İnek sütü içen kediler, kuş gribine yakalandı

Virüsün ineklerden kedilere bulaştığı ilk kez görüldü

Pastörize edilmemiş süt içen kediler tuhaf davranışlar sergilemeye başladı (Temsili/Pixabay)
Pastörize edilmemiş süt içen kediler tuhaf davranışlar sergilemeye başladı (Temsili/Pixabay)
TT

İnek sütü içen kediler, kuş gribine yakalandı

Pastörize edilmemiş süt içen kediler tuhaf davranışlar sergilemeye başladı (Temsili/Pixabay)
Pastörize edilmemiş süt içen kediler tuhaf davranışlar sergilemeye başladı (Temsili/Pixabay)

Hayvanlar arasında bulaşan kuş gribi, kedilere de sıçradı. ABD'nin Teksas eyaletindeki bir süt çiftliğinde yaşayıp hasta ineklerin sütünü içen öldüğü, bazılarınınsa kör olduğu gözlemlendi. 

Son yıllarda dünya çapında çeşitli türlerde görülen A(H5N1) varyantının ABD'nin yanı sıra Polonya, Güney Kore ve Fransa'daki kedilere bulaştığı daha önce saptanmıştı. Ancak bu canlıların, kuş gribinin bu yüksek derecede bulaşıcı varyantına inek üzerinden maruz kaldığı ilk defa kaydedildi. 

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri'nin (CDC) hakemli dergisi Emerging Infectious Diseases'da 29 Nisan'da yayımlanan raporda Teksas'taki çiftlikte yaşayan yaklaşık 24 kedinin hasta ineklerin sütünü içtiği ve yarısından fazlasının hayatını kaybettiği aktarıldı. 

Virüsün çiftlikteki ineklere mart ortalarında bulaştığı fark edilirken, buradaki kedilerde birkaç gün içinde birtakım belirtiler gözlemlenmeye başlandı. Hayvanlar sürekli daireler çizerek yürüyor, görme ve koordinasyon yetilerini kaybediyor, vücutları sertleşiyor ve göz ve burunlarından aşırı miktarda mukus akıyordu. Pastörize edilmemiş sütü içen kedilerin bazıları iki gün içinde hayatını kaybetti. 

Iowa Eyalet Üniversitesi'nden araştırmacılar süt örneklerini ve iki kedinin cesedini inceledikten sonra virüsün hayvanların akciğer, beyin, kalp ve gözlerine yayıldığını tespit etti. İnek ve kedilerin doku örneklerinin karşılaştırılması sonucu iki hayvandaki virüsün "kayda değer derecede benzerlik" gösterdiği saptandı. Bu nedenle kedilerin hastalığı ineklerden kaptığı düşünülüyor. 

Araştırmacılar raporda şöyle yazdı:

Bu raporda bahsedilen kedilerin ölü yabani kuşlara temas edip bunları tüketmesi ihtimali tamamen dışlanamıyor. Fakat kedilerin, enfekte ineklerden elde edilen pastörize edilmemiş süt ve kolostrumu tüketmesi ve sütte yüksek miktarda virüs nükleik asidi bulunması, virüsün muhtemelen süt ve kolostrum tüketimi yoluyla bulaştığına işaret ediyor.

2020'den beri milyonlarca kümes hayvanının ölümüne yol açan salgın, Dünya Sağlık Örgütü tarafından "hayvan pandemisi" diye nitelendiriliyor. Öte yandan kuruluş, A(H5N1) varyantının insanlara bulaşması ihtimalini "muazzam bir endişe kaynağı" olarak görüyor. 

Özellikle ABD'nin çeşitli eyaletlerindeki süt çiftliklerinde ineklerin virüsü kapması endişeleri artırıyor. Ancak yetkililer, pastörize edilmiş süt içmenin kuş gribine yakalanmaya yol açmayacağını belirtiyor. 

A(H5N1) varyantının insanlar arasında bulaştığı henüz gözlemlenmese de hayvanlarla temas buna yol açabiliyor. Virüsün geçen ay inekten bir insana bulaştığı ilk vaka kaydedilirken CDC "İnsanların enfekte olmuş yabani, evcil veya sokakta yaşayan bir kediyle temas ederek kuş gribi virüslerine yakalanması pek muhtemel olmasa da özellikle hayvana uzun süreli ve korunmasız bir şekilde temas edilmesi durumunda bu mümkün" diye uyarıyor.

Hasta hayvanlar tükürük, dışkı, pislik ve diğer vücut sıvılarıyla influenza virüsünü insanlara bulaştırabilir.

Independent Türkçe, Science Alert, Daily Mail, CDC, Emerging Infectious Diseases



Gençlerdeki sindirim sistemi kanserlerinde çarpıcı artış

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
TT

Gençlerdeki sindirim sistemi kanserlerinde çarpıcı artış

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)
Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal kanserlerde çarpıcı bir artış var (Unsplash)

Yeni bir incelemeye göre, 50 yaşın altındaki kişilerdeki gastrointestinal (GI) kanserlerde çarpıcı bir artış yaşanıyor.

Araştırmacılar perşembe günü The Journal of the American Medical Association'da (JAMA) yayımlanan incelemede, kalınbağırsak veya pankreas kanseri gibi gastrointestinal kanserlerin "ABD'de erken yaşta ortaya çıkan kanserler arasında en hızlı artış gösterenler" olduğunu belirtiyor.

Erken yaşta ortaya çıkan gastrointestinal kanserler arasında ABD birinciliğini, kolon veya rektumda gelişen kalınbağırsak kanseri 2022'de aldı ve 20 bin 800'ü aşkın kişiye teşhis kondu.

Mide zarında gelişen mide kanseri o yıl 2 bin 689 kişide teşhis edilirken, onu 2 bin 657'yle pankreas kanseri ve 875'le yemek borusu kanseri izledi.

Erken yaşta görülen gastrointestinal kanserlerin çoğu obezite, kötü beslenme ve orta derecede hareketsiz bir yaşam tarzı gibi, değiştirilebilecek risk faktörleriyle bağlantılı. Sigara ve içki içmek de diğer risk faktörleri arasında.

Dana-Farber Kanser Enstitüsü Genç Yaşta Ortaya Çıkan Kalınbağırsak Kanseri Merkezi Direktörü Dr. Kimmie Ng, ortak yazarlarından olduğu inceleme hakkında NBC News'a yaptığı açıklamada, "İnsanların bebekken, çocukken ve ergenlik çağındayken yaptıkları ya da maruz kaldıkları şeyler, muhtemelen genç yetişkinlikte kansere yakalanma risklerine katkı sağlıyor" diyor.

Aile geçmişi ve kalıtsal sendromlar gibi, hastaların üzerinde kontrol sahibi olmadığı risk faktörleri de var. Erken yaşta görülen kalınbağırsak kanserinden muzdarip kişilerde bağırsak iltihabı olabilir.

Araştırmacılar incelemede şöyle yazıyor:

Erken yaşta ortaya çıkan GI kanser hastalarının durumu, daha geç yaşta ortaya çıkan GI kanser hastalarına benzer veya daha kötü seyrediyor. Bu da gelişmiş önleme ve erken teşhis yöntemlerine duyulan ihtiyacı vurguluyor.

Amerikan Kanser Derneği (American Cancer Society/ACS), kalınbağısak kanseri riski ortalama düzeyde olan kişilerin 45 yaşında düzenli taramaya başlamasını öneriyor. ACS, 2018'den önce taramaların 50 yaşında başlamasını tavsiye ediyordu.

Kâr amacı gütmeyen Kalınbağırsak Kanseri Birliği'nin baş tıbbi danışmanı Dr. John Marshall, yer almadığı inceleme hakkında NBC News'a "Eskiden bu yaş grubunda hiç görülmezdi ama şimdi 20, 30 ve 40'lı yaşlarında kolon kanserine yakalananların sayısında kayda değer bir artış var" diyor.

Gastrointestinal kanseri olan genç hastaların hayatta kalma oranlarının, neden yaşlılardan daha kötü olduğu belirsizliğini koruyor.

New Jersey'deki Rutgers Kanser Enstitüsü ve RWJBarnabas Health'ten gastrointestinal onkoloji direktörü Dr. Howard Hochster, NBC News'a, dahil olmadığı inceleme hakkında şu ifadeleri kullanıyor: 

Bana göre bu, hastalığı daha ileri bir aşamada saptamamızdan kaynaklanıyor çünkü spesifik olmayan bu şikayetlerde bulunan genç bir kişiyi görünce, gerçekten kolon veya diğer GI kanserler akla gelmiyor.

Ancak Ng, kanserin evresi hesaba katıldığında bile genç hastaların hayatta kalma oranlarının daha kötü göründüğünü söyleyerek bunun biyolojik bir nedeni olup olmadığını sorguluyor.

Independent Türkçe