüksek ve standart seviyede protein içeren diyetler arasında kardiyovasküler çıktılar açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştı.

Araştırmada yer almayan kardiyolog Dr. Stephen Tang, çalışmanın herhangi bir sonuca varılamayacak kadar küçük ölçekli olduğunu iddia ediyor. Yine de bu çalışmanın, kalp uzmanlarının bitki ağırlıklı beslenme biçimlerine giderek daha fazla yöneldiğine dair artan kanıtlara işaret ettiğine değiniyor.

Medical News Today'e konuşan Tang, "Ben olsam farklı bir şey yapmazdım" diyor. 

Ancak bu çalışma, yüksek proteinin doğru yol olmadığına dair daha fazla kanıt sunuyor. Kardiyologlar genellikle proteine değil, kolesterol ve yüksek tansiyona odaklanır. Bu çalışma, bitki temelli beslenmenin kalp sağlığına iyi geldiğini doğruluyor.

1984'te yapılan bir çalışmada ekmek, sebze, meyve, kuruyemiş, fasulye ve makarna gibi gıdalardan elde edilenler bitkisel protein diye tanımlanmıştı. Bunlardan daha fazla tüketen kadınların sağlıklı yaşlanma olasılığı yüzde 46 daha fazlayken, hayvansal proteinlere bel bağlayanların yaşlandıkça sağlıklı kalma ihtimali yüzde 6 daha azdı.

Mevcut beslenme kılavuzları genel olarak proteinin günlük kalorinin yüzde 10 ila 35'ini oluşturmasını tavsiye ederken, alt sınırı vücut ağırlığının bir kilogramı başına yaklaşık 0,8 gram (enerjinin yaklaşık yüzde 11'i) olarak belirlemek çoğu yetişkin için yeterli.

Amerikan Kalp Derneği de protein niteliğinin kritik olduğunu belirtiyor. Fasulye, mercimek, kuruyemiş, tohumlar ve omega-3 bakımından zengin yağlı balıklar gibi bitki bazlı proteinleri tercih edip kırmızı ve işlenmiş etlerle doymuş yağ tüketimini sınırlandırmayı öneriyor.

Harvard araştırmacıları da aşırı proteinin doğası gereği zararlı olmadığını ancak hayvansal proteine fazla bel bağlamanın bitkisel proteine kıyasla kolesterolü ve ölüm riskini artırabileceğini ifade ediyor.

Independent Türkçe