Yeni aksiyon destanına ilk tepkiler: Gerçekten çok iyi

Usta yönetmenin devam filmi 2015 yapımı Oscarlı klasikle yarışıyor.

Furiosa: Bir Mad Max Destanı, prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapacak (Warner Bros)
Furiosa: Bir Mad Max Destanı, prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapacak (Warner Bros)
TT

Yeni aksiyon destanına ilk tepkiler: Gerçekten çok iyi

Furiosa: Bir Mad Max Destanı, prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapacak (Warner Bros)
Furiosa: Bir Mad Max Destanı, prömiyerini Cannes Film Festivali'nde yapacak (Warner Bros)

George Miller'ın heyecanla beklenen yeni epik aksiyonu Furiosa: Bir Mad Max Destanı'na (Furiosa: A Mad Max Saga) ilişkin ilk tepkiler, filmin bu ayın sonunda gerçekleşecek dünya prömiyeri öncesinde sosyal medyaya düşmeye başladı. İlk yorumlara göre görünen o ki Mad Max: Fury Road'un yönetmeninin elinde harika bir aksiyon destanı daha var.

IndieWire sinema eleştirmeni David Ehrlich, sosyal medya hesabında şunları yazdı: 

Furiosa'nın gerçekten ama gerçekten çok iyi olduğunu söylemekten büyük mutluluk duyuyorum. Fury Road'dan (bazılarını hayal kırıklığına uğratacağından şüphelendiğim şekillerde) son derece farklı bir viteste işliyor ama aynı zamanda çorak topraklarda kendi efsanesini yaratırken o filmi daha da zenginleştirmeyi başarıyor.

Miller'ın aksiyon klasiği Mad Max: Fury Road'un başrollerinde Tom Hardy, Charlize Theron, Nicholas Hoult, Hugh Keays-Byrne, Rosie Huntington-Whiteley, Riley Keough ve Zoë Kravitz yer almıştı. 

6 Oscarlı film, dünya çapında 380 milyon dolar hasılat elde etmiş ve eleştirmenleri de hayran bırakmıştı.

Eğlence yazarı ve New York Film Eleştirmenleri Birliği üyesi Esther Zuckerman, filmi "harika" diye nitelerken, Fandango'dan Erik Davis Furiosa için "aksiyon sinemasının en güçlü örneklerinden biri" ifadesini kullandı.

Davis, "Furiosa ve Çorak Topraklar'ın hikayesini genişletirken en çılgın kovalamacaları, en bomba karakterleri ve sadece çarpıcı sinematografiyi sunan vahşi ve acımasız tempolu bir destan" diye ekledi.

Davis, Anya Taylor-Joy ve Chris Hemsworth'ün Çorak Topraklar'a "eşit derecede daldığını ve her ikisinin de inanılmaz şeyler ortaya koyduğunu" yazarak yorumunu şöyle tamamladı:

Mad Max filmlerine bayılıyorum ve bu filme de bayıldım. Motorlarınızı çalıştırın!

Anya Taylor-Joy'un filme adını veren rolü Charlize Theron'dan devraldığı yapımda, Furiosa'nın küçük bir çocukken Savaş Lordu Dementus ve onun Motorcu Sürüsü tarafından kaçırılması ve intikam alarak ailesiyle vatanına kavuşma arayışı merkeze alınıyor.

Gazeteci Simon Thompson da filmle ilgili düşüncelerini şöyle dile getirdi: 

Tanrım George Miller! Furiosa sizi içine çekiyor. Zaman zaman neredeyse IMAX formatının tuvalini aşıyor gibi görünüyor, o kadar büyük ve yine de zaman zaman derinden etkileyen bir samimiyete sahip. 1950'lerden 1980'lere uzanan sinemasal öğelerin yankılandığı bu film, oyuncuların keyif aldığı zengin bir vizyon.

Geçen ay Total Film dergisine konuşan Miller'ın uzun süredir yapımcılık yapan ortağı Doug Mitchell, "Furiosa'nın çekimi 78 gün süren 15 dakikalık bir sekans" içerdiğini ve sette günde 200 dublör olması gerektirdiğini söylemişti.

24 Mayıs'ta sinemalarda

Furiosa'nın oyuncu kadrosunda 27 yaşındaki Anya-Taylor Joy'un yanı sıra Chris Hemsworth, Charlee Fraser, Nathan Jones, Tom Burke ve Lachy Hulme yer alıyor.

Filmin 24 Mayıs'ta gösterime girmesi bekleniyor.

Independent Türkçe, Variety, Hollywood Reporter



Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
TT

Buzul Çağı'ndan kalma aletler, Avustralya'nın ilk insanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)
Mavi Dağlar'ın üst kesimlerindeki Darug Bölgesi'nde yer alan Dargan Sığınağı (Dr. Amy Way)

Arkeologlar, Avustralya'nın Mavi Dağlar bölgesindeki bir mağarada Son Buzul Çağı'na ait nadir eserler ortaya çıkararak kıtanın ilk insanlarının, bir zamanlar bu engebeli dağlarda yaşadığına dair kesin kanıtlar buldu.

İlk Milletler topluluğu üyeleriyle birlikte çalışan araştırmacılar, Sidney'nin batısında yaklaşık 1073 metre yükseklikte yer alan buz gibi bir bölge olan Dargan Sığınağı'nın 20 bin yıl önce ilk insanlar tarafından yerleşim yeri olarak kullanıldığını keşfetti.

Hakemli dergi Nature Human Behaviour'da yayımlanan bulgular, Avustralya'da 700 metrenin üzerindeki bir rakımda yerleşim olduğuna dair bugüne kadarki en eski kanıtı sunuyor.

Bulgular, Mavi Dağlar'ın Son Buzul Çağı'nda yerleşime elverişsiz olduğu yönündeki önceki inanışları tersine çevirirken bu tür buzlu arazilerin, erken insan göçüne engel teşkil etmemiş olabileceğine işaret ediyor.

Araştırma, erken dönem Avustralya yerlilerinin bu elverişsiz koşullara uyum sağlamalarını sağlayan yaratıcılıkları hakkında da yeni soruları gündeme getiriyor.

Son Buzul Çağı'ndaki soğuk hava koşulları Mavi Dağlar'ın 600 metre yukarısındaki üst kesimlere kadar uzanmıştı, sıcaklıklar bugünkünden en az 8,2 derece daha düşüktü ve bitki örtüsü modern zamanlara göre çok daha seyrekti.

Bilim insanları Buzul Çağı'nda bu bölgede odun kaynaklarının kıt olabileceğini ve su kaynaklarının kış boyunca donmuş olabileceğini söylüyor.

Sidney Üniversitesi'nden arkeolog Wayne Brennan, "Şimdiye kadar, Avustralya'nın yüksek kesimlerinin Son Buzul Çağı'nda yaşanması çok zor yerler olduğunu düşünüyorduk" diyor.

Dr. Brennan şu ifadeleri kullanıyor: 

Yine de araştırmalarımız bu zorlu koşullara rağmen insanların, ağaç sınırının yaklaşık 400 metre üzerindeki bu yüksek rakımlı arazide yaşadığını ve buradan geçtiğini gösteriyor.

Arkeologlar mağara alanındaki son kazılarda ocak kalıntıları da dahil, Son Buzul Çağı'na ait yaklaşık 700 eser ortaya çıkardı.

Araştırmacılar bunların çoğunun Avustralya'nın ilk insanları tarafından muhtemelen kesme veya kazıma için kullanılan tarih öncesi aletler olduğunu söylüyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Philip Piper "Dargan Mağarası'nın son 20 bin yılını kapsayan bu kadar sağlam bir kronolojiyi oluşturmamızı sağlayan, eserlerin mükemmel bir şekilde korunmasıydı" diyor.

Gün yüzüne çıkarılan kil taşından aletlerin çoğu yerel üretimdi ancak bir tanesi Dargan Sığınağı'ndan yaklaşık 50 km uzaklıktaki Jenolan Mağaraları bölgesinden gelmiş gibi görünüyor. Bu da eski insanların kuzey ve güney arasında yolculuk yaptığına işaret ediyor.

ghtyju

Araştırmacılar, Mavi Dağlar silsilesi, bitki ve hayvan çeşitliliğiyle tanınan bir UNESCO Dünya Mirası alanı olmasına rağmen, yerli halkın kültürel mirasını korumak için hiçbir önlem alınmadığını söylüyor.

Çalışmanın yazarı ve Darug kadını Leanne Watson Redpath, "Halkımız binlerce yıl boyunca Mavi Dağlar'da yürüdü, yaşadı ve gelişti ve mağaranın orada olduğunu biliyorduk" diyor.

Mağara sadece bir şeyler paylaşmak, hikaye anlatmak ve hayatta kalmak için burayı bir buluşma yeri olarak kullanan atalarımızla somut bir bağ değil, aynı zamanda kültürel kimliğimizin bir parçası. Tüm Avustralyalıların yararı için mirasımıza saygı göstermeli ve onu korumalıyız.

Bilim insanları Son Buzul Çağı'nda bu dağlara hangi ilk insanların ulaştığına henüz emin değil.

Birden fazla yerli grubun bu bölgeyle bağlantılı olabileceğinden şüpheleniyorlar.

Dr. Brennan, "Geleneksel bilgimizle bilimsel araştırmaları birleştirerek tarihimizin bu paha biçilmez mahzenlerini gelecek nesiller için koruyabileceğimizi umuyoruz" diyor.

Independent Türkçe