75 bin yıl önce ölen Neandertal kadının yüzü yeniden oluşturuldu

Model, bugün çıkan Netflix belgeseli için yapıldı

Dr. Emma Pomeroy, Şanidar Z için "Bence onların kim olduğuyla bağlantı kurmamızı sağlayabilir" diyor (Jamie Simonds/BBC Studios)
Dr. Emma Pomeroy, Şanidar Z için "Bence onların kim olduğuyla bağlantı kurmamızı sağlayabilir" diyor (Jamie Simonds/BBC Studios)
TT

75 bin yıl önce ölen Neandertal kadının yüzü yeniden oluşturuldu

Dr. Emma Pomeroy, Şanidar Z için "Bence onların kim olduğuyla bağlantı kurmamızı sağlayabilir" diyor (Jamie Simonds/BBC Studios)
Dr. Emma Pomeroy, Şanidar Z için "Bence onların kim olduğuyla bağlantı kurmamızı sağlayabilir" diyor (Jamie Simonds/BBC Studios)

75 bin yıllık kafatası kalıntılarıyla Neandertal bir kadının yüzü yeniden oluşturuldu. 

2018'de bulunan bir kafatası kullanılarak oluşturulan model, BBC Studios'un bugün gösterime giren Netflix belgeseli Neandertallerin Sırları (Secrets of the Neanderthals) için yapıldı. Dümdüz hale gelmiş ve parçalara ayrılmış kafatası, modern insanların en yakın akrabalarından birinin nasıl göründüğüne ışık tutuyor. 

Kalıntıları, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nde yer alan Şanidar Mağarası'nda gün yüzüne çıkarılan kadına Şanidar Z ismi verildi. Şanidar Z'nin omurgası, omuzları ve elleri de bulunurken vücudunun alt kısmının 1960'ta çıkarıldığı düşünülüyor. O zaman aynı mağarada 10 ayrı ekrek, kadın ve çocuk Neandertal'in kalıntılarına ulaşılmıştı. 

Cambridge ve Liverpool John Moores üniversitelerinden araştırmacıların Şanidar Mağarası'nda bulduğu kemikler son derece yumuşamıştı. Bunları düzelttikten sonra 200'den fazla parçayı birleştiren araştırmacıların yapbozu tamamlanması bir yıldan uzun sürdü.

fdbf
Mağarada bulunan kafatası, Cambridge Üniversitesi'nde bir araya getirildi (Jamie Simonds/BBC Studios)

Birleştirilen kafatası tarandıktan sonra bunun üç boyutlu çıktısı dünyaca ünlü paleo sanatçıları Adrie ve Alfons Kennis kardeşlere verildi. Tek yumurta ikizi kardeşler yapay kas ve deri katmanları kullanarak modeli ortaya çıkardı.

Şanidar Z'nin kafatasının, ölümünden nispeten kısa süre sonra kafasına taş düşmesiyle dümdüz olduğu düşünülüyor. Kazılara liderlik eden, Cambridge Üniversitesi'nden Prof. Graeme Barker, 2 santimetrelik kafatası için şöyle diyor:

Kafatası adeta bir pizza kadar düzdü. 

Bilim insanları, Şanidar Z'nin kadın olduğuna neredeyse emin. Pelvis kemikleri bulunamadığı için daha net bir doğrulama yapılamıyor fakat diş minesindeki kadın genetiğiyle ilişkili bazı baskın proteinler ve iskeletin ince yapısından dolayı kadın olduğu düşünülüyor. Ayrıca yine diş örneklerinin analizi, Şanidar Z'nin 40'larının ortasında hayatını kaybettiğine işaret ediyor.

Araştırma ekibinden Dr. Emma Pomeroy, Neandertal kafataslarının modern insanlarınkinden epey farklı göründüğünü fakat yeni modelin bu farklılıkların bu kadar keskin olmadığına işaret ettiğini belirtiyor. Paleoantropolog, modern insanlarla Neandertallerin çiftleştiğini ekleyerek "bugün yaşayan neredeyse herkesin hâlâ Neandertal DNA'sına sahip olduğunu" ifade ediyor.

Şanidar Mağarası'ndan bu zamana kadar çıkarılan kalıntılar, soyları yaklaşık 40 bin yıl önce tükenen Neandertallerin ölülerini gömme alışkanlıklarına ışık tutuyor. Mağaradaki cesetler benzer yöne bakacak şekilde, uzun bir kaya sütununun yanındaki bir oyuğa dikkatlice yerleştirilmişti. 

Ayrıca 1960'ta çıkarılan iskeletlerden birinin etrafının polenlerle kaplı olması, Neandertallerin ölülerini çiçeklerden oluşan bir yatağa yerleştirdiği düşüncesine yol açmıştı. Fakat yeni kazıları yürüten ekipteki Prof. Chris Hunt, polenlerin arılar tarafından bırakılmış olabileceğini veya cesetlerin üzerine konan dallardaki çiçeklerden gelmiş olabileceğini düşünüyor. Liverpool John Moores Üniversitesi'nden Prof. Hunt şöyle diyor:

Dallardaki çiçekler değil ama dalların kendisi sırtlan gibi hayvanların cesetlere ulaşmasını engellemiş olabilir.

Cesetlerin yerleştirilme biçiminin "gelenek" ve "bilginin nesiller arasında aktarılması" anlamına geldiğini ifade eden bilim insanı, "Neandertallerin hayatının çirkin, acımasız ve kısa olduğu şeklindeki klasik anlatılarla bağdaştırılamayacak, amaca yönelik bir davranışa benziyor" diye ekliyor.

Independent Türkçe, BBC, Science Alert



Prostat kanseri teşhisinde çığır açabilecek bir idrar testi geliştirildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Prostat kanseri teşhisinde çığır açabilecek bir idrar testi geliştirildi

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları idrarda prostat kanserinin bir işaretini keşfetti. Bu ilerleme, ölümcül hastalığın teşhisinde daha basit ve iyi bir yönteme önayak olabilir.

Prostat kanseri, dünya genelinde erkekler arasında önde gelen ölüm nedenlerinden biri. Her yıl yüz binlerce kişi bu kötü huylu hastalığa yenik düşüyor ve yılda bir milyondan fazla yeni vaka teşhis ediliyor.

Bununla birlikte, vücutta erken aşamadaki tümörün spesifik belirtilerinin olmaması nedeniyle teşhisi hâlâ zor. Halihazırda, prostat bezi tarafından üretilen bir proteinin seviyesini ölçerek kanseri tespit etmek için PSA adı verilen kan testi kullanılıyor.

Prostat spesifik antijen (PSA) proteininin yüksek seviyeleri prostat kanserinin yanı sıra diğer kanser dışı durumlara da işaret edebiliyor.

PSA'ya dayalı tarama genellikle yanlış pozitif sonuçlara, gereksiz biyopsilere ve hatta bazen teşhisin atlanmasına yol açıyor.

Şimdiyse araştırmacılar, idrarda prostat kanserinin varlığını ve ciddiyetini yüksek hassasiyetle gösterebilecek bir dizi "son derece doğru" işaret tespit etti.

gfbhjyuk
Prostat kanseri illüstrasyonu (Michigan Medicine)

Cancer Research adlı akademik dergide yayımlanan son çalışmaya göre, SPON2, AMACR ve TMEFF2 adlı molekülleri içeren bu işaretler, prostat kanserini tahmin etmede PSA'dan çok daha doğru ve spesifik.

Araştırmacılar, bu yöntemlerin kötü huylu hastalığın tedavisini kişiselleştirmek üzere ilaç hedeflerini belirlemek için de kullanılabileceğini belirtiyor.

İsveç'teki Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarlarından Mikael Benson, "İdrarda biyolojik işaretleri ölçmenin pek çok avantajı var. İnvaziv değil, ağrısız, muhtemelen evde yapılabilir ve numune klinik laboratuvarlardaki rutin yöntemler kullanılarak analiz edilebilir" dedi.

Araştırmada bilim insanları prostat tümörlerinden alınan binlerce hücrede mRNA moleküllerinin aktivitesini analiz etti.

Araştırmacılar bu molekülleri ve faaliyetlerini, bu hücrelerin her birindeki kanserin yeri ve ciddiyetiyle eşleştirdi.

Daha sonra bilim insanları yapay zekayı kullanarak prostat kanseri için güvenilir işaretler olarak hizmet edebilecek molekülleri tanımladı.

Yaklaşık 2 bin hastadan alınan kan, prostat dokusu ve idrar örneklerini analiz ederek bulguları daha da doğruladılar.

Dr. Benson, "PSA'dan daha kesin yeni biyolojik işaretler, prostat kanseri olan erkekler için daha erken tanı ve daha iyi prognoz sağlayabilir. Dahası, sağlıklı erkeklerde gereksiz prostat biyopsilerinin sayısını azaltabilir” dedi.

Bilim insanları, bulguların prostat kanserini teşhis etmek için gen aktivite analizi ve yapay zeka gibi yöntemleri birleştirme potansiyelini gösterdiğini söylüyor.

Araştırmacılar, testi daha büyük, daha çeşitli popülasyonlarda doğrulamayı ve klinik uygulama için geliştirmeyi umuyor.

Independent Türkçe